İçeriğe Yönlendir

Hyundai i10 ile Devr-i Alem


Hasan Karabekiroglu

Recommended Posts

Hasan Karabekiroglu

Bir iş için Çanakkale'ye gitmem gerekiyordu, şirketimiz bünyesinde olan bir araçta oradan getirilecekti.

Benim de uzun yolum gelmişti, birazda arkadaşlarımı ziyaret ederim mantığı ile ben getirmek istedim.

Araç Hundai i10, 2011 model, 1.0 atmosferik, otomatik vites, benzinli hiç lpg görmemiş 15 bin km de.

Niye bu araç alındı niye orada şu bu işlerine girmeyeceğim, sadece araç ve yol esnasında karşılaştıklarımı anlatacağım.

 

Cumartesi akşam saat 7 ye otobüs bileti aldım, uçak biletleri karma karışık durumda. Nevşehir den Çanakkale'ye aktarmasız bilet bulmak imkansız. Aktarma da öyle 2-3 saat bekleme değil, en azı 15 saat beklemeli, onu geçtik atladık otobüse.

 

Tekli koltuk aldım, internet sitesinde satılan koltukların duruma bakarak, diğer insanlara en uzak olanı seçtim. 

Kovid tedbiri gereği, sırt çantama, fazladan maske, el dezenfektanı ve kolonya aldım, yolculuk boyunca moladaki sutre yerler hariç hiç maskemi çıkartmadım.

 

Sabah 9:45 de Çanakkale'ye indim, şehir merkezine gitmem gerekiyordu, servis yokmuş, belediye otobüsünü sordum karmaşık geldi,

Taksiye bindim, adrese ulaştım aracı aldım.

 

Genel kontroller yaptım, yağ, su, lastik, farlar, sinyaller her şey tamam,

Marşa bastım akü biraz mırıldandı, ama ilerledikçe düzeltti, 10 gündür filan hiç çalıştırılmamıştı

 

Yürüdüm.

 

İşim aceleydi, birde bende huydur direk hedefe odaklanırım.

 

1 km gittim, kırmızı da beklerken, gözüm depo göstergesine kaydı, oda ne ibre dibi gösteriyor. Araçta yol bilgisayarından bakayım filan diye düşünürken, riske girmeyim diye düşündüm, yoldaki ilk benzinciye attım kendimi.

 

İstasyona girdim, pompa adasına yanaşacağım, ama aynı istasyonu, motorcular basmış hepsi de benzin alıyor, el mecbur bekledik.

Sıra geldi, adaya yanaştım, araçtan indim, pompacı bana hiç bakmadan yüzü başka yöne dönük "Kaç liralık diye sordu". Bariz pahalı araç algısı adamdaki. Benden "Komple benzinle dolduracaksın" diye yanıt gelince, o küçümseyici yüz ifadesi, hızlıca gülümsemeye döndü.

Plakayı yazarkasaya girdi, depo kapağını ben kendim açtım, pompacı yanlış ürün koymasın diye uyandırmak mabında  " Benzin demi bu tabanca" dedim, " evet " cevabını alınca tamam dedim markete geçtim.

 

Sanıyorum ki bir kaç  dakika sürer, meğer aracın depo 35 lt imiş, hemencecik doldu, içeri girdim alışveriş yaptım, kartımı çektirdim. slip in bir nüshasını pompacıya uzattım, yazarkasa fişine bi baktım, 32 lt yazıyor.

 

Kullandığım bir kaç km boyunca araç acayip derece de, sert ve zıp zıp bir yapıdaydı, aklıma ilk gelen lastik havalarıydı, sanırım yüksek biraz düşüreyim diye aklımdan geçirmiştim, pompa adasından aracı, hava saatinin yanına aldım, saat deki değer lastikteki ölçüye göre  aslında olması gereken değer 29, dedim bu bunu böyle zıplatıyorsa az indireyim 26 ya çektim, az biraz fark etti.

 

Yola düştüm, hem yol sakin hem de ben aracı öğrenmeye çalışıyorum. 

