İçeriğe Yönlendir

İstanbul - Arsuz - İstanbul Yol Hikayesi


Deniz Kom

Recommended Posts

Deniz Kom

Merhaba arkadaşlar, 

İstanbul'dan çıkıp eşimin ailesini ziyaret ve tatil için gittiğimiz Arsuz'da (Kıyıkent) gidiş ve dönüş yolculuk deneyimlerimi ve Honda City ile ilk uzun yol paylaşımımı yapmak istedim. 

5 Temmuz'da arabamızın yağını suyunu kontrol edip depoyu doldurduk. 40 litre depo ile en az 3 benzinlik ziyareti yapmamız gerektiğini, yaklaşık 60 litre benzin tüketeceğimizi (4- 5 litre) hesaplamış ve ona göre mola güzergahlarını belirlemiştik. 

 

Gidiş dönüş yol hedefimiz eski yol olsa da giderken yine sapağı kaçırıp premium gittim. Bolu girişine kadar yakıt ekonomisi düşünürken, Hilltown'dan sonra sıkılıp klima açık şekilde Ankara'ya kadar 140/h ortalama, sonrası ise Allah ne verdiyse yapıştırma şeklinde gitti. Bu arada araba 170'e kadar zorlanmadan hızlanıyor ama hafif olması nedeniyle 140km/h hızdan sonra ürkütmeye başlıyor. Toplamda 90-100 dk mola ile ilk gece ki durağımız Antakya'ya 13 saatte vardık. Pompadan pompaya ekonomi gözetmeksizin, klima açık 1095 km yolu 66 litre benzinle geçmişiz. Gerçi son 1 saati trafik ışıklarının azizliğinde geçirdik, yeşil dalga falan hikaye, hepsine yakalandım :(

 

Giderken hava nispeten daha serindi. 22 dereceye ayarladığımız klima, orta ayarda bize fazlasıyla yetti. Belen'in saçma kavislerinde kamyoncularla kavga ederek taçlandırdığım yorgunluk ve  stresimi, evde bekleyen yemeklerle ödüllendirip akşam 20.30'da arabayı park ettim. Ağaçlı'da çorba içme hayallerim suya düştü :(

 

Yolda Gerede'de bir defa radara yakalanmış olsam da ( tam virajda köşeye saklanıyor) henüz bir kayıt düşmedi. 

 

Gidiş yolunda tam dolu bagaj, 2 yolcu ile turbosuzluğu birkaç nokta hariç çok hissetmedim. Çok dik rampalar hariç çekiş ve hız kaybı olmadan gittik.

Bu arada Niğde otobanındaki Opet'ten aldığım 23 litre benzin, 300 kilometrede bitti (!) . Benzin yerine ne basıyorlar anlamıyorum bu Opetlerde.

Ertesi gün 80 km olan Antakya - Arsuz arası yolda 3 yolcu ve aracın her yerini tam doldurduğumuz (tahminimce 150 kilo bagaj) yolculuğumuzda Belen'e çıkan rampalarda klima açıkken araba artık inlemeye başladı. Yer yer yan şeride geçerek arkadan gelenlere yol vermem gerekti. Geçen sene o yolları 110'luk dizel Megane ile zorlanmadan çıkmıştım. Atmosferik benzinliye bir eksi puan... 

 

Arsuz içinde toplam kullanımım 8 günde 100 km civarı. Zaten hava o kadar sıcak oluyor ki koyu renk araba, düdüklüye konmuş tavuk hissi uyandırıyor insanda. 

 

Dönüş yolunda tam yol tarifi aldım. Pozantı'dan sonra Demirelleri geçip ilk sağdan girip, Ankara'ya kadar hiçbir otoban tabelasını takip etmemem gerektiğini öğrendim :D Hedefim yine Ağaçlı'da o çorbayı içmek!!!

 

Yakıtı Shell'den aklı kelden aldıktan sonra dönüş trafiğinden de kaçmak için 15 Temmuz Cuma sabah 7.30'da yola çıktık. İlk molamızı Pozantı Shell'de verdik. O sırada ufak bir kahvaltı ile kendimizi ödüllendirip depomuzu fulledik. Adana'yı sabah geçmek sinirlerime çok yardımcı oldu. Sabahın köründe 30 derece ile güne merhaba diyorlar, sabırlar diliyorum..

