Ersen Tapan 10 Ağustos 2010 Paylaş 10 Ağustos 2010 İnşallah bilmiyordur :lol2: Genellikle altından aklınızın ucuna gelmeyecek sorunlar çıkıyor Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 10 Ağustos 2010 Paylaş 10 Ağustos 2010 Ne dertliymişsiniz be :lol2: Dökün içinizi rahatlayın... Yorum bağlantısı
Fatih Bayram 10 Ağustos 2010 Paylaş 10 Ağustos 2010 Ohhh Bee!!!İyi geldi valla,baya bi rahatladım :lol2: Yorum bağlantısı
Fatih Bayram 10 Ağustos 2010 Paylaş 10 Ağustos 2010 Tamam hanım ben öyle demek istememiştim,söz bidaha Ford clup'a falan girmiycem..Ahh.. Arkadaş sübop kapak contasını sorduydu,bende tam cevap yazıyodum...Şakacıktan yazdıydım...Tamam ben hemen bulaşıkları yıkayıp,yemeği yapıyım 1 Yorum bağlantısı
Sani Gerşon 10 Ağustos 2010 Paylaş 10 Ağustos 2010 Şimdi burada atıp tutuyorsunuz, evde de son sözü siz söylüyorsunuz değil miiii "Tabi karıcım!" 1 Yorum bağlantısı
İlknur Öztürk 10 Ağustos 2010 Paylaş 10 Ağustos 2010 Sinirliyken üstüne varmayın yeter, arasıra arızaya bağlayabiliriz. Onun dışında sizin sahip olmadığınız bir çok duyguya sahibiz biz. Anlayamazsınız, uğraşmayın 1 Yorum bağlantısı
Mert Yeldan 10 Ağustos 2010 Yazar Paylaş 10 Ağustos 2010 Duygu ve bayanlar? Duygunun bayanlarda önemi sadece bir bayan ismi olmasıdır. Yapmayın canım Yorum bağlantısı
Ayhan Şentürk 11 Ağustos 2010 Paylaş 11 Ağustos 2010 hamamböcegini takip edeceksin , hamamböceği hızla bir istikamete doğru yol alirken, hiçbir engelle karşılaşmamasına rağmen aniden durur ve bambaşka bir yöne doğru koşmaya başlar. bunun nedenini çözdün mü kadinlari da anladin demektir. Zaten bir engel çıkmadığı için yönünü değiştiriyor. Yani bir sonuca ulaşamadıklarında sıkılırlar. Engelli yollar kadınlar için daha kıymetlidir. Her istedikleri zahmetsizce olduğunda zamanla anlamsız gelmeye başlar. Kadınlar erkekler gibi değil, bir erkekle konuştuğun gibi kadınla konuşamazsın. Kadınların dili biraz daha farklı. Cümleleri bazen devrik cümle yapmak bile çok farkediyor. Yazacak birçok şey var ama hepsi aslında tek birşeyi gösteriyor. Kadınların ufak çoçuktan farkı yok. Ufak çoçuklarla çok iyi anlaşabiliyorsanız kadınlarlada çok iyi anlaşırsınız ama bunu onlara çaktırmadan Birde onların erkeklere göre çok daha hassas ve zayıf olduklarını unutmayalım. En sevmediğim şeylerden biri trafikte bayan şöförlerin sıkıştırılması, bağrılması ve 2. sınıf insan gibi davranılması. Ülkemizde erkekler kadınlara göre küçüklükten büyüyene kadar çok daha özgür. Erkek çoçuğu daha çok dışardadır ve çoğu konuda çok daha fazla tecrübe kazanır. Kadının kendini geliştirebileceği fırsatları çok daha azdır. Trafikte sıkıştırdığı kadın ile aynı şartlarda yetişseydi o kadın belki ondan çok daha yetenekli olup çok daha iyi araba kullanabilirdi, bilemeyiz... 1 Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 11 Ağustos 2010 Paylaş 11 Ağustos 2010 Kadınlar erkekler gibi değil, bir erkekle konuştuğun gibi kadınla konuşamazsın. Kadınların dili biraz daha farklı. Cümleleri bazen devrik cümle yapmak bile çok farkediyor. Uzun diye es geçmeyin... Okuyun arkadaşlar.. Faydasını göreceksiniz.. Bükçe Dili "Oğlum bir hafta sonra evleniyor. Sorumluluk sahibi bir baba olarak ona öğüt vermem gerekiyor. Fakat bunu evde yapamam çünkü annesi ağız tadıyla öğüt vermeme izin vermez, sözü ağzımdan kapıp kendi devam eder. İş yerimden oğluma telefon açtım, 'Akşam yemeğini dışarıda birlikte yiyelim.? dedim. Deniz kenarındaki bu şirin lokantada şimdi onu bekliyorum. Geliyor aslan parçası, yakışıklılığı da aynı ben. Yan masadaki kızlar gözleriyle oğlumu süzüyorlar. Bakmayın kızlar, onu kapan çoktan kaptı. Hoş beşten sonra konuya giriyorum. Oğlum haftaya düğünün var, bir baba olarak sana bazı konularda yol yordam göstermem gerekiyor. Çocukluğunda suç işlediği zamanlardaki gibi birden bire kızardı. Kerata ne anlatacağımı zannettiyse! -Baba ben yirmi altı yaşındayım, bazı şeyleri biliyorum artık. -Ah senin o biliyorum zannettiğin konularda da çok bilmediğin çıkacak ama ben o konulardan bahsetmeyeceğim. Keşke konuşabilseydik ama henüz o kadar modern olamadım. Rahat bir nefes aldı. Bu arada yemeklerimiz de geldi. Oğlumla şöyle keyif yaparak muhabbet edelim bakalım. -Kaç dil biliyorsun oğlum sen? -İngilizce, Fransızca, bir de Türkçe'yle üç dil oluyor. -Bugün ben sana dördüncü dili öğreteceğim. Dilin adı Bükçe. Kadınlar tarafından kullanılır. Sen buna 'kadın dili? de diyebilirsin. Güldü. Güldüğü zaman benim yanağımdaki gibi küçük bir gamzesi var, o ortaya cıkıyor. -Kadınların ayrı bir dili mi var? -Tabii ki. Eğer kadın dilini bilirsen bir kadınla yaşamak dünyanın en büyük zevkidir, ama bu dili bilmezsen hayatın kararabilir. O yüzden bir kadınla mutlu olmak isteyen her erkek Bükçe'yi öğrenmeli. İyi de niye Bükçe? -Çünkü kadınlar konuşurken, genellikle söyleyecekleri sözü net söylemezler. Eğip bükerler; onun için dilin adını ;Bükçe? koydum. -'Bükçe zor bir dil mi baba?? diye sordu gülerek. -Bana bak, çok önemli bir konu ama eğleniyor gibisin, biraz ciddiye al. Bir kadınla mutlu olmak istiyorsan bu dili bilmen çok önemli. Çünkü kadınlar sözü bükerek bükçe konuşurlar sonra da senin sözün doğrusunu anlamanı beklerler. Felsefesini anlarsan kolay, anlamazsan zor. Mesela Çinli bir karın var, sen karına sürekli Fransızca "seni seviyorum? diyorsun ama karın hiç Fransızca anlamıyor. Fransızca "seni seviyorum? un onun için bir anlamı yoktur. Ona Çince seni seviyorum dediğinde seni anlayabilir. -Tamam baba, haklısın ciddiyetle dinliyorum. Peki, sence kadınlar neden bizimle aynı dili konuşmuyorlar, söyleyeceklerini direkt söylemiyorlar ? -Bence bir kaç sebebi var. Birincisi, duygusal oldukları için, hayır cevabı alıp kırılmaktan korktuklarından sözlerini de dolaylı söylüyorlar. İkincisi, kadınlar dünyaya annelikle donanımlı olarak gönderildikleri için onların iletişim yetenekleri çok güçlü. -Bu konuda biz erkeklerden bir sıfır öndeler yani. -Ne bir sıfırı oğlum, en az on sıfır öndeler. Düşünsene, henüz konuşmayan, küçük bir çocuğun bile yüz ifadesinden ne demek istediğini hemen anlıyorlar. İşin kötüsü kendileri leb demeden leblebiyi anladıkları için biz erkekleri de kendileri gibi zannediyorlar. Onun için leb deyip bekliyorlar. Hatta bazen, leb demek zorunda kaldıkları için bile kızarlar. "Niye leb demek zorunda kalıyorum da o düşünmüyor?? diye canları sıkılır. -Biz de bazen Canan'la böyle sorunlar yaşıyoruz. 'Niye düşünmedin?? diye kızıyor bana. -Kızarlar oğlum, kızarlar. Kadınlar ince düşüncelidirler, detaycıdırlar, küçük şeyler gözlerinden hiç kaçmaz. Bizim de kendileri gibi düşünceli olmamızı beklerler, fakat erkekler onlar gibi değil. Biz bütüne odaklıyız, onlar detaya. Beyinlerimiz böyle çalışıyor. -Ne olacak baba o zaman, yok mu bu işin çaresi? -Var dedik ya oğlum, Bükçe'yi öğreneceksin, bunun için buradayız. Hazır mısın? -Hazırım baba. -Bükçe bol kelime kullanılan bir dildir. Biz erkeklerin on kelime ile anlattığı bir konu, Bükçe'de en az yüz kelime ile anlatılır. Dinlerken sabırlı olacaksın. Mesela karın o gün kendine elbise aldı, diyelim. Bunu sana 'Bugün bir elbise aldım.? diye söylemez. Elbise almak için dışarı çıktığı -ndan başlar, kaç mağazaya gittiğinden, almak için kaç elbise denediğinden, indirimlerden, yolda gördüğü tanıdıklarından, alırken yaptığı pazarlıktan devam eder ve sana kocaman bir hikaye anlatır. -Hikaye dili yani. -Aynen öyle. Sen akıllı bir erkek olarak ona asla, 'Hikaye anlatma, ana fikre gel, kısa kes.? demeyeceksin. Böyle bir şey dediğinde bittin demektir. İster öyle de, istersen 'seni sevmiyorum.? de. İki durumda da 'seni sevmiyorum? demiş olacaksın. -Ne alakası var baba 'seni sevmiyorum? demekle 'kısa anlat? demenin? -Çok alakası var. Kadınlar dinlenmedikleri zaman sevilmediklerini düşünürler. -Bu önemli. Bükçe'de dinlemek sevmektir diyorsun. -Aynen öyle. Devam edelim. Bükçe ima dolu bir dildir. Kadınlar konuşurken bir şeyler ima etmeyi severler. Biz erkekler de imalı konuşuyoruz diye düşünürler ve gözlerimizle onlara ne demek istediğimizi çözmeye çalışırlar. Oysa erkeklerin ima yeteneği pek gelişmemiştir. Bizim kastımız söylediğimiz şeydir. -Geçen hafta Canan bana 'Bir kaç kilo daha versem gelinliğin içinde daha iyi duracağım.? dedi. Ben de 'Böyle de iyisin.? dedim. Canı sıkıldı, bir kaç saat surat astı. ";Neyin var?? diye sordum. 'Hiçbir şeyim yok.? dedi. Sence nerede hata yaptım? -'Böyle de iyisin? derken o 'de? ekini orda kullanmamalıydın. Canan bunu şöyle anlamıştır. 'Böyle de fena sayılmazsın, eh işte, idare edersin ama tabi daha da iyi, daha da güzel olabilirsin.? -Peki ne demem gerekiyordu? -Şunu hiç unutma. Kadınlar kendileri ile ilgili, giysileri ile ilgili ya da aileleri ile ilgili bir soru soruyorlarsa, kesinlikle iltifat bekliyorlardır. Es kaza eleştirmeye kalkarsan yandın. Bunu hiç unutmazlar. O gün 'Hayatım sen zaten Çok güzelsin, kilo vermeye falan bence ihtiyacın yok.? deseydin, günün zehir olmazdı. Mesela bir gün kucağına oturup 'Ağır mıyım?? derse sakın ;Evet, biraz? falan deme 'Hayır? de. Yoksa bir daha kucağına oturmaz. -Yani diyorsun ki bir kadın her daim güzeldir, her giydiği yakışır ve her kadının annesi bir hanımefendi, babası da beyefendidir. Bana ne yaparlarsa yapsınlar. -Aferin oğlum, çok hızlı anlıyorsun bana çekmişsin. Kadının, kendi anne babasıyla sorunu olsa, kendi eleştirir ama asla senin eleştirmeni kabul etmez. Bunu kendine hakaret olarak alır. -Ve asla unutmazlar, değil mi? -Aynen öyle. Yıllar once annene, annesi için 'Biraz cimri.? demiştim. Hala 'Sen benim annemi sevmezsin.? der ve annesi bize bir şey aldığında gözüme sokar, en çok göreceğim yere koyar. -Hadi o konularda dilimi tutarım da, şu ima işini çözmek zor geldi. -Zor gibi ama biraz gayret edersen çözersin. En önemlisi imaları anlayacaksın ama 'Sen şunu mu demek istiyorsun?? diye asla yüzüne vurmayacaksın. -Anladım. Anlayacaksın ama anladığını belli etmeyeceksin. Buna şöyle de diyebiliriz. O beni iğnelediğinde 'Niye bana iğne batırıyorsun?? Diye sormayacağım, o iğneyi ben kendi kendime batırmışım gibi yapacağım. -Güzel ifade ettin oğlum. Mesela dün öğlen annen beni aradı. 'Akşama tok mu geleceksin?? diye sordu. Beni biliyorsun akşam yemeklerinde hep evdeyimdir. Kırk yılda bir dışarıda yerim onu da haber veririm. Tabi ben hemen anladım annenin ne demek istediğini. 'Tok gel, yemekle uğraşmak istemiyorum? demek istiyor. Anladım ama tabi 'Ne demek istiyorsun?? demedim. -Dün çok yorulmuştu baba, düğün alışverişine çıkmıştık. -Bunun pek çok sebebi olabilir. Yorulmuş olabilir, bir kabul gününden tok gelmiş olabilir, bin beş yüzüncü diyetine başlamış ve o gün yemekle uğraşmak istemiyor olabilir. Ama bunu biz erkekler gibi kısa yoldan "Canım benim karnım tok, sen de dışarıda bir şeyler ye, ya da yorgunum, gelirken bir seyler getir yiyelim.? demez. Sanki böyle derse, iyi ev kadını rütbesi tozlanacak, mevki kaybedecek. İlla Bükçe anlatacak, asık bir yüzle karşılaşmamak için senin de anlaman gerekiyor. 'Hayır, evde yiyeceğim ama istersen hazır bir şeyler alıp geleyim, ne dersin??dedim. 'Tamam.? dedi. Döneri sever biliyorsun, dün eve giderken, ekmek arası döner yaptırdım. Onun dönerini de porsiyon yaptırdım. Bunu düşündüğüm için ayrıca sevindi. O da diyette, düğünde daha zayıf görünme derdinde bu sıralar. -Bu Bükçe'de kısa konuşma yok mu baba? -Var ama yerinde olsam hiç tercih etmezdim. Kadın konuşmuyorsa ya da kısa konuşuyorsa kesin ciddi bir sorun var demektir. Mesela baktın canı sıkkın, soruyorsun, 'Neyin var?? diye. 'Hiçbir şeyim yok.? diyorsa, aman bir şeyi yokmuş diye bırakma. Yoksa az sonra, çok ilgisiz olduğundan yakınarak, ağlamaya başlar. -Bükçe'de 'Hiçbir şey yok.? demek ";Çok şey var, benimle ilgilen.? demek oluyor, o zaman. -Evet. Biz erkekler 'Bir şey yok.? diyorsak ya gerçekten bir şey yoktur, sadece başımızı dinlemek istiyoruzdur ya da bir sey vardır ama; 'Şu anda konuşacak bir şey yok.? diyoruzdur. Her ikisinde de konuşmak istemiyoruzdur. Ama kadınlar ilgiyi sevgi olarak gördükleri için "Bana değer veriyorsan, ilgilen ki anlatayım.? demek istiyordur. Çok nadiren gerçekten anlatmak istemiyor olabilir, o zaman da fazla üstüne varıp bunaltmayacaksın tabi. -Bir arkadaşım da 'Kadınların ?Peki.' demesi tehlikelidir? demişti. -Doğru. Bir kadının ağzından çıkan kuru bir 'peki', ?olur', ?tamam' her zaman tehlikelidir. Bu Bükçe'de 'Şimdi tamam diyorum ama acısını daha sonra çıkaracağım.? demektir. Sana en kısa zamanda kesin bir ceza keser. Fakat pekinin yanında 'Peki canım, olur hayatım? gibi bir hoşluk ekliyorsa korkmaya gerek yok. -Zor bir dil baba. -Yok yok gözün korkmasın, her yabancı dil gibi. İlk başlarda biraz çalışacaksın, pratik yapacaksın, bazen hatalar yapacaksın, dikkat edeceksin sonra otomatiğe bağlanırsın. Kolay yanı şu; senin bükçe konuşman gerekmiyor. Dili anlaman yeterli. -Anlamak da pek kolay değil ama. -Korkma, o kadar zor değil. En önemli kuralları ben sana öğretiyorum zaten. Devam edelim. Kadınlar istediklerini söylemek zorunda kalınca, düşünemediğimiz için biz erkeklere kızarlar ve konuşurken suçlayarak konuşurlar; fakat suçladıklarının farkında olmazlar. Sitem ediyoruz zannederler. -Nasıl yani? -Mesela, karın sana 'Ne zamandır dışarı çıkmadık.? derse bunu suçlama olarak üstüne alma, canı seninle gezmek istiyordur, bunu sen düşünüp teklif etmediğin için kalbi kırılmıştır. Maksadı seni suçlamak değildir. 'Daha geçenlerde gezmeye gittik.? gibi bir savunmaya girme. "Tamam canım haklısın, ben de istiyorum, en kısa zamanda gideriz.? de, konu kapanır. Tabi ilk fırsatta da sözünü yerine getirirsen iyi olur. -Küçük ama önemli detaylar. -Aynen öyle. Mesela karın 'Üşüdüm.? diyorsa, "Üstünü kalın giy.? demeni ya da kombiyi açmanı değil, ona sarılmanı istiyordur. -Keşke okullarda öğretselerdi biz erkeklere Bükçe'yi. Ne kadar erken başlasak o kadar çabuk kavrayabilirdik belki. -Haklısın, aslında ben de sana öğretmek için geç kaldım. Neyse zararın neresinden dönülse kardır. -Not mu alsaydım... Epeyce detayı varmış dilin. -Sen bilirsin oğlum, unutacaksan al. Keşke ben de not alıp gelseydim. Umarım sana eksik öğretmem. Şimdi aklıma geldi. Kadınların en nefret ettiği sözcük 'Fark etmez.?dir. 'Fark etmez?i kadınlar 'Hiç umurumda değil, ne yaparsan yap.? diye anlarlar. -En değerli sözcük nedir? -Sen bil bakalım. -'Seni seviyorum.? herhalde. -Evet, kadınlar 'Seni seviyorum.? sözünü sık sık duymak isterler. Biz erkekler ";Söylemiştim, zaten biliyor.? diye bu konuda gaflete düşmemeliyiz. -Bükçe sadece konuşma dili midir baba? Bunun bir de davranış dili var gibi geliyor bana. -Zekan kesinlikle bana çekmiş. Ben de tam ona geliyordum. Davranışlar da çok önemli tabii. kadınlar küçük şeylere önem verirler. Akşam ona sarıl, televizyon izliyorsan sarılarak izle. Gündüz onu düşündüğünü ifade etmek için kısacık da olsa bir mesaj gönder, küçük sürprizler yap. O yemek hazırlarken ona yardım et, salata yap, çay demle. -Akşam gelip sırt üstü yatmak yok yani. -Gözünde büyütme. Sayınca çok şey gibi görünüyor ama aslında bunlar zaman alacak, zor ve masraflı şeyler değil. Sen bu küçük şeylere dikkat et, zaten karın sana paşa gibi davranır, seni yormaz. Bir erkek bu küçük şeylere dikkat etmezse zamanını karısıyla büyük kavgalar yaparak geçirir. Sevgiyle geçirmek varken niye kavgayla geçiresin ki? Kadınlar çok vericidir ama, eğer sen hep alıp hiç vermezsen, bir gün birden patlarlar. Küçük küçük alırlarsa, büyük büyük verirler. -Tamam baba, bunlara dikkat edeceğim. Garson yemek tabaklarını kaldırırken oğlumun telefonu çalmaya başladı. Belli ki nişanlısı arıyor, konuşmak için deniz kenarına doğru adımlamaya başladı. Az sonra geldi. -Baba çok teşekkür ederim. Bükçe'yi anlamaya başladım. Canan aradı. 'Salonun perdeleri ne renk olsun karar veremedim, yarın birlikte mi baksak?? dedi. Tam 'Fark etmez, sen seç.? diyecektim ki bunu senin söylediğin gibi 'Ev de perde de umurumda değil.? gibi anlayacağı aklıma geldi. 'Tabii canım, istersen birlikte bakabiliriz ama ben senin zevkine güveniyorum, sen seç istersen.? dedim, çok mutlu oldu. Kendi seçecek. -O zaten perdeyi çoktan seçmiştir de kadınlar illa yaptıklarını onaylatmak isterler. Birlikte de gitsen o seçtiği perdeyi almak isteyecektir. Biz erkekler onların ne demek istediklerini anlarsak, işlerden kolay sıyırırız. -Baba tekrar teşekkür ederim. Bu iyiliğini hiç unutmayacağım. Bana Bükçe'yi öğretmeseydin halimi düşünmek bile istemiyorum. Şanslısın oğlum. Benim seninki gibi bir babam yoktu. Bunları deneye yanıla öğrenmem yıllarımı aldı. Sen yine iyisin, hazıra kondun. Güle güle kullan, isteyene de öğret, herkes de güle güle kullansın. Kullansınlar ki yüzleri gülsün. 3 Yorum bağlantısı
Murat Dere 11 Ağustos 2010 Paylaş 11 Ağustos 2010 Ah bir de yeter sus dedin mi susmasını bilseler. NAsıl sus dediğin de önemli abi. İyi de niye iki okyanusu bağlıyoruz? O iki okyanusu bir köprüyle beğlamak ne kadar zor biliyon de mi? 1 Yorum bağlantısı
Ayhan Şentürk 11 Ağustos 2010 Paylaş 11 Ağustos 2010 Uzun diye es geçmeyin... Okuyun arkadaşlar.. Faydasını göreceksiniz.. Okuyun arkadaşlar. Uzun gelmesin, başlayınca hemen bitiyor. Faydalı olacağı kesin. Yorum bağlantısı
Göktuğ Serbent 11 Ağustos 2010 Paylaş 11 Ağustos 2010 kadınları biraz anlamak için, bir keresinde çok büyük ve sadece kadınlara özel bir forumu okumaya başladım. dertler kısmı filan vardı. okudukça dehşete düştüm. bir daha girmedim foruma, ramazanın ilk duasıda benden olsun allah kadın milletinin arızalarından biz erkekleri korusun... Yorum bağlantısı
Metehan Şahin 11 Ağustos 2010 Paylaş 11 Ağustos 2010 Olay şöyle gelişiyor. Bu nasıl bir ima sanatıdır. Ben mevzuyu 1 saat sonra çözebiliyorum. Yorumsuz yazıyorum; - Beni özlememişsin? - Neden? - Ne neden? - "Beni özlememişsin" dedin ya nerden çıkarttın bunu diyorum? - Ya oof tamam bişey demiyorum. - Ne? Ne oldu şimdi? Neden kızdın? -Yok tamam kapatalım konuyu. Yorum bağlantısı
Sani Gerşon 11 Ağustos 2010 Paylaş 11 Ağustos 2010 Bu da size hediyem olsun, bayanları anlamanın en kolay yolunu aşağıya iletiyorum. Anonimdir Ihtiyacimiz var. (ISTIYORUM) Ne istiyorsan onu yap. (NASILSA BEDELINI ÖDETECEGIM) Konusmaya ihtiyacim var. (ONAYLANMAYA IHTIYACIM VAR) Konusmaya ihtiyacim var. (SIKAYET EDECEGIM) Sinirli degilim. (ELBETTE SINIRLIYIM APTAL HERIF) Romantik olup da su isigi söndürür müsün? (SARKAN YERLERIM VAR DA !) Bu mutfak cok kullanissiz. (YENI BIR EV ISTIYORUM) Yeni gece ayakkabisina ihtiyacim var. (ÖBÜR 60 CIFT TOZLU) Beni seviyor musun? (PAHALI BIR SEYLER ISTEMEK ÜZEREYIM) Beni ne kadar seviyorsun? (BUGÜN BIR HALT KARISTIRDIM) Bir dakika icinde hazirim sevgilim. (KALINCA BIR KITABA BASLAYABILIRSIN) Popom biraz büyük mü? (BANA GÜZELSIN DE) Bir iletisim problemimiz var. (BENIMLE HEMEN UZLAS) Hayir bagirmiyorum. (BENIMLE HEMEN UZLASSAN COK IYI EDERSIN) 1 Yorum bağlantısı
Fatih Bayram 11 Ağustos 2010 Paylaş 11 Ağustos 2010 kadınları biraz anlamak için, bir keresinde çok büyük ve sadece kadınlara özel bir forumu okumaya başladım. dertler kısmı filan vardı. okudukça dehşete düştüm. bir daha girmedim foruma, ramazanın ilk duasıda benden olsun allah kadın milletinin arızalarından biz erkekleri korusun... Amin cümlemizi... Yorum bağlantısı
Cavit Doğan 11 Ağustos 2010 Paylaş 11 Ağustos 2010 Gençlere Allahtan sabır diliyorum, şükür'ki biz yolu yarıladık.. Yorum bağlantısı
İlknur Öztürk 12 Ağustos 2010 Paylaş 12 Ağustos 2010 Duygu ve bayanlar? Duygunun bayanlarda önemi sadece bir bayan ismi olmasıdır. Yapmayın canım Bana sizde de biraz hata var gibi geldi ya neyse Yorum bağlantısı
İlknur Öztürk 12 Ağustos 2010 Paylaş 12 Ağustos 2010 Bende bir bayan olarak iş hayatında her türlü politikayı çeviren erkeklerin eşlerine karşı hiç politik olamamasını anlamıyorum. Bir de arabalara, bilgisayarlara, futbol maçlarına,vs.... her türlü zaman ayrılırken, eşlere/kız arkadaşlara ayrılan zamanın sayılmasını anlamıyorum 1 Yorum bağlantısı
Göktuğ Serbent 12 Ağustos 2010 Paylaş 12 Ağustos 2010 işte bu, Newyork taki bir iş kadın ile Kabil'deki bir kadının belkide tek ortak derdidir. "ilgi" ben hayatımda hiçbir kadının gördüğü ilgiden memnun kaldığını hatırlamıyorum. bu konuda suçlu benim diyebilirdim ki gördüğüm hiçbir kadınında eşlerinin ilgisinden memnun kalmadığını görünce sorunun bende olmadığını anladım. 1 Yorum bağlantısı
Fatih Bayram 12 Ağustos 2010 Paylaş 12 Ağustos 2010 +1 Kesinlikle olay bu, aksini iddia eden. Yorum bağlantısı
Yaşar Demirci 12 Ağustos 2010 Paylaş 12 Ağustos 2010 bir kadını anlamak için, ölü gibi olmak gerekiyor. yapmış olduklarına ve yapacaklarına hiç sesini çıkarmayacaksın Yorum bağlantısı
Ufuk Kılınçarslan 13 Ağustos 2010 Paylaş 13 Ağustos 2010 Olay şöyle gelişiyor. Bu nasıl bir ima sanatıdır. Ben mevzuyu 1 saat sonra çözebiliyorum.Yorumsuz yazıyorum; - Beni özlememişsin? - Neden? - Ne neden? - "Beni özlememişsin" dedin ya nerden çıkarttın bunu diyorum? - Ya oof tamam bişey demiyorum. - Ne? Ne oldu şimdi? Neden kızdın? -Yok tamam kapatalım konuyu. Yorum bağlantısı
Evren Erakçora 13 Ağustos 2010 Paylaş 13 Ağustos 2010 Olay şöyle gelişiyor. Bu nasıl bir ima sanatıdır. Ben mevzuyu 1 saat sonra çözebiliyorum.Yorumsuz yazıyorum; - Beni özlememişsin? - Neden? - Ne neden? - "Beni özlememişsin" dedin ya nerden çıkarttın bunu diyorum? - Ya oof tamam bişey demiyorum. - Ne? Ne oldu şimdi? Neden kızdın? -Yok tamam kapatalım konuyu. Yorum bağlantısı
Servet Aydın 13 Ağustos 2010 Paylaş 13 Ağustos 2010 (düzenlendi) Çok değil 11 yıllık evlilik hayatım var.Bu süre zarfında bahsettiğiniz sıknıtıların bazılarını bende yaşadım.(Yaşamamak mümkün değil) Bizlerin daha serbest büyümemiz,sokaka kültürü ile yoğrulmamız karşı cinsi anlamamızı engelledi.Karşı cins daha küçüklüğünden itibaren derdini anlatmak istediğinde,sıkıntısını paylaşmak istediğinde sus konuşma dersek ve ilgilenmezsek gelişimi esnasında kısa cümleler ve ifade sanatı ile derdini anlatmayı öğrenir.ondan sonrada yaptıklarına anlam veremeyiz.İki kız çocuğu yetiştiriyorum ve ifade,konuşma paylaşma özgürlüğü vermezsem bendekilerde yarın büyüdüğünde karşısındakini maymuna çevirecektir. 13 Ağustos 2010 tarihinde Servet Ayd?n tarafından düzenlendi 1 Yorum bağlantısı
Recommended Posts