 

Araç standart, hatta olması gerekenler bile yok, ilk aradığım şey devir saati idi, ama yok.

Ön konsol teyp ve hava yönlendirmeleri haricinde hiç bir şey yok, teyp radyo cd ve aux dan oluşmakta araca göre iyi.

Ön iki cam otomatik ama arka iki cam kıvırmalı tip, biri sorunlu kaldırıyorsun 20 km sonra iniyor cam kendi kendine, rüzgar sesini duyunca uyandım, kaldırdım kolu iyice inmesin diye kağıt sıkıştırdım. 

 

Şoför koltuğu, aslında koltuk demeyim çünkü bildiğin sandalye gibi. Oturuş pozisyonu yüksek yani. Bel ve yanlardan hiç kavrama yok ve sert bir süngeri var.

 

Fren ve gaz pedalı çok hafif, dokunduğun an tepki veriyor, alışmam vakit aldı.

 

Gelelim motora, motor 1.0 66 hp, bazı arkadaşlar dedi ki, rakamlara takma araba zıplıyor yerinden, şöyle uçuyor, böyle gidiyor. 

Ama gerçek öyle değil, araba totalde 100 km hızı geçemiyor, sanırsın limitör var, ara hızlanma denilen bir şey yok. 

 

Diyebilirsiniz şimdi, kardeşim araba ne ki sen ne bekliyorsun. Beklentim yok, ayrıca kimsenin aracını kötülemiyorum sadece gözlemlerimi anlatıyorum.

 

Devam ediyorum.

 

içeride ses yalıtımı denen malzemeyi aradım yok, manyak bir asfalt sesi gelmekte içeriye, insanı rahatsız ediyor ve km çok ise baş ağrısı yapıyor.

 

Absürt bir şanzıman sistemi var, düz de güzel tıkır tıkır değişiyor vitesi ama rampa oldu mu saçmalamaya başlıyor, 4. vites de giderken 3 e alıp rampayı sorunsuz bir şekilde çıkmasını beklediğim şanzıman, 2 ye mi ne çekiyor anlamadan, bağırıyor, sonra bir vites, büyültüyor, sonra bir vites daha büyültüp boğuluyor, sonra bir vites küçültüyor. 

 

Dedim bozuk herhalde, sanırım bu araçla Nevşehir e ulaşamayacağız, acaba ben mi kullanmasını bilmiyorum diye düşündüm.

 

Araç bom boştu, bir kullanıcı ben 95 kg, birde 5 kq lık zeytin bidonu, haricen 5-6 kilo da su filan ıvır vızır var. Dedim bu halde bu kadar zorlanıyor ise buna 3 kişi daha binse, yerinden kalkamaz bu. o derece zayıf.

 

Öğle saatleri olmuştu, sıcak kendini göstermeye başlamıştı, sabah cam açma vs idare ediyordum ama artış başlayınca, klima artık mecburen açılacaktı, 80 km hızla düz yolda gidiyordum, AC düğmesine bir dokundum bir kaç saniye sonra gaza aynı oranda basmama rağmen araba otomatik olarak kendini 70 çekti. Sanırım akıllı hız kontrol sistemi var :D 

 

Buraya kadar aracı artık tanımış ve 200 km kadar yol almıştım.

 

Güzergahım Bursa üzerinden Karamürsel e geçmekti. ortalama 150 km kadar hedefe mesafem kalmıştı. navigasyon dan da aynı zamanda takip ediyordum ki navigasyondaki hızı gördüm araba göstergesi 70 ama navigasyon 65 gösteriyor, o ara @Köksal Yılmazaradı. "Kanka ne zaman gelirsin" diye sordu "bilemiyorum şekerim" dedim " Nasıııl" dedi... " araba 66 km ile ilerliyor hedefe 150 km var sen hesapla" dedim. Gülüştük.

 

Orhangaziyi geçtim, Karamürsel e bağlı bir köye gideceğim, ve artık köy yollarına girmiştim.

 

Arabanın burada hakkını vermem gerekiyor, ebat itibariyle küçük olduğu için dar ve keskin virajlı yollarda başarılı, yukarıda bahsettiğim pedal yumuşaklığının burada faydasını gördüm, inişli virajlı yolda gayet başarılı ama iş tırmanmaya gelince tırt, çünkü motor çok güçsüz.

 

Adrese ulaştım. sohbet muhabbet yemek vs. Artık yola düşmem gerekiyordu daha gitmem gereken 700 km yol vardı. Haritaya yazdım Nevşehir diye, uydum haritaya devam edip gidiyorum, bir köy yolundan İznik yoluna çıkmam gerekiyordu 5-6 km bir yol ama kötü, hani öyle çok kötü değil ama kötü. Ana yolu bulana kadar mecbur ilerleyeceğiz, gittim.  Yolun sağında bir çeşme var, Ohoo çok güzel dedim, hem boş şişeleri doldurayım hem de elimi yüzümü yıkayım diye niyetlendim, yanaştım, durdum, elimi kapı koluna uzattım kapıyı açtım, sol ayağımı uzatırken, bir anda... haarrr hurrr hav hov diye köpek çıkıvermesin mi, gecenin körü etrafta kimse yok, korkudan kapıyı çektim, meğer ayak halen dışardaymış :D Çaat ayağım sıkıştı iyi mi. Can havliyle ayağımı içeri çekip kapıyı kapadım. Köpek ile aramızda sadece i10 un kapısı var.

Normalde korkmam köpekten, kendi köpeğimde var fakat, karanlıkta öyle aninden çıkı verince insan bi silkeleniyor tabi. Fakat köpek de köpek değil hani, sanırım i10 un yarısı kadar bir mahlukat, evrim mi dersiniz, mutant mı dersiniz, yoksa radyasyondan dolayı şekil değiştirmiş bir canlı mı dersiniz,  uzaydan da gelmiş olabilir, o derece. Allah dan cam açık değildi, köpek oradan kafayı uzatıp beni ısırabilirdi. (ısırmak ne adamı yer) Köpek dışarda havlamaya devam ederken, çantamdan suyu çıkarttım bir kaç yudum aldım sakinleştim, ve asıldım kornaya, köpek uzaklaşsın diye ama hayvanın hiç gidesi yok, hafiften ilerleyince yolu açtı, tam gaz çıktım oradan.

 

Elimdeki suyu içtim, köpekten zayiatsız kurtulmanın sevinci ile bir sigara yaktım. 500 mt filan gitmiştim ki, yol kenarında Jandarma arabasını gördüm, durdurdu beni, "Buyrun" dedim, " Az önce kornaya basan siz miydiniz  ?" dedi " Evet bendim" dedim. "Niye bastınız, devriye de idik sesi duyunca bu yöne geldik" dedi, anlattım köpek var şöyle oldu böyle oldu diye " Geçmiş olsun, dikkat edin" dedi gönderdi, anladım ki baya çok basmışım kornaya. :D 

 

İznik'e geldim ayak ağrı yapmaya başlamıştı, nöbetçi eczane bulup ağrı kesici aldım ve yola devam ettim. Bilecik, Eskişehir, Ankara güzergahı üzerinden Haymana yoluna girdim, önümde bir tır var rampa çıkıyor ben arkasındayım, hız 50 filan, tek şeritli bir yol, hafifce sola yanaştım karşıyı kontrol ettim, araç geliyor ama çok uzak, herhalde sollarım bunu diye, sol şerite çıktım gaz basıyorum yok, vitesi küçültsün diye az daha basıyorum, vites küçülüyor motor bağırmaya başlıyor ama yine yok, geçemeyecez biz bunu diye tekrar tır ın arkasına geçtim.

Bundan sonraki 2 denememde başarısızlıkla sonuçlanınca, artık vazgeçtim ve yol rampa aşağı olana kadar bekleyip, sonra solladım.

 

Uykunun önemi.

