İçeriğe Yönlendir

Milletvekillerine Kırmızıda Geçme Hakkı Verilmesi


Tansu Kalafatoğlu

Recommended Posts

Erhan Doruk

Yaptığımız seçimler hayatımızı nasıl geçeceğini belirler . Bugün yediğimiz hurmalar, yarın bizi tırmalar 😁

Yorum bağlantısı
Fatih Sarıkaya

2 sene önce evden çıktım işe gelmek için mersin antalya yoluna bağlanan kavşağa geldim.Benim arkamda 4 tane mersedes makam aracı vardı.Hepsinde çakar.Işık yeşile döndü hemen dad dad dad dad yol ver dediler.Aracı kaldırsam ilk işim yolvermek ama buna bile müsaade yok.Beni geçtiler plakalarına baktım, sonra dedim plakalarının ne önemi var.Vekil bunlar.Bizi temsil ediyorlar.Çok güzel temsil ediyorlar.Bu şekilde temsil edildiğimi görmekten gurur duydum.Göğsüm kabardı.Yazıklar olsun diyorum.Oraya gidip hep bir elden oylamak kendi görüşünü beyan edememenin acizliği.Aynı mevzu santra bacalarında oldu.Hepsi oyladı geçti reis veto etti, bu seferde reise yalakalık için yasanın nekadar yanlış olduğunu vurguladılar.Ulan adam sormazlarmı, yanlışdıda neden evet dedin.

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu

çözüm kolay, baktın geliyor, sende normal gidiyorsun, çekil diyor çekilmeyeceksin, normal şekilde ne yapman lazımsa onu yapacaksın, tabii anında durduracaklar, korumalar falan tepene çökecek, eveeet kritik olay burada başlıyor, anında etraftaki diğer araçlar duracak, normal vatandaşlar inecek aşşağı, saracaklar etrafı, trafik kilit, hepimizi tutuklayın, Cumhur biziz dağılın diyecek halk, birlik olacak millet destek olacak, yakıp yıkmak kavga yok direk yanında durun yeter, toplayıp götürsünler görelim, 1 kez yap bak bakalım o kanun nasıl değişiyor, hadi yaptılar anında ülke ayağa kalkacak, bunu yapacak bilinçte toplum olacak, hak alınır unutmayın, bizde ise vur kafasına pısıp kalan bir toplum var.....

 

  tabi yine boş konuştum, bizde daha kendi hakkını aramayan baştan pes etmiş çook vatandaş var, hatta %95 imiz böyle, o yüzden çekilin yol verin başınız ağrımasın....

  • Beğen 4
  • Mutlu 1
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
(düzenlendi)

balık baştan .... der atalarımız...

 

bakınız abd de durum nedir?

http://amerikabulteni.com/2014/10/20/bir-demokraside-devlet-baskanligi-sarayinda-oturmanin-faturasi/

 

Yılmaz Özdil ne yazmış?

Hediye..

Mustafa Kemal düzenli olarak yurtdışından kitap sipariş ederdi.
Paris, Londra, Roma, Viyana elçiliklerimize resmi yazıyla liste gönderir, hepsinin parasını kendi cebinden öderdi.
Fatura isterdi…
Böylece, işgüzar büyükelçilerimiz tarafından devlet kesesinden para ödenip ödenmediğini kontrol ederdi.

1930'da mesela…
Münir Ertegün, Paris büyükelçimiz oldu.
Mustafa Kemal'in şahsi talepler konusunda ne kadar hassas olduğunu bilmiyordu.
Kendisine sipariş edilen iki tarih kitabının faturasını dışişleri bakanlığına gönderdi.
Üç gün sonra, Çankaya Köşkü'nden Paris büyükelçiliğimize telgraf çekildi… “Reisicumhurun özel harcamaları dışişleri bütçesinden karşılanamaz, bundan böyle faturaları kendi adıyla kendisine göndereceksiniz” denildi!
Hatta elçinin yazışması bile beklenmedi, Paris'ten gönderilmiş olan faturalar başyaverlik tarafından dışişleri bakanlığından istendi.
571 frank tutarındaki kitap parası, Mustafa Kemal'in maaş hesabından, İş Bankası aracılığıyla Paris büyükelçiliğine transfer edildi.

Osmanlı subayıyken de, Kurtuluş Savaşı sırasında da, Cumhurbaşkanı'yken de, devlet kesesinden ayran bile içmedi, parasını ödemediği yemeği yemedi.

