İçeriğe Yönlendir

Otomatik Av Tüfeği


Aydın Sert

Recommended Posts

Tahir İlter

Tek tetik süper poze ile hedefe atış yaptıktan sonra çenemin uyuştuğunu fark ettim.. Aslında gözlerimden de yaş gelmek üzereydi.. :D Tüfeğin sahibi arkadaş söylemeyi unuttum bunun tetiği bozuk bazen iki fişeği birden ateşliyor dedikten sonra tek tetik olayına sıcak bakamadım... ;)

:kihkih:

Yorum bağlantısı
(düzenlendi)

Kendimi bildim bileli bütün akrabalarımda dahil av merakımız tüfeklerimiz vardır öncelikle şunu söyleyim nerede olursanız olun 3 fişekten fazla bulunursa tüfekte cezası var bir yerden diğer yere taşırken kesinlikle boş ve ve kılıfında götürülmesi zorunludur av için ise memleketinizi ayrı tutarak bir yere gidecekseniz avlak bölgesi için izin alınıp gidilmesi zorunlu tabi yasaklar içersinde tüfek alma konusunu gelince otomatikler daha hafif ve kulanımı kolaydır domuz avı için kullanıcaksanız bir şey diyemem ama diğer av ve hedef vurucam diyorsanız poze derim ayrıca yivlimi yivsizmi istiyorsunuz şok kullanamayı düşünüyormusunuz ne kadar bir bütçeniz var daha çok hangi avlar için kullanıcaksınız 12ga yada 20ga  tarzı hangi namlu istiyorsunuz daha bir sürü şey :D


İbrahim hocam söylediklerinizi okuduktan sonra uzun yıllardır avlanan biri olarak gerçekten üzüldüm.. 

Fakat realite sizin bahsettiğiniz gibi değil maalesef ..

Avcılık artık belirli kurallara göre yapılan ve kanuna uygun olarak belli tarihler arasında yapılan bir faaliyettir .. 

Avcılık bir spor , eğlence ya da övünme amacı değil bir yaşam tarzıdır .. Öldürmek can almak da bunun en son halkasıdır .. 

 

Eski yıllardan bahsetmişsiniz .. Bu eski yıllarda ne tüfeklerimizde takoz ne de avlanma tarihi vardı ..

İsteyen istediği zaman tüfeğini alıp ava çıkabiliyordu .. Peki o zamandan bu zamana ne değişti ? 

Hava , su , toprak değişti .. Teknolojinin ilerlemesi ile tarım makineleri gelişti .. 

Granül gübreler ziraii ilaçlar gelişti .. 

İnanın ki o zaman avcı sayısı şu ankinden farksız değildi .. 

Yani bu hayvanların vurulması öldürülmesi avcının vurması ile bitmedi tükenmedi tükenmezde ..

 

Kaldı ki bugün artık her av hayvanının avının açılış tarihi kapanış tarihi vurulabilecek limitleri kanun tarafından belirlenmiştir ..

Bu işi layıkı ile yapan her avcı bu kurallara riayet etmektedir .. ( Ki burada limitler konusunda da yaşanan bir çok saçmalık var)

Ülkemizde avlanan av hayvanlarının % 80 inden fazlası göçmen hayvanlardır .. 

Yani bu hayvanlar belirli tarihlerde ülkemizden geçerek göç yollarına devam ederler .. 

Örneğin en basit av olarak hepimizin bildiği bıldırcın avı ülkemizde belirli tarihler arasında serbest ve 10 adet limitle yapılır ..

Bu kuş bizim ülkemizi geçtikten sonra mısıra iner .. Burada sahil şeridinde 500 küsür km olan ağlarla yakalanır öldürülür ve kamyonlarla taşınarak kullanılır satılır para kazanılır .. Bir sezon boyunca tüm avcıların vurduğu bıldırcından kat be kat fazla sayıda hemde ..

Yerli olan av hayvanlarına da zaten kısıtlı limitler konulmuştur ..Örneğin tavşan 1 adet keklik , çil keklik 2 adet gibi ..

 

Yani işin özü avcının vurması ile ne av hayvanı tükenir ne de soyu tehlikeye girer ..

Zaten bilinçli olarak avlanan her avcı hayvanların üreme yavrulama zamanlarını bilir o zamanlar içinde avlanmaz ..

