İçeriğe Yönlendir

Osmanlının Dersi


Engin Özarı

Recommended Posts

Engin Özarı

Arkadaşlar, Bugün duyduğun Osmanlı padişahının bir hikayesini sizlerle paylaşacağım. Benim çok hoşuma gitti. Dünyaya ders vermiş Osmanlı torunlarıyız. Belki duymuşsunuzdur. Meshur bir hikaye. Ama gerçek,

İran şahı , Osmanlı padişahı, Yavuz Sultan Selime , hediye amaçlı bir büyük sandığı elçi ile beraber gönderiyor.

Sandık ve elçiyi sarayda padişahın huzuruna çıkartıyorlar. Elçi " padişahım, bu sandık ve içindekiler İran şahının size hediyesidir." diyor.

Sandığı açmaya başlıyorlar, Sandıktan, iran ipek gömlekler, kıyafetler, ipekten giyecekler, çamaşırlar, ipek cübbeler çıkmaya başlıyor.

Çıkan kıyafetler padişahın huzurunda tek tek gösteriliyor.

Fakat sandığın altına doğru inildikçe , sandıktan etrafa pis bir koku yayılmaya başlıyor. Yavuz Sultan Selim de fark ediyor bu kokuyu

Soruyor. "Nereden gelir bu koku diye" Padişahın sandıktan geliyor" derler. Padişah sandığın dibindeki eşyaları çıkarttırır ve bakarlar ki

Sandığın dibi b..k dolu. insan pisliği, Herkes şaşırır. Elçinin birşeyden haberi yoktur. Vezirler, sadrazamlar

"padişahım. Aynısını bizde gönderellim" "Bu bir savaş ilanıdır" " Padişahın size yapılan bir hakarettir. Şah'a haddini bildirelim" derler,

Padişah kimseyi dinlemeden bir kaç gün düşünür, Ve karşılığında bir hediye sadığı hazırlatır. Bir elçi ile sandığı İran şahına gönderir,

Sandığı ve elçiyi , Şah'ın huzuruna çıkartırlar Elçi;

"Şahım ; Hediyenize karşılık, Padişahın size bu sandığı hediye olarak gönderdi" der. Şah, sandığı açtırır,

Sandığın içinde, gül kokulu, lokumlar, Mis çörek otlu, pastalar, Tereyağlı baklavalar, gül kokulu şekerler çıkmaya başlar, Şah, sandığın dibini merak eder. Dibine kadar mis kokulu yiyecekler çıkar. En son dipte, Padişah mühürlü, kıvrılmış bir kağıt çıkar ve şah'a verirler. Şah mühürü kırarak, yuvarlanmış kağıdı açar, Büyükçe bir kağıdın içinde şunu yazmıştır Yavuz Sultan Selim;

"İNSANLAR, BİRBİRLERİNE YEDİKLERİNİ İKRAM EDER. "

Bunu üzerine İran şahı derhal yardımcılarıyla Yazuz Sultan Selimin sarayına huzuruna çıkar, ve Özür diler, Yavuz Sultan Selim , İran Şahına eteğini öptürerek defalarca özür diletir. İşte biz Bu Osmanlının Torunlarıyız.

  • Beğen 8
Yorum bağlantısı
Fatih Öztürk27

Heeeeyt kimin dedesi. :bravo: Şah ve Sultanı okumanızı tavsiye ederim. Yavuz Sultan Selim Han zekası, satrancı,şiiri ve cevvalliği ile farklı bir padişah. Paylaşım için teşekkürler.

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Ali Eren

İşte bu. Atalarımızın kıvrak zekasına hayran kalmamak elde değil..

Paylaşım için teşekkürler.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Yasin Karataş

Eee koskoca Osmanlı'dan bahsediyoruz değil mi?Paylaşım için teşekkürler. :good1:

Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu

Bak şimdi gaza geldim, savulun bre kafirler battal gazi geliyor :D

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Mehmet Kazancıoğlu

mükemmel paylaşım teşekkürler

bizler o zamanki büyüklerimizin hikayelerinden kendimize pay çıkarabilsek onları biraz olsun anlayıp onların yolundan gidebilsek dünyayı dize getiririz

Yorum bağlantısı
Mehmet Kaya

Dedelerimle gurur duyuyorum. Şimdiki görev yaptığım okul Yavuz Selim İlköğretim okulu :)

Mekanları cennet olsun.

Yorum bağlantısı
Serkan Toker

19. yüzyılda Almanya’nın Mülhaym şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında Alman’lar, öbür yakasında da Fransız’lar oturuyordu.

Fransız’lar, her sene nehrin karşı kıyısına geçiyor, Alman’lara âit topraklardaki mahsûlün tümünü toplayıp götürüyorlardı.

O sıralarda, birliğini henüz te’mîn edememiş olan güçsüz Alman’lar ise buna fazlaca ses çıkaramıyorlardı.

Ancak bu durum her yıl tekrarlanmayı sürdürünce, Alman’lar çâreyi Osmanlı sultanına durumu yazıp, imdât istemekte bulurlar ve sultâna bir mektup gönderirler.

Mektupta şöyle denilmektedir:

“Fransızlar her sene bize zulmediyor, mahsûlümüzü elimizden alıyorlar. Siz ki, dünyâya adâlet dağıtan bir imparatorluğun sultânı, İslâmiyet’in de halîfesisiniz. Bizi bu zulümden kurtarın. Asker gönderin. Ürünlerimizi bu sene olsun toplama imkânı sağlayın.”

Osmanlı’nın gerileme yıllarına girdiği bir zamâna denk gelen bu yardım isteğini inceleyen pâdişâh asker göndermeyi mümkün ve gerekli görmez; yalnızca asker elbîsesi göndermeyi kâfî bulur. Yardım isteğini bildiren mektuba cevâbî bir mektup yazılır. Bu mektupla birlikte içi asker elbîsesi dolu üç çuval da Alman’lara yollanır.

Şaşkına dönen Alman’lar, çuvalları alıp mektubu okurlar: Mektupta şunlar yazmaktadır:

“Fransız’lar korkak adamlardır. Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur. Yeniçerimizin kıyafetini görmeleri kâfîdir. Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbîselerini adamlarınıza giydirin. Bu adamları mahsûl zamânı, nehrin görülecek yerlerinde dolaştırın. Karşıdan gören Fransızlar için bu kâfîdir.”

Bağ bahçe sâhipleri hemen Osmanlı askerinin kıyâfetlerini kapışırlar. Hasat vakti geldiğinde giydikleri bu yeniçeri kıyâfetleriyle ve büyük bir heyecanla, nehir kıyısında dolaşmaya başlarlar.

Ertesi gün, nehrin karşı yakasından gelen haber, Alman’ların sevinç çığlıkları atmalarına sebep olur: “Alman’lara Osmanlı’lardan imdât geldiğini zanneden Fransız’lar, korkudan, köylerini de terk ederek iç kısımlara doğru kaçmaktadırlar. Mahsûlünüzü rahatça toplayabilirsiniz. Zulüm sona ermiştir.”

Bu olay, Mülhaym’lıların gönüllerinde taht kurar.

Giydikleri yeniçeri kıyâfetlerini, daha sonra Mülhaym’a bağlı Karlsruhe müzesine koyup ziyârete açarlar. Şehrin en yüksek binâsına da Osmanlı bayrağı asarlar. Ayrıca, hâlen olayın yıldönümünde şehirde bir karnaval düzenleyip hadiseyi temsîlen kutlarlar.

Bu olay, Osmanlı’nın sâdece birkaç yeniçeri kıyâfetiyle Alman’ları Fransız’ların elinden ve talanından nasıl kurtardığını anlatan, mâziden kalma, pırlantalarla resmedilmiş bir tablo gibidir.

alıntıdır.

http://www.istanbult...kan-fransizlar/

  • Beğen 5
Yorum bağlantısı
Engin Özarı

Ejdadımızın , mektubu bile yetiyor. Osmanlı padişahları seçilirken, sülalenin en akıllı, zeki, bilgili insanları seçilirmiş. Medreselerde senelerde eğitim görürlermiş. Osmanlı padişahlarının hepsi akıllı ve çok zekidir.

Yorum bağlantısı
Cihan Tiftik
(düzenlendi)

İÇİMİZDEKİ İRLANDALILAR

Drogheda20United.jpg

4463254499_298c0db3a4.jpg

Başkent Dublin'in kuzeyindeki 32.000 nüfuslu Drogheda kentinin 1919'da kurulan takımı Drogheda United, liglerin bitmesine 5 hafta kala en yakın takipçisinin 8 puan önünde, tarihindeki ilk İrlanda Premier Lig şampiyonluğuna çok yaklaştı. Kentin ve kulübün sembolünün ay-yıldız olması sadece bir rastlantıdan ibaret değil. 1845 yılında özellikle yaygın olarak yetiştirilen patates tarlalarında baş gösteren bir virüs kısa zamanda bölgeyi kıtlığa sürükler. "Patates kıtlığı" olarak bilinen bu olay 1847 yılına dek sürer ve İrlanda halkının yaşadığı trajik olaylardan biri olarak tarihteki yerini alır. Açlık ve beraberindeki salgın hastalıklar sebebiyle 1 milyona yakın İrlandalı ölür. Bir o kadarı da çaresizlikten ülkeyi terk eder. Bugün Amerika ve Avustralya'daki İrlandalıların önemli bir kısmını o dönemde göç edenler oluşturur.

Dönemin Osmanlı padişahı Sultan Abdülmecid, İrlanda'ya 10.000 sterlin yardım taahhüdünde bulunur. Ancak İngiltere kraliçesi Victoria, bizzat kendi topraklarındaki bu felakete sadece 2.000 sterlin yardımda bulunduğu için İstanbul'daki İngiliz elçisi aracılığı ile rakamın düşürülmesi talebinde bulunur. Bunun üzerine padişahın yardımı 1.000 sterline düşürülmekle birlikte 3 gemi, tahıl yüklü halde yola çıkarılır. Ne gariptir ki gemilerin boşaltılmasına İngiliz yetkililer izin vermez. Yani İngiliz hükümeti kendi hükümranlıkları altındaki topraklarda yaşayan halkın kırılmasına göz yumar. Yardım ekibi yılmamıştır, çareyi gemileri gizlice kuzeydeki Drogheda limanına boşaltmakta bulurlar. İşte o günden beri kent halkının gönlünde Osmanlı ve Türkler ayrıcalıklı yere sahiptir. 2006 Mayıs'ında şimdilerde otel olarak kullanılan eski belediye binasına törenle bir şükran plaketi asılır. Bölgedeki yaygın kanaat; ay ve yıldızın hem kentin hem de kulübün logosu olarak kullanılmasına, bu olayın kaynaklık ettiği şeklindedir. Ecdadımızın iç çalkantılarla boğuştuğu o günlerde bile yardımına koştuğu kentin, Drogheda'nın futbol takımının şimdilerde tatlı bir rüyası var; şampiyonluk!

Kaynak

tarihinde Cihan Tiftik tarafından düzenlendi
  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
M.Fatih Yüce

Nerden nereye. Ne oldum dememeli ne olacağım demeli.İnşaallah 10-15 sene içinde yeniden o günlere döneceğiz. Artık zaman çok hızlı geçiyor.Dünya çok hızlı değişiyor...

Yorum bağlantısı
Ertan Çabuk

Maden konu osmanlı nın dersi bir örnek de ben vereyim. Viyana da bir müzede Osmanlı Tokatını yemiş bir zırh varmış. bunu TV de bir programda dinlemiştim görme şansım olmadı malesef. Zırh ta o tokatın izi hala duruyormuş. Bunu anlatan ise bir yabancı idi...

Yorum bağlantısı
Engin Özarı

Atalarımızın, güçlülüğü, kıvrak zekası , bigeliği. ilmi ve otoriretiyle gurur duymamız lazım. 650 yıl dünyaya hükmetmişiz. Osmanlı geliyor diye dünya titrermiş.

Yorum bağlantısı
Ayhan Onaran
(düzenlendi)

1mrlk.jpg

Deportivo 'nun Panathinaikos Maçında Yaptıkları Şov

İspanyol futbol takımı Deportivo'nun “Türkler” lakabı almasının ve taraftarlarının maçlara Türk Bayraklarıyla katılmalarının sebebini biliyor musunuz?

Barboros Hayreddin Paşa Akdeniz’e hükmettiği sıralarda Avrupa'nın yarısına sahip, dünyanın en büyük Hristiyan devleti olan İspanya'yı yaptığı baskın ve savaşlarla sarsmakta.....binlerce İspanyol'u esir almakta olanları ve İspanyolların işkenceleriyle öldürülen Endülüslüler'in binlercesini de katliamlardan kurtararak gemileriyle Mağrip'e taşımaktaydı.

İşte bu sıralarda İspanya’nın yiğitliği ile ünlü Galicia bölgesinin delikanlıları Barboros’a ve Türkler'e çeşitli konularda destek vermişler. Bu desteği içlerine sindiremeyen rakip kent Vigo Halkı ise ihanet saydıkları bu durum karşısında La Coruna’lılara "Türkler" adını takmışlar. Buna karşılık, La Coruna Halkı da Celta Vigo'lulara Portekizliler'e yakınlıkları sebebiyle "Hain" manasına "Portekizli" yakıştırması yapmışlar. İki komşu şehir arasında yüzyıllardan beri süregelen bu rekabet günümüzde ise özellikle futbolda kendini göstermektedir. Celta Vigo’lular, Deportivo’lulara Türkler'e verdikleri destek nedeniyle; Deportivo’lular da Celta Vigo’lulara Portekiz’lilere yakınlıkları sebebiyle, "Hain" yakıştırması yapmaya ve rakiplerince takılmış bu adları inadına ve zevkle sahiplenmeye devam etmektedirler.

Vigo şehrinin takımı Celta’da çok sayıda Portekiz taraftar derneği kurulmasına karşılık La Coruna takımı Deportivo'da da Türk dernekleri kurulmuş. İşte bu sebeple Deportivo La Coruna’nın her oynadığı maçta sahaya asılmış çok sayıda Türk bayrağı görebilirsiniz. Celta’lı futbolseverler derbi maçlarda "Türkler dışarı" diye tezahürat yaparken, Deportivo’lular da "En büyük Türkiye" diyerek gururla takımlarını desteklemektedirler.

.

Belki aramızda bilmeyenler vardır.Bu da benden olsun..İlk öğrendiğimde çok şaşırmıştım..

tarihinde Ayhan Onaran tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Murat Dere

Japonlara hayatlarında gördükleri ilk robotu kim gönderdi sanıyorsunuz? Neredee o Osmanlılar. Şimdi "Osmanlı'nın torunuyuz." diyenlere bakın bir.

Yorum bağlantısı
Cavit Doğan

Yavuz'un hikayesi biraz süslenmiş. Tereyağlı baklavayı koyup nasıl gönderecek İstanbul'dan Tebriz'e. Pastalar filan demiş, oldu olacak çizkek de koysalardı. :D

Güllü lokum diye okumuştum ben ama bilemem ne kadar doğrudur.

Bu tür hikayeler koltuklarımızı kabartıyor ama bir çoğu ya sonradan yazılmış, ya da bire beş katılmış haldeler.

Edebali'nin nasihati diye okuduğumuz ve gayet de güzel yazılmış metin 20. yüzyılda kaleme alınmış örneğin.

Bencede bayağı değiştirmişler.. :rolleyes:

http://www.otoclubturkiye.com/forum/index.php?/topic/169880-yavuzun-zaferi/

Yorum bağlantısı
Cavit Doğan

Tarihimizin iyi ve kötü yönleriyle yüzleşebilelim. Şişirilmiş hikayelerden değil tarafsız kaynaklardan öğrenelim.

Kaynağın tarafsız olup olmadığını nasıl anlıycaz Alperim.. :)

Yorum bağlantısı
Cavit Doğan

Abi

Kartepe'de anlatırım... :)

"Bir insanın bildiğini zannettiği bir şeyi öğrenmesi imkansızdır."

Anlat ama senin imzan kafamı karıştırıyor.. :tongue:

Yorum bağlantısı
Fatih Çalıkuşu

Yavuz'un gönderdiği tereyağlı baklavalar yolda bozulmamış mı? :)

Şaka şaka espri yaptım... ;)

kuru baklava yolluk yapmıştır :)

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...