 

Pozantı'da Demireller'i geçtikten sonra eski yola girdik. Sanki yolu kendime rezerve etmişim gibi Ankara'dan çıkana kadar hiç trafikle karşılaşmadan geldim. Eski yolda öğlene kadar klima açmaya ihtiyaç duymadım. Dış ortam sıcaklığı yer yer 21 derecelere kadar düştü (gözünü seveyim karasal iklimin). 

 

Ve mutlu son, ikinci yakıtımızı almak ve domates çorbası içmek için gittiğimiz Ağaçlı!!! Çorba çok bozulmuş, eski tadı yok. Üzdü. Yine yakıtı Shell'de aldık, e ben de kel olduğum için yolda bol bol yüksekten atarak Şereflikoçhisar'a doğru ilerledim.

Not, Şereflikoçhisar çıkışına kadar ne kadar çok trafik lambası var öyle!

 

Tuz Gölü'nü de görüp, ayaklarımı içine sokamadan (ortada nur topu gibi bariyer) yola revan olduk. 

 

5 sene yaşadığımız Ankara'nın içinden geçelip deyip Aşti Opet ziyaretimizle son yakıtımızı aldık. O sırada ön camla bütünleşmiş böcek cesetlerini kazıyan pompacıya da çok teşekkür ederim :)

 

Bolu Cankurtaran'da bir BP börek molası verdikten sonra ilk hedef Hendek Parkshop outlettir diyerek yola düştük. Ancak İzmit körfezinde kamyon trafiği karşıladı bizi. Defalarca hızımızı düşürdük, 20 dakika dur kalk gittikten sonra Hendek hedefimize vardık. Ama yorgunluk vurmaya başladı. Bir kahve içelim derken bir baktık ki mola yerini sökmüşler :(

İstanbul yönünde Parkshop outlet tamamen yok. İnşaata girmiş. İç yolları da çökmüş, girmeyin. 5 km önce başka yerler var, orayı kullanın. 

 

Kurtköy'de bedava otoban trafiğine maruz kaldıktan sonra toplam 12 buçuk saatte evimize vardık. 

Bu sefer yakıt tüketimimiz 64 litre çıktı. Yine tasarruf gözetmedik. 

 

 

Tatil boyunca yaklaşık 2400 km araç kullandım. Pompa hesabına göre 5.6 litre, araba hesabına göre 5.8 ortalama ile gittim. 

Ön camda 3 tane nur topu gibi taş izimiz oldu, kasko yenilenmesine doğru cam değişimi şart sanırım.

2021 Honda City bizi hiç üzmedi. Yolda telaş yaptırmadı. 

 

Seneye arabayla gider miyim? Eğer tek sürücü olacaksam gitmem herhalde. 

Sürüşten keyif aldım mı? Evet. 

Ama geçen sene aynı yol 2011 Megane 3 110Luk dizel otomatik ile daha keyifliydi. 300 kilo daha ağır olmasının verdiği güven çok kıymetliymiş. 

 

Geçmiş bayramınızı kutlarım :)

 

 

  • Beğen 26
Yorum bağlantısı
Görkem Karakaş
Merhaba arkadaşlar, 
İstanbul'dan çıkıp eşimin ailesini ziyaret ve tatil için gittiğimiz Arsuz'da (Kıyıkent) gidiş ve dönüş yolculuk deneyimlerimi ve Honda City ile ilk uzun yol paylaşımımı yapmak istedim. 
5 Temmuz'da arabamızın yağını suyunu kontrol edip depoyu doldurduk. 40 litre depo ile en az 3 benzinlik ziyareti yapmamız gerektiğini, yaklaşık 60 litre benzin tüketeceğimizi (4- 5 litre) hesaplamış ve ona göre mola güzergahlarını belirlemiştik. 
 