Örneğin tavşan avının kapanmasına daha zaman olmasına rağmen çoğu avcı son bir kaç hafta hayvanların hamile olma olasılığı yüzünden ava gitmez ya da vurmaz..Bu göç hayvanları içinde geçerlidir ..

 

Avcılık yukarıda da dediğim gibi öldürme sporu yada can alma işi değildir .. Avcılık yasal kurallar ile yapılan bilinçli yapıldığı sürece keyif veren bir yaşam tarzıdır ..

Eline dedesinin babasının ya da kendisinin ruhsatlı ya da ruhsatsız tüfeğini alıp zaman saat farkı gözetmeden avı kapanmışda olsa vuran gece ışıkla lamba ile av hayvanı öldürenler de avcı değildir .. Bu tarz kişiliksizlere de en çok biz avcılar karşı çıkar ve hiç sevmeyiz ..

Ne kadar süper ve doğru bir yazı böyle olmak lazım bunun içinde herkesin bilinçlenmesi şart  :bravo: kaç defadır bilmem kızılcahamamda geyik ceylan çıkmıştır karşıma elimde tüfekte varken ama bir kere olsun sıkmaya bile yeltenmemişimdir hayranlıkla izlemiştim av katillik değil yaşam tarzıdır sizinde dediğiniz gibi neyi ne zaman vuracağını bilmektir av

tarihinde Yasin Şahin tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Anıl Akgül

Tek tetik süper poze ile hedefe atış yaptıktan sonra çenemin uyuştuğunu fark ettim.. Aslında gözlerimden de yaş gelmek üzereydi.. :D Tüfeğin sahibi arkadaş söylemeyi unuttum bunun tetiği bozuk bazen iki fişeği birden ateşliyor dedikten sonra tek tetik olayına sıcak bakamadım... ;)

Valla arkadaş pek bakmıyor tüfeğine ya da ne bilim daha ucuz olan pozelerde bu sorun olabiliyor .. 

Ben yıllardır kullanırım çok şükür hiç başıma gelmedi .. 

Piyango sana vurmuş abi :)

Kendimi bildim bileli bütün akrabalarımda dahil av merakımız tüfeklerimiz vardır öncelikle şunu söyleyim nerede olursanız olun 3 fişekten fazla bulunursa tüfekte cezası var bir yerden diğer yere taşırken kesinlikle boş ve ve kılıfında götürülmesi zorunludur av için ise memleketinizi ayrı tutarak bir yere gidecekseniz avlak bölgesi için izin alınıp gidilmesi zorunlu tabi yasaklar içersinde tüfek alma konusunu gelince otomatikler daha hafif ve kulanımı kolaydır domuz avı için kullanıcaksanız bir şey diyemem ama diğer av ve hedef vurucam diyorsanız poze derim ayrıca yivlimi yivsizmi istiyorsunuz şok kullanamayı düşünüyormusunuz ne kadar bir bütçeniz var daha çok hangi avlar için kullanıcaksınız 12ga yada 20ga  tarzı hangi namlu istiyorsunuz daha bir sürü şey :D

Ne kadar süper ve doğru bir yazı böyle olmak lazım bunun içinde herkesin bilinçlenmesi şart  :bravo: kaç defadır bilmem kızılcahamamda geyik ceylan çıkmıştır karşıma elimde tüfekte varken ama bir kere olsun sıkmaya bile yeltenmemişimdir hayranlıkla izlemiştim av katillik değil yaşam tarzıdır sizinde dediğiniz gibi neyi ne zaman vuracağını bilmektir av

 

Teşekkürler kardeşim .. Kızılcahamam klube gidersen başkanı Esat abime selamlarımı ilet zahmet olmazsa :)

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Aydın Sert

 

Anıl Bey aklıma bi model baya yattı. Huğlu 601 GA 7+1 modeli. Bir de GB 4+1 modeli var. Hangi kapasitelisini tavsiye edersiniz? Bir de namlu boyu var 66,77 gibi. Hangisini almak daha iyidir? 

Yorum bağlantısı
Seçkin Kaçar

Huğlu 601 g  4+1  66 namlu modelini 2004 yılından beri kullanıyorum,şimdiye kadar bir problem vermedi.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Köksal Yılmaz

Tüfekleri bırakın polisaj makinesi alın arabanızı parlatın :D

  • Beğen 4
Yorum bağlantısı
Anıl Akgül
(düzenlendi)

Anıl Bey aklıma bi model baya yattı. Huğlu 601 GA 7+1 modeli. Bir de GB 4+1 modeli var. Hangi kapasitelisini tavsiye edersiniz? Bir de namlu boyu var 66,77 gibi. Hangisini almak daha iyidir? 

7+1 e gerek yok ..Gereksiz yere şarjör borusu uzun çok kötü görünüyor ..

601 olabilir 701 olabilir yeni model 901 olabilir ..

Bulunduğunuz yerden mi alacaksınız internetten mi ?

Ben olsam iyi bir av bayisine gider tüfekleri canlı inceler yüzler öyle alırdım..

Bu 3 modelden biri olacaksa gravür seviyorsanız 701 daha yeni model olsun derseniz 901..

Namlu 66 idealdir her ava kullanılır ..

Bütçeyi zorlarım derseniz ata ya armsan veya sarsılmaz da olabilir :)

Tüfekleri bırakın polisaj makinesi alın arabanızı parlatın :D

Bende onu diyorum hep .. 

Bu ne tüfek falan.. Mesela ben hep beklemedeyim makine için ..

Ama bi denk getiremedim :)

tarihinde Anıl Akgül tarafından düzenlendi
  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Köksal Yılmaz

7+1 e gerek yok ..Gereksiz yere şarjör borusu uzun çok kötü görünüyor ..

601 olabilir 701 olabilir yeni model 901 olabilir ..

Bulunduğunuz yerden mi alacaksınız internetten mi ?

Ben olsam iyi bir av bayisine gider tüfekleri canlı inceler yüzler öyle alırdım..

Bu 3 modelden biri olacaksa gravür seviyorsanız 701 daha yeni model olsun derseniz 901..

Namlu 66 idealdir her ava kullanılır ..

Bütçeyi zorlarım derseniz ata ya armsan veya sarsılmaz da olabilir :)

Bende onu diyorum hep .. 

Bu ne tüfek falan.. Mesela ben hep beklemedeyim makine için ..

Ama bi denk getiremedim :)

 

Sat tüfeği rupes alalım 1500+kdv :)

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Aydın Sert

7+1 e gerek yok ..Gereksiz yere şarjör borusu uzun çok kötü görünüyor ..

601 olabilir 701 olabilir yeni model 901 olabilir ..

Bulunduğunuz yerden mi alacaksınız internetten mi ?

Ben olsam iyi bir av bayisine gider tüfekleri canlı inceler yüzler öyle alırdım..

Bu 3 modelden biri olacaksa gravür seviyorsanız 701 daha yeni model olsun derseniz 901..

Namlu 66 idealdir her ava kullanılır ..

Bütçeyi zorlarım derseniz ata ya armsan veya sarsılmaz da olabilir :)

Bende onu diyorum hep .. 

Bu ne tüfek falan.. Mesela ben hep beklemedeyim makine için ..

Ama bi denk getiremedim :)

601 4+1 'e bakacağım. Cumartesi günü av bayiine gidip inceleyeceğim. Bütçeme göre en iyisi bu olcak sanırım.

Yorum bağlantısı
İbrahim Çelik

İbrahim hocam söylediklerinizi okuduktan sonra uzun yıllardır avlanan biri olarak gerçekten üzüldüm.. 

Fakat realite sizin bahsettiğiniz gibi değil maalesef ..

Avcılık artık belirli kurallara göre yapılan ve kanuna uygun olarak belli tarihler arasında yapılan bir faaliyettir .. 

Avcılık bir spor , eğlence ya da övünme amacı değil bir yaşam tarzıdır .. Öldürmek can almak da bunun en son halkasıdır .. 

 

Eski yıllardan bahsetmişsiniz .. Bu eski yıllarda ne tüfeklerimizde takoz ne de avlanma tarihi vardı ..

İsteyen istediği zaman tüfeğini alıp ava çıkabiliyordu .. Peki o zamandan bu zamana ne değişti ? 

Hava , su , toprak değişti .. Teknolojinin ilerlemesi ile tarım makineleri gelişti .. 

Granül gübreler ziraii ilaçlar gelişti .. 

İnanın ki o zaman avcı sayısı şu ankinden farksız değildi .. 

Yani bu hayvanların vurulması öldürülmesi avcının vurması ile bitmedi tükenmedi tükenmezde ..

 

Kaldı ki bugün artık her av hayvanının avının açılış tarihi kapanış tarihi vurulabilecek limitleri kanun tarafından belirlenmiştir ..

