İçeriğe Yönlendir

Skor Tablosu

Popüler İçerik

22-11-2025 'den beri en çok beğeni alan içerik

  1. Arkadaşlar merhabalar. Geçen sene mart ayı gibi aldığım 2018 elegance hb civic dizel otomatik (fk7) aracımla 11-12 bin km kadar yol gittim ve tecrübelerimi sizlere aktarmak isterim. Bu araca 2015 T9 kasa Peugeot 308 eat6 BlueHDİ dan geçtim. Öncelikle hb olmak şartıyla dizel otomatik araç arayışım vardı ancak Fransız tecrübemden sonra işin açıkçası tekrar Fransız almak istemiyordum. Çünkü Astra H dan sonra Peugeot bana bir nebze kalite ve sorunsuzluk olarak geri planda geldi. Güven konusunda şahsen tatmin olmadım. Yakıt ve pratiklik olarak mükemmel bir araç ancak ısınamadım demeliyim. Focus en mantıklı diğer seçenek gibi duruyordu. Fiyat olarak da civic e yakındı ancak 1.5 dizellerdeki bir kaç sıkıntı canımı sıktı. Focus serisinin bitecek olması da vardı. Sıfırında çok da uygun fiyat almıştım ama vazgeçtim. VW gurubuna da girmek istemedim. Japon araçları gözümdeydi ve oraya yöneldim. Civic benim çok istediğim bir araçtı zira daha öncede Honda ile derin tecrübelerim vardı. Evimizde ayrıca CR-V dizel otomatik olduğundan şanzımana , motora yabancı değildim. Aldığım araç ilk olarak Honda Türkiye personel müdürünün aracıymış ki sistem kayıtları da bunu doğruluyor. Honda Türkiye fabrikasını kapatınca benim araç da dahil bütün Honda Türkiye araçları Samsun Honda Yetkili Bayii ne satılıyor. Benim araç o zamanlar 13 bin km civarında. Benim aracı aldığım arkadaş ilanı görüp Samsun'dan gidip aracı alıyor. Ben aracı aldığımda 56 bin km de idi. Boya değişen hata yok. Komple yetkili servis bakımlı. Exper den tam not aldı. Hb istememin sebebi öncelikle eşimin sedan istememesi ancak bu araçlarda hb ile sedan arasında hemen hemen 15-20 cm kadar fark var. Yani aslında pek fark yok. Bu sebeple bagaj bir hb araca göre inanılmaz geniş. Benim gördüğüm hb araçlar içinde en genişi diyebilirim ki 480 litre. Enteresan bir dizayn yapmışlar. Araçta pandizot yok diyebilirim. Sürgülü bir sistem yanında arka cama bağlı bir parça var. Aslında bu durum arka taraftan gelen sesleri aracın içine taşımasının yanında istediğinizde aracın arkasına çok rahat ulaşmanızı ve yüksek malzemeleri rahat bir şekilde koyabilmeniz rahatlığını getiriyor. Yedek teker yok ve bu sebeple bagaj iki bölme. İsterseniz mesela kamp koltuklarınızı alt bölmeye koyarsınız ve kimse görmez. Extra bir bölüm gibi düşünebiliriz. Lastik tamir kiti araçta mevcut. Hb istememin diğer sebebi de aracın İNGİLTERE üretimi olması. Sedanlardaki trim sesleri ve yalıtım sorunlarını hb lerde kısmen çözmüşler. Örnek olarak motor kısmında yalıtım malzemeleri eklenmiş bunlar sedanlarda yok. İç trim sesi gerçekten yok gibi. en büyük fark ta bence şanzıman . Türkiye üretimi dizel sedanlarda şanzıman CVT ilen hb lerde şanzıman ZF-9. Yani hepinizin bildiği Honda'nın o zamanlar CR-V gibi premium araçlarına koyduğu BMW ile ünlenmiş şanzıman. Bu konu beni özellikle cezbetse de Türkiye üretimi sedan elegance lerde standart olan sunroof maalesef hb elegancelerde yok. Exclusive modellerinde açılır cam tavan var ama eleganceler de maalesef yok. Bu arada exclusive peşince çok koşsam da, hatta kırmızı mükemmel durumda olan birisi ile pazarlık yapsam da trameri biraz beni üzdüğü için nasip olmadı. MOTOR: Aracın motoruna gelirsek 1.6 dizel turbo (i-dtec) 120 beygir bir motorumuz var. Bu motorun 160 lık versiyonu CR-V lerin otomatiklerinde mevcut ki dediğim gibi evimizde olduğundan onu da bir çok kez kullandım. 120 liğini de yine evimizde daha önce CR-V nin manueli olduğu için zaten biliyordum. Motor genel anlamda sorunsuz. Honda baskılara dayanamayıp 2-3 sene kadar ülkemize getirdi. 2017-2020 aralığında civic ve CR-V lerde mevcut. Bence çok başarılı bir motor. ADBLUE belası bunda yok ancak dpf filtresi ile ilgili şikayetler biraz var. Çok çabuk dolduğuna dair ve değişiminin de ciddi maliyetli olduğu söyleniyor. Burada akıllara bu motorun az üretim olması sebepli parça sorunu da akıllara gelebilir ancak Honda yetkili servisleri bu konuda kesinlikle sorun olmayacağını söylüyor. Motor aracın ilk gaza bastığınızda çok tepki vermiyor aslında . Çok yavaş başlıyor hızlanma ancak daha sonrada ki özellikle 50-60 km den sonra çooook tatlı bir ivmelenmesi var. Yani işte Honda keyfi bu dedirtiyor. Yüksek hızlara o saatten sonra çok iyi çıkıyor ve keyif veriyor. Şanzıman kesinti yapmıyor. Çok pürüzsüz ve güzel ilerliyor. Sürüş modları var tabi ve ben bu tecrübelerimi genel olarak eco modda denedim. Sport modda ya da normal modda aracın tepkileri daha iyi. Bu en baştaki yavaşlık özellikle sport modda daha iyi. Ses olarak bence multijet kadar sesli değil ancak PSA dizelleri kadar da sessiz değil. Tok bir ses var araç içinde. Yakıt konusuna gelirsek yaz ayında şehir içi - dışı karışık 7 bin km kadar yol yaptım ve 4.5 ortalama ile yazı bitirdim. Yakıt evet blueHDİ kadar az değil ancak araçların ağırlığı da aynı değil. Peugeot 308 1200 kg civarı iken bu araç 1450 kg civarı. Ayrıca şanzıman farkı da mevcut. Sunduğu keyfi de göze alırsak bence çok ideal bir yakıt. Dizel konusunda bu kadar istekli olmamın sebebi de işin açıkçası İstanbul ortamında yakıtı düşük tutmak istemem. Evet git gide bitiyor ancak aile araçlarında yakıt önemliyse dizel hala çok güzel bir seçenek. İnternetteki videolarda top speed olarak 220 ler falan gördüm ancak ben şahsen aile araçlarını bu kadar zorlamayı pek sevmem bu sebeple denemdim. Kendim günlük hayatımda zaten ağırlıklı motorsiklet kullanıyorum. Bu aracı genellikle ailemle kullanıyorum ve ailem içindeyken böyle bir durum denemem söz konusu bile olamaz. Bu motorlarda kronik sorun pek yok. Araştırmalarımda dpf filtresi dışında pek birşey duymadım. Genel olarak sorunsuz, düşük yakıtlı ve güçlü bir motor. Bakım 10 bin Km de olması üzücü. Bakım maliyeti diğer araçlarla hemen hemen aynı. En son Haziran ayında filtreler+yağ+ bir kaç ekstra işlem 7 bin TL tutmuştu. Honda Park Yetkili Servisinde. ŞANZIMAN: Şanzıman daha önce dediğim gibi ZF 9 ileri. Şanzıman geçişleri genel anlamda eat ile benziyor gibi. Araç viteslerinde kararsızlık görmedim. Ancak ben aracı ilk aldığımda akü değişimi yapıldı ve bu değişimden sonra şanzıman tanıtımı yapılması gerektiğini biliyorum. Bunu yetkili servis atladı mı bilmiyorum bir geçişte eğer araca hafif gaz yerine düzgün bir şekilde gaz verilmezse hafif sarsıyor. Başka yetkili servise sorduğumda kesinlikle şanzıman tanıtımı yapılmamıştır dendi. Şimdi servis zamanını bekliyorum bu işlem için ancak ben pek sorun görmedim. Vites geçişler güzel. Yüksek hızlarda ve devirlerde kesinlikle hissettirmiyor. 9 ileri olması yakıtı sürekli aşağıda tutuyor. Tepkilere gelince şanzıman tuş kombinasyonu ile çalışıyor ve vites kolu yok. Bu durum görüntü açısından güzellik sunsa da kullanım kolaylığı açısından bence vites kolu olmalı. Çünkü tuşlar elektronik olması sebepli geçişlerde bir saniyelik falan boşluk bırakıyor. Bu da özellikle eğimli bölgelerde aracın kaymasına sebep oluyor. Eğer sıkışık bir alanda sürekli git gel yapmak zorunda iseniz tuşa bastıktan 1 saniye sonra ayağınızı frenden çekmeniz lazım. Zaten kullanımda şanzımana yükü ayağınızla hissediyorsunuz. Evet buna bir süre sonra insan alışsa da bence vites kolu olması yani sistemin nispeten mekanik olması daha avantaj. Bu şanzımanda özelikle CR-V lerde görülen 4*4 sistemine bağlı kronik sorun yok. Servislere ve ustalara danıştığımda CVT gibi bir sistem olmadığı için genel anlamda sorunsuz bir şanzıman dendi. Hatta bir kaç usta civic lerde hiç zf şanzıman açmadığını dile getirdi. Ayrıca akü bitiğinde aracı boşa almanız çok zor. kaputu açıp içinde şanzıman ile motorun birleştiği bir noktada vida var Bu vidayı gevşetmeniz lazım ki bunu normal bir şoför yapamaz. Elinde o somuna girecek anahtar olması lazım vs. Kullanım zevki açısından artık Honda da klasikleşmiş f1 vites sistemi de araçta mevcut. Agresif ve zevkli bir kullanım sunuyor. Araçla giderken birden geçebiliyorsunuz ve gerçekten inanılmaz zevkli. Eğer kulakçığa 3 saniyeden fazla dokunmazsanız ve araç stabil giderse kendi kendine otomatiğe dönüyor. Brake Hold özelliği mevcut pek kullanmasam da.. İÇ MEKAN İç mekan olarak araç çok ferah ve geniş. C segment koşullarını bence sonuna kadar sunmuşlar. Tek sorun aracın koltuğu yeterince yükselmiyor. Örnek olarak eşim 308 de çok rahat kullanıyordu ancak bunda altına minder almak zorunda kaldık ki boyu 162 cm. Yani normalde aracın koltuk kaldırma özelliği ile çok rahat kullanabilmeli. İç mekanda aracın hayalet ekranı mevcut. Orta konsoldaki multimedya sistemi çok çok yeterli ve bir çok özellik var. Özelliklerin bir çoğuna hala bakamadım diyebilirim. Her türlü telefonla bağlantı mevcut. Her türlü bağlantı şekli de var. Navigasyon sisteminde bazı yetersizlikler yok değil. Dil konusuna biraz daha çalışılmalı. Klima sistemi de buradan kontrol ediliyor. Araçta anlık ulaşılması gereken tuşlar var ancak genel anlamda bir çok ayar multimedya sistemine bağlanmış. Buna zaten 308 den alışıktık. Kliması güzel ki zaten bu araçlarda kronik klima radyatörü sıkıntısı var. Şükür ki benden önceki sahibi garanti kapsamında klima sistemini yetkili serviste tamamen değiştirmiş. Yazın bu konuda hiç sıkıntı çekmedim ki aracı Aydın sıcağında kullandım. Çift bölgeli dijital klima işini çok güzel yapıyor. Yakıta da aman aman etkisi görmedim. şoför ile yolcu arasında çok güzel bir orta konsol var. Çok geniş ve yüksek. Çok kullanışlı gerçekten. Çok beğendim bu durumu. Uyduruk bir kolçak ya da alçak bir orta konsol yok. Konsolun vites kısmının hemen altında ayağa doğru olan tarafta yine eşyalarınızı koyacağınız boş bir bölme var ve bu bölmenin yanında HDMİ girişi mevcut. Göğüs görünümü ve büyüklüğü çok ideal. Garip gelen özelliklere bakınca camları kilitlediğinizde şoför kendi camını da açamıyor Bu bana çok garip gelmişti en başta. Aracı kilitlediğinizde aynalar hemen kapanmıyor uzun basmanız lazım. Aracın sadece şoför kapısı açılırsa aynalar açılıyor. Diğer kapılar açılırsa açılmıyor. Arka koltuk ve diz mesafesi çok çok yeterli. 4 kişilik bir aile için genişlik ve bagaj bence gerçekten ideal(480 litre). SUV ların bile bir çoğunda bu genişlik olmadığını şahsen biliyorum. Koltuklar kumaş ve çok rahat. Exclusive modellerinde deri olarak geliyor. Ön park sensörü kapatılabiliyor ki bu kasalarda yağmur yağdığında ya da yıkandıktan sonra kısa süre ön park sensörü önünde sürekli bir şey var algılaması yapıyor. Bu da kronik sorunlarından birisi ve can sıkıyor. fk8 lerde ve fc5 lerde bu bölmede düzeltmeler yapılmış.. İç donanım da en çok aradığım konulardan birisi de tuşla start maalesef yok. Exclusivelerde var ancak eleganceler maalesef anahtarla çalıştırma. Tavan siyah kaplama ve ben bu durumu beğeniyorum. Araç beni boğmuyor. Pedallar orijinalden sportif pedal kaplama. Koltuk ısıtma mevcut. DIŞ GÖRÜNÜŞ Dış görünüş olarak araç bence çok güzel. İlk başlarda bu kadar önemsememiştim ancak sonradan bana da güzel gelmeye başladı. Aracın jantları 17 ve karartılmış. Araca çok başka hava katıyor Çift rüzgarlık olması da sportifliği tavana çıkarmış. Alt rüzgarlığın siyah olması bakımını zorlaştırıyor. Yere çok yakın olması da tabi önemli. Kaput dalgalanması sorunu evet bu araçta da var. Enteresandır özellikle 100-110 dan sonra dikkatli bakınca baya belli oluyor. Aslında hafif bir malzemeden de yapılmamış oldukça ağır ama mühendislerimiz daha iyi tespit yapacaktır durum böyle. Aracın dış karoser parçaları da oldukça pahalı. Örnek olarak çamurluk sinyali ki küçücük bir parça en son 3 bin lira civarındaydı. Araçta ledli ve mercekli halojen aydınlanma orijinalden var. Ön görüntü çok güzel. Panjur siyah. Sunroof yok. Yere çok yakın ve özellikle kasislerden geçerken çok yavaş olmak gerekir. Araç dışarıdan çok kaslı duruyor. Özellikle araç 182 lik rs modeli ile aynı olduğu için yani egzos çıkışlarındaki farklılığı bilmeyen yarışçı tayfanın biraz rahatsızlık vermesi de dez avantaj sayılabilir . Benim için çok önemli olmasa da hanım rahatsız oluyor tabi. Bu arada aracın jantlar büyük, yanakları da ince olduğu için tekeri XL almak gerek. Yoksa kaldırımlar sürekli jantlara sürtüyor ve çok kötü bir görüntü oluyor. Renk olarak aracım beyaz ve güzel bir renk ancak özellikle ülkemize sınırlı gelen mat gri de çok güzel.. Kırmızı ağırlıklı olarak exclusive modelinde var.. GENEL SÜRÜŞ DİNAMİKLERİ Genel sürüş değerlendirmesi yapacak olursam çok zevkli bir kullanımının olduğunu, genişliği ve donanımının C segment olarak hakkını sonuna kadar hatta fazlasıyla verdiğini, yakıtın da bu zevke göre çok uygun olduğunu sorunsuz bir araç olduğunu söyleyebilirim. Negatif olarak aracın yere yakınlığı görsel güzellik ve aerodinamiklik katsa da özellikle şehir içi kullanımda zorluklar getirdiğini söylemeliyim. Araçtan inerken ve araca binerken sürekli kaldırım sorgulaması yapmak zorundasınız. Çünkü bu yere yakınlık her an kapıyı çarpmanıza sebep olabilir. Park yaparken teker demirleri de başa bela oluyor ön lipi ve arka tampon altını sürtmeniz çok basit. Araç süspansiyon olarak bence çok sert. Ben eski Opelleri de çok kullandım ve gerçekten sertlerdi ancak bu araçta bazen arka süspansiyonları sanırım koymayı unutmuşlar diyorum. Gerçekten yaylanma konusunda özellikle arka taraf çok kötü. Küt küt geçiyorum derler ya işte öyle. Uzun yolda hiç bir sorun olmasa da şehir içi sağ olsun bu duyguları hissettiriyor. Bu konuda 308 gerçekten çok iyiydi. Hem yükseklik hem yaylanma konforu çok güzeldi civic e göre. Direksiyon hakimi ve yol tutuşu çok iyi. Uzun yolda direksiyon ve araç sizin tepkilerinize çok güzel cevap veriyor. Aracın yere yakın olması burada da etkili. Araç gaza basması ve zevkli kullanımı konusunda sürekli şoförü kamçılıyor. Yol tutuş konusunda aracı ara ara zorladım ve hiç kayma yapmadı, güven verdi. Bunda tabi 235 tabanlı lastikler ve 17 jantlar da etkili. Aracın gaz tepkileri de 1.6 dizele göre gayet yeterli. Hiç bir koşulda beni zor durumda bırakmadı. Kaçışlar ve şerit değişiklikleri ani durumlarda bile çok çok yeterli. Benzinliklerde dizel olduğunu her seferinde söylüyorum zira pompacılar bu araçlarda dizele çok alışkın değiller. Şükür ki pompanın da ucu girmiyor. Shell de plakam kayıtlı olduğu için de başka yakıt vermiyor ancak başka benzinliklerde belirtiyorum. Piyasa da fk7 kasanın az olması da aksesuar olarak sürekli sorgulatıyor. Alacağım zaman sürekli satıcıya fk7 ya da hb civic diye özellikle belirtiyorum. Genelde fc5 kasa ile aynı ancak tabi küçük farklılıklar var. Araç ülkemize Elegance ve Exclusive paketler olarak geldi. Aralarındaki ana farklar: *açılır cam tavan *kablosuz şarj *anahtarsız giriş *Tek tuşla süspansiyon ayarı *Kör nokta uyarı sistemi * Multimedya sisteminde eklenmiş bir kaç özellik *18 jant Şahsen ciddi farkların olduğunu düşünüyorum ancak uygun fiyatlı temiz exclusive hb bulamadığım ve zamanım kısıtlı olduğu için elegance aldım. Şimdilik aklıma gelenler bunlar Araç ile ilgili daha kapsamlı bilgi almak isteyen arkadaşlarım aşağıya link bırakıyorum inceleyebilir.. Sonuna kadar okuyanlarda iyi sabır var demek ki Sorularınız varsa alabilirim. Teşekkürler.. 2018 Honda Civic HB 1.6 i-DTEC 120 PS Otomatik Elegance Özellikleri - Epey
    7 Puan
  2. bugun bi abimizin 1.6 privilege lagunasina bi kac onarim yaptim. - gogus komple sokulup kirik sicak/soguk klape ayagi onarildi. yipranan sungerler yenilendi. trim sesleri giderildi. - gosterge anakart soguk lehim kaynakli akü ikaz hatasi giderildi. - elektrikli sol ön koltuk calismama sorunu giderildi. kablo demeti onarildi 7 saatte yapabildiklerim bunlar
    5 Puan
  3. İleri süremeyiş eğitimi verilir
    5 Puan
  4. Durum güncellemesi. Servet abinin attığı linkteki röleyi (80ah) aldım ancak çıkış bacakları kalın ve geniş olduğu için yerine uymadı. Sanayiden tekrar 40ah röle aldım o da aynı şekilde 2-3 aç kapa yapınca yandı. Sanayide tekrar arayışa girdim ancak 40 üstü bir röle bulamadım. Tekrar elimdeki 80ah röleye dönmek zorunda kaldım. spiral ile tıraşlayarak rölenin bacaklarını incelttim ve yerine taktım. Ve mutlu son şu an ptc sorunsuz çalışıyor. Yaptığım ölçümlerde ptv ye 80v elektrik geliyor direk ana hattan. Röleye fandan eksi, ptc açma düğmesinden artı (12v) tetik geliyor. Anladığım şu, fan çalışmadan pstc çalışmıyor ısınıp yanmaması için. Şimdilik sorunu çözmüş durumdayım, yardımcı olan herkese teşekkür ederim.
    4 Puan
  5. Bence tekrar kontrol et
    4 Puan
  6. Bugün günlerden yol eğitimi günü idi. Çok hatalı sürüyorum çok. Ve sürüşümü analiz edince yolda gördüğüm hemen hemen her motor sürücüsü şansa kadere yaşıyor. En basitinden iki şeritli yolda sadece 1 metre farklı konum ileri virajda 50 metrelik yaşam alanı sağlıyor veya yok ediyor Çağ atladım diyebilirim. Daha yolum çok.
    4 Puan
  7. Sıfır atmadan yazalım.
    3 Puan
  8. Lokal gibi olmuş bura, Yas ortalaması kaç acaba
    3 Puan
  9. Ortalama tüketimi görme kalbine iner
    3 Puan
  10. Ne güzelmiş eski Acikolar. herşey söndü çöp oldu hayat.
    2 Puan
  11. Evet ya, benim pilliyi de baya uyguna yaptın, arkadaşın vitara nın daha yüksek.
    2 Puan
  12. Ciddi tutuş artar. Hızlı kalkış stabil yol tutuş stabil olur. Bu yüzden teknoloijsi bol araçlarda artık elektronik olarak yapıyor. Misal esp roller test. Kilitleme mantığını simüle etmese kalır yolda en ufak ıslak kaygan yerde. %25 lsd mekanik bulsam sedici'ye dakka durmam takarım hem ön hem arkaya Aciko ve ts-s20 orjin var bende hâlâ
    2 Puan
  13. Eskiden Ford mu vardı bunlarla gezerdik
    2 Puan
  14. InsideEVs’te yayımlanan bir makale, platformda uzun süredir görülmemiş düzeyde tepki topladı. Yorumların tonundan, pek çok okuyucunun neredeyse öfke içinde olduğu anlaşılıyor. Bu kadar sert bir toplu tepki nadir görülürken, ilginç biçimde makalenin temel argümanlarının büyük bölümünün doğru olduğu düşünülüyor. Peki insanlar neden bu kadar tepki veriyor? Birçok tüketici ve yorumcu, geleneksel otomobil üreticilerinin Tesla’ya ve bazı Çinli üreticilere yetiştiğine, artık benzer kalitede elektrikli araçlar üretebildiklerine inanıyor. Ancak InsideEVs’in söz konusu makalesi bunun gerçeği yansıtmadığını savunuyor. Mack Hogan’ın görüşüne göre Tesla’nın 2012’de Model S ile yarattığı kategori, bugün hâlâ etkisini sürdürüyor. Model S yalnızca teknik bir başarı değildi; tamamen yeni bir ürün sınıfı yaratmıştı. Zaman içinde yapılan sürekli iyileştirmeler, Tesla’nın premium sedan segmentinde dünya çapında satış rekorları kırmasına ve daha sonra Model 3 ve Model Y ile kitlesel bir erişime ulaşmasına imkân verdi. Hogan’a göre asıl mesele, diğer üreticilerin Tesla’nın “uçtan uca ekosistem” yaklaşımını benimsememiş olması. Tesla yalnızca araç üretmiyor; şarj altyapısı, enerji depolama çözümleri, yazılım güncellemeleri, ev şarj entegrasyonu gibi tüm bileşenleri kapsayan bir sistem kurmuş durumda. Bu sistemin en net etkisi uzun yol deneyimlerinde görülüyor. Yazarın 2025 Hyundai Ioniq 5 ile yaptığı yolculukta karşılaştığı sorunlar bunun çarpıcı bir örneği: Bağlantı problemleri, verimsiz rota önerileri, hatalı şarj istasyonu bilgileri ve uyumsuz yazılımlar, Tesla’nın merkezî şekilde optimize ettiği deneyimin diğer markalar tarafından henüz yakalanamadığını ortaya koyuyor. Geleneksel üreticiler ise bu eleştirilerin adil olmadığını savunuyor; sonuçta geçmişte benzin istasyonlarını da kendileri inşa etmemişlerdi. Ancak elektrikli araçlar benzinli araçlarla aynı mantığa dayanmıyor. Enerji kullanımı artık evden, şebekeden, güneşten, işyerinden ve şarj ağlarından gelen bütüncül bir düzene bağlı. Bu nedenle Hogan’a göre üreticiler yalnızca araç üreticisi değil, birer enerji şirketi gibi davranmak zorunda. Bazı üreticiler bu yaklaşımı benimsemeye çalışsa da Tesla’nın ulaştığı olgunluk seviyesine yaklaşabilen neredeyse yok. Hyundai, Kia, Ford, GM gibi firmalar gelişme gösteriyor ancak hâlâ satılan araçlarının büyük çoğunluğu içten yanmalı. Bu da yazılım, şarj, batarya tedariki ve rota planlaması gibi kritik alanlarda bütünleşik çözümler geliştirmelerini geciktiriyor. Ayrıca çoğu elektrikli model kârlı değil; bu da şirketleri tam bir dönüşümden alıkoyuyor. Makalenin tepki çekmesinin bir nedeni, Tesla’ya yönelik duygusal yaklaşım. Bazı kullanıcılar Tesla’yı tekelcilikle suçlamakta, bazıları ise markayı savunmakta aşırıya kaçıyor. Yorumlarda güçlü duygular, eksik bilgiler ve yanlış genellemeler dikkat çekiyor. Örneğin bazı kullanıcılar Tesla’nın kendi şarj ağının ABD’deki düşük EV yaygınlaşmasının nedeni olduğunu iddia ederken, bazıları makaleyi veri içermemekle suçluyor. Tüm tartışmaların merkezindeki gerçek ise şu: Legacy (miras) üreticiler hâlâ elektrikli araç paylarında %10’un üzerine çıkabilmiş değil. Çoğu EV modelde zarar ediyor ve bu nedenle yatırım hızları düşük kalıyor. Buna karşılık Tesla, dikey entegrasyon ve yazılım temelli üretim modelinin avantajıyla ölçek ekonomisini çok daha önce yakaladı. Hogan’ın makalesi tam da bu farkın hâlâ kapanmadığını savunuyor. Sonuç olarak tartışma yalnızca hangi markanın daha iyi olduğu meselesi değil; elektrikli araçların artık “araç” değil, “ekosistem” ürünleri olduğu gerçeğine dayanıyor. Bu dönüşümü zamanında yakalayamayan üreticilerin, uzun vadede pazar payı ve marka sadakati açısından büyük risklerle karşı karşıya kalacağı makalede açık biçimde belirtiliyor. Tepkilerin büyüklüğü ise elektrikli araç tartışmasının artık teknik bir konu olmaktan çıkıp kültürel ve kimliksel bir alana taşındığını gösteriyor.
    1 Puan
  15. Merhaba. Bir süredir Prince ailesi ep3c motorun sağlığını eskisinden daha iyi hale getirmek maksadıyla çalışma içindeydim. Bunun için bir süre araştırma yaptım. Son 1 yıldır ise bunu uyguluyorum. Bugün itibari ile ilk bölümünü bitirdim. Motor benimle gecirdiği ilk günlerinde ciddi bir ilk marş yağ pompası sesi sorunu vardı. Akabinde dalgalı rölanti ile devam ediyorduk. Motor yağ ve filtre değişimi yapılsada sorun geçmiyordu. 24 saat çalıştırılmadığı bir senaryoda , ilk marşda bu ses ile karşılaşıyorduk. Motor ışıklara yakın durmaya yakın iken stop ediyor beni zor durma sokuyordu. Bilgisayara bağlandığında P000a hatası alıyorduk. İlk olarak motor yağ pompası üzerindeki yağ valfini ve onun filtrelerini deterjanlı bir motor yağı ile temizleme yoluna gidildi. Piyasada orjinal olarak bulabileceğimi düşündüğüm, italatcısının benim evime 5 km uzakta olduğu, doğrudan elden teslim alabileceğim Liqui Molly Toptech 4200 motor yağı ile yola başladım. Sonra İtalian tune up adı verilen motorun devirli ve yükse kullanılması yolu ile motor içindeki karbon birikimlerini strese ve ısıya tabi tutarak arabayı zorlamaya başladık. Motoru ara ara kulakcıktan vites düşürüp devir artırmakla beraber sabit hızlarda da deviri artırmak için bir şeyler denedim. Önce motor külbitor kapağı contası sızdırmaya başladı, motorun mekanik strese dayanamayıp yaşlılığınında etkisiyle koyverdi. Onu Erling marka iyi ve yumuşak bir conta ile değiştirdik. Akabinde arabayı tekrar zorlamak için Kartepe tırmanışında epey bir yüke sokup akabinde geri aşaği inişte bu seferde yağ soğutucu contasını kaybettik. Yağ soğutucu değişimini komple yaptık. Aradan 1 yıldan fazla geçti, motoru zorlamalarıma rağmen şu an herhangi bir yağ sızıntısı yaşanmamaktadır. Yeni tamiratlarımız başarıyla görevlerini sürdürmektedir. Değişim sonrası , motor yağı sıcaklığı 110 derece ve üzerine çıkacak şekilde otobanda haftasonları sürüşler, Şile ve Darlı bölgesinde performanslı kullanımlar yapılmış tekrar bir yağ contası sorunu yaşanmamıştır. Hedefimiz olan yağ kanallarını temizlemek ve onu kirden arındırma operasyonu devam ederken 3500 kmde ilk yağı değiştirdik. İkinci yağıda 4000 kmde değiştirirken Engine flush kullandık. Daha önce motor yağı boşaltılırken bu kadar kirli çıkmamışken engine flush ile yapılan bu bakımda yağ kapkara olarak çıkmıştı. Engine flush sonrası ilk günden beri başımıza musallat olan p000a hatasının çözüm gelmedi. artık parçayı değiştirme yoluna gitmek zorunda kaldık. Konuya bahis Emme egzantrik zamanlayıcısına ait Elektrovalfi değiştirdik. Çıkan parçanın durumu son derece temiz, tamamen vadesi dolmuş olduğu için düzgün çalışmıyordu. Parça üzerinde kalıntı olmaması yaptığımız deterjanlı yağ değişimleri ve arabayı sadece açık trafikte kullanarak elde ettiğimizi düşünüyorum.
    1 Puan
  16. Maşallah 7 saatte gayet iyi yapılmış bence
    1 Puan
  17. Nefis, keske benim olsa Guzel gunlerde, saglik ve mutlulukla kullanin
    1 Puan
  18. Hayırlı olsun Hocam kazasız belasız inşallah .Şu orta konsola güzel bir vites kolu yakışırdı düğmenin mantığı illaki vardır ama kol daha kullanışlı olurdu benim fikrim.
    1 Puan
  19. Husqvarna kullandık, çok sorunsuzdu. Sonra çin malı bir şey aldık, her sene ilk çalıştırma tamircide yapılıyordu Husqvarna öneririm, küçük ebatlı olanları hem güzel çalışıyor, hem de nispeten sorunsuz. Çin malı olan da iş görüyor lakin kullanırken aradaki bariz fark hissediliyor.
    1 Puan
  20. Çok teşekkürler. hb modellerde o sorun olmadı diye biliyorum hocam. Hocam sonradan eklendi sanırım fc5 kasalarda. 2020 ye kadar devam etti zaten. İlk üretimlerde cvt olabilir..
    1 Puan
  21. Lokal anestezi gibi daha cok...
    1 Puan
  22. Üretim çok parça çok. Tertemiz miss gibi kaza. Hiç kimseye zarar vermeden çarpmayı becerdi motorcu abimiz. https://x.com/bpthaber/status/1992187377054351456?s=20
    1 Puan
  23. Güzel bir paylaşım olmuş, elinize sağlık.Bildiğim kadarıyla Sedan dizellerde de Zf şanzıman bulunuyor,cvt sadece benzinlilerde kullanılmış olması lazım.
    1 Puan
  24. Hayırlı olsun. Durduk yerde (kasa burulmasından) c sütunu göçüğü sorunu yaşamıştı 2 farklı arkadaşım. Sizde yok değil mi belli bir ser,de mi var? Servis top gelmiştir deyip yolluyordu..
    1 Puan
  25. Logonun segmantı yerinden çıkmış. Bu sebeble ön tekerde ses yapıyordu. Elimde bir tane segmant yedek vardı. Taktım oldu.
    1 Puan
  26. Abi ne var ne yok çöktüler. Bi donum kaldı
    1 Puan
  27. Bakmadım ağabey
    1 Puan
  28. bana dediysen olmaz, çok baktım, sıkıntılı motör.... ve 2. el almam zaten... orta güçte rahat işimi görecek skutır alıcam şimdilik, sonrası bunu kademe yapar işi büyütürüm artık, boyda kurtarıyor tabii ülkenin gidişata göre artık.....
    1 Puan
  29. sesi duyarken bile zorlanan çoktur bazen bizimkiler sadece tavsiye, ancak böyle gel git tıkırtılar genelde balatadan çıkabilir. arkasına fren gresi sürüp denenebilir, ses kesilirise bulunmuş demektir bazı tamirat yöntemleri böyle. nissanda toyota da mesela sıfır balataya bile gres sürüp takarlar, arka tarafına
    1 Puan
  30. Smax pik döküm demekki
    1 Puan
  31. artık yetkili servis daha mantıklı , garanti teoride bozulmaz pratikte sıkıntı
    1 Puan
  32. ben garanti bitene kadar yetkili servise gidilmesini tavsiye ederim. 45 senelik TR simülasyonu deneyimim bana bunu diyor. gitmeyeceksem de aracı ikinci el alıp dalgama bakardım.
    1 Puan
  33. Eve robot süpürge aldım, konuşuyor da, ne yaptığını filan anlatıyor. Beni bir bırak serbest dolaşayım dedi, gidip gezip geldi. Bu kadar muhabbet yeter git salonu temizle dedim, gitti baktı etrafa, kendi ekseninde tam tur döndü, etrafın tespitini yaptı, konumumu aldım dedi, işini yapıp geldi. Dönünce kontrol ettim, ne vuruk, ne çizik. Bu işin sırrı ne diye sordum, bakış görüş azizim dedi. Her gittiği odada önce konum alıyor, sonra hep ileri bakıyor. Teknoloji çok ilerledi çok. Sahi konu neydi. 😎
    1 Puan
  34. 4control isini cozersem talisman olacak 😀
    1 Puan
  35. Vitaranın silecek suyunu antifirizli olanla doldurdum geçen gün hanım ertesi gün aradı cam suyu yok arabada diye Bugün bi bakayım dedim nesi var. Yukardan baktım erişmek zor ama pompanın kenarında mavi cam suyu kurumuş leke yapmış belliki oralardan kaçırıyor. Heralde dedim motorun bidona girdiği contadan filan neyse davlumbazın ucunu söktüm aradan ulaşıp motorlara baktım. Bu arada 2 tane ayrı fıskiye motoru var ön arka birbirinin aynısı. Kaçıran bariz belli uzandım söktüm sonra contayı söktüm ama contada hiç cam suyu lekesi yok oradan kaçırmıyormuş. Hortumu söküp dışarıda bakayım motora derken hortumu biraz tutup çekince hortumdaki delikler gözüme çarptı. 3 yerden ayrı ayrı ince kesik şeklinde delik olmuş. Nasıl olur derken biraz detaylı baktım motor kapağının üstünde çamur lekeleri, yalıtımı parçalanmış klima borusu gözüme çarpınca içeri kedi girdiği kanaatine vardım. Bu delikler 10 cm lik bir parçayı kesmeme sebep oldu. Depoyu karıştırınca aynı çapta lacettiden kalan vakum hortumlarından buldum. Ek aparatım yoktu onuda 3d printerdan bastım. Suyu doldurdum kaçak yok. Sorun çözüldü ama bu kedilerin tekrar girmesini engelleyecek birşey bilen varsa yardım bekliyorum.
    1 Puan
  36. Selamlar herkese iyi forumlar Vitaranın yağ bakımı zamanı gelmişti ve yaşadığım bazı sorunlar dolayısıylada ağır bakım tarzı birşeye dönüştü. Aracımla 9 temmuz gecesi yola çıktım tosyada sabahladıktan sonra yola devam ettim ve 10 temmuz öğlen saatlerinde kuzey marmara otoyoluna girince bir gaza geldim ve gazladım 190 km/s ile bir müddet ilerleyip ufak bir rampa tırmandıktan sonra klimanın devreden çıktığını farkettim önce klima kayışının koptuğunu sandım ve hararete baktım normaldi. 30-40 saniye sonra hararet ortadan yukarı doğru çıkmaya başladı kaloriferi açıp sağa çektim ve hararet hemen kendi yerine geldi. Arabayı benzinliğe çekip soğuttum kayışları kontrol ettim normaldi fan çalışıyordu su tamdı. Usta arabayı yavaşça istanbula getirmemi söyledi. Bende kalorifer açık devam etmeye çalıştım tabi 5 dk gidemedik öğlen sıcağında yanarsa yansın diyip klimayı açıp gazladım ama birşey olmadı. Ustaya götürdüm 1 gece kaldı bakmış filan birşey bulamamış beraberde turladık sorun yok dedi ve beni gönderdi. Bu olaydan sonra ben istanbuldan bursaya-bursadan zonguldağa-zonguldaktan kastamonuya (köyümüz bir dağ köyü olup yaklaşık 20 km tırmanma sonucu ulaşılan bir köydür)- kastamonudan da gümüşhaneye geldim. Artık herhalde çok sıkıştırdım ondan oldu filan diye düşünmeye başlamıştım ki bir sıcak temmuz günü klima açık kazıkbeli yaylasına 4 kişi ile tırmanmaya çalışırken. Tekrar aynı şey oldu ve aracın ibresi yukarı doğru gitti arabayı kenara çekip bir dakika bekledik ve klimayı kapatarak yaklaşık 30 km daha tırmandık yine bir sorun olmadı. Bir kimyasal conta testi yapmaya karar verdim 2 kere yaptım bir yanlışlık olmasın diye temiz çıktılar. Conta yanık çıksaydı herşey daha kolay olurdu. İhtimaller çoğaldı termostat,radyatör devirdaim vs. Usta radyatörü en sona bırakmayı tavsiye etti çünkü türkiyede düzgün marka yok bir tek MGA marka var onuda alsanda takmam dedi Termostatı kapının önünde kendim söktüm. Bir sıcak su testi yapıp deneyeyim dedim. Usta resimden bakarak termostatı beğenmedi bakınca bende bir miktar hak verdim ama daha önce tam açılmış termostat görmemiştim. Termostatın bir kısmı açılırken diğer kısmı daha az açılıyordu. Ayrıca ben termostatımı değiştirirken termostatı baş aşağı takmışım. Üzerindeki sallanan pin yabancı dil jiggle pin sistemin daha kolay havayı atmasını sağlıyormuş ve saat 12 pozisyonunda olması gerekliymiş benimki tam saat 6 pozisyonundaydı. Servis kılavuzundada gösterilmiş hatta termostat gövdesine işaret konmuş. Ama okuyan kim. Her neyse bu kadar sökmüşken termostatı takmadan arabanın soğutma sistemini bir temizleyeyim dedim. daha önca mavi ve ucuz kırmızı antifiriz karışımından dolayı kristalleşme olmuştu. aracın antifirini boşaltıp %5 lik bir limon tuzu çözeltisi yapıp doldurdum , termostat çıkışına eski bir çorap geçirdim ve hortumu çorabın üzerine taktım. Aracı bir 15 dk çalıştırdım ve 30 dakika beklemeye bıraktım. Sonrasında suyu boşalttım. Çoraba takılanlar bunlardı daha sonra çorabın diğer tekini takıp durulama yaptım yine termostat yokken. Durulama sonucu çıkanlarda bunlardı. Aracı geri topladım. Daha sonra radyatör kapağımı ustamın tavsiyesi olan HKT marka olanla değiştirdim. LPG regülatör hortum kelepçeleri küflenmişti. Kelepçeden mi kaçırmış yoksa regülatör dirseğinden mi kaçırmış emin olamadım. O yüzden de dirsekleri sipariş edip öyle söktüm. Kelepçelerden kaçırmış eski bir kaçaktı. Regülatörü sökmüşken dahili gaz filtresinide temizledim ama zaten pekte pis sayılmazdı. Bu arada ustanın sipariş ettiği parçalarda geldi termostat, devirdaim yağ ve filtreler. Ben biraz araştırınca aslında araçta bulunan kırmızı antifiriz yerine hibrit sistem olan antifirizlerden olması gerektiğini öğrendim. O yüzden yeni antifiriz aldım. 10 litrede saf su almıştım Usta devirdaimi söktü zaten trigeri zincir olduğundan devirdaim dışarda ve kolayca sökülüyor. Devirdaim sorunsuz çıktı. Ve resimde görüldüğü gibi halen biraz izler olduğundan bi radyatör temizleyici daha atalım dedi. Attık dandik bir marka işe yarayacağını sanmıyorum Termostat vernet marka olanı aldırmıştım en sevdiğim termostat markasıdır kendisi. Buda vernet termostatın tam açık hali her tarafı açık termostatın doğru montajlanmış hali böyle olmalı yapacak arkadaşlar dikkat etsinler. Saf su 10 litresi kampanyalı 60 tl hiç birşey. Antifiriz bu, castrol radicool nf te olur. Bu onun yarı parası. Çinden getirttiğim huni özel aparatları sayesinde hava alma işini dakikalar içinde hallediyor. No spill funnel diye aratabilirsiniz. Usta göz koydu ama vermedim Ardından yağ değişimi için lifte aldık aracı. Yağ bu olacak 1.6 motorlar için. Filtrelerde değişti ve işlemi tamamladık. Toplam maliyet: Termostat Vernet Marka: 500 TL Devirdaim GMB Marka : 1500 TL Antifiriz 2 LT Motul : 560 TL 10 LT Saf Su : 60 TL Mobil 0-20 4 litre yağ : 1440 TL Hava Filtresi Purflux : 300 TL Polen Blueprint : 300 TL Yağ filtresi Mahle : 190 TL Radyatör Temizleyici : 100 TL Devirdaim ve yağ işçiliğini usta kendi yapmasına rağmen benden ücret almadı. Diğerlerinde ben yapmıştım zaten.
    1 Puan
  37. Seger 65H çift salyangoz korna montajı yaptım. Şimdi kornaya basınca iplemeyenler düşünsün Bu arada montaj tamamen orjinal tesisata ve kornanın orjinal konumuna yapıldı. Kesme biçme olmayacak şekilde montajladım.
    1 Puan
  38. Arabanın yağ tüketimi giderek düşüyor. 0.4 litreden 0.370 litreye geriledi.
    0 Puan
  39. Sirke eğer varsa büyüyü de bozuyor.
    0 Puan
This leaderboard is set to İstanbul/GMT+03:00
×
×
  • Yeni Oluştur...