Gidiş dönüş yol hedefimiz eski yol olsa da giderken yine sapağı kaçırıp premium gittim. Bolu girişine kadar yakıt ekonomisi düşünürken, Hilltown'dan sonra sıkılıp klima açık şekilde Ankara'ya kadar 140/h ortalama, sonrası ise Allah ne verdiyse yapıştırma şeklinde gitti. Bu arada araba 170'e kadar zorlanmadan hızlanıyor ama hafif olması nedeniyle 140km/h hızdan sonra ürkütmeye başlıyor. Toplamda 90-100 dk mola ile ilk gece ki durağımız Antakya'ya 13 saatte vardık. Pompadan pompaya ekonomi gözetmeksizin, klima açık 1095 km yolu 66 litre benzinle geçmişiz. Gerçi son 1 saati trafik ışıklarının azizliğinde geçirdik, yeşil dalga falan hikaye, hepsine yakalandım [emoji20]
 
Giderken hava nispeten daha serindi. 22 dereceye ayarladığımız klima, orta ayarda bize fazlasıyla yetti. Belen'in saçma kavislerinde kamyoncularla kavga ederek taçlandırdığım yorgunluk ve  stresimi, evde bekleyen yemeklerle ödüllendirip akşam 20.30'da arabayı park ettim. Ağaçlı'da çorba içme hayallerim suya düştü [emoji20]
 
Yolda Gerede'de bir defa radara yakalanmış olsam da ( tam virajda köşeye saklanıyor) henüz bir kayıt düşmedi. 
 
Gidiş yolunda tam dolu bagaj, 2 yolcu ile turbosuzluğu birkaç nokta hariç çok hissetmedim. Çok dik rampalar hariç çekiş ve hız kaybı olmadan gittik.
Bu arada Niğde otobanındaki Opet'ten aldığım 23 litre benzin, 300 kilometrede bitti (!) . Benzin yerine ne basıyorlar anlamıyorum bu Opetlerde.
Ertesi gün 80 km olan Antakya - Arsuz arası yolda 3 yolcu ve aracın her yerini tam doldurduğumuz (tahminimce 150 kilo bagaj) yolculuğumuzda Belen'e çıkan rampalarda klima açıkken araba artık inlemeye başladı. Yer yer yan şeride geçerek arkadan gelenlere yol vermem gerekti. Geçen sene o yolları 110'luk dizel Megane ile zorlanmadan çıkmıştım. Atmosferik benzinliye bir eksi puan... 
 
Arsuz içinde toplam kullanımım 8 günde 100 km civarı. Zaten hava o kadar sıcak oluyor ki koyu renk araba, düdüklüye konmuş tavuk hissi uyandırıyor insanda. 
 
Dönüş yolunda tam yol tarifi aldım. Pozantı'dan sonra Demirelleri geçip ilk sağdan girip, Ankara'ya kadar hiçbir otoban tabelasını takip etmemem gerektiğini öğrendim [emoji3] Hedefim yine Ağaçlı'da o çorbayı içmek!!!
 
Yakıtı Shell'den aklı kelden aldıktan sonra dönüş trafiğinden de kaçmak için 15 Temmuz Cuma sabah 7.30'da yola çıktık. İlk molamızı Pozantı Shell'de verdik. O sırada ufak bir kahvaltı ile kendimizi ödüllendirip depomuzu fulledik. Adana'yı sabah geçmek sinirlerime çok yardımcı oldu. Sabahın köründe 30 derece ile güne merhaba diyorlar, sabırlar diliyorum..
 
Pozantı'da Demireller'i geçtikten sonra eski yola girdik. Sanki yolu kendime rezerve etmişim gibi Ankara'dan çıkana kadar hiç trafikle karşılaşmadan geldim. Eski yolda öğlene kadar klima açmaya ihtiyaç duymadım. Dış ortam sıcaklığı yer yer 21 derecelere kadar düştü (gözünü seveyim karasal iklimin). 
 
Ve mutlu son, ikinci yakıtımızı almak ve domates çorbası içmek için gittiğimiz Ağaçlı!!! Çorba çok bozulmuş, eski tadı yok. Üzdü. Yine yakıtı Shell'de aldık, e ben de kel olduğum için yolda bol bol yüksekten atarak Şereflikoçhisar'a doğru ilerledim.
Not, Şereflikoçhisar çıkışına kadar ne kadar çok trafik lambası var öyle!
 
Tuz Gölü'nü de görüp, ayaklarımı içine sokamadan (ortada nur topu gibi bariyer) yola revan olduk. 
 
5 sene yaşadığımız Ankara'nın içinden geçelip deyip Aşti Opet ziyaretimizle son yakıtımızı aldık. O sırada ön camla bütünleşmiş böcek cesetlerini kazıyan pompacıya da çok teşekkür ederim [emoji4]
 
Bolu Cankurtaran'da bir BP börek molası verdikten sonra ilk hedef Hendek Parkshop outlettir diyerek yola düştük. Ancak İzmit körfezinde kamyon trafiği karşıladı bizi. Defalarca hızımızı düşürdük, 20 dakika dur kalk gittikten sonra Hendek hedefimize vardık. Ama yorgunluk vurmaya başladı. Bir kahve içelim derken bir baktık ki mola yerini sökmüşler [emoji20]
İstanbul yönünde Parkshop outlet tamamen yok. İnşaata girmiş. İç yolları da çökmüş, girmeyin. 5 km önce başka yerler var, orayı kullanın. 
 
Kurtköy'de bedava otoban trafiğine maruz kaldıktan sonra toplam 12 buçuk saatte evimize vardık. 
Bu sefer yakıt tüketimimiz 64 litre çıktı. Yine tasarruf gözetmedik. 
 
 
Tatil boyunca yaklaşık 2400 km araç kullandım. Pompa hesabına göre 5.6 litre, araba hesabına göre 5.8 ortalama ile gittim. 
Ön camda 3 tane nur topu gibi taş izimiz oldu, kasko yenilenmesine doğru cam değişimi şart sanırım.
2021 Honda City bizi hiç üzmedi. Yolda telaş yaptırmadı. 
 
Seneye arabayla gider miyim? Eğer tek sürücü olacaksam gitmem herhalde. 
Sürüşten keyif aldım mı? Evet. 
Ama geçen sene aynı yol 2011 Megane 3 110Luk dizel otomatik ile daha keyifliydi. 300 kilo daha ağır olmasının verdiği güven çok kıymetliymiş. 
 
Geçmiş bayramınızı kutlarım [emoji4]
 
 
Çok güzel bi yazı olmuş. Ne güzel sağ salim gidilip gelinmiş..
  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Metin Akbal

Düdüklü konmuş tavuk gibi iyi güldüm 😁 Geçmiş olsun.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Tayfun Aydın

Hocam zevkle okudum. Kinayeler şahane. Tam bir kitap yazarısınız :) 

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Arda Bülent Güzel

Çok güzel yazınız. Bende Metin üstad gibi güldüm tavuk benzetmenize. Bir Mersinli olarak Biz alıştık artık sıcaklara.

  • Mutlu 2
Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur

:nazar: pişmiş tavuk kısmında kola içiyordum... gitti yarım bardak :rofl: city iyi gelişti, honda ruhuna da uygun bir üretim yaptı, cıvık gibi yoldan çıkmadı

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Celal Maraşlıoğlu
Deniz Kom yazdı:

Merhaba arkadaşlar, 

İstanbul'dan çıkıp eşimin ailesini ziyaret ve tatil için gittiğimiz Arsuz'da (Kıyıkent) gidiş ve dönüş yolculuk deneyimlerimi ve Honda City ile ilk uzun yol paylaşımımı yapmak istedim. 

5 Temmuz'da arabamızın yağını suyunu kontrol edip depoyu doldurduk. 40 litre depo ile en az 3 benzinlik ziyareti yapmamız gerektiğini, yaklaşık 60 litre benzin tüketeceğimizi (4- 5 litre) hesaplamış ve ona göre mola güzergahlarını belirlemiştik. 

 

Gidiş dönüş yol hedefimiz eski yol olsa da giderken yine sapağı kaçırıp premium gittim. Bolu girişine kadar yakıt ekonomisi düşünürken, Hilltown'dan sonra sıkılıp klima açık şekilde Ankara'ya kadar 140/h ortalama, sonrası ise Allah ne verdiyse yapıştırma şeklinde gitti. Bu arada araba 170'e kadar zorlanmadan hızlanıyor ama hafif olması nedeniyle 140km/h hızdan sonra ürkütmeye başlıyor. Toplamda 90-100 dk mola ile ilk gece ki durağımız Antakya'ya 13 saatte vardık. Pompadan pompaya ekonomi gözetmeksizin, klima açık 1095 km yolu 66 litre benzinle geçmişiz. Gerçi son 1 saati trafik ışıklarının azizliğinde geçirdik, yeşil dalga falan hikaye, hepsine yakalandım :(

 

Giderken hava nispeten daha serindi. 22 dereceye ayarladığımız klima, orta ayarda bize fazlasıyla yetti. Belen'in saçma kavislerinde kamyoncularla kavga ederek taçlandırdığım yorgunluk ve  stresimi, evde bekleyen yemeklerle ödüllendirip akşam 20.30'da arabayı park ettim. Ağaçlı'da çorba içme hayallerim suya düştü :(

 

Yolda Gerede'de bir defa radara yakalanmış olsam da ( tam virajda köşeye saklanıyor) henüz bir kayıt düşmedi. 

 

Gidiş yolunda tam dolu bagaj, 2 yolcu ile turbosuzluğu birkaç nokta hariç çok hissetmedim. Çok dik rampalar hariç çekiş ve hız kaybı olmadan gittik.

Bu arada Niğde otobanındaki Opet'ten aldığım 23 litre benzin, 300 kilometrede bitti (!) . Benzin yerine ne basıyorlar anlamıyorum bu Opetlerde.

Ertesi gün 80 km olan Antakya - Arsuz arası yolda 3 yolcu ve aracın her yerini tam doldurduğumuz (tahminimce 150 kilo bagaj) yolculuğumuzda Belen'e çıkan rampalarda klima açıkken araba artık inlemeye başladı. Yer yer yan şeride geçerek arkadan gelenlere yol vermem gerekti. Geçen sene o yolları 110'luk dizel Megane ile zorlanmadan çıkmıştım. Atmosferik benzinliye bir eksi puan... 

 

Arsuz içinde toplam kullanımım 8 günde 100 km civarı. Zaten hava o kadar sıcak oluyor ki koyu renk araba, düdüklüye konmuş tavuk hissi uyandırıyor insanda. 

 

Dönüş yolunda tam yol tarifi aldım. Pozantı'dan sonra Demirelleri geçip ilk sağdan girip, Ankara'ya kadar hiçbir otoban tabelasını takip etmemem gerektiğini öğrendim :D Hedefim yine Ağaçlı'da o çorbayı içmek!!!

 

Yakıtı Shell'den aklı kelden aldıktan sonra dönüş trafiğinden de kaçmak için 15 Temmuz Cuma sabah 7.30'da yola çıktık. İlk molamızı Pozantı Shell'de verdik. O sırada ufak bir kahvaltı ile kendimizi ödüllendirip depomuzu fulledik. Adana'yı sabah geçmek sinirlerime çok yardımcı oldu. Sabahın köründe 30 derece ile güne merhaba diyorlar, sabırlar diliyorum..

 

Pozantı'da Demireller'i geçtikten sonra eski yola girdik. Sanki yolu kendime rezerve etmişim gibi Ankara'dan çıkana kadar hiç trafikle karşılaşmadan geldim. Eski yolda öğlene kadar klima açmaya ihtiyaç duymadım. Dış ortam sıcaklığı yer yer 21 derecelere kadar düştü (gözünü seveyim karasal iklimin). 

 

Ve mutlu son, ikinci yakıtımızı almak ve domates çorbası içmek için gittiğimiz Ağaçlı!!! Çorba çok bozulmuş, eski tadı yok. Üzdü. Yine yakıtı Shell'de aldık, e ben de kel olduğum için yolda bol bol yüksekten atarak Şereflikoçhisar'a doğru ilerledim.

Not, Şereflikoçhisar çıkışına kadar ne kadar çok trafik lambası var öyle!

 

Tuz Gölü'nü de görüp, ayaklarımı içine sokamadan (ortada nur topu gibi bariyer) yola revan olduk. 

 

5 sene yaşadığımız Ankara'nın içinden geçelip deyip Aşti Opet ziyaretimizle son yakıtımızı aldık. O sırada ön camla bütünleşmiş böcek cesetlerini kazıyan pompacıya da çok teşekkür ederim :)

 

Bolu Cankurtaran'da bir BP börek molası verdikten sonra ilk hedef Hendek Parkshop outlettir diyerek yola düştük. Ancak İzmit körfezinde kamyon trafiği karşıladı bizi. Defalarca hızımızı düşürdük, 20 dakika dur kalk gittikten sonra Hendek hedefimize vardık. Ama yorgunluk vurmaya başladı. Bir kahve içelim derken bir baktık ki mola yerini sökmüşler :(

İstanbul yönünde Parkshop outlet tamamen yok. İnşaata girmiş. İç yolları da çökmüş, girmeyin. 5 km önce başka yerler var, orayı kullanın. 

 

Kurtköy'de bedava otoban trafiğine maruz kaldıktan sonra toplam 12 buçuk saatte evimize vardık. 

Bu sefer yakıt tüketimimiz 64 litre çıktı. Yine tasarruf gözetmedik. 

 

 

Tatil boyunca yaklaşık 2400 km araç kullandım. Pompa hesabına göre 5.6 litre, araba hesabına göre 5.8 ortalama ile gittim. 

Ön camda 3 tane nur topu gibi taş izimiz oldu, kasko yenilenmesine doğru cam değişimi şart sanırım.

2021 Honda City bizi hiç üzmedi. Yolda telaş yaptırmadı. 

 

Seneye arabayla gider miyim? Eğer tek sürücü olacaksam gitmem herhalde. 

Sürüşten keyif aldım mı? Evet. 

Ama geçen sene aynı yol 2011 Megane 3 110Luk dizel otomatik ile daha keyifliydi. 300 kilo daha ağır olmasının verdiği güven çok kıymetliymiş. 

 

Geçmiş bayramınızı kutlarım :)

 

 

Sabahın köründe 30 derece ile gözümüzü açtığımız için çok sakin insanlarız 🤣 zevkle okuduk yolunuz düşerse Adana'ya yaz ayları haricinde bekleriz 😊

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Deniz Kom
Muhammed Orak yazdı:

Toplam yakit maliyeti ne oldu? 

Her ilde her istasyonda fiyatlar farklı olduğu için TL olarak söylemek zor. Toplam tüketim gidiş dönüş ve gezmelerle 130 litre oldu.

Yorum bağlantısı
Ozkan çoban

Her sene arabayla gidilir mi sorusu sorulur ve her ne kadar cevabı gidilmez olsa da tekrar tekrar gidilir iyi günler :)

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Erhan Doruk

Radarlar bu ara çok acımasızlar , özellikle ortalama hız uyarılarına dikkat etmek gerekli. Araçlarla yapılan radar tespitlerinde , cihaz kamerası tek bir araca odaklandığı için siz hızlı olsanız da yanınızda da hızlı biri olursa , ceza ona yazılıp siz kurtarabiliyorsunuz.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Deniz Kom
Erhan Doruk yazdı:

Radarlar bu ara çok acımasızlar , özellikle ortalama hız uyarılarına dikkat etmek gerekli. Araçlarla yapılan radar tespitlerinde , cihaz kamerası tek bir araca odaklandığı için siz hızlı olsanız da yanınızda da hızlı biri olursa , ceza ona yazılıp siz kurtarabiliyorsunuz.

Haklısınız. Ama rampalara da radar koyulmamalı bence. Ben frene dokunsam arkadaki çekişten düşecek ve en iyi ihtimalle korna yiyeceğim. En kötüsü de adam tamponumda bitiyor. Bakalım, bugün de bir kayıt işlenmemiş sisteme. Sanırım bu sefer de yırttım :)

Ozkan çoban yazdı:

Her sene arabayla gidilir mi sorusu sorulur ve her ne kadar cevabı gidilmez olsa da tekrar tekrar gidilir iyi günler :)

Dediğiniz gibi oluyor, her sene hem keyif hem de uçak fiyatıyla karşılaştırma sonrası arabaya karar veriyoruz :D

İYi günler dilerim. 

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Celal Aydın

Oldum olası Belen'in yollarından nefret ettim, Dörtyol memleketim olmasına rağmen, bir işim olduğunda Adana'ya giderim, Antakya'ya gitmem.

Rakım çık, geri in, daracık bol virajlı, inişli yokuşlu yollar, çok yoruyor insanı.

 

Yorum bağlantısı
Deniz Kom
Celal Aydın yazdı:

Oldum olası Belen'in yollarından nefret ettim, Dörtyol memleketim olmasına rağmen, bir işim olduğunda Adana'ya giderim, Antakya'ya gitmem.

Rakım çık, geri in, daracık bol virajlı, inişli yokuşlu yollar, çok yoruyor insanı.

 

Evet haklısınız, 1000 km yolu gerilmeden gelip de o Belen yollarında gerginlikten yoruluyorum.

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...