İçeriğe Yönlendir

Trafik Kazasında Polis Bekleme Dönemi Bitiyor


Okyay Pay

Recommended Posts

Okyay Pay
(düzenlendi)

Geçenlerde gazetenin Genel Koordinatörü Sefer Levent ve Yazı İşleri Müdürü Cevdet Aşkın ile birlikte öğlen yemeğine gidiyoruz... Trafik tam bir keşmekeş...

Adım adım ilerliyoruz. Otomobili Cevdet kullanıyor... “Kesin ileride kaza olmuştur, polis bekleniyordur'' diyerek bana döndü ve “Hocam şu işi bir yazsan. Sigortadan para almak için polisi bekliyorlar, trafiği felç ediyorlar. Bu işin bir çaresi yok mu?'' diye de sordu.

Geçenlerde bu konuya Ercan Kumcu da köşesinde (2.9.2007-Hürriyet) değindi. Kumcu, trafik kazalarında kabahatliyi tespit edebilmek için çok ciddi toplumsal maliyet yüklenildiğini belirterek, yazısında kısaca şu görüşleri savundu: “Kabahat hangi tarafın olursa olsun, herkesin kendi sigortasının kendi hasarını ödemesi ilkesinin getirilmesi düşünülebilir. Önce, tüm arabaların kasko sigortası alması zorunlu kılınmalıdır. Trafik sigortası dahi almaktan kaçınan bir toplumda bu uygulamanın ne şekilde zorlayıcı hale getirileceği elbette soru işaretidir. Sonuçta, kasko sigortası olmayan zarar edecektir. O da şahısların bileceği bir iştir.'' Şu bir gerçek, İstanbul gibi trafiğin yoğun olduğu büyük kentlerde, ufacık bir kazada bile sigortadan para alabilmek için polis beklemek, trafiği felç ediyor. Hele hele bu kaza trafiğin en yoğun olduğu sabah ya da akşam saatlerinde meydana gelmişse polisin gelmesi saatleri buluyor, kilometrelerce araç kuyrukları oluşuyor. İşin en kötüsü ise, bu kazaların bazen sadece tampon tampona vuruşma ya da küçücük bir çizik şeklinde olması.

Peki, yok mu bu işin bir çaresi? Var aslında... Mevcutta da var, gelecekte daha da olacak. Önce mevcuttan başlayalım.

Anlaşırsanız polis çağırmaya gerek yok

Bugünkü trafik kanununa göre yaralanmalı ya da ölümlü kaza olmadığı sürece kazaya karışan iki taraf eğer aralarında anlaşırlarsa, zabıt tutması için polis beklemeye, falan hiç gerek yok. Hatta, bir A4 kağıdına kazayı anlatıp, aralarında anlaştıklarını da beyan ederlerse, bunu da taraflar sigorta şirketlerine yollarlarsa, hasarlarını alabilirler. Sigorta şirketleri de kendi aralarında gerekeni yapar. Yani, bu işte beyan yeterlidir. Daha açık anlatımla, evinizin önünde duran aracınıza gece biri çarpıp, kaçtığında; sigorta şirketinden beyanla hasarınızı almıyor musunuz, işte kazada da aynı şey geçerli. Tabii, bir kere daha altını çizeyim, eğer iki taraf anlaşırsa. Yok anlaşamazlarsa o zaman mecburen zabıt tutması için polis beklenmek zorunda.

Şimdi diyeceksiniz ki, biz bunu niye bilmiyoruz. Biz vatandaş olarak hangi hak, hukukumuzu biliyoruz ki. Bir de halk arasında yaygın kanı, her ne şekilde kaza olursa olsun, mutlak ve mutlak suretle polis beklenir, zabıt tutulur şeklinde. O yüzden de hakkımızı bilsek bile ufacık, tampon tampona bir kazada, saatlerce trafiği felç ederek yine polisi beklemeye devam ederiz. Tabii bir de uzlaşmacı değil aksine hırçın bir toplum olduğumuzdan, küçücük bir kazada bile hır-gür yaşandığından; ister kanunda yazsın, ister hakkınızı, hukukunuzu bilmiş olun ne çıkar. Polis gelecek ki, önce iki tarafı bir sakinleştirsin sonra zabıt tutsun.

Yeni trafik kanunda köklü çözüm geliyor

Şimdi gelelim, bu işin daha köklü çözümüne... Malumunuz Meclis’te yasalaşmayı bekleyen ama bir türlü de yasalaşamayan yeni Trafik Kanunu var. Duyduğuma göre önümüzdeki üç-dört ay içinde artık Meclis’ten çıkacakmış.

İşte bu yeni kanun, trafikte polis bekleme, zabıt tutma dolayısıyla da trafiği felç etme konularına köklü ve Avrupa normlarında bir düzenleme getiriyor. Yani, gelişmiş ülkelerde ne uygulanıyorsa, bizde de aynısı uygulanacak. Şöyle ki:

Yeni kanunla, her sürücünün “Kaza Tespit Beyan Formu'' olacak. Ölümlü ya da yaralanmalı kazaların dışında, maddi hasarlı kazalarda iki taraf birbiri ile anlaşacak, bu formları dolduracak ve kendi sigorta şirketine formu yollayacak, hasarı da alacak. Tüm dünyada da bu sistem zaten böyle yürüyor. Böylece kazada araçlar yolun ortasında durup, polis beklemeyecek, haliyle de trafik sıkışıklığı büyük ölçüde ortadan kalkacak.

Polisin yerini sigortacılar alacak

Haliyle soracaksınız, iki tarafın anlaşamadığı durumlarda ne olacak? Yeni kanun; bugün kazalarda trafik polisinin üstlendiği görevi, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği’ne, yani sigorta sektörüne bırakıyor. Elbette 20 bin polisin kimi yerde de jandarmanın yıllardır yaptığı bu işi bir çırpıda sigorta sektörünün üstlenmesi beklenemez. Taktir edersiniz ki, bu zor ve detaylı bir örgütlenmeyi gerektiriyor. Zaten sigortacıları kara kara düşündüren de bu. Onun için de yeni kanunda bir geçiş süreci tanınıyor ki, yanılmıyorsam bu da iki yıl. Bu zaman içinde sigortacılar nasıl bir altyapı kuracaklarını, sistemin nasıl işleyeceğini; yurtdışı örneklerine de bakarak belirleyecekler.

Daha açık bir anlatımla kanun yürürlüğe girip, iki yıl geçtikten sonra artık maddi hasarlı kazalarda, anlaşılamayan durumlarda olaya trafik polisi değil, sigorta sektörü bakacak. Yaralanmalı ve ölümlü kazalarda ise yine polis devrede olacak.

Evet, yaz ayları bitip de İstanbul’da trafiğin özellikle kazalar nedeniyle kabus haline geldiği şu günlerde herkesin sorduğu “yok mu bunun çaresi'' sorusunun cevabı böyle. Son olarak şunun altını çizeyim: Tüm bu yukarıda bahsettiklerimiz yani, gerek bugün yürürlükte olan ama bilmediğimiz, gelecekte de yürürlüğe girecek uygulamaların, uygulanabilirliğinin tek bir yolu var; o da toplumsal bilinç. Yoksa siz istediğiniz kadar gelişmiş ülkeler düzeyinde çözümler üretip, uygulamaya koyun toplumda uzlaşma bilinci olmadıktan sonra ne trafik sorunu çözülür ne de başka bir sorun.

Noyan Doğan / Referans Gazetesi

tarihinde Okyay Pay tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...