1927'ydi, mevsim kıştı…
Ankara belediyesinin fidanlığına geldi.
Seraya girdi, çiçekleri inceledi, salon bitkileri beğendi, sekiz adet saksı seçti.
Belediyenin bahçeler müdürüne talimat verdi, “bunları yarın köşke gönderin, siz de beraberinde gelin, sağlıklı yaşamaları için nerelere koyulması gerekiyorsa yerleştirin, nasıl bakım yapılacağını bizim bahçıvanlara öğretin” dedi.
Ertesi gün, saksılar getirildi, uygun köşelere yerleştirildi.
Mustafa Kemal'e haber verildi, geldi, inceledi.
“Gayet güzel olmuş, ne kadar ödeyeceğiz?” diye sordu!
Efendim hediyemiz olsun deseler, biliyorlar ki, milletin malını hangi yetkiyle hediye ediyorsunuz diye kızacak…
Böyle olacağını adı gibi bilen bahçeler müdürü Salih Bititci hazırlıklıydı. Bir kağıt uzattı. Seçilen bitkiler ve fiyatları yazılıydı.
Mustafa Kemal kağıdı aldı, yaverine uzattı, “ödeyiniz” dedi.
Yaver Rusuhi bey çalışma odasına gitti, bir zarf içinde parayı getirdi, “faturayı yarın gönderirsiniz” dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, devlete ait köşke yerleştirmek için, devlete ait fidanlığın çiçeklerini bile kendi cebinden öderdi.
Yarın öbür gün laf olur diye, çiçekleri bedavaya almış veya çiçekleri devlete ödetmiş demesinler diye, fatura isteyerek belgelerdi.

Ama az, ama çok, maddi değeri olan hediyeyi asla kabul etmezdi.

1928 yılıydı…
Köşkün penceresinden bakarken, manevi kızı Nebile'nin otomobile binip gittiğini gördü.
Yaverini çağırdı.
“Derhal peşinden gidip buraya getirin” dedi.
Getirdiler.
Nebile'yi karşısına aldı…
“Sen benim kızımsın ama, bu arabalar babanızın malı değildir, millete aittir, her aklına esen buradan araba alıp gidemez” diye azarladı.

Çankaya'da görevli olan aşçı, şoför, berber, uşak, bahçıvan gibi tüm personelin yeme içme masraflarını, barınma masraflarını, köşkün tamiratlarını bizzat maaşından karşılardı.
Seyahatlerinde asla harcırah almazdı.

Kendi küpünü doldurmadı.
Devletin hazinesini doldurdu.

Bugün, ABD başkanları tıpkı Mustafa Kemal gibi yaşıyor.
ABD başkanları, Beyaz Saray'da yedikleri yemeğin faturasını bile kendi maaşlarından ödüyorlar.
Diş macunundan, kuru temizleme masrafına, ayakkabı boyasına kadar, tüm kişisel harcamalarını kendi maaşlarından ödüyorlar.
Diyelim ki, arkadaşlarını misafir olarak davet ettiler, ağırladılar, kurabiyeden çay parasına kadar, kendi maaşlarından ödüyorlar.
Beyaz Saray'ın konut bölümünde, yani başkan ve ailesinin ev olarak kullandığı bölümde görev yapan hizmetçilerin ücretini, kendi maaşlarından ödüyorlar.
ABD başkanları devletin resmi görevi haricinde devlet kesesinden bir cent bile harcayamaz.
Beyaz Saray'da kira ödemeden oturur, hepsi o.
Çünkü, monarşi değil, cumhuriyettir…
Devletin kesesi başkanın şahsi cüzdanı değildir.
Başkanlık uçağına, devletin resmi görevlisi hariç bir kişiyi bile alırsa, mesela kardeşini uçağa alırsa, first class uçak bileti kadar parayı kendi maaşından öder.
First lady'nin kuaför parasını, başkan kendi maaşından öder.

ABD başkanları 250 dolardan değerli hediyeyi alamaz.
Kanunen yasaktır.
Nezaketen kabul eder, devlete verir, evine götüremez.

Her hediye kayıt altına alınır, arşivlenir.
Görev süresi sona erdiğinde, ABD başkanına gelen hediyelerin tam listesi isim isim, maddi değerleriyle birlikte kamuoyuna açıklanır.

Bush'a gelen hediyeler arasında Dalia Lama'nın hediye ettiği çerez paketi bile vardı, sadece altı dolardı…
Sadece altı dolarlık hediyenin bile kimden geldiği, ne zaman geldiği, vatandaşa açıklanmak zorundadır.