Bu işi layıkı ile yapan her avcı bu kurallara riayet etmektedir .. ( Ki burada limitler konusunda da yaşanan bir çok saçmalık var)

Ülkemizde avlanan av hayvanlarının % 80 inden fazlası göçmen hayvanlardır .. 

Yani bu hayvanlar belirli tarihlerde ülkemizden geçerek göç yollarına devam ederler .. 

Örneğin en basit av olarak hepimizin bildiği bıldırcın avı ülkemizde belirli tarihler arasında serbest ve 10 adet limitle yapılır ..

Bu kuş bizim ülkemizi geçtikten sonra mısıra iner .. Burada sahil şeridinde 500 küsür km olan ağlarla yakalanır öldürülür ve kamyonlarla taşınarak kullanılır satılır para kazanılır .. Bir sezon boyunca tüm avcıların vurduğu bıldırcından kat be kat fazla sayıda hemde ..

Yerli olan av hayvanlarına da zaten kısıtlı limitler konulmuştur ..Örneğin tavşan 1 adet keklik , çil keklik 2 adet gibi ..

 

Yani işin özü avcının vurması ile ne av hayvanı tükenir ne de soyu tehlikeye girer ..

Zaten bilinçli olarak avlanan her avcı hayvanların üreme yavrulama zamanlarını bilir o zamanlar içinde avlanmaz ..

Örneğin tavşan avının kapanmasına daha zaman olmasına rağmen çoğu avcı son bir kaç hafta hayvanların hamile olma olasılığı yüzünden ava gitmez ya da vurmaz..Bu göç hayvanları içinde geçerlidir ..

 

Avcılık yukarıda da dediğim gibi öldürme sporu yada can alma işi değildir .. Avcılık yasal kurallar ile yapılan bilinçli yapıldığı sürece keyif veren bir yaşam tarzıdır ..

Eline dedesinin babasının ya da kendisinin ruhsatlı ya da ruhsatsız tüfeğini alıp zaman saat farkı gözetmeden avı kapanmışda olsa vuran gece ışıkla lamba ile av hayvanı öldürenler de avcı değildir .. Bu tarz kişiliksizlere de en çok biz avcılar karşı çıkar ve hiç sevmeyiz ..

 

Konu sahibinden bir kere daha özür diliyorum...

Beyefendi bütün bu yazdıklarınıza karşı söyleyeceğim bir cümle var ki dikkatli okursanız aynı yerde duruyor oluruz.

"Kendisini savunamayacak, hakları için mücadele edemeyecek ve dahi neden öldürüldüğü hakkında en ufak bir bilgi sahibi olamayacak canlılar hakkında kanunlar ihdas edip bu kanunlara uyarak onları nasıl öldüreceğimiz belirleniyor."  Yaşam biçimi jelatininde bizlere sunuluyor. Bize jelatini yırtıp güzelce tüketmek kalıyor. Bu kanunların hangi aşamasında bu canlılarla müzakere yapıldı?

Yorum bağlantısı
Anıl Akgül

Sat tüfeği rupes alalım 1500+kdv :)

Kuş da vuruyosa hemen alalım :)

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Ertan Çabuk

Eğer uçan kuşa sıkacaksanız, otomatik tüfeklerde vuramadığınız zaman 3 4 kere ard arda ateş edebilirsiniz bu size tercih sebebi olabilir. 

Usta atıcı isen iki hakkın var, 3-4 atış olmaz :D

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Anıl Akgül

Konu sahibinden bir kere daha özür diliyorum...

Beyefendi bütün bu yazdıklarınıza karşı söyleyeceğim bir cümle var ki dikkatli okursanız aynı yerde duruyor oluruz.

"Kendisini savunamayacak, hakları için mücadele edemeyecek ve dahi neden öldürüldüğü hakkında en ufak bir bilgi sahibi olamayacak canlılar hakkında kanunlar ihdas edip bu kanunlara uyarak onları nasıl öldüreceğimiz belirleniyor."  Yaşam biçimi jelatininde bizlere sunuluyor. Bize jelatini yırtıp güzelce tüketmek kalıyor. Bu kanunların hangi aşamasında bu canlılarla müzakere yapıldı?

Hocam nasıl yapalım bıldırcınlarla ördeklerle tavşanlarla oturup bi çay kahvemi içelim müzakere olarak .. 