 

Eve gelmeme 20 km kalmıştı, ama artık gözlerim kapacak derecede uyku basmıştı, yolda her fırsatta dinlendim elimi yüzümü yıkadım ama otobüs yolculuğu ve üzerinde hiç uyumadan araçla devam edince artık vücut kendini kapatmaya başlıyor. Kendi kendime 20 km kaldı az daha dişini sık eve ulaşınca bi güzel uyursun diye telkin etsem de, biyolojik olarak gözleriniz kapanıyor. Eve tam 3 km kala çevre yolunda bir kamyon var, sollayım diye soluna geçtim yol düz, fakat fazla sola geçmişim aracın tekeri ile yolun ortasındaki beton bordür taşı arasında 10 cm var, Allah'tan biri oraya pet şişe atmış, arabanın tekeri ona basıp paat sesini duyunca gözümü açtım ki silme gidiyorum refüje, hemen ani hareket yapmadan geri şeride girdim ve sağa çekip bir süre kendime gelmeyi bekledim.

 

O kadar yorulmuşum ki, kendi evimin ışıklarını görüyorum ama araca binip, gidecek mecalim kalmamış, dişimi sıka sıka yavaş yavaş gittim, evin önüne arabayı geldiğim gibi bırakıp direk eve çıktım, zaten oradan sonrasını hatırlamıyorum sanırım bayılmış olabilirim :D

 

Gelelim, rakamlara...

 

Araç 945 kg yazıyordu ruhsatta, 1.0 Atmosferik 66 Hp. Toplamda 955 km yol yaptım, 4 kere istasyona girmek zorunda kaldım. Araç 1.0 motor, birde uzun yol az yakmıştır diye düşünebilirsiniz ama bu mesafeyi araç 87 litre benzin yakarak tamamladı pompa ölçümü 100 / 9,10 çıktı. Araçta bunu hesaplayacak elektronik malzemeler olmadığı için araçtaki veriyi paylaşamıyorum.

 

Yol boyunca aracın verdiği, rahatsızlık hissinden mütevellit aşağı yukarı 250-300 km de bir acıkıyorsunuz.

Hep güçlü araçlar kullandığım için bu araç beni psikolojik olarak örseledi.

Sol şeritte gitmeme rağmen, ilerideki kavşakta bekleyen eleman, araca bakıp nasılsa bu arayı kapatamaz diye yola çıkıyor.

Bir kamyonu veya tırı sollamak için çıktığınız zaman arkadan yediğiniz sellektörün haddi hesabı yok.

 

İyi yönleri de yok değil tabi, araçta kol dayama yok, fakat aracın en mesafesi kısa olduğu için sağdaki koltuğa sağ kolunuzla yaslanabiliyorsunuz, sanırım Hundai mühendisleri de böyle düşünmüş.

 

Velhasılı, araç şehir içi kullanım için uygun onun haricinde bir şeye uygun değil.

  • Beğen 16
  • Mutlu 12
Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur

korna hassasiyeti ile ilgili kolluk güçlerinin anında aksiyon alması ne güzel , bunu her yöremizde özledik. güçsüz araba uzun yolda çok riskli , güzel yol olmuş.

  • Beğen 3
  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
Emre Şimşek

Abi ne güldüm yaa. Bir yandan hangi üyemizi gördünüz başlığındaki fotoğrafın geliyor gözümün önüne, taşlar yerine oturuyor ve sonuç: kahkaha. Sağ salim varmana çok sevindim. Gerçekten hak verdim şimdi neden bu kadar küçük arabayla uzun yol yapılmaz...


edit:

şunu da ekleyeyim gözümüzde iyice canlansın 😂

 

IXjTTx.jpg

  • Beğen 6
  • Mutlu 7
Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek

[emoji23][emoji23][emoji23][emoji23][emoji23]
Şimdi ne yap biliyor musun.

Git o jettanın kaputu aç ve öp
[emoji23][emoji23]

Bu hislerin aynısını, 130 beygir focusu satıp kaç beygir olduğunu dahi bilmediğim 1,3 corollayı alınca yaşamıştım.