250 dolardan pahalıysa, bakanlara da hediye veremezsin.
Senatörlere de veremezsin.
CIA başkanına da veremezsin.

Avrupa Birliği'nde görev yapan memurlara 50 eurodan pahalı hediye veremezsin, kanunen yasaktır.
50 eurodan değerli hediye verirsen, hem kabul etmez, hem de “şu ülkeden şu kişi vermek istedi” diye rapor tutarak, Yolsuzlukla Mücadele Dairesi'ne bilgi vermek zorundadır.

İngiltere'de başbakan, bakanlar ve tüm kamu personeli için 140 sterlin hediye sınırı var.
Tüm hediyeler üç aylık dönemler halinde, şeffaf şekilde yayınlanır, İngiliz halkı tek tek görür.
Başbakan David Cameron'a iPad hediye edilmişti, 429 sterlindi, başbakan bu hediyeyi çok beğendi, devlete kendi cebinden 429 sterlin ödedi, kendisine hediye edilen iPad'i devletten satın aldı.

Almanya'da devleti yönetenlere hediye uçak bileti veremezsin.
Almanya cumhurbaşkanı tatile giderken kendi cebinden ekonomi sınıfı bilet almıştı, bu uçak biletini üste para ödemeden first class'a çevirdiği ortaya çıktı, Almanya ayağa kalktı, savcılık derhal soruşturma açtı, cumhurbaşkanı halktan özür diledi, yetmedi, buradan başlayan tartışma neticesinde istifa etmek zorunda kaldı.

Siyasileri boşver, Almanya'da bir öğrenci, öğretmenine 10 eurodan pahalı hediye veremez.
Bütün sınıf toplanıp, topluca hediye almak isterlerse, farzedelim bu toplu hediye 30 euroysa, okulun denetleme kurulundan özel izin almaları gerekir.

Bir kaç ay önce…
Almanya futbol federasyonu başkanı istifa etti.
Ukrayna futbol federasyonunun kendisine hediye ettiği altı bin euroluk kol saatini kabul ettiği ortaya çıkmıştı.

Varlığıyla onur duyduğumuz, son cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer, tıpkı Mustafa Kemal Atatürk gibi, tıpkı ABD başkanları gibi, tıpkı gelişmiş-demokratik ülke liderleri gibi davrandı.
Yurtdışı seyahatlerinde şakır şakır harcaması için kendisine tahsis edilen yasal harcırahı kabul etmedi, tek kuruş almadı.
Özel telefon konuşmalarının parasını bile kendisi ödedi.
Değerli eşinin, first lady'mizin kıyafetlerini kendisi ödedi.
Oğlunu evlendirdi, tüm ikramları, masalara servis edilen su dahil, kendi kesesinden ödedi.
Nikahtan önce köşkün sayaçlarını not ettirdi, nikah sırasında tüketilen elektiği suyu bile kendi kesesinden ödedi.
Takı töreni bile yaptırmadı, hiç olmazsa hediye vermek isteyenler oldu, “sizin gelmeniz hediye” diyerek, kabul etmedi.
Yedi senelik görevi sırasında, cumhurbaşkanı olarak kendisine takdim edilen hediyeleri nezaketen kabul etti ama, asla evine götürmedi.
Mücevher takı, gümüş eşya, halı, kilim, heykel, tablo, biblo, porselen, tabanca, saat, sehpa, hatıra para, madalyon, kendisine takdim edilen 1243 parça hediyenin 1243'ünü de devlete bıraktı.
Birini bile almadı.

 

 

 

 

tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi
  • Beğen 5
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
(düzenlendi)
Çağlar Bayur yazdı:

bol ledli olmalı bence de

led olmaz kesmez, led yerine d1s takılmalı gen5 le desteklenmeliki çakma anı ve gücü sürekli olsun tak tak tak ...,karşısına çıkan plazma yesin kör olsun yoldan çıksınki yol açılsın :)

tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi
  • Mutlu 1
Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur

yahu yol zaten komple kapatılıyor nesini açacağız daha?