Böyle düşünürseniz kimsenin balık tavuk et yememesi gerekir .. 

Ki siz beni anlamamışsınız .. Vurmak en son kısmı işin .. 

Şimdi doğal seleksiyondan başlasam olmayacak..

Hocam kimse bu hayvanları vurmasın 10 sene içinde kendiliğinden telef olurlar .

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Sami Demirpaz

Usta atıcı isen iki hakkın var, 3-4 atış olmaz :D

 

Kendi adıma demedim zaten, oyüzden Süperpoze kullanıyorum. 

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Aydın Sert

Hocam nasıl yapalım bıldırcınlarla ördeklerle tavşanlarla oturup bi çay kahvemi içelim müzakere olarak .. 

Böyle düşünürseniz kimsenin balık tavuk et yememesi gerekir .. 

Ki siz beni anlamamışsınız .. Vurmak en son kısmı işin .. 

Şimdi doğal seleksiyondan başlasam olmayacak..

Hocam kimse bu hayvanları vurmasın 10 sene içinde kendiliğinden telef olurlar .

Anıl Bey, bu söylediklerinize ben de katılmadan edemeyeceğim.

İbrahim Hocam, evet balığı da avlanma mevsimi gelmeden avlayamıyoruz, tavuğu ve sığırı da belli bir olgunluk dönemine gelmeden yiyemiyoruz.

Tek fark bu hayvanları bizim için başkaları avlayıp bize sunuyorlar ki tüketimi fazla olduğundan bu durumu kanıksamıyoruz.

Siz bu durumu, avlanmanın bireysel olarak ateşli silahlarla yapılmasından dolayı kabullenemiyor olabilirsiniz. Ama en başta da dediğim gibi amaç burada keyif ya da spor değil zamanı ve yeri geldiğinde tüketmek için avlanmak. Bu da kurallar çerçevesinde.

 

Lütfen yanlış anlaşılmasın İbrahim Hocam, maksadım tartışmak ya da kalp kırmak değil. Sadece fikir alışverişinde bulunmak. Tecrübelerinize önem veririm büyüğümsünüz..

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Aydın Sert
Dinimizde avcılığın yeri

 

Sual: Dinimizde avcılığın yeri nedir?

CEVAP

Allahü teâlâ, insanlar için çeşitli hayvanlar yaratmıştır. Bıldırcın, tavşan, balık gibi hayvanların etinden; sansar, porsuk, tilki gibi hayvanların postundan; geyiklerin derisinden; tıpta ve ıtriyatta kullanılmak üzere misk ceylanlarının miskinden; deniz hayvanlarının incisinden, mercanından; filin dişinden istifade etmek için avlamak; kurt, domuz, yılan, fare gibi hayvanları da zararlarını önlemek için, işkence etmeden, mesela yakmadan, suda boğmadan öldürmek caizdir. 

 

Avcılık yaparken başkalarının mahsullerine zarar vermemelidir. Maalesef, (Zevk için balık tutmayı ve avcılık yapmayı, ince ruhlu müslümanlara hiç yakıştırmam. Kendilerine daha normal ve meşru eğlenceler bulsunlar) diyen yazarlar türemiştir. Ticaret için olmasa da, sırf balık yiyebilmek için balık tutmak haram veya mekruh değildir. Caizdir. Hatta balık yemeye hiç ihtiyacı olmasa bile, sırf üzerindeki stresi atmak için balık avlayıp, tuttuğu balıkları muhtaçlara vermek de caizdir.

 

Cenab-ı Hak, Kur’an-ı kerimde balık avlamayı helal kılmış, (Deniz avı yapmak ve onu yemek helal kılındı) buyurmuştur. (Maide 96)

 

Allahü teâlânın helal kıldığı avcılığı gayrimeşru iş gibi göstermek yanlıştır.

 

Vahşi hayvanları avlamak, mubah bir kazanç yoluysa da, ticaret, ziraat, sanat gibi diğer kazanç yolları bundan daha efdaldir. Sırf eğlence için avcılık hoş değildir. Kalbe sıkıntı verir, hayvanlara karşı şefkat duygularını köreltir, merhamet duygusunu azaltır.