  • Beğen 4
  • Mutlu 7
Yorum bağlantısı
Hasan Karabekiroglu

Bir detayı atlamışız.

 

Uzun yola giderken genelde paspası filan güzelce temizlerim ayakkabılarımı çıkartırım sağ koltuk önüne koyarım, çorapla devam ederim, ayaklarım çok terler benim.

Böylelikle evin salonunda oturuyormuş gibi seyahat ederim. 

İnmem gerektiği zaman ayakkabıları alır, yola bırakır, araçtan inerken ayağıma geçiriveririm.

Çeşmeye yaklaşırken, hem ayak altındaki paspası temizleyim hem de, ayakkabılarım giyinik olsun diye sağdan ayakkabıları alıp arkasına basarak ayağıma geçirmiştim.

Zaten ineceğim şimdi, hem temizlerim geri temiz temiz giderim diye düşünüyordum.

 

Hunharca...Aniden...Köpek bize doğru sorti yapınca, ayağımı içeri çektim, fakat ayakkabıyı tam giymediğim için ayağımdan düştü. 

Ayakkabının sol teki dışarıda kaldı iyi mi.

İnip alamıyorum da, aracın içinden köpeğe çok güzel sözler söylüyorum ama gitmiyor hayvan.

15 dk filan bekledim, gözüm ayakkabının tekinde :D bi köpeğe bakıyor bi ayakkabıya bakıyorum.

Aklıma alıp götürür diye geldi.

Tam endişelenmeye başlamıştım ki, o sıra köpek 2-3 metre uzaklaştı.

Kapıyı 20 cm araladım, ani ve hızlıca bir refleks hareketi ile ayakkabıyı çekip aldım :D 

 

Derin bir ohhh.. çektim, yoksa Nevşehir e kadar tek ayakkabı teki ile gelecektim.

 

Anlatsan..

 

- Noldu ayakkabının tekine ?

- Köpek çaldı... !

- Hı hı inandım 

 

image.png.639d1782fa8a1217831a5eb63b9bbc8e.png  

 

Şeklinde olacaktı.

 

  • Beğen 4
  • Mutlu 16
Yorum bağlantısı
Servet Aydın

Bence araç sorunlu. Birkaç İ10 peşine takıldım.. Fena değil ara hızlanma

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Metin Uzunoğlu

Dünkü mangaldaki yüz ifadesinin sebebi şimdi anlaşıldı. Hatayı baştan yapmışsınız @Ali Darbaza haber verecektiniz o arabayı size getirecekti ortalama 5,5 lt olacaktı siz @Ali Darbazı Nevşehir de misafir edip gönderecektiniz. yanlış ama çok yanlış yapmışsınız bence. Allah göstermesin tövbe tövbe... 66 hp 955 km Müslümana yabancı eziyeti dedikleri bu olsa gerek.

Yinede verilmiş sadakanız varmış Allah korumuş.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Hasan Karabekiroglu
Servet Aydın yazdı:

Bence araç sorunlu. Birkaç İ10 peşine takıldım.. Fena değil ara hızlanma

 

Araç ordaydı, gözlerimiz seni aradı ama gelen giden yoktu.

Hem bizzat teşhis edebilirdi. Köfte eşliğinde :tee:

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Ali Darbaz

Mesaiden geldim, ada çayımı demliyorum. Büyük ekranda okuyacağim. 

  • Mutlu 4
Yorum bağlantısı
Hasan Karabekiroglu
Zeki Yelboğa yazdı:

Geçmiş olsun.

 

Teşekkür ederim geçti geçti.

 

Çağlar Bayur yazdı:

korna hassasiyeti ile ilgili kolluk güçlerinin anında aksiyon alması ne güzel , bunu her yöremizde özledik. güçsüz araba uzun yolda çok riskli , güzel yol olmuş.

 

Bence korna bahane idi abi, muhtemelen onlarda çeşmeye geliyordu su tedariki için ben kornaya asılınca durup beklediler. :D 

 

Emre Şimşek yazdı:

Abi ne güldüm yaa. Bir yandan hangi üyemizi gördünüz başlığındaki fotoğrafın geliyor gözümün önüne, taşlar yerine oturuyor ve sonuç: kahkaha. Sağ salim varmana çok sevindim. Gerçekten hak verdim şimdi neden bu kadar küçük arabayla uzun yol yapılmaz...


edit:

şunu da ekleyeyim gözümüzde iyice canlansın 😂

 

 

 

Bi gün de Muğla'ya ineceğim, ama bu sefer Jetta ile.

 

 

Mehmet Ozyurek yazdı:

emoji23.pngemoji23.pngemoji23.pngemoji23.pngemoji23.png
Şimdi ne yap biliyor musun.

Git o jettanın kaputu aç ve öp
emoji23.pngemoji23.png

Bu hislerin aynısını, 130 beygir focusu satıp kaç beygir olduğunu dahi bilmediğim 1,3 corollayı alınca yaşamıştım.

 

Arkadan sellektör geliyor ya abi.

İçimden " Ah ulan kendi arabam olacaktı şimdi gösterirdim size " diye çok geçti.

 

Alpay Sumer yazdı:

Cok güldüm, Allah' ta seni güldürsün.😂

 

Çok zevkli araba, insan gülmekten kendini alamıyor..

Alalım mı sana da bi tane 120 bin civarı fiyatı var.

 

Metin Uzunoğlu yazdı:

Yinede verilmiş sadakanız varmış Allah korumuş.

 

Bunu dedim kendi kendime, demek ki iyi sadaka vermişiz zamanında.

Boşuma dememişler "Sadaka Ömrü Uzatır" diye :D 

 

Ali Darbaz yazdı:

Mesaiden geldim, ada çayımı demliyorum. Büyük ekranda okuyacağim. 

 

Röpdeşambır da var mı ? :D 

  • Beğen 5
  • Mutlu 1
Yorum bağlantısı
Alpay Sumer
Hasan Karabekiroglu yazdı:

Bir detayı atlamışız.

 

Uzun yola giderken genelde paspası filan güzelce temizlerim ayakkabılarımı çıkartırım sağ koltuk önüne koyarım, çorapla devam ederim, ayaklarım çok terler benim.

Böylelikle evin salonunda oturuyormuş gibi seyahat ederim. 

İnmem gerektiği zaman ayakkabıları alır, yola bırakır, araçtan inerken ayağıma geçiriveririm.

Çeşmeye yaklaşırken, hem ayak altındaki paspası temizleyim hem de, ayakkabılarım giyinik olsun diye sağdan ayakkabıları alıp arkasına basarak ayağıma geçirmiştim.

Zaten ineceğim şimdi, hem temizlerim geri temiz temiz giderim diye düşünüyordum.

 

Hunharca...Aniden...Köpek bize doğru sorti yapınca, ayağımı içeri çektim, fakat ayakkabıyı tam giymediğim için ayağımdan düştü. 

Ayakkabının sol teki dışarıda kaldı iyi mi.

İnip alamıyorum da, aracın içinden köpeğe çok güzel sözler söylüyorum ama gitmiyor hayvan.

15 dk filan bekledim, gözüm ayakkabının tekinde :D bi köpeğe bakıyor bi ayakkabıya bakıyorum.

Aklıma alıp götürür diye geldi.

Tam endişelenmeye başlamıştım ki, o sıra köpek 2-3 metre uzaklaştı.

Kapıyı 20 cm araladım, ani ve hızlıca bir refleks hareketi ile ayakkabıyı çekip aldım :D 

 

Derin bir ohhh.. çektim, yoksa Nevşehir e kadar tek ayakkabı teki ile gelecektim.

 

Anlatsan..

 

- Noldu ayakkabının tekine ?

- Köpek çaldı... !

- Hı hı inandım 

 

image.png.639d1782fa8a1217831a5eb63b9bbc8e.png  

 

Şeklinde olacaktı.

 

ya niyeyse recep ivedik aklıma geldi 😂

Hasan Karabekiroglu yazdı:

... cok zevkli araba, insan gülmekten kendini alamıyor..

Alalım mı sana da bi tane 120 bin civarı fiyatı var...

Ben gelemem, darlanurum 😂

 

Yorum bağlantısı
Metin Mankal

Az sonra aşağıya inip arabama sarılacam..Canım arabam...

  • Mutlu 2
Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur
Servet Aydın yazdı:

Bence araç sorunlu. Birkaç İ10 peşine takıldım.. Fena değil ara hızlanma

narkoz lusundur o sırada, veya kesin hesabını çalmışlar, kimsin SEn

Yorum bağlantısı
Mustafa Arıkan

Bir de diyorsun ki Satılık Jetta :) 

Mehmet abinin dediği gibi gidip kaputa sarılman lazımdı abi. Yaptın mı? :) 

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Servet Aydın
narkoz lusundur o sırada, veya kesin hesabını çalmışlar, kimsin SEn

Kimim ben
Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur
Servet Aydın yazdı:


Kimim ben

şimdi o lehimi ısıt ve derin bir nefes çek

Mehmet Ozyurek yazdı:

1,3 corollayı alınca yaşamıştım.

sene 90 küsur, sıfıra yakın corolla ile istinyeden çıktım, maslağa gelince şükür çektim

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Hasan Karabekiroglu
Çağlar Bayur yazdı:

narkoz lusundur o sırada, veya kesin hesabını çalmışlar, kimsin SEn

 

Ya da Land bozuktur haberi yoktur :D 

 

Mustafa Arıkan yazdı:

Bir de diyorsun ki Satılık Jetta :) 

Mehmet abinin dediği gibi gidip kaputa sarılman lazımdı abi. Yaptın mı? :) 

 

Akşam oldu, eve gidicem Jetta'yı çalıştırdım, vitesi bire aldım, ayak hissiyatım i10 da kalmış, bi bastım

 

Ahoooo....

 

Parke taşlardan ses gelince ayağımı çektim gazdan...

 

  • Beğen 2
  • Mutlu 6
Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur
Hasan Karabekiroglu yazdı:

Ahoooo....

o an bir aydınlanma? tünel ucundan yükselen güneş hissi? olmuştur

  • Mutlu 4
Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek
Çağlar Bayur yazdı:

sene 90 küsur, sıfıra yakın corolla ile istinyeden çıktım, maslağa gelince şükür çektim

 

Benimki lpg ile tam bir eşekti ya. 

 

Yorum bağlantısı
Ali Darbaz

Abi ala ala yumurta gibi olan i10 modelini almışsın. 3 subablı 4 silindirli olan model, en eski ve verimsiz motoru kullanıyor. Bu araba genç kız arabası. Koltuklarında yanal yükselti bile yok. Alsaydın 2013 model i10 bak ozaman ne zevkli kullanırdın. Bir çok otomobil kanalıda 2013 ve sonrası i10ların kullanmasının ne kadar zevkli olduğunu anlatır. 

 

Baştan sona okudum, Allah korumuş. Keşke almadan önce bana danışsaydın. Seni bu hatadan kurtarabilirdim. 

 

hyundai-i10-2011-images-197342.jpg

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Metin Akbal

Nasıl yaa. Biz I10 u böyle bilmezdik mutfakta aşçı...... Pardon konu neydi?

  • Mutlu 5
Yorum bağlantısı
Ali Darbaz
Metin Akbal yazdı:

Nasıl yaa. Biz I10 u böyle bilmezdik mutfakta aşçı...... Pardon konu neydi?

 

İ10 var , i10 var :)

 

 

 

Yorum bağlantısı
Hasan Karabekiroglu
Hasan Karabekiroglu yazdı:

Bir iş için Çanakkale'ye gitmem gerekiyordu, şirketimiz bünyesinde olan bir araçta oradan getirilecekti.

Yok Ali almadık, şirketin arabasını getirdim sadece.

i10 da sen otoritesin kabul sana sorarım alırsam... ki alımıyım bilmem...

  • Beğen 2
  • Mutlu 2
Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...