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
Çağlar Bayur yazdı:

yahu yol zaten komple kapatılıyor nesini açacağız daha?

o da doğruya  :D

Yorum bağlantısı
Kürşad Özpamuk

Konu hakkında bir özet yapmam gerekirse o iş öyle değil arkadaşlar anlatayım durumu. Önce milletin aklıyla dalga geçer tarzda saçma bir yasa kanun vs çıkar, saçma olduğunu bile bile millet vekilleri oylar ve tabii ki çoğunluğun dediği olur kabul ediler. Sonra yine milletin aklıyla dalga geçilir birileri bunu veto eder veeee ne olur? Birileri kahraman olur. Algı yaratma işlemi başarı ile gerçekleşir. Bkz. Yetenekle öğrenci alan bölümlerin yetenek sınavı kalkacak sadece ÖSYM nin sınavı ile alınacak denmesi sonradan iptal edilmesi. Bkz. Termik santrallere baca takılması. Bkz. Bu olay. 

  • Beğen 4
  • Mutlu 1
Yorum bağlantısı
Kutluay Selçuk

millet kırmızıda geçmiyor ama milletin seçtiği vekil kırmızıda geçiyor...

ironi var sanki.

birilerinin bu millet vekillerine işini anlatması gerek aslında,yani millet seni seçmiş,yüzünü aşağı eğip efendi gibi ne derse onu yapacaksın!!

bunlar olayı çok başka yöne çekmişler.

Avrupada millet vekillerinin maaşı bile yok,çünkü bu iş gönüllülük esasına dayanıyor.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Evren Erakçora
Metin Akbal yazdı:

Baska yerde yazmistim. Cahil kalin mutlu kalin hosca kalin :)

Bol bol ekmek yisek olur mu hocam?

Yorum bağlantısı
Metin Akbal
Bol bol ekmek yisek olur mu hocam?
Bolunu bilmem de 40 firin olmazsa olmaz. Yoksa pasta. Ekmegin alternatifi varda, pastanin yok :)
Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk
Metin Akbal yazdı:

Bolunu bilmem de 40 firin olmazsa olmaz. Yoksa pasta. Ekmegin alternatifi varda, pastanin yok :)

 

Geliyor sırayla. Yavaş geliyor ama. Ekmek yoksa pasta yiyin de gözlenebilir yakında.

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Rıdvan Ergün
(düzenlendi)

O zaman TBMM armalı, sirenli çakarlı belli renkte vb arabalara binsinler de geçiş üstünlüğü olan bir araç geldiğini anlayalım.

Kavşağa girince nerden bilecez karşıdan gelen arabanın içinde m.vekili olduğunu 

tarihinde Rıdvan Ergün tarafından düzenlendi
  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek
Rıdvan Ergün yazdı:

O zaman TBMM armalı, sirenli çakarlı belli renkte vb arabalara binsinler de geçiş üstünlüğü olan bir araç geldiğini anlayalım.

 

 

Hepsine Özel Mercedes ve özel plaka verilsin.

Nolacak ki 600 mercedes daha alırız.. 

Danışmanlara da Audi versinler :) Olmuyor öyle passat falan :)

 

 

 

Yorum bağlantısı
Metin Akbal
eskiden ön kapılarda resmi hizmete mahsus yazardı
Simdi de keyfi hizmete mahsustur var agam
Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız

Şimdi mercedes alıp çakar takarsam kırmızıda geçme hakkım olur mu? Yerler mi acaba?

Yorum bağlantısı
Ersin Gökdemir
Metin Akbal yazdı:
Çağlar Bayur yazdı:
eskiden ön kapılarda resmi hizmete mahsus yazardı

Simdi de keyfi hizmete mahsustur var agam

Tofaş ise tamam.

Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek
Mahmut Yıldız yazdı:

Şimdi mercedes alıp çakar takarsam kırmızıda geçme hakkım olur mu? Yerler mi acaba?

 

Yerler abi.

Kim cesaret edip de durduracak.. 

 

Yorum bağlantısı
Levent Güzelkalp

Necdet sezer Cumhurbaşkanı iken kırmızıda durduğunu ve pazar günü buyuk tiyatroya (ankara) eşi ile kırmızı una ile geldiğini görmüştüm. Şimdi vekilere bu hak verilince vay be diyesim geldi

 

 

Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
(düzenlendi)

reset şart, dip görmek şart, sonrası ne olacak? Bir 20 sene rahat ederiz, sonra sil baştan tekrar, hep böyle oldu, milletin kafa değişmedikçe hayatta düzelmez bu ülke, eğitim kültür kendini düşün elbet ama çoğunluğu düşünmede olacak, bunların aşısı olsada yapsak millete, yoksa zor...  milletin çıkarına dokununca herkes biranda hak hukuk arar oluyor vatansever oluyor, yoksa herkes kendi havasında....

 

 

tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...