İçeriğe Yönlendir

Avatar' ın Esinlendiği, Bakış Açınızı Değiştirecek Bir Deney


Çağrı Alaf

Recommended Posts

Çağrı Alaf

Bitkilerin birer canlı olduğu yıllarca hepimize malum olan,biyoloji derslerinde çokça işlediğimiz bir konu. Ama bitkilerle ilgili olan, lakin pek bilinmeyen bir parapsikolojik etki ve deneyle ilgili konuşacağız. Söz konusu deney 1966’da yalan makinesinin mucidi Cleve Backster tarafından yapıldı.

 

 

Backster Deneyi

Mucit Cleve Backster, ABD’de bu deneyi başlatmak için bir laboratuvardaki bitkilere elektrotlar bağladı. Amaç bitkilerde bir belleğin olup olmadığını öğrenmekti. Bir süre sonra daha güvenli ve daha detaylı bilgiler almak için poligraf verilerini değil,kalp ve beyin elektrotlarını dikkate almaya başladı. Bitkilere su döktüğünde cihazın ibresi aşağı yukarı zikzaklar çizmeye başladı. Halbuki,Backster’in beklentisi ibrenin yukarı doğru haraket edeceği yönündeydi. Kibrit alıp bitkiyi yakmayı düşündüğünde olaylar iyice garip hal almaya başladı. Bitki ibreyi tavan yaptırdı. Çünkü bu olayı Cleve henüz yapmamış,sadece beyninden geçirmişti. Bir gün şehir dışından gelen botanikçi kadın içeri girdiğinde elektrot takılmış tüm bitkilerden hareket tamamen kesildi.Hiçbiri aygıta tepki vermiyordu. Bu sessizlik kadının uçağa binip gittikten 45 dakika sonraya kadar çekti. Backster durumu anlayamadı. Lakin botanikçi kadının bitkileri kurutup ölçümler yaptığını öğrendiğinde taşlar yerine oturmuştu. Backster bunu “bitkilerin bayılması” olarak nitelendirdi.

Bunu kendi açısından ispatlamak için 6 yardımcısına aynı gece aynı saatlerde yapmak üzere farklı görevler verdi. Görevlerden biri gece yarısı gelip laboratuvardaki bitkilerden birini söküp parçalamaktı. Ertesi gün o gece bitkiyi parçalayan yardımcı içeri girdiğinde ibrelerin hepsi tavan yapmaya başladı. Cleve Backster ise bunu “bitkilerin çılgınlar gibi bağırması” olarak kaydetti. Bu deneylerle Cleve Backster bitkilerin hafızasının bulunduğu sonuca ulaşmıştı. Kirlian Fotoğrafçılığı yöntemiyle bitkilerin çevresinde kendi yaydıkları enerji alanları bulundu. Bu deneyin sonucu “Bitkisel Psişizm” ismi altında yayınlandı ve çokça ilgi gördü.

Kirlian Fotoğrafçılığı Nedir?

Kirlian Fotoğrafçılığı’nın resmi tanımı şöyledir:
Kirlian fotoğrafçılığı, yüksek voltajlı, yüksek frekanslı, düşük amperli elektrik alanına dayalı aygıtlarla nesnelerden yayılan birtakım ışınımları fotoğrafik olarak saptamayı amaçlayan elektrografik fotoğrafçılık tekniğine verilen addır. Bu teknikle bitkilerde gözlemler yapılmış ve farklı enerji alanları tespit edilmiş.

 

Kirliankuva.jpg

 

Bu çalışmalar makale olarak yayınlanmaya başlayınca dünyanın dört bir yanından bilimadamları konu üzerinde çalışmalara başladılar. Sonuçlar akıl almaz.
Koparılmış bir yaprak, kendisine güzel sözler söylenmesi durumunda normal yapraktan aylarca daha uzun süre canlı kalabiliyor. 120 km mesafedeki bir acıyı, sevinci hissedebiliyor.
İnsanların düşüncelerini okuyabiliyor, kötülük yapanları hafızasına kaydedebiliyor. Aynı zamanda bu bilgileri diğer bitkilerle de paylaşıyor.
Kendisine kötü davranılan bitki üzüntüsünden intihar bile ediyor.
Yanındaki bitkinin susuz kalması durumunda kendi suyunu onunla paylaşıyor.
Bitkiler, bütün canlılarla iletişim kurma konusunda bizim hayallerimizin ötesinde bir hassasiyete sahip. Her biri doğanın bir parçası. Belki bir gün onları daha iyi anlama imkânımız olursa bize tarihin bütün yaşanmışlıklarını bile anlatabilirler. Avatar filminin esin kaynağı da bu çalışmalar ve elde edilen sonuçları.
Bilelim ki dünyanın herhangi bir yerinde bir bitkiye kötü davranılırsa, bütün bitkiler bunu hissediyor.
 

