Fatih Öztürk27 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 (düzenlendi) Yazı hoşuma gitti. Zaman zaman takip ettiğim bir yazar Yılmaz Özdil. Yazısından bir bölümü sizinle paylaşmak istedim. Çıktım sokağa. Kipa’ya girdim. Parayı uzattım. “2 paket Marlboro” dedim. * Kasiyer kız, parayı aldı, kasaya koyacağına, kaldırıp, tavandaki floresana doğru tuttu iyi mi... “Hayrola?” dememe kalmadan, raflara yoğurt dizen görevliye seslendi, görevli geldi, kız parayı ona verdi, görevli parayı aldı, kaldırıp floresana tuttu. Ben bekliyorum... Kız “gerçek mi?” diye sordu. Görevli “öyle sanki” dedi. Mevzuya o kadar dalmışlardı ki, araya girdim, “hemen emin olmayın, bi daha bakın” dedim. Görevli bi daha kaldırdı ışığa doğru, bi daha baktı. Sanırsın, para değil, elmas verdim, kaç karat olduğunu tespit etmeye çalışıyor. “Nasıl?” dedim. Bu sefer tenezzül edip bana cevap vermedi, kıza döndü “aleti çıkar” dedi. Kız kasanın altına eğildi. “Ne çıkaracak acaba?” diye, gayriihtiyari ben bile eğildim aşağı doğru... Kutu gibi bi dalga çıkardı. Hani şu, mor ışık filan saçan, paranın gerçek olup olmadığını gösteren aletlerden... Bir an için etrafıma bakındım, markete mi geldim, Merkez Bankası’na mı? Kız parayı alete tuttu, “tamam” dedi. Emin olmuştu. Ama ben emin olamadım! “Sen bi daha bak, n’olur n’olmaz, bunca yıllık kalpazanlık kariyerime leke düşmesin” dedim. Kız “yok yok” dedi, beni teselli etti, “sahte olsaydı anlardım” dedi. Sigaraları ve paranın üstünü verdi. Arkamdaki amca “hadi geçmiş olsun” diye omzumu pışpışlarken, onun arkasındaki teyze tatmin olmamıştı, işkilli işkilli süzüyordu beni... “Bu marketin yetkilisini çağırır mısınız lütfen” dedim. Kız “niye?” dedi. “Sevgilim olur kendileri de, aşk mektubumu elden vereceğim” dedim. Kız baktı ki, kalpazan zannettiği müşteri manyak çıktı... Güvenlik görevlisini çağırdı. Güvenlik görevlisi benim başımda nöbet tutarken, raflara yoğurt dizen filigran uzmanı görevli içeri koştu, yanında bir hanımefendi ve üç adamla geldi. “Sevgilim” diye sallarken, tutturmuşum meğer, yetkili kişi hanımefendiymiş... Vaziyeti anlattım, alt tarafı özür bekliyorum. “Müşterilerimizi korumak için yapıyoruz” dedi. “Ben müşteri değil miyim?” dedim. “Müşteri olabilirsiniz ama, bilemeyiz” dedi. “Peki, bana para üstü olarak verdiğiniz paralar gerçek mi? Lütfen ışığa tutun, ondan sonra bu alete sokun” dedim. “Beyefendi biz kalpazan mıyız?” dedi. “Hayır, kalpazan olan benim, kişi kendinden bilir işi, o nedenle prensip olarak ışığa tutulmayan para üstünü almıyorum” dedim. Kuyruk uzuyor bu arada, bi arkadaki teyze ters ters bakmaya devam ediyor... Bi soru daha sordum, “peki bu sigaralar gerçek mi?” dedim. Yetkili hanımefendiyle gelen üç adamdan biri, “üstünde barkod var” dedi. “Barkod cihazınızı getirir misiniz lütfen, ben nerden bileyim bunun gerçek barkod olup olmadığını?” dedim. İş tatlı tatlı karakola doğru gidiyordu ki, arkamdaki amca devreye girdi, “ben hep burdan alıyorum, sigaralar gerçek” diye kefil oldu. İkna oldum. * Çıktım marketten, ağabeyimin işyerine gittim, televizyon açık... Haberlerde “34 kaçakçının öldüğü hava operasyonunda akrabalarını kaybeden kaçakçı baba-oğul, 80 bin paket kaçak sigarayla yakalandı. Serbest bırakılan kaçakçı baba-oğul, geçen hafta da 63 bin paket kaçak sigarayla yakalanıp, gene serbest bırakılmıştı sayın seyirciler” diyor. * Aklıma sigara geldi. Marketteki hadiseyi anlattım. “Müstahak sana birader” dedi. “Niye?” dedim. “İsviçre mi oğlum burası, marketten sigara alınır mı” dedi. “Ya nerden alınır?” dedim. Yanında çalışan arkadaşa seslendi, “şu köşedekine söyle, kaçak sigaralardan getirsin” dedi. Köşedeki geldi, marka marka... “Marlboro” dedim. 3 lira... Para uzattım. “Ayıpsın abi” dedi, “bu defalık benden, maksat ayağın alışsın...” 