Zafer Ayvacı 7 Mayıs 2013 Paylaş 7 Mayıs 2013 Resmen üzerime alındım. Ancak ben bilerek ve hür irademle, dalga olsun diye felan yazarım sık sık "falan da felan da" gibisinden. Bir tek felana kadar neleri var. Yanlış Yazılan Kelimeler konusunu açıp, okuyup, ibret almak lazım Yine de oldukça genç bir arkadaşımızın, günümüz dünyasında, bir şekilde de olsa diline sahip çıktığını görmek beni memnun etti. 4 Yorum bağlantısı
Misafir 7 Mayıs 2013 Paylaş 7 Mayıs 2013 Kullandığımız muhasebe programında "Fiat farkı faturası" adımı var. Yuh artık yuh. Bilinen bir paket program. Yorum bağlantısı
Mehmet Gürcüoglu 7 Mayıs 2013 Paylaş 7 Mayıs 2013 Foruma özel "dilimizi öğrenelim" adında bir kurs açalım Yorum bağlantısı
Önder Özcan 7 Mayıs 2013 Paylaş 7 Mayıs 2013 Bir de şu var, burada arkadaşlarımız en çok hatayı bitişik yazılması gereken -de yi ayrı yazarak yapıyorlar. Yani "aman hata yapmayalım" derken hata yapılıyor. - bende kalsın - ben de kalsın-gibi. Yorum bağlantısı
Ayhan Onaran 7 Mayıs 2013 Paylaş 7 Mayıs 2013 Bu konu ile alakalı açılmış bir başlık var ancak nedense orayı hata yapan kimse okumuyor Hiç haberi yok..Çünkü hata yaptığını bilmiyor.Aslında hata yapan ve düzeltmeyen üyelere o başlık otomatikman açılıp kendini ara sıra göstermeli. Yorum bağlantısı
Engin Deniz 7 Mayıs 2013 Paylaş 7 Mayıs 2013 Arkadaşlar merhaba. Gece gece artık canıma tak etti. Yıllardır forumlarda gezinen, takip eden, paylaşımlarda bulunan biriyim. Ancak son dönemde gözüme çarpan bir durum var ki her gördüğümde sanki damarıma basıyormuş gibi rahatsızlık duymaya başladım. Forumda da çok kez rastlamaya başladım! Kullanan var mı aramızda? bilmiyorum. Türkçe'de "felan" diye bir kelime yok sayın "felan" diyen arkadaşım. Ahanda işte sana ıspatı!s al arkadaşım(artık herkimsen) buyur bak. Elbette bende hatalar yapıyorumdur. Belki bu yazıda da hatalarım vardır. Kabulümdür, ancak yılların, asırların "falan" kelimesi ki kökü arapçadır, neden "felan"? İnanın bu gün yanımda oturan sınıf arkadaşımın ağzına çakıyordum. Defalarca "felan", "felan". Telafuzu zor bir kelime değil. dilin "a" harfine dönüyorsa sorun yok "falan" gayet söylenebilir bir kelime. Çok rica ediyorum ve 'özellikle' belirtmek istiyorum; Yazımı zor, telafuzu güç bir kelime değil. "konstrüksiyon" gibi sonradan türeme, yabancı kökenli bir kelime olur yanlış yazılır veya söylenir anlarım. Bende konstrüksiyon kelimesini hala telafuzunu yapamam ama, Türkçemizi korumaya çalışırken, mümkün mertebe yabancı kelimeden kaçarken "felan" kadar basit telafuzlu kelimelerde afedersiniz ama batırmayalım ortalığı bir zahmet. Belki içimizde vardır bu durumu fark eden yada tepki gösteren çıkar ne gereksiz konu diye ancak bir zahmet felan kelimesini bir kere sesli olarak telafuz edin ve birde doğrusunu telafuz edin, o zaman bence anlayacaksınızdır. Saygılarımla.. Mevcut konudan devam edelim. Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız 7 Mayıs 2013 Paylaş 7 Mayıs 2013 Herkes hata yapabiliyor ama hep başkalarının hatasını görüyor. Bu noktada kimse küsmemeli. Ayrıca bu konuyu keşke "yeni içeriğe gözat" linkine tıkladığımızda hep başta görsek. Böylece böyle bir konunun varlığından habersiz olanlar da görmüş olur. Yorum bağlantısı
Sani Gerşon 17 Haziran 2013 Paylaş 17 Haziran 2013 http://tr.wikipedia.org/wiki/VP:TSYH Muhammed abi paylaştı, bayağı hoşuma gitti. Tişikirrleeer Sipirmeeen Yorum bağlantısı
Murat Dere 7 Temmuz 2013 Paylaş 7 Temmuz 2013 Medem mesleğiniz "Türkçe" üzerine, o halde "hususen" yerine "özellikle", "ziyade" yerine "çok", hatta "üslup" yerine de "tarz" ya da "söyleyiş" desek daha iyi olmaz mı? Çok önemli olduğundan değil de, daha Türkçe olması bakımından. Eleştiri olarak almazsanız sevinirim. 3 Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 7 Temmuz 2013 Yazar Paylaş 7 Temmuz 2013 Her şeyi Türkçeleştirmeye gerek yok Yorum bağlantısı
Misafir 8 Temmuz 2013 Paylaş 8 Temmuz 2013 Murat Bey, eleştiri de olabilir, problem değil. Ancak bir noktada dilci olduğum için şu fikrimi açıkça beyan edebilirim: Türkçe demek, ısrarla kökeni Türkçe olan kelimeler demek değildir. Bir dilin başka dillerden bolca kelime alması, illa ki o dile sahip milletin asimile olması, daha düşük kültür düzeyinde olması anlamına gelmez. Bu o milletin büyüklüğüne de delalettir. Biz Türk milleti o kadar büyük bir milletiz ki, Orta Asya, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Anadolu, Doğu Avrupa ve Karadeniz'in kuzeyine iz bırakmışız. Buradaki halklarla güzel yaşamaktan erinmemiş, dillerini dilimize katmışız. Haliyle bunca zaman özellikle Arapça ve Farsça kelimeler bolca dilimize geçmiş. Bir kelimenin bir dilde modern tabirle tutmuş olması, artık o kelimenin o dile ait olması için engel teşkil etmez. Misal, hususen kelimesi Türkçe'de daha benimsenmiş, halk tarafından fazlaca kullanılmış ve çoğu zaman da Türkçe kökenli alternatifine ihtiyaç bırakmadıysa o kelime artık Türkçedir diyebiliriz. Ben bu konuda ırkçı boyutlardaki milliyetçiliyle bilinen Nihal Atsız ve Fuad Köprülü'nün fikirlerini benimsiyorum. Onlar da cumhuriyetin ilk yıllarındaki Türkçeleştirme çalışmalarına bu şekilde yaklaşmışlardı. Diyorlardı ki, artık Türkçe'ye oturmuş kelimeler Türkçe kabul edilmeli, alternatifi aranmamalı. Bu saatten sonra yeni kavramlar için Türkçe kelimeler üretilmeli. Keza bilgisayar kelimesi de böyle olmuştur. İleriki yıllarda ortaya çıkan bilgisayara computer yerine çok güzel olan bilgisayar kelimesi bulunmuş ve dilimiz bunu hemen benimsemiştir. Naçizane fikirlerim bu yönde. Umarım siz de bunu fikir beyanımdan farklı bir şey anlamazsınız. Laf yetiştirmek gibi bir niyetim yok. Yaşınıza bakarak, dilimize gösterdiğiniz hassasiyete hayran kaldım. Ancak; madem dilimizi doğru kullanmaya gayret ediyoruz, yazdığımız metinlerde de "sade" olmaya gayret etmeliyiz. Bir şiir veya edebî (sanatsal mı demeliydim?) bir metin yazarken "ustalık" sergilemek, yazdıklarımızı -tabir caiz ise- "süslemek" tabi ki gereklidir. Ancak; gündelik konularda yazacağımız metin ve konuşmalarımızda "sade" olmaya çalışmak, bizi bir çok yanlış anlamalardan koruyacaktır. Öz Türkçe konusunda hiç kaygı duymadım. Dilimiz, ne yaparsak yapalım dokusuna uymayan türetilmiş kelimeleri kabul etmiyor. Bu hassasiyetlere sahip gençlerimizi gördükçe gelecekle ilgili ümitlerim hep taze kalıyor. Yorum bağlantısı
Murat Dere 8 Temmuz 2013 Paylaş 8 Temmuz 2013 Murat Bey, eleştiri de olabilir, problem değil. Ancak bir noktada dilci olduğum için şu fikrimi açıkça beyan edebilirim: Türkçe demek, ısrarla kökeni Türkçe olan kelimeler demek değildir. Bir dilin başka dillerden bolca kelime alması, illa ki o dile sahip milletin asimile olması, daha düşük kültür düzeyinde olması anlamına gelmez. Bu o milletin büyüklüğüne de delalettir. Biz Türk milleti o kadar büyük bir milletiz ki, Orta Asya, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Anadolu, Doğu Avrupa ve Karadeniz'in kuzeyine iz bırakmışız. Buradaki halklarla güzel yaşamaktan erinmemiş, dillerini dilimize katmışız. Haliyle bunca zaman özellikle Arapça ve Farsça kelimeler bolca dilimize geçmiş. Bir kelimenin bir dilde modern tabirle tutmuş olması, artık o kelimenin o dile ait olması için engel teşkil etmez. Misal, hususen kelimesi Türkçe'de daha benimsenmiş, halk tarafından fazlaca kullanılmış ve çoğu zaman da Türkçe kökenli alternatifine ihtiyaç bırakmadıysa o kelime artık Türkçedir diyebiliriz. Ben bu konuda ırkçı boyutlardaki milliyetçiliyle bilinen Nihal Atsız ve Fuad Köprülü'nün fikirlerini benimsiyorum. Onlar da cumhuriyetin ilk yıllarındaki Türkçeleştirme çalışmalarına bu şekilde yaklaşmışlardı. Diyorlardı ki, artık Türkçe'ye oturmuş kelimeler Türkçe kabul edilmeli, alternatifi aranmamalı. Bu saatten sonra yeni kavramlar için Türkçe kelimeler üretilmeli. Keza bilgisayar kelimesi de böyle olmuştur. İleriki yıllarda ortaya çıkan bilgisayara computer yerine çok güzel olan bilgisayar kelimesi bulunmuş ve dilimiz bunu hemen benimsemiştir. Naçizane fikirlerim bu yönde. Umarım siz de bunu fikir beyanımdan farklı bir şey anlamazsınız. Laf yetiştirmek gibi bir niyetim yok. Karşılıklı, seviyeli olarak yapılan fikir alış verişini laf yetiştirmek olarak asla algılamam. Evet; artık Türkçe'ye oturmuş kelimeler Türkçe kabul edilmeli. Ancak, sözcüğün benimsenmiş Türkçesi varken Arapça, Farsça ve özellikle fıransızcasını kullanmak bana göre doğru seçim değildir. Ben de Türkçe olmayan kelimeler kullanırım arada. Ama örneğin, herkesin anlayabileceği "özellikle" kelimesi yerine anlamayanların da olabileceği "hususen"i tercih etmem. Bu, siz de öyle yapın demek değildir tabii. (Yazılarımızda geçtiğinden o kelimeyi örnek verdim, farklı algılamazsan sevinirim Aykut ) Yukarıdaki yazını ben yazsam en az 10 sözcüğün yerine daha çok kimsenin anlayabileceği Türkçe olanlarını kullanırdım. "Bilgisayar" çok güzel bir örnek. Ben de sık sık kullanırım. Aynı şekilde uzun süre "pirintır", "sıkennır" dedikten sonra "yazıcı" ve "tarayıcı" kullanmaya başladık hatırlarsan. İşte benim dediğim de tam olarak bu aslında: ne kadar az "komputer" dersek, o kadar çok kişiye "bilgisayar" sözcüğünü öğretmiş olacağız. Keza, ne kadar az "alternatif" dersek, o kadar "seçenek" olacak diye düşünüyorum. Sözlerime burada son verirken büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin göz ve yanaklarından öper saygılar sunarım. (Forumun delisiyiz ya, o bakımdan şeyettim. Ben sürekli ciddi konuşursam ayarım bozuluyor.) Ben ilk hallerini tercih ederim şahsen. Kulağa daha samimi geliyor. Ayrıca hep söylerim, Arapça kökenli kelimeleri çıkarırsak selam bile veremeyiz. 60 yaşındaysan evet YSB. 3 Yorum bağlantısı
Murat Dere 8 Temmuz 2013 Paylaş 8 Temmuz 2013 Her şeyi Türkçeleştirmeye gerek yok Öyle yapmıyoruz ki zaten bebek. Ama eskiden cankurtaran vardı (adı bile ne olduğunu anlatırdı), şimdi ambulans oldu. Tasarım, oldu dizayn; bakkal bile, pazar bile market oldu; fitnıs sentırlara gider olduk; artık tezgahlarda, sergilerde değil sıtantlardayız falan filan. İşte bu yüzden ambargo yaptırımı var, bu yüzden geri iade ediyoruz aldığımızı, bu yüzden nüans farkını farketmiyoruz, bu yüzden herkese uyarı ikazı yapıyorum şimdi asabımı sinirlendirmeyin benim yahu! Bu da mı gol değil hakim bey, bu da mı gol değil? 3 Yorum bağlantısı
Misafir 8 Temmuz 2013 Paylaş 8 Temmuz 2013 Öyle yapmıyoruz ki zaten bebek. Ama eskiden cankurtaran vardı (adı bile ne olduğunu anlatırdı), şimdi ambulans oldu. Tasarım, oldu dizayn; bakkal bile, pazar bile market oldu; fitnıs sentırlara gider olduk; artık tezgahlarda, sergilerde değil sıtantlardayız falan filan. İşte bu yüzden ambargo yaptırımı var, bu yüzden geri iade ediyoruz aldığımızı, bu yüzden nüans farkını farketmiyoruz, bu yüzden herkese uyarı ikazı yapıyorum şimdi asabımı sinirlendirmeyin benim yahu! Bu da mı gol değil hakim bey, bu da mı gol değil? Çok şükür Murat Dere normale dönmüş. Yorum bağlantısı
Cem Işık 8 Temmuz 2013 Paylaş 8 Temmuz 2013 Pazar günleri giyinir süslenir Markiz'e inerdik biz.. Yorum bağlantısı
Murat Dere 8 Temmuz 2013 Paylaş 8 Temmuz 2013 Bizim zamanımızda Beyoğlu'ndan kravatsız geçilmezdi. Pazar günleri giyinir süslenir Markiz'e inerdik biz.. Dut da boldu tabii o zamanlar. Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız 13 Ağustos 2013 Paylaş 13 Ağustos 2013 sanroof ===> sunroof hipotek ====> ipotek sanruf olması gerekmez mi? 1 Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı 13 Ağustos 2013 Paylaş 13 Ağustos 2013 sanruf olması gerekmez mi? Mantıklı 1 Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı 13 Ağustos 2013 Paylaş 13 Ağustos 2013 Evet ingilizcesi sunroof da, sanruf yazmak daha doğru sanki. En azından Türkçe için. Türkçe karşlığı sanruf oluversin hatta. Mahmut abim öyle istiyo 1 Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 13 Ağustos 2013 Yazar Paylaş 13 Ağustos 2013 Tavan penceresi daha doğru gibi sanki.. 1 Yorum bağlantısı
Nihat Palolu 13 Ağustos 2013 Paylaş 13 Ağustos 2013 Evet ingilizcesi sunroof da, sanruf yazmak daha doğru sanki. En azından Türkçe için. Türkçe karşlığı sanruf oluversin hatta. Mahmut abim öyle istiyo Türkçesi var ya Zafer, '' şipidak '' 1 Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı 13 Ağustos 2013 Paylaş 13 Ağustos 2013 Zaafer --- Zafer Bana burada herkes Zaafer der Dalgasına tabi. Sebebi; giden amirim Evet doğrusu Zafer. Bi nefeste söylenerekten, Zafer. Yorum bağlantısı
Recommended Posts