 

Fakat avcılığa, hayvan kesmeye haram veya gayrimeşru iş demek caiz değildir. Kasap da hayvanları kesmektedir. Kasabın yaptığı işe vicdansızlık denir mi? Avlanırken, hayvan öldürürken, hayvanlara işkence edilmiyorsa, dinimizin bildirdiği hudutlara riayet ediliyorsa mesele yok demektir.

 

Avcılık; tüfekle, tuzak kurmakla yapıldığı gibi, talim görmüş köpek, tazı, şahin, atmaca, doğan gibi hayvanlarla da yapılır. Talim görmemiş hayvanlarla avcılık yapılmaz.

 

Yani hayvanın, avı kendisi için değil, sahibi için avlaması lazımdır. Bir hayvanın talim görmüş olduğu, peş peşe üç defa tuttuğu avı yemeden sahibine getirmesinden anlaşılır. Atmaca, şahin gibi tırnaklı kuşlarınsa, bırakıldıktan sonra, çağrıldığı vakit uçup gelmelerinden anlaşılır. Bir köpek avladığı hayvanı yese veya bir atmaca çağırıldığı halde gelmese, böyle hayvanların avladığı hayvan yenmez.

 

Avın yenebilmesi için şunlara riayet lazımdır:

1- Av; keklik, tavşan gibi eti yenen hayvan olmalıdır.

 

2- Avcı, Müslüman veya ehl-i kitap olmalı, ava silah atarken veya talim görmüş hayvanı ava gönderirken Besmele çekmelidir! Besmele unutulursa mahzuru olmaz. Kasten terk edilirse avın eti yenmez. Kitapsız kâfirlerin, mürtetlerin kestiği, avladığı hayvanı yemekse haramdır.

 

3- Av, aldığı yaradan ölmelidir. Ölmeden ele geçirilirse besmeleyle kesilmesi lazım olur.

 

4- Avcı, hemen koşup gitmeli, yara alan av hayvanını hemen boğazlamalıdır! Gidene kadar ölürse mahzuru olmaz, yani eti yenir. Av, gözden kaybolduktan sonra başka uzak bir yerde ölü olarak bulunursa eti yenmez. Çünkü başka bir sebeple ölmüş olabilir. Mesela yüksekten düşerek veya bir ağaca çarpıp ölebilir. İlk aldığı yara derinse, kan akmışsa yenir.

 

5- Yara alan bir avı, başka birine ait talim görmüş bir hayvan tutup öldürürse yenmez. Kendi hayvanı öldürmüş olmalıdır.

 

6- Talim görmüş bir köpek, tuttuğu avın etinden yerse, o avı yemek caiz olmaz. Fakat şahin gibi bir kuş yakaladığı avın etinden yerse mahzuru olmaz. Çağırılınca gelen avcı kuşun tuttuğu av yenir. Avını köpek dişiyle veya pençesiyle yakalayan hayvanın eti yenmez.

 

7- Av tutanın olur. Bir kimse, bir avı vurup düşürdükten sonra, av kalkıp kaçarken, başkası yakalarsa, av yakalayanın olur.

 

8- Kara ve su kaplumbağasıyla istiridye ve midye gibi deniz haşaratı yenmez.

 

9- Balık suretinde olmayan deniz hayvanları yenmez. Su içinde kendiliğinden ölüp, karnı üst tarafta bulunan balık yenmez. Ağla, saçmayla, ilaçla, sarsıntıyla, buz arasında sıkışarak ölen balık yenir.

 

10- Besmelesiz tutulan veya kâfirlerin, avladığı balıkları yemek helaldir. Fakat avladıkları diğer hayvanları yemekse haramdır.

 

Sual: Av hayvanını, mesela tavşanı uyurken değil de, uyandırıp kaçarken vurmalı deniyor. Uyurken vurmak caiz midir?

CEVAP

Evet, caizdir.

 


 

 

Vicdanen (Şahsım adına) bir sıkıntı duymadığım gibi, dinen de bir sıkıntı olduğunu görmemekteyim.

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Aydın Sert

Süper otomatik 966.. varmı bunun üstüne :seytan:

 

Küçükken ne heveslenirdik  :)

Arkasındaki deri için kullanılmayan ya da eskimiş terlikleri keserdim. Eczaneden de yarım metre serum alırdım. Ağaç zaten köy yeri malum :D

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Mehmet Cihat
(düzenlendi)

Oltayla balik tutanlara kimse birsey demezken bizim gibi avcilari cani goruyorlar nedense :) Ikiside ayni sey degil mi ?

tarihinde Mehmet Cihat tarafından düzenlendi
  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Şahin Topaloğlu

Konu sahibinin affına sığınarak...

Avlanmaya tamamen karşıyım. Eskiden avcılık sayesinde bir aile ve büyümekte olan nesiller et ve benzeri ürünleri besin olarak alabiliyorlardı. O zamanlar gerçekten fakir olan alım gücü yerinde olmayanlar için bu bir mecburiyetti. Ya da daha eskilerden avcılık ile geçinen bu sayede hayatta kalan insanlar vardı. O zamanlar yabanıl hayat kendini daha hızlı yenileyip varlığını sürdürebiliyordu. Av aslında yeni nesiller açısından her iki taraf için de bir tür fırsata dönüşüyordu.

Bu gün olan nedir?

İnsan oğlunun hakimiyeti bütün yer yüzü sathında ağırca hissedilmektedir. Bu ağırlık hayvanları daha dar alanlara sıkıştırmakta ve bu canlıların gerçekten kaliteli bir hayat yaşamasını engellemektedir. Hatta öyle ki sırf övünme amaçlı yürütülen bazı faaliyetler(kusura bakmayın neyi kastettiğimi biliyorsunuz) bu canlıların nesillerini tehdit noktasına getirmiştir.

Aracımıza giren ufak rüzgar ve bu rüzgarın sesinden rahatsız olan biz, aracımızın tümseklerden geçerken gıcırtısına tahammül edemeyen biz... insanlara ne oluyor da bu canlıları kaçarak sıkıştıkları yerde bulup öldürmeyi bir spor bir eğlence bir övünme aracı olarak görüyoruz.

Bu canlıların nesli tükeniyor. Bu canlılar kendince kaliteli bir hayat sürdüremiyor. Bu canlılar genç nesillerini layıkıyla yetiştiremiyorlar. 

Değerli arkadaşım şunu unutma "Bu gün avladığın 4 adet kuş değildir. Bu gün canına kıydığın 8 tane yavruyu besleyen bir ebeveyndir"

Çok özür dileyerek bitiriyorum. Buna dur demek vicdani bir büyüklüktür. Umarım insani bir haslet olan vicdanını dinler ve dur demeyi bu canlılara çok görmezsin.

Not: Bir kuş duruyordu duvarın üstünde rast gele çekip saldığım sapan taşım tam da kanadına değdi ve kuş taklalar atarak yere kapaklandı. Koşup onu yerden aldığımda daha yaşıyordu. İnanılmaz bir şekilde gözünden yaş akıyorken yüzüme baktı ve bana "suçum neydi?" dedi. O günden beri o yaşlar ve o tuhaf bakış gözümün önünden hiç gitmez. 12 li yaşlarımdan beri asla bir canlıyı hedef almadım. 

Teşekkür eder saygılarımı sunarım..... :bravo:

Yorum bağlantısı
Hasan Ekci

Yıllar önce avcılığa merak sardım, sevdiğim bir amca genelde avcıların ölümlerinin acı bittiğini söyledi o gün vazgeçtim. O saçmalarla boşa yakılan canlar bir şekilde hesap soruyor.

Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk

Tüfekle ne vuracaksınız?  PEKEKE vuracaksanız alın. Zavallı hayvanları vuracaksanız almayın. Öte yandan pekeke vursanız bu sefer adem yerine koyarlar yine ceza alırsınız. en iyisi şişelere felan ateş edin. yahut trap makinesi de alın/yapın.


Çok silaha meraklıyızdır millet olarak ama olimpiyatlarda bir tane bile trap madalyamız yok. Çok utandım çok.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı

Eğer vejetaryen değilsek yediğimiz tavuk et balık da ağaçta yetişmiyor. Kurallar çerçevesinde eziyet çektirilmeden av yapılmasının ve buradaki niyetin şiddet eyilimini köreltmek, vurmuş olmak için vurmak değil ise ben yanlış bir şey göremiyorum.

Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk

Eziyet çektirilmeden av yapılması diye birşey tanımlı değil. 

Kontrollü çoğaltılan hayvanların kesilmesi aynı şey değil.

Şiddet ve silah eğilimini azaltmak yerine artıracağını da anlamak pek zor değil.

 

Et yiyecekseniz av hayvanı mı yemek zorundasınız. O zaman silah kullanmayın bıçakla peşinden koşun şartlar eşit olsun.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...