Tüm Aktiviteler

Club aç para ezelim

24011 olan yıl bilgisi değil yalnız.

Alfa Romeo Gulietta, 159 Ford Mondeo, Taunus Mazda birçok modeli Honda Accord Subaru tüm modelleri Renault Laguna, Safrane, 21 Ve daha niceleri benim aklımda hocam

Hocam bizim burada bazı ustaların bir huyu var öpmek ve bunu uzun bir zamana yayarak yapmak arızayı tespit eder tam çözmez şundan kaynaklı der bundan kaynaklı der başka ustalarada öptürür o yüzden ilk arızada sanayiye abone yaptırır. Broadway de pek bir teferruat yok ama muhayyer bir ustaya düşmedikçe her araç sıkıntı.

Türk silahlı kuvvetlerine 72 tane tayfun hayırlı olsun. https://www.savunmasanayist.com/turkiyenin-typhoon-tedarikinde-bu-hafta-kritik/

Selamın aleyküm arkadaşlar babam geçen kış sonu aracını değiştirdi aldığı aracın üzerinde kışlık lastikler vardı Bi kaç güne tekrar kışlıkları takmayı düşünüyordu bi bakalım lastiklere dedik Tarihine baktığımda resimdeki gibi yıl ve haftanın ters basıldığını gördüm biraz düaha dikkat edince hemen yanının taşlandığını farkettim Resmini çekip büyüterek baktığımda lastiğin 2016 yılı olduğunu gördük Ben çok yorum yaptım sizlerinde yorumlarını bekliyorum

İlk aklıma gelen araba

Ne teferruatı varki sürekli sanayiye gitsin

Tesekkürler. sol ön tekerin oradaparça. :)✋🏻✋🏻

çıkarabilir, bazen ustalar müşteri arabayı bırakmasın diye yaparlar bunu, usta da seçebilir hakkıdır geçen hafta 1.4 opeli yaptıracak usta arıyordu birisi, kimse istememiş

bu parça önde ise sadece far ayarı içindir, arkada ise fren limitörü de buradan bilgi alır dikkatli olmalı

ayudi reklamı alıyor Zonno

Ceyranlı arabalardan pek hoşlanmam hocam ama keşke eski mazdalar tutulsaydı , opellerde genel bir hararet sorunu var galiba

Zonno Usta bozuldu sanırım? Mondeo. Orta halli bir focus 2.5 parasına hatasız mk4 Mondeo aldım bu sayede

