İçeriğe Yönlendir

Gündüz Far Yakılır Mı?


Misafir

Recommended Posts

Hüseyin Matur

Saçmalık.

Uzun yola her çıktığımda yakarım. Bana ve çevreme getirisi çok eminim..

Yorum bağlantısı
Servet Aydın

Bir kere farları yakmak ekonomiye can katmaktır, ampüller patlar, farlar kararır, 1000km'de 1 litre fazla yakıt yakılıp yakıt tüketimi arttırılır.

Kötü tarafı ise fazla yakıttan çevreye zarar verilir.

Yorum bağlantısı
Serkan Toker

Bende 97 yılında 97 model Citroen C-15 kamyonet vardı ve gösterge ışıkları bugün makyajlı Focus' larda olsğu gibi sürekli yanardı...Geldiği yerde görüş sürekli iyi olsun diye öyle yapılmıştı...Hatta o zamanlar gündüz farları açık diye bizim memlekette trafik cezası yazılabiliyordu...:)

Yorum bağlantısı
Sinan Onuk

Nasıl yazılım hatası olarak algılıyorlar ? Öyle işmi olur hadi yazılım hatası adamlar 6 yıldırmı yanlış yazılımla yolluyor arabaları? Ondan da geçtim Bir kaç kod girilerek ordan aktif veya kapalı yapıyorlar sistemi. Misal vwlerde olan vag.com gibi özellik açma/kapama.

Mesela bir ara Türkiyeye yanlışlıkla gelmişti,Soğuk bir ülkeye gidecek olan golfler gelmişti,arabalarda klima yoktu.Çünkü gideceği ülkede klimaya gerek yoktu oraya özel üretiliyordu.Ne yani Volvo kendi ülkesinde Güneş yok diye tüm arabalarınımı öyle üretmek zorunda idi ? Güvenlik ekipmanı olmasa sadece kendine öyle araçları üretir,ithal ettiklerinide normal yollardı :)

Beni yanlış anlamayın arkadaşlar;volvo s60 kullanan arkaadşların yorumlarını yazdın ben size,tabikide yazılım hatası değil,Türkiye'de kullanıp rahatsız olanvar olmuş ve yeni bir yazılımla düzelttirmişler.Benim demek istediğim gündüz yanan farın güvenliği arttırıcı bir etkisi olsaydı ne olursa olsun o işlemi volvo servisine yaptıramazlardı,volvo güvenliğinden ödün vermez.Dediğiniz gibi far açıkken araçlar daha çok dikkat çekebilir,fakat özellikle altını çizerek söylüyorum önemli olan araç kullanırken dikkatli olmak ve bir gözün sürekli aynalarda olması kesinlikle gerekmektedir.Bundan sonraki sloganımız İlk UNSUR DİKKAT,GERİSİ TEFERRUAT.

Yorum bağlantısı
Süha Demirtaş

isteyen açar istemeyen açmaz niye yargılıyor ki bu eleman ilginç Şahsen şehir dışı dışında gündüz far açmam. Gündüzde şehir dışında da sis lambalarımı açarım bi-xenon merceklerim kararmasın :D

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Sinan Onuk

Tabikide isteyen açar istemeyen açmaz,Trafikte şöförler olarak hepimiz dikkatli olalımda. ;)

Yorum bağlantısı
Fatih Öztürk27

Ama ( kör) bir vatandaş gece şehirde gezerken mutlaka elinde fener ile gezermiş. Ya hu demişler sen zaten göremiyorsun ki? Neden bu fener?

Beni görsünler diye demiş. O hesap. Özellikle güneşin doğuş ve batış vakitlerinde mutlaka açılmalı. Diğer zamanlar da neden sakıncası olsun ki?

Yorum bağlantısı
Sinan Onuk

Sakınca yok zaten,sadece kişiye göre bir istem.Sizinde yazdığınız gibi GECE GEZERKEN zaten farlarını yakmayanlarda sorun,öyle tiplerde var kendini hayalet sürücü gören.Genelde farları açık olan araçların çoğu şirket arabaları,kapalı bulunanlar ise şahıs arabaları. :biggrin:

Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek

Okuyanınız var mı ?

ZORUNLU BİR AÇIKLAMA Bu gündüz far yakma konusunu, (sayıları çok az da olsa) bazı hafif meşrepliler hâlâ fazla ciddiye alıyorlar ki, zaman zaman bize tenkit yazıları yazmaktadırlar. Oysa bizler, tam 23 seneden beri trafik konusunun tam ortasındayız ve ülkede neyin neden ve nasıl gündeme geldiğini çok yakından bilmekteyiz… Herkes çok iyi bilmektedir ki, 1995 yıllarına kadar gündüz far yakma meselesi diye bir kavram hiçbir zaman Türkiye'nin gündemine gelmemişti. Hatta o zamanlar tünel çıkışlarına gündüzleri açık unutulmasın diye "FARLAR..!" uyarıları olduğunu herkes bilir… Peki ne oldu da birden bire böyle bir saçmalık gündemimize oturuverdi? Lütfen okuyunuz… GