Mehmet Ozyurek 15 Mart 2012 Yazar Paylaş 15 Mart 2012 Sanırım arka tampon'a yengemin yemekleri yapışmış eğri duruyor gibi, Haftasonu düzeltsek mi neci?? Orada bir hasar var, uygun bir zamanda autokinge götüreceğim... Ama canın Nevşehir Tava çektiyse atla gel.. Gelirken de misafir davet edebilirsin.. 2 Yorum bağlantısı
Selim Yılmaz 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 hayırlı olsun abi kazasız belasız sürüşler Yorum bağlantısı
Ayhan Sırtıkara 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 Hayırlı olsun, kazasız belasız kullanın. MK3'ler için de faydalı, bir seri modifikasyonları sabırsızlıkla bekliyoruz. Selamlar Yorum bağlantısı
Ahmet Kiriş 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 Orada bir hasar var, uygun bir zamanda autokinge götüreceğim... Ama canın Nevşehir Tava çektiyse atla gel.. Gelirken de misafir davet edebilirsin.. Hatice Ablam ne pişirirse onu yeriz abi, kuru ekmek de kabulümüz. Ablamın eli değsin yeter. Arda da koltukların tepesinde gezer olur biter. Ama Servet Aydın gelmezse gelmem. Ben pencereyi açıp da kimi üşütecem Servet Aydın gelmezse Bir de forever Aşıklar Tepesi var, ama Çağlar Bayur da lazım oraya. 1 Yorum bağlantısı
Misafir 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 (düzenlendi) Beni C-max'den döndürebilecek tek makine bu herhalde. (S-Max hariç) Bir kaç gündür kendimi sahibinden'de mondeo bakarken buluyorum, sonra elime vurup tekrar işime dönüyorum. Hayırdır inşallah. Mustafa Bey, çok doğru bir yola sapmışsınız:) Keyfiniz oldukça artacaktır. MK2 ile MK3 arasındaki karşılaştırmayı sabırsızlıkla beklerken, ben biraz girizgah yapsam mahsuru olmaz sanırım. Bu evrilmeyi 3 sene önce yaşasam da hislerim taptaze... Mk2 ile Mk3 arasındaki estetik tek benzerlik öndeki Ford ve kapılardaki Ghia logoları. Mk3'te kesinlikle Mk2'nin estetik ve malzeme olarak esintisi yok, teknik konularda çok başarılı bir model olmasına rağmen Mk2, Ford zoru seçerek daha başarılı bir araç üretirken, selefinden parça bile koymamış araca. Motor olarak kesinlikle kalitenin de kalitelisi. 2001-2007 arasında tek bir revizyon yapılmayan bir motor. Ana estetik olarak 2 kere makyaj var. 2006 makyajı sadece ufak bir dokunuş, 2004 makyajı ise can alıcı değişiklik. Yanlız 6 sene bir modeli ayakta kozmetik olarak ayakta tutmak başarı. MK4 Mondeo'da ki tek makyaj bile aracın şeklini şemalini değiştirdi. Çok diagonal ve eşçizgisiz bir araç olmasına rağmen, MK3'ün klasik çizgileriyle yakaladığı uzun ömrü pek yaşayamayacak gibi. Mk2 Mondeo'ya dönersek, şanssızlığı, Focus ile 99 yılında geçilen New Age tasarımından oldukça yara alan bir model. Yani Ford'un çizgileri değişirken, o zamanlar için radikal olan yuvarlak hatları çabuk demode oldu ve zaten 99 yılından sonra hemen hiç tutumadı. Focus'un cezbediciliği ve düşük motor alternatifi karşısında yara aldı. Ghia donanımı, döneminde farklı araçlarda bulunmayan opsiyonları ihtiva ederken, GLX modeli bile standart klima ve abs gibi güvenlik ile konfordan ödün vermiyordu. Her zaman olduğu gibi çok başarılı yol tutuş, başarılı direksiyon ve yine başarılı ve keyifli yarı havalı süspansiyonları maalesef, bu sınıftaki araca pek yakışmayacak işçilik ve tasarım kusurları nedeni ile biraz gölgeleniyordu. Ön panelde kullanılan geçmeli malzemelerin, ileri yaş dönemlerinde kronik ses problemlerine neden olması, ayrıca yine bol plastik malzemenin tıkırtıları bu aracın negatif yönü. Rakibi pasatlardaki üstün ses sisteminden eser yoktu mesela bu araçta. 97'de Passat'ın orta sınıfa getirdiği havadan da uzak kaldı biraz. Yani MK2 şanssız bir dönemin ürünüydü. Önce rakipler, sonra kendi markası zayıflattı gücünü. Yanlız Ford'un 98-2001 arasında eğilmediği ve yatırımını Focus'a yaptığı dönemlerdeki bu uzun boşlukta halefi olan MK3'de yapılacaklar için sanki bir vesile olmuştu. Hem yeni akım new age uyumlu hem de klasik bir model çizilse bu kadar olurdu. Aslında Ford'un bu başarısı 2001 yılında anlaşılamadı. Piyasadaki WV ve Opel aşkı bu sınıf kullanıcılarını MK3'e itmedi. Alıp kullanan çok memnunken, Ford'a uzak olanların yanından bile geçmediği bir araçtı. Yükselen vergiler ve Ford'un makus kaderi nedeni ile fiyatları ikinci elde iyice düşünce, otomobil sevdalıları tarafından keşfedildi. İkinci eli, "0" larına göre daha çok itibar görür hale geldi. Bir de geriden Focus ile yetişip gelen Ford sevdalıları oluştu bu arada. Onlar da daha güzel araç arayışlarını dışarda değil, içerde arayınca Mondeo'nun yıldızı parladı. MK3 kesinlikle sınıfının üstünde bir araç. Sağlamlığı, konforu, güvenliği, işçiliği, boyutları ve ince düşünülmüş bir çok ayrıntısı üst sınıfa göz kırpan bir model. Kapılarını kapatırken duyulan tok ses bile aracın başka şeyler çağtıştırması için yapılmış hissi veriyor. A sütunlarındaki yumuşak malzemeden tutun, torpido üstündeki güneşten yansıma yapmaması için kullanılmış pütürlü mat malzeme bile değerini bilene çok şey ifade edecektir. MK3'ün fiyatı ve pozisyonu itibari ile E serisi ya da 5 serisi gibi olmasını bekleyemeyiz belki ama beklentileri de haddinden fazlasıyla karşılayan bir model olduğunu da unutmamak gerekir. Ben ilk MK3 aldığımda burada konu açtığımda, Mondeo'da sürpriz yok demiştim. Konfor ve zevk garantisi olan bir model Mondeo. MK4'e geçince de aynı hissi duyguları paylaşırım diye düşünüyorum. Bu yüzden de başka markalara çok heves etsem de işin garanti kısmı olan bu iki unsuru hiçbir zaman yabana atamıyorum. Mehmet Bey, kusura bakma biraz konunu işgal ettim. Saygılarımla. 15 Mart 2012 tarihinde Evren İskent tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Ertan Çabuk 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 Evren bey bu aracı anlatırken dışarı çıkıp aracı sevesim geliyor. Bir araç bu kadar güzel tarif edilir. İşin özü araç tüm tariflere de uyuyor.... Yorum bağlantısı
Servet Aydın 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 Evren Pırasa sebzesinin faydalarını anlatsa yarından tezi yok yemeye başlarım 2 Yorum bağlantısı
Melih Bozkurt 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 Geç olsa da, yeni aracın hayırlı olsun Mehmet Abi Mercek değişimi çok yerinde bi karar olmuş, aydınlatma etkisi kadar görüntüsünü de güzelleştirmiş. Allah nazardan saklasın, tü tü tü maaşallah Yorum bağlantısı
Ersen Tapan 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 Evren bey bile anlatsa yemem... Ya bizim Fransa'daki geyikçibaşımız nerede? Pırasa pişirmeye gitmiş Yorum bağlantısı
Mustafa Akdeniz 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 Sizi başka bir araçla düşenemiyordum zaten güzel bir tercih olmuş... Allah kazasız belasız kullanmayı nasip etsin ailenizle ve sevdiklerinizle.... Benimde yeniden Mondeo aşkım depreşti eğer Jeep'i satarsam yakın zamanda yine bir Ghia-X ile dönüş yapabilirim fakat bu sefer düz vites olmak kaydıyla Yorum bağlantısı
Ertan Çabuk 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 Evren Pırasa sebzesinin faydalarını anlatsa yarından tezi yok yemeye başlarım ben arabayı bile yalayasım geliyor bırak pırasayı ıspanağı Evren bey bile anlatsa yemem... Ya bizim Fransa'daki geyikçibaşımız nerede? onun misafirleri vardı en son. ampul olayından sonra kayboldu gitti 2 Yorum bağlantısı
Misafir 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 Evren bey bu aracı anlatırken dışarı çıkıp aracı sevesim geliyor. Bir araç bu kadar güzel tarif edilir. İşin özü araç tüm tariflere de uyuyor.... Satmayın Ertan Bey. Daha iyisini bulamayıp, üzülürsünüz:) Adım fanatk Mondeo'cu olacak bu gidişle. Evren Pırasa sebzesinin faydalarını anlatsa yarından tezi yok yemeye başlarım Evren bey bile anlatsa yemem... Ben de yemem aslında ama üzerine beşamel sos ve kaşar ile yapılan ogroten (doğru mu yazdım bilmiyorum) olunca tadımlık yiyorum Yorum bağlantısı
Ertan Çabuk 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 Satmayın Ertan Bey. Daha iyisini bulamayıp, üzülürsünüz:) Adım fanatk Mondeo'cu olacak bu gidişle. Ben de yemem aslında ama üzerine beşamel sos ve kaşar ile yapılan ogroten (doğru mu yazdım bilmiyorum) olunca tadımlık yiyorum satma işi iptal oldu zaten. İnşallah diyelim daha doğrusu. Valla yalan yok evren bey, mondeo mk3 ile ilgili senden önce bir şey yazabilirsem yazdım yoksa senden sonra yazasım gelmiyor Bende fanatiğim ancak tarif olayı bambaşka Yorum bağlantısı
Servet Aydın 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 (düzenlendi) Ben de yemem aslında ama üzerine beşamel sos ve kaşar ile yapılan ogroten (doğru mu yazdım bilmiyorum) olunca tadımlık yiyorum Yav bi sus anlatma Ya biz yine et konusuna gelmişiz... Yuhhh bana! Efenim ızgaramı ? Nerde ? 15 Mart 2012 tarihinde Servet Aydın tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 15 Mart 2012 Yazar Paylaş 15 Mart 2012 Evet bilelim ne zaman.. Geçiştirme cevaplar istemiyoruz... Yorum bağlantısı
Servet Aydın 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 Eskişehir'de... Her zaman... Zaman kısıtlamamız yoktur... Evet bilelim ne zaman.. Geçiştirme cevaplar istemiyoruz... +1..Ne zaman ? Yorum bağlantısı
Servet Aydın 15 Mart 2012 Paylaş 15 Mart 2012 Bu hafta Pazar saat 13:00 Alın size zaman... :) Ohhh. Çok hızlı oldu be Ben bile yetişemem 1 Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 15 Mart 2012 Yazar Paylaş 15 Mart 2012 Ohhh. Çok hızlı oldu be Ben bile yetişemem Adam bi sorar ne zaman olsun diye Yorum bağlantısı
Ahmet Kiriş 16 Mart 2012 Paylaş 16 Mart 2012 Bu pazar olmaz. Başka pazar olsun yavvv. Yorum bağlantısı
Naci Özkan 16 Mart 2012 Paylaş 16 Mart 2012 Sanırım arka tampon'a yengemin yemekleri yapışmış eğri duruyor gibi, Haftasonu düzeltsek mi neci?? Banada sanki arka lastik biraz egri gibi geldi,duzeltmek lazim Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 16 Mart 2012 Yazar Paylaş 16 Mart 2012 Nisanda gelin.. erciyeste düzeltelim... Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 16 Mart 2012 Yazar Paylaş 16 Mart 2012 Forumu takip etme konusunda çok özürlüyüm. Daha yeni gördüm... Hayırlı olsun. Allah kazasız cezasız kullanmak nasip etsin... :nazar: Öyle olsun ben de seninkini 10 gün sonra göreceğim Nooldu yanık araba işi 1 Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 16 Mart 2012 Yazar Paylaş 16 Mart 2012 Ben bilmiyorum Sabri biliyor... Ben almaktan vazgeçtiğimi söyledim gerisini Sabri biliyor. Ben yanık hali ile kabul edebilirim... Yorum bağlantısı
Naci Özkan 16 Mart 2012 Paylaş 16 Mart 2012 Nisanda gelin.. erciyeste düzeltelim... ESP var ya,erciyes dersin emmi Yorum bağlantısı
Recommended Posts