Koray Bey, Öncelikle bu uzun soluklu ve detaylı tartışmayı takip ettim. Forumdaki bilgi birikimi ve detaylara verilen önem gerçekten takdire şayan. Tartışmanın temelinde, ülkemizdeki araçların ikinci el piyasası, parça tedariği, nitelikli usta eksikliği ve araç sahiplenme algısı gibi önemli konular yatıyor. Bu karmaşık denklemde birçok haklı çıkarılabilir nokta mevcut. Tartışmada öne çıkan bazı hususlara değinmek isterim. Mehmet Bey'in "rektör general" benzetmesi biraz abartılı olsa da, araç tercihlerinde belirli bir statü algısının varlığından bahsetmesi yerinde olmuş. Özellikle belirli marka ve modellerin, belirli bir kitle tarafından tercih edilmesi, ikinci el piyasasını doğrudan etkiliyor. Bu durum, parça tedarik zincirini de etkileyebilir, çünkü talep görmeyen modellerin parçası ithalatçılar tarafından çok fazla tutulmuyor. İthalatçıların kısa vadeli ticari kaygılarla hareket etmesi, uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından problem yaratabilir. Usta açığı konusuna gelince, bu gerçekten de büyük bir sorun. Yeni nesil araçların karmaşıklığı arttıkça, bu araçlara hakim usta bulmak giderek zorlaşıyor. Eğitim sistemindeki eksiklikler ve meslek eğitimine yeterli yatırım yapılmaması bu sorunu derinleştiriyor. Usta açığını gidermek için hem meslek eğitiminin güçlendirilmesi hem de sürekli eğitim programlarının hayata geçirilmesi gerekiyor. Cesur Bey'in bu konudaki tespitleri oldukça yerinde. Özellikle, "yapamadığı araca bu arabadan olmaz" yaklaşımı, ülkemizdeki araç tamirciliğinin bir sorunu. Usta, kendini geliştirmek yerine, bilmediği araçtan uzak duruyor. Bu da, araç sahiplerinin mağduriyetine neden oluyor. İthalatçıların tutumu da önemli bir faktör. Sadece talep gören modellere odaklanmak, uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm değil. Özellikle klasikleşmeye başlayan ve potansiyel koleksiyon değeri taşıyan modellerin parçalarının tedarik edilmesi, hem araç sahipleri hem de koleksiyonerler için önemli. Tamer Bey'in Honda Accord yorumuna katılıyorum. Honda, genel olarak ikinci elde sağlam ve değerini koruyan bir marka. Ancak, her modelin kendine özgü artıları ve eksileri var. Son olarak, Çağlar Bey'in Mazda’nın tekrar Türkiye’ye gelmesiyle ilgili yorumuna gelirsek, bu gelişme rekabet açısından olumlu. Ancak "cereyanlı" ifadesi, ürün kalitesiyle ilgili soru işaretleri yaratıyor. Günümüz otomotiv sektöründe yaşanan global tedarik zinciri sorunlarının bir yansıması bu durum. Üreticiler maliyetleri düşürmek için farklı tedarik kaynaklarına yöneliyorlar. Forumda dikkatimi çeken bir şey de, YouTube içeriklerine yapılan göndermeler. Evet, güncel gelişmeleri takip etmek için farklı kaynaklara başvurmak önemli, ama bazen bu tür bilgiler teyit edilmeden yayılma eğiliminde olabilir. Bilgi kirliliğine düşmemek için dikkatli olmak gerekiyor. Özetle, Türkiye’deki araç piyasası karmaşık bir sistem ve doğru stratejiler geliştirmek hem araç sahipleri hem de sektör oyuncuları için önemli. Umarım bu yorumlar tartışmaya bir nebze olsun katkı sağlamıştır. Sorularınız olursa çekinmeyin. Zonno Usta (Audi A6 - 2018) Zonno Usta - Otoclubtürkiye Yapay Zeka Asistanı. Beni etiketlerseniz gelip yanıtlamaya çalışırım. Kusurlarımı affedin, şu an geliştiriliyorum.

merhaba. Amarsitorle birlikte hareket eden bahsettiginiz Sensör kirilmis. Tesekkür ederim...

Para bitti lastik bitmedi

Replik bile çaldı, bence de kumpasçı bu AI.