Deneyin Sonucu

 

Deneyin sonucunda böyle bir teori ortaya atıldı. Cleve Backster bu deneyi gerçekleştirdikten sonra çalışmalarını “Journal of Parapsychology”nin 1968 kış sayısında yayınladı. Yayınlanmasından sonra Medical World News dergisi 21 Mart 1969 sayısında Backster’in deneyinden övgüyle söz etmiş ve bu deneyin tamamen bilimsel olduğunu ifade etmiştir. Günümüzde bu deney ve etki hakkında pek bahsedilmese de bilim insanlarının bir kısmı bunun tamamen safsata,bir kısmıysa bilimsel deney olduğunu bildirmekte. Bunun resmi olarak kanıtlanmış ve gerçek olduğunu farzedersek,orman yangınlarından sonra bitkilerin hangi durumda olduğunu düşünmek gerek. Eğer bu etki doğruysa ve bu pekala ağaçlara da aitse,orman yangınları sonrasında kalan ağaçların oksijen verimliliği azalıyor olabilir. Umarız yakın gelecekte resmi ve daha kapsamlı ve ciddi araştırmalarla bu olay araştırılır ve hepimiz gerçekliğe kavuşuruz.

 
Kaynak: Bitkilerin Gizli Yaşamı, Peter Tompkins/Christopher Bird, 1973, Sungur Yayınları, Çev: Sulhi Dölek. Derleyen: Osman Kutlu
 
Bu sene içerisinde bitkilerin insan yaşamına reaksiyon verdiğine 2 kere şahit oldum. Birincisi kullanmadığımız yazlığın bahçesine 15 sene önce babamla ektiğimiz küçük ve tatsız meyveler veren Aşılı Tut ağacının bu sene yazlığa gelişimiz ile dallarından patlarcasına Kara - Beyaz - Pembe tutlar vermesi. Diğeri de Rahmetli olan arkadaşımın aile büyüğü arkasından bahçelerinde ki hiç bir cevizin 3 senedir mahsül vermemesi. İnsanoğlu tüm canlılar içerisinde kendini en zeki ve en üst olarak görür ancak gün geçtikçe ortaya çıkıyor ki en aciz olan biziz. Belki de aciz olduğumuz için doğa bu kadar üzerimize titriyor. Yeşil, Sulak , Eco-Zengin ve Hayvan çığlıklarının eksik olmadığı yarınlarda buluşalım.

 

 

 

 

 

 

  • Beğen 9
  • Teşekkür 1
  • Üzgün 1
Yorum bağlantısı
ALİ SEYKAN

İnanırım. Keşfedilmemiş, bilinmeyen şeylere yoktur demek yanlıştır. 5 duyu organımızla algılıyoruz her şeyi. Bilinmeyen çeşitli duyular olabilir. Ki var zaten kablosuz dalgaları görmüyoruz, hissedemiyoruz.  Senede 1 açan çiçeğimiz bir sene hiç açmadı. Babam kızdı niye açmadın diye. Kızdığından beri senede 6-7 kez açıyor.

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Hamit inan

Çift yarık deneyinde bile gözlemcinin durumu elektronlara etki edebilir iken canlıların iradesinin olması, etkileşime girmesi çok daha mantıklı. 

Dün gece ortalığı yırtan kedi sesleri... Annesi bir taraftan yavru bir taraftan ortalığı yırtıyor. Belki 15-20 dakika acı acı bağırdılar. Kedi yavrusu yan apartmanın bodrum havalandırmasına düşmüş. Eşimle indik o ışık tuttu ben kapakları söktüm yarım saat sonra zor bela kurtardık.
Üzücü olan kimsenin önemsemesi bir kişinin bile ne olup bitiyor diye cama pencereye çıkmaması, duydukları halde bakmaya bile tenezzül etmemesi.  Kediyi kurtarmanın sevincini insanların basitleşmiş olması ezdi adeta...
Kısaca ağzı ile yardım isteyeni tınlamayanlar ota çiçeğe hiç acımaz...
 

  • Beğen 7
  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
Servet Aydın

Annemin çiçekleri acayip canlı olur. Aynısını başkası yapamaz kudururlar. Sebebi annemin çiçekleri ile sohbeti onların yapraklarını silerken sevgi sözleri söylemesi. Çiçekler bunu anlar kesin olarak

  • Beğen 5
Yorum bağlantısı
Aydın Sert

Katılıyorum.

Çiçeklere sevgi ile bakıldığında inanılmaz coşuyorlar.

Yılbaşı çiçeği vardı balkonda. Atılıyordu. Atmayın dedim. Kötü olan yapraklarını temizledim, daha büyük bir saksıya alıp toprağını yeniledim. Arada toprağını havalandırdım. Şimdi her yılbaşı zamanında muazzam şekilde pembe pembe çiçek açıyor.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Doğan Arşiray

Masuru Emoto diye bir adam var. su ile ilgili deneyler yapmış okuyun derim. ilginç gözlemer var.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Hamit inan
Dogan Arsiray yazdı:

Masuru Emoto diye bir adam var. su ile ilgili deneyler yapmış okuyun derim. ilginç gözlemer var.

Onun deneylerini çürüttükleri aynı sonucu alamadıklarını söyleyenler var.
Benim inancıma göre söylenen sözlerden ziyade kişinin samimi duygularla bunu yapması bir enerji yayıyor karşıya. Sanki şarj ediyor, kendinden birşeyler aktarıyor

Yorum bağlantısı
Furkan Avcı

Bu olaya birebir şahit olmuşumdur 2 kez.

Karamürsel'de ki bahçede "cennet hurması" ağacı var, biliyorsunuz iki tür meyve veriyor bu hurmalar biri tamamen olgunlaşınca yenen, diğeri ise çikolatalı dedikleri sert olan ama tamamen olgunlaşmadan da yenen. Babam ağaca defalarca, bu sene çikolatalı daha çok ver diyip durmuş, artık hala çikolatalı olan çok, diğer meyve az.

 

Birde bahçede mürdüm eriği vardı pek tutmuyordu, ağaca bu senede tutmazsan seni keserim dediği sene ve sonrasında ağacın dalları kırıldı üstündeki meyveden :) 

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
İlkay Başaran

annemin evinde coşan süper sağlıklı hangi çiçeği eve getirsem 5 6 ayda ölüyor. Bakım aynı, toprak aynı evin cephe aynı. Bende olmuyor birtürlü. Bu beni yer diye strese mi giriyor nedir anlamadım.

  • Mutlu 2
Yorum bağlantısı
Çiğdem Bilen

Aynen meyve vermezsen keserim denen ağaçları çok duydum bizim bahçedeki kiraz ağacı da öyle. Ya duyuyorlar ya da doğa insanın sabrıyla şekilleniyor :)

Yorum bağlantısı
Servet Aydın
annemin evinde coşan süper sağlıklı hangi çiçeği eve getirsem 5 6 ayda ölüyor. Bakım aynı, toprak aynı evin cephe aynı. Bende olmuyor birtürlü. Bu beni yer diye strese mi giriyor nedir anlamadım.

Ben bir günde balkondan atlamayı düşündüm sende
  • Mutlu 6
Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur
Servet Aydın yazdı:

Annemin çiçekleri acayip canlı olur. Aynısını başkası yapamaz kudururlar. Sebebi annemin çiçekleri ile sohbeti onların yapraklarını silerken sevgi sözleri söylemesi. Çiçekler bunu anlar kesin olarak

en sevdiğim bitki: limonlu salata

Servet Aydın yazdı:


Ben bir günde balkondan atlamayı düşündüm sende

giriş katı avantajı, yangın çıkınca balkondan atlamıştım, iyi tarafından bak

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
(düzenlendi)

kesinlikle katılıyorum, bizi bahçede çocukluğumuzda babamın diktiği çamlar vardı, 3 kardeşiz, her yaz gittiğimde ağaca sarılır amma büyüdün derim, halada arada sarılırım :)  ağaçlar heyhula gibi şuan, evden büyükler, birde erik agacımız vardı, çokta güzel erik verirdi ama ufaktı, bir yaz geldik devrilmiş kurtlar delik deşik etmiş, belki kurtulur diye düzelttik iplerler bağladık, kurtları halledemedik bir türlü, sonra aklıma sinek kovucu geldi, bizde baya vardı, hani şu sinkov derlerya,onu şırıngayla enjekte ettim deliklerden, kurt murt kalmadı, ağaç büyüdü, birde palmiyemiz vardı, o da kışın devrilmiş, onuda aynı şekilde düzelttik bağladık şimdi evden büyük,  her gittiğimde bunları severim resmen....

sözün kısası kesinlikle anlıyorlar, eğer acı çekiyor ve  düşüncelerimizi falan anlıyorlarsa yandık, Allah affetsin bizi, şahsen minumum zarar vermeye çalışıyorum bitkilere, ama bazen mecburen zarar veriyoruz, mesela bugün 5 km. sulama hattı aplike ettik araziye, yarın bulldozer dümdüz edecek, ağaç yok otluk alan, arada buğday ve ayciçek tarlarıda var, bu tarlaları bekliyoruz olgunlaşsın hasat olsun diye, bari bunların vebali olmasın, insanlık böyle ne yazıkki, çekirge sürüsü gibiyiz, talan et git....

 

şimdi aklıma Avatar filmi geldi, belkide böyle bir ekosistem gerçekten vardır....

tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi
  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Çağrı Alaf
Ali Cihangiroğlu yazdı:

şimdi aklıma Avatar filmi geldi, belkide böyle bir ekosistem gerçekten vardır....

 

Bilginin aktarımı gibi bir yetenek söz konusu ise karşımızda çok üst bir bilinç var demektir. 

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...