30 Ocak 2012 tarihinde Hakan Tarım tarafından düzenlendi 3 Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 Organizede cuma çıkışlarında minibüsle geliyorlar, karton karton alıyor millet. Alanlar da hep pkk'ye günde 5 vakit söven adamlar. Öte yandan marketlerin yaptıkları da can sıkmıyor değil. İstanbuldayken Şişli migrosta kasiyer kız aynı şekilde verdiğim parayı ışığa tutarak aldı, ben de aldığım parayı ışığa tuttum öyle aldım. Arkamdan ağzı açık bakıyordu. Yine karfurda bir olay oldu. Kozyatağı karfurda birşeyler aldım, kasiyer kız para üstünü 5 milyon (o zamanlar milyondu) eksik verdi. "Hanfendi (her zaman böyle konuşmam), 5 milyon eksik verdiniz" dedim, "yok olmaz öyle şey, verdim" dedi. Sert bir şekilde "hayır vermediniz, hem verseydiniz şu an bende 5 milyonluk para olurdu ama hiç 5 milyonluk yok" dedim. Kendinden emin bir şekilde "kasayı sayalım" dedi, olur dedim. Bir görevli çağırdı, tabi bu arada arkadakiler bana içlerinden sövüyorlar, gözlerinden belli. Ama ben kendinden emin, 182 boy, 120 kilo, kız çocuğum gibi duruyor. Kasayı bir odaya aldılar, oda camdan tamamen görünüyor, arada bir paravan var. Bana paravanın arkasına geç dediler, iyi dedik geçtik, Onlar içeride para sayıyorlar ben seyrediyorum. Ama canım iyice sıkılmaya başladı, hem vakit geçiyor, hem yalancı muamelesi yapılıyor hem de paravanla cam arası dar, benim göbek cama temas ediyor. Onlar olması gereken parayı yazdılar, onu gördüm, Parayı saydılar. Kafadan hesapladım, 5 milyon fazla var. Arka odaya girdiler, ben de paravandan çıktım ama biri geldi tekrar gir dedi. Sinirli bir şekilde girmeme gerek yok, sayım bitti dedim. İçeriden kız geldi, ama korktuğu belli. Çünkü cıngar çıkmak üzere gibi hareket ediyorum. "Özür dilerim, buyrun" dedi, parayı uzattı. Artık rol yapmaya gerek kalmamıştı, "önemli değil, iyi günler" dedim ama kızcağız öyle büyük bir dertten kurtulmuş gibiydi, ağzı kulaklarına vardı. Tam da karfurda çanta aradıkları zamandı. O zaman baya bi kıldılar. şimdi nasıllar bilmiyorum. Yorum bağlantısı
Tahir İlter 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 (düzenlendi) 8 sene market işlettim daha 1 kere dahi müşterinin önünde para kontrol etmedim ve çalıştırdığım dönemde bile bir kere dahi sahte para yemedim denk gelmedi değil geldi ama bakmanın ilmi vardır müşteriye farkettirmeden elle anlaşılabileceği noktalar var müşterinin gözüne sokmaya gerek yok denk geldiğnde de kibarca sahte olduğunu anlatıp gösterip ikna ettim parayı delerek kendisine verdim. 30 Ocak 2012 tarihinde Tahir İlter tarafından düzenlendi 3 Yorum bağlantısı
Bektaş Aslantaş 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 bir yılmaz özdil klasiği. sürekli takip ederim ve çok severim. Yorum bağlantısı
Kasım Atlı 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 Burası Türkiye, olur böyle vakalar. Haklı olsanda haksız ve suçlu muamelesi görürsün.. Yorum bağlantısı
Akif Özkan 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 Verilen para 15 günlük maaşım olsaydı ben de döne döne bakardım. Yorum bağlantısı
Ali Eren 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 Güzel paylaşım olmuş, keyifle okudum. “Bu marketin yetkilisini çağırır mısınız lütfen” dedim. Kız “niye?” dedi. “Sevgilim olur kendileri de, aşk mektubumu elden vereceğim” dedim. Kız baktı ki, kalpazan zannettiği müşteri manyak çıktı... :D Yorum bağlantısı
Mehmet Kaya 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 Fatih hocam okurken çok güldüm. Ama adam sonuna kadar haklıydı. Bankalardan sahte yırtık para çıkarken kasiyerin verdiği paranın gerçek olduğunu nerden anlayacağız. Ama itiraf etmek istiyorum Kıl müşteri deyince aklıma kendim geldim.Tam benlik dedim ama bana göre biraz abartı çıktı. Çevremdeki arkadaşlar bazen çok irdeliyorsun diyorlar gülüyorum ama başlarına geldiğinde gelip ya haklıymışsın diyorlar Yorum bağlantısı
Fatih Öztürk27 30 Ocak 2012 Yazar Paylaş 30 Ocak 2012 Aslında ünlem eklemeyi unutmuşum. Yılmaz Özdil okuduğum yazarlardan. Tepkisi de çok güzel olmuş. Yaklaşımı da... Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 Bana anlatılan hikaye nedense hiç inandırıcı gelmedi. Çok mu şişirmiş ne? Yorum bağlantısı
Hüseyin Matur 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 Bana anlatılan hikaye nedense hiç inandırıcı gelmedi. Çok mu şişirmiş ne? Karıştırma.. Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 Ben böyle atsam, pardon yazsam beğenmezsiniz Yorum bağlantısı
Fatih Öztürk27 30 Ocak 2012 Yazar Paylaş 30 Ocak 2012 Özdil'in tarzı böyle. Abartarak kelime oyunları yaparak yazmayı seviyor. "proce" yazısında daha belirgindir. Yorum bağlantısı
Cem Işık 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 Kıl müşteri denince aklıma ilk olarak çağlar abinin dergah geldi, onda epey boldur bu cins müşteriden Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 Özdil'in tarzı böyle. Abartarak kelime oyunları yaparak yazmayı seviyor. "proce" yazısında daha belirgindir. Abartmaktan bahsetmiyorum. Olmayan şeyleri olmuş gibi yazmaktan bahsediyorum. Koca market, kasiyerde sahte para tanıma cihazı var, ama onu çıkarıp kullanmıyor, 2-3 kere paraya bakıyor da, arkadaşını çağırıyor Yorum bağlantısı
Şehit Mustafa Yaman 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 Kipa'nın adını vermesi ve sigara markası söylemesi ilginç... Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 Ben inanmadım pek, tanımam kendisini de Yani bir market kasasında bu kadar mevzuun, o kadar lafın üst üste gerçekleşeceğine inanamadım. Doğruysa da doğrudur abi Yorum bağlantısı
Ali Eren 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 arkadaşlar,canlarım, ciğerlerim; özellikle avm'lerdeki kasiyer çocukların üstüne bu kadar gitmeyin yazıktır. biraz sabredelim ve onlara hak verelim. empati yapın ve kendinizi kasiyerin yerine koyun. sonuçta akşama kadar ayakta dikilip 3 kuru paraya çalışıyorlar. avm'lerde sirkülasyon çok olduğu için özellikle işlerin yoğun olduğu saatlerde kalpazanlar işe koyuluyorlar. sahte parayı verenin hemen 1-2 müşteri arkasındakiler de muhtemelen aynı şebekenin üyeleri. onlarda beklemekten sıkılmış numarasına yatarak kasiyere tepki gösteriyorlar ve böylece dikkatini dağıtıyorlar. kasiyerde müşterilerde oluşan tepkiler nedeniyle paradan şüphelense de henüz emin olamadan parayı kasaya atıyorlar. sonrası malum, kasa tesliminde tecrübeli veznedar sahte parayı tespit ediyor ve o zavallı kızın/çocuğun aldığı 700.TL. maaşından kesiliyor. avm leri kendi prestijlerini ön planda tutarlar, bu nedenle sahte olduğu tespit edilen parayı çalışanın ücretinden keserler ve tekrar kendisine teslim etmezler. Delikanlı lakabı kolay elde edilmiyor vesselam. 1 Yorum bağlantısı
Ersen Tapan 30 Ocak 2012 Paylaş 30 Ocak 2012 Kredi kartı kullanın, bankamatik kartı kullanın ; cebinizdeki parayıda bankaya yatırın uğraşmayın böyle şeylerle 2 Yorum bağlantısı
Mehmet Kaya 31 Ocak 2012 Paylaş 31 Ocak 2012 arkadaşlar,canlarım, ciğerlerim; özellikle avm'lerdeki kasiyer çocukların üstüne bu kadar gitmeyin yazıktır. biraz sabredelim ve onlara hak verelim. empati yapın ve kendinizi kasiyerin yerine koyun. sonuçta akşama kadar ayakta dikilip 3 kuru paraya çalışıyorlar. avm'lerde sirkülasyon çok olduğu için özellikle işlerin yoğun olduğu saatlerde kalpazanlar işe koyuluyorlar. sahte parayı verenin hemen 1-2 müşteri arkasındakiler de muhtemelen aynı şebekenin üyeleri. onlarda beklemekten sıkılmış numarasına yatarak kasiyere tepki gösteriyorlar ve böylece dikkatini dağıtıyorlar. kasiyerde müşterilerde oluşan tepkiler nedeniyle paradan şüphelense de henüz emin olamadan parayı kasaya atıyorlar. sonrası malum, kasa tesliminde tecrübeli veznedar sahte parayı tespit ediyor ve o zavallı kızın/çocuğun aldığı 700.TL. maaşından kesiliyor. avm leri kendi prestijlerini ön planda tutarlar, bu nedenle sahte olduğu tespit edilen parayı çalışanın ücretinden keserler ve tekrar kendisine teslim etmezler. Sadık abi kıllıktan bahsederken: Ben aracımda tık ses gelse gider baktırırım. Araç alırken ve ya ev alacakken(bir ara alacaktım vazgeçtim) çok incelerim. Yemek yiyeceksem biryerde orayı özenerek seçerim, birinin bende hakkı kalmaması için elimden geleni yaparım. Bir ürün alacaksam onu çok araştırırım. Bu dediklerim kıllığa giriyormu Sadık abi doğruyu söyle Kredi kartı kullanın, bankamatik kartı kullanın ; cebinizdeki parayıda bankaya yatırın uğraşmayın böyle şeylerle Ersen bende genelde kart kullanırım. Parayla uğraşmayı sevmiyorum. Bir defasında bankadan para çektim 100 tl köşesi eksik çıktı.Bankamatikten geri yatırdım şükür aldı Pazartesi bankaya gittim dedim böyle bir durum oldu. Biraz dikkat edin dedim. (Sadık abi al sana bir kıllık daha ) Bir arkadaş bankamatikten para çekti para sahte çıktı hiç birşey ispatlayamadı Yorum bağlantısı
Tahir İlter 31 Ocak 2012 Paylaş 31 Ocak 2012 Ersen bende genelde kart kullanırım. Parayla uğraşmayı sevmiyorum. Bir defasında bankadan para çektim 100 tl köşesi eksik çıktı.Bankamatikten geri yatırdım şükür aldı Pazartesi bankaya gittim dedim böyle bir durum oldu. Biraz dikkat edin dedim. (Sadık abi al sana bir kıllık daha ) Bir arkadaş bankamatikten para çekti para sahte çıktı hiç birşey ispatlayamadı Bankamatiktende sahte para çıkıyor çok güvenmemek lazım sahte parayı yiyen vezneci bankamatiğe koyabiliyor.Bankamatikten para çektikten sonra en azından el yordamı ile parayı mutlaka kontrol edin sahte para denk gelirse hemen polisi arayıp bilgi verin bankamatiğin başından ayrılmayın polis gerekli işlemi yapacaktır mutlaka. 1 Yorum bağlantısı
Tahir İlter 31 Ocak 2012 Paylaş 31 Ocak 2012 Tahir; bankamatiklerdeki güvenlik kamerası aktif ise evet iddianı kanıtlayabilirsin. ama kameranın seni para çekerken görmesi ve asla o anki yerinden kımıldamaman şartıyla. olur ya bir an kamera görüntülerinden çık, alacağın cevap; sen değiştirmişsin. olacaktır. Öyle Abi haklısın ama polis çağırıp olayı büyütürsen hak iddia etmen şansın yükselir diye düşünüyorum. Yorum bağlantısı
Mehmet Kaya 31 Ocak 2012 Paylaş 31 Ocak 2012 Sadık Abi berber olayına girersek o olay bambaşka. Kolay kolay berber değiştirmem. Usturanın ağzını yaktırırım. Berber tıraştan önce ellerini yıkamasını isterim. Şampuanımdan başka şampuanla yıkatmam Demekki benim kıllıklarım aslında olması gerekenlermiş 1 Yorum bağlantısı
Tahir İlter 31 Ocak 2012 Paylaş 31 Ocak 2012 Normalde ATM cihazlarının sahte parayı ayırt etmesi lazım. Abi yatırırken yapıyor o işi herkes çok güveniyor ya bankalara bankamatik sağlayıcıları da çok güveniyor demek ki böyle bir şeyi yapmıyorlar Yorum bağlantısı
Tahir İlter 31 Ocak 2012 Paylaş 31 Ocak 2012 Öyle sahteler var ki piyasada, Merkez Bankası hariç hiçbir yerde sahteliği tespit edilemez. Banka Şubesinde kontrolü yapılan bir buçuk milyon dolar içinden, bankada sadece 1 tane sahte bulunmuşken, Merkez Bankasındaki cihazda 3 tane daha bulunmuştu. Denk gelmiş bana bir tane bir arkadaş yemiş baya inceledik renk, kağıt kalınlığı,kabartmalar,flagram tam sadece gizli Atatürk Atatürk e benzemiyordu Piyasada sahte paranın maliyetini kurtaracak kadar yüksek bankonotlar(100tl,200tl) olunca kalpazanlar artık her şeyi ile kaliteli yapıyorlar paraları Yorum bağlantısı
Recommended Posts