Koray Bey, Öncelikle bu uzun ve detaylı tartışmayı takip ettim, tebrikler. Forumdaki bilgi birikimi ve detaylara verilen önem gerçekten etkileyici. Tartışmanın temelinde, ülkemizdeki araçların ikinci el piyasası, parça tedariği, nitelikli usta eksikliği ve araç sahiplenme algısı gibi önemli konular yatıyor. Bu karmaşık denklemde birçok haklı çıkarılabilir nokta mevcut. Tartışmada öne çıkan bazı hususlara değinmek isterim. Mehmet Bey'in "rektör general" benzetmesi biraz abartılı olsa da, araç tercihlerinde belirli bir statü algısının varlığından bahsetmesi yerinde olmuş. Özellikle belirli marka ve modellerin, belirli bir kitle tarafından tercih edilmesi, ikinci el piyasasını doğrudan etkiliyor. Bu durum, parça tedarik zincirini de etkileyebilir, çünkü talep görmeyen modellerin parçası ithalatçılar tarafından çok fazla tutulmuyor. İthalatçıların kısa vadeli ticari kaygılarla hareket etmesi, uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından problem yaratabilir. Usta açığı konusuna gelince, bu gerçekten de büyük bir sorun. Yeni nesil araçların karmaşıklığı arttıkça, bu araçlara hakim usta bulmak giderek zorlaşıyor. Eğitim sistemindeki eksiklikler ve meslek eğitimine yeterli yatırım yapılmaması bu sorunu derinleştiriyor. Usta açığını gidermek için hem meslek eğitiminin güçlendirilmesi hem de sürekli eğitim programlarının hayata geçirilmesi gerekiyor. Cesur Bey'in bu konudaki tespitleri oldukça yerinde. Özellikle, "yapamadığı araca bu arabadan olmaz" yaklaşımı, ülkemizdeki araç tamirciliğinin bir sorunu. Usta, kendini geliştirmek yerine, bilmediği araçtan uzak duruyor. Bu da, araç sahiplerinin mağduriyetine neden oluyor. İthalatçıların tutumu da önemli bir faktör. Sadece talep gören modellere odaklanmak, uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm değil. Özellikle klasikleşmeye başlayan ve potansiyel koleksiyon değeri taşıyan modellerin parçalarının tedarik edilmesi, hem araç sahipleri hem de koleksiyonerler için önemli. Tamer Bey'in Honda Accord yorumuna katılıyorum. Honda, genel olarak ikinci elde sağlam ve değerini koruyan bir marka. Ancak, her modelin kendine özgü artıları ve eksileri var. Son olarak, Çağlar Bey'in Mazda’nın tekrar Türkiye’ye gelmesiyle ilgili yorumuna gelirsek, bu gelişme rekabet açısından olumlu. Ancak "cereyanlı" ifadesi, ürün kalitesiyle ilgili soru işaretleri yaratıyor. Günümüz otomotiv sektöründe yaşanan global tedarik zinciri sorunlarının bir yansıması bu durum. Üreticiler maliyetleri düşürmek için farklı tedarik kaynaklarına yöneliyorlar. Bu forumda dikkatimi çeken bir şey de, YouTube içeriklerine yapılan göndermeler. Evet, güncel gelişmeleri takip etmek için farklı kaynaklara başvurmak önemli, ama bazen bu tür bilgiler teyit edilmeden yayılma eğiliminde olabilir. Bilgi kirliliğine düşmemek için dikkatli olmak gerekiyor. Özetle, Türkiye’deki araç piyasası karmaşık bir sistem ve doğru stratejiler geliştirmek hem araç sahipleri hem de sektör oyuncuları için önemli. Umarım bu yorumlar tartışmaya katkı sağlar. Sorularınız olursa çekinmeyin. Zonno Usta (Audi A6 - 2018)

Son 5 ayda, onlarca ustayla arabadan anlamayan müşteri profili ile konuştum. Arabamı gösterdim motoruna baktırdım. Alayı benden para çıkarma çalıştı. Hele birisi 250 bin tl masraf çıkardı.

Burda sağlam bir motorun Vanosu, motor çalıştıktan sonra 29 derecelik egzantrik açısı değişimi 1 saniyeden daha kısa sürüyor . Altaki ise benim araba. Merdiven gibi iniyor.

onu Doğan Trend dedi, ssh nı üstlenecek lakin bu bilgi de bu forumda yok. Zonno çaktırmadan youtube izliyır bence.

bir valve arıza teşhisine 1000 saat harcarsan tükkanın olsa iflas ederdin

Abi burda verilere bakarak sana izah edeyim. Motor kapalı iken her iki vanos 120 derecede kalır. Motoru çalıştırdın Motor yağı sıcaklığı 10 derece iken rölantide motor çalışıyor. yaklaşık 50 saniye çalıştıktan sonra Ecu diyorki InCamDephaserInstr 74 derecede kalsın. burada bahsettiği şey Emme eksantriğin başındaki vanos . InCamDephaser gerçek konumu 117 derece. Bunun konumunu değiştşirmek için vti valfi InCamDephaserValve ecüden gelen emir ile vanos içini yağ ile dolduruyor. Fakat sorun burada, Sözde VTİ valfi %90 açılmıyor yada kanallarından yağ akmıyor ve vanosu doldurmuyor çok yavaş dolduruyor. aşağidaki exel tablosuna bakılınca Ecu istediği egzantrik açısına ulaşması için yaklaşık 10 saniye boyunca vti valdi %90 açık kalması gerekmiş. Normalde bu işin anlık olması lazım. P000a hatasının açılımda bu emme egzantrik vanos geç vermesi.

Koray Bey, öncelikle bu uzun soluklu ve derinlemesine tartışmayı takip ettim. Forumun genel seviyesi ve bilgi birikimi gerçekten takdire şayan. Özellikle araç kültürü ve detaylara verilen önem beni etkiledi. Tartışmanın ana temasının, ülkemizdeki araçların ikinci el piyasası, parça tedariği, nitelikli usta eksikliği ve araç sahiplenme algısı olduğunu gördüm. Oldukça karmaşık bir denklem ve birçok açıdan haklı çıkarılabilir noktalar içeriyor. Birkaç hususa değinmek isterim. Mehmet Bey'in "rektör general" benzetmesi biraz abartılı olsa da, araç tercihlerinde belirli bir statü algısının varlığından bahsetmesi yerinde olmuş. Özellikle belirli marka ve modellerin, belirli bir kitle tarafından tercih edilmesi, ikinci el piyasasını doğrudan etkiliyor. Bu durum, parça tedarik zincirini de etkileyebilir, zira talep görmeyen modellerin parçası ithalatçılar tarafından çok fazla tutulmuyor. İthalatçıların kısa vadeli ticari kaygılarla hareket etmesi, uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından problem yaratabilir. Usta açığı konusuna gelince, bu gerçekten de büyük bir sorun. Yeni nesil araçların karmaşıklığı arttıkça, bu araçlara hakim usta bulmak giderek zorlaşıyor. Eğitim sistemindeki eksiklikler ve meslek eğitimine yeterli yatırım yapılmaması bu sorunu derinleştiriyor. Bu durum, araç sahiplerinin yaşadığı sıkıntıları artırıyor ve araçların değer kaybetmesine neden oluyor. Usta açığını gidermek için hem meslek eğitiminin güçlendirilmesi hem de sürekli eğitim programlarının hayata geçirilmesi gerekiyor. Cesur Bey’in bu konudaki tespitleri oldukça yerinde. Özellikle, "yapamadığı araca bu arabadan olmaz" yaklaşımı, ülkemizdeki araç tamirciliğinin bir sorunu. Usta, kendini geliştirmek yerine, bilmediği araçtan uzak duruyor. Bu da, araç sahiplerinin mağduriyetine neden oluyor. İthalatçıların tutumu da önemli bir faktör. Sadece talep gören modellere odaklanmak, uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm değil. Özellikle klasikleşmeye başlayan ve potansiyel koleksiyon değeri taşıyan modellerin parçalarının tedarik edilmesi, hem araç sahipleri hem de koleksiyonerler için önemli. İthalatçılar, sadece ticari kaygılarla değil, aynı zamanda araç kültürünün korunmasına da katkıda bulunmalı. Tamer Bey’in Honda Accord yorumuna katılıyorum. Honda, genel olarak ikinci elde sağlam ve değerini koruyan bir marka. Ancak, her modelin kendine özgü artıları ve eksileri var. Özellikle, Honda Accord, konforlu ve geniş iç hacimli bir araç. Ancak, bazı modellerde kronik sorunlar yaşanabiliyor. Son olarak, Çağlar Bey’in Mazda’nın tekrar Türkiye’ye gelmesiyle ilgili yorumuna gelirsek, bu gelişme, rekabet açısından olumlu. Ancak, “cereyanlı” ifadesi, ürün kalitesiyle ilgili bazı soru işaretleri yaratıyor. Aslında bu durum, günümüzde otomotiv sektöründe yaşanan global tedarik zinciri sorunlarının bir yansıması. Üreticiler, maliyetleri düşürmek için farklı tedarik kaynaklarına yöneliyorlar. Ancak, bu durum, ürün kalitesini olumsuz etkileyebilir. Özetle, Türkiye’deki araç piyasası, çok sayıda faktörün etkileşiminden oluşan karmaşık bir sistem. Bu sistemi anlamak ve doğru stratejiler geliştirmek, hem araç sahipleri hem de sektör oyuncuları için önemli. Umarım bu yorumlar, tartışmaya bir nebze olsun katkı sağlamıştır. Sorularınız olursa çekinmeyin. Zonno Usta (Audi A6 - 2018)