Yurdaer Elay 2 Aralık 2020 Paylaş 2 Aralık 2020 Size gerçek bir hikâye anlatacağım: Yüzüncü Maymun’un hikâyesini… Pasifik Okyanusu’nda irili ufaklı birçok ada. Bu adalarda Macaca Fuscata türü Japon maymunları yaşıyor. Bu adalardaki maymunların doğal ortamları içindeki davranışları otuz yılı aşkın bir süre bilim insanları tarafından gözleniyor. 1952’de Koshima Adası’nda bilim insanları maymunların beslenmesi için kumların içine tatlı patates bırakıyorlar. Bu adanın maymunları da tatlı patatesin tadından hoşlanıyor ama yiyeceklerinin kumlu olması hiç de hoşlarına gitmiyor. Ama can boğazdan gelir diyerek kumlu da olsa tatlı patatesleri yemeye devam ediyorlar. Bir gün, on sekiz aylık İmo isimli dişi maymun bu soruna bir çözüm buluyor, İmo, tatlı patatesleri en yakın su birikintisinde yıkayarak yemeyi akıl ediyor. Bu buluşunu annesine de öğretiyor, İmo’nun arkadaşları da patateslerini yıkayarak yemeyi öğreniyor ve kendi annelerine de öğretiyor. Bu yeni davranış biçimi bilim insanlarının gözleri önünde, yavaş yavaş maymunlar arasinda yayılıyor. 1952 ve 1958 yılları arasinda genç maymunlar, beslenmelerini daha zevkli hale getirmek için, kumlu tatlı patateslerini yıkamayı öğreniyorlar. Bu daha sağlıklı ve zevkli yeni davranış biçimini çocuklarını taklit ederek onlardan yeni bir şey öğrenen yetişkin maymunlar da kazanıyor. Yeniliklere açık olmayan, çocuklar ve gençlerden de öğrenilebileceğini düşünmeyen, kendi bildiklerini tekrar eden yetişkin maymunlar ise kumlu patates yemeye devam ediyor. 1958’in sonbaharında çok şaşırtıcı bir şey oluyor. Koshima maymunlarının bir kısmı (diyelim ki 99 maymun) artık patateslerini suda yıkayarak yemeyi öğrenmiş oluyor. Bir sabah, gün doğarken yüzüncü maymun da patateslerini yıkayanlar arasına katılıyor. İşte o an her şey değişiyor. Aynı günün akşamı, adadaki hemen hemen tüm maymunlar, patateslerini yemeden önce yıkamaya başlıyor. Yüzüncü maymunun ilave enerjisi her nedense devrim yaratıyor! Ama hikâye bitmedi. Bilim insanlarını şaşırtan asıl sürpriz, bu adayla doğrudan bir ilişkileri olmadığı halde, diğer adalardaki maymun kolonilerinin de aynı anda patateslerini yıkamaya başlamaları… Yeni bir düşünce ve davranış tarzı, toplumları oluşturan fertlerin belirli bir oranı tarafından benimsendiği an, bu yenilik, mesafenin önemi olmaksızın zihinden zihine aktarılabiliyor. Yani, “Yüzüncü Maymun Fenomeni” denilen bu fenomen şunu gösteriyor: Yeni bir düşünce, yeni bir yol, toplumda sadece belirli sayıda insanlar tarafından biliniyorsa, bu yenilik sadece o kişilere ait bir şey oluyor. Ama “bilenlerin” sayısı belli bir kritik noktaya ulaştığı an, sadece bir kişinin daha “yeni yol”a katılması, toplum bilincinin aşama geçirmesine yol açıyor. Yeni düşünce, birdenbire herkes tarafından düşünülmeye başlanıyor. Niceliğin niteliğe dönüşme noktası… “Yüzüncü Maymun Fenomeni”, Duke Üniversitesi’nden Doktor J.B. Rhine tarafından değişik deneylerde tekrarlanıyor. Sonuç her seferinde aynı. Bugüne dek mutsuz, huzursuz, bencil, korku dolu, karamsar bir dünya süre geldi. Zihinlerde hala taş devri korkularımızı taşıyoruz. Yeniliklere açık, farklı düşünenler ise aşağılanıyorlar, alay ediliyorlar, toplum dışına itiliyorlar. Cesaretleri takdir edilmek bir yana söndürülmeye çalışılıyor bu insanların… Einstein bile teorisini ilk ortaya attığında meslektaşları tarafından kınanmış. Sıradan insan asla büyük insan olamaz. Doğar, yaşar ve ölür. Buna yaşamak denirse! Dünyada mutlu, huzurlu, sevecen, aydınlık dolu insanlar yok mu? Cesur bir dünya isteyen ve bu uğurda çaba göstermekten çekinmeyen, her şeyi göze alan insanlar yok mu? Elbette var. Sayıları gittikçe de çoğalıyor. İnsanın, insanlık boyutunda devrim yapabilmesi için yüzüncü maymunun aralarına katılmasını bekliyorlar. "Yüzüncü Maymun” belki de sizsiniz. Ken Keyes Jr. Çeviri: Nil Gün 17 1 Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur 2 Aralık 2020 Paylaş 2 Aralık 2020 Yurdaer Elay yazdı: Ama hikâye bitmedi. Bilim insanlarını şaşırtan asıl sürpriz, bu adayla doğrudan bir ilişkileri olmadığı halde, diğer adalardaki maymun kolonilerinin de aynı anda patateslerini yıkamaya başlamaları… Yeni bir düşünce ve davranış tarzı, toplumları oluşturan fertlerin belirli bir oranı tarafından benimsendiği an, bu yenilik, mesafenin önemi olmaksızın zihinden zihine aktarılabiliyor. bu nasıl mümkün olmuş onu anlamadım? Yorum bağlantısı
Yurdaer Elay 2 Aralık 2020 Yazar Paylaş 2 Aralık 2020 Çağlar Bayur yazdı: bu nasıl mümkün olmuş onu anlamadım? Pek çok hayvanda olduğu gibi, iletişim konusunda bizden daha ileri seviyede olduklarını düşünüyorum. 1 Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur 2 Aralık 2020 Paylaş 2 Aralık 2020 balina falan olsa olabilir de, ilginçmiş 1 Yorum bağlantısı
Mehmet Yeter 2 Aralık 2020 Paylaş 2 Aralık 2020 Teşekkürler yapacağım bir çalışma ile ilgili motive kaynağı oldu. 1 Yorum bağlantısı
Yurdaer Elay 2 Aralık 2020 Yazar Paylaş 2 Aralık 2020 Çağlar Bayur yazdı: balina falan olsa olabilir de, ilginçmiş Tek hücreli amipin bile dudak uçuklatan yetenekleri var. Belki bilirsiniz tardigratlar var. Olağanüstü koşullarda nasıl yaşadıkları ve zor durumlarda kendilerini nasıl canlı tutabildikleri (uzay boşluğu dahil) bilim dünyasının merakla araştırdığı konular. Uzun vadeli uykular ve uzay yolculukları için ilham kaynağı olabilir. 1 Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur 2 Aralık 2020 Paylaş 2 Aralık 2020 sabun ile ölen taçlı bbir virüsün de insanlığa yaptılarına bakınca 3 Yorum bağlantısı
Mehmet Yeter 2 Aralık 2020 Paylaş 2 Aralık 2020 Çağlar Bayur yazdı: sabun ile ölen taçlı bbir virüsün de insanlığa yaptılarına bakınca Çağlar abi aklıma deli sorular geliyor ama sormayayım. Hatipoğlu programına döner sonra burası. 2 Yorum bağlantısı
Yurdaer Elay 2 Aralık 2020 Yazar Paylaş 2 Aralık 2020 Mehmet Yeter yazdı: Çağlar abi aklıma deli sorular geliyor ama sormayayım. Hatipoğlu programına döner sonra burası. Soru sormaktan çekinme hocam. Buluruz bir eşofmanlı Şevket hoca 3 Yorum bağlantısı
Emrah Altun 2 Aralık 2020 Paylaş 2 Aralık 2020 Bir iletişim kanalı olmadan izole bir topluluktaki tutumun başka bir topluma transfer edilmesi bana pek mantıklı gelmiyor. Not: Eğitim konusunda doktora yapıyorum. 2 Yorum bağlantısı
Fatih Evcin 3 Aralık 2020 Paylaş 3 Aralık 2020 Mesafenin önemi olmadan zihinden zihne aktarım.. Elon Musk'da bunu insanlar üzerinde yapılacağını iddia ediyor. 1 Yorum bağlantısı
Erhan Doruk 3 Aralık 2020 Paylaş 3 Aralık 2020 (düzenlendi) Bu tip durumları bize çeşitli eğitimlerde öğretmişlerdi , bir şeyi herkesin kabul ettiği şekilde doğru olduğunu karşı tarafa aktarabilirsen , kabul edilmesi çok hızlı bir şekilde oluyor. Misal; Bu cihazın kurulumu için de mi para vereceğiz, e herkes bu şekilde yaptırıyor, referanslar şurada arayıp görüşebililrsiniz. (Müşteri de normal olan buymuş demekki kabul edelim) Konuyla çok ilgili değil ama ; Korona için de diyorlar ki , toplumun %60 ına bulaştığı zaman toplum bağışıklığı oluşmuş olacak. Hatta bunun simulasyonunu yapıp hangi ülkeden ne zaman %60 lara geçeceğini yayınlamışlardı ama gelen tepkiler üzerine kaldırdılar. Dip not: 01/10 tarihinde bilim kurulu üyesi ülkemizdeki toplum bağışıklığı oranının %2,5 olduğunu açıklamıştı. Bu rakam doğru ise ne kadar uzun bir yolumuz olduğu görülüyor. Aşı gelmez ise çok uzun süre bu illetle mücadele edeceğiz gibi görünüyor. 3 Aralık 2020 tarihinde Erhan Doruk tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur 3 Aralık 2020 Paylaş 3 Aralık 2020 Erhan Doruk yazdı: Bu tip durumları bize çeşitli eğitimlerde öğretmişlerdi , bir şeyi herkesin kabul ettiği şekilde doğru olduğunu karşı tarafa aktarabilirsen , kabul edilmesi çok hızlı bir şekilde oluyor. Misal; Bu cihazın kurulumu için de mi para vereceğiz, e herkes bu şekilde yaptırıyor, referanslar şurada arayıp görüşebililrsiniz. (Müşteri de normal olan buymuş demekki kabul edelim) adadaki maymunlar için bu geçerli olabilir de amazondaki kabile de bunu kendiliğinden nasıl kabul eder ? 1 Yorum bağlantısı
Servet Aydın 3 Aralık 2020 Paylaş 3 Aralık 2020 bu nasıl mümkün olmuş onu anlamadım?Neden şaşırdın? Senden 1500km uzakta lobide latte içerken nereden haberin oluyor benden? 1 1 Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 3 Aralık 2020 Paylaş 3 Aralık 2020 Valla görmediğimiz bir şey bizi eve tıktı. Kapıya elimizi dokunsak 25 saniye sabunla el yıkıyoruz. Ben inanıyorum bu tür şeylere. 1 Yorum bağlantısı
Selçuk Keleş 12 Aralık 2020 Paylaş 12 Aralık 2020 Çağlar Bayur yazdı: bu nasıl mümkün olmuş onu anlamadım? Belki de diğer adadakilere patatesler denizden geldiği içindir. Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur 12 Aralık 2020 Paylaş 12 Aralık 2020 vesile ile şu haberi izlerken bu konuyu anımsamıştım, sanırım kamerunluların bu 100maymundan haberleri yok 3 Yorum bağlantısı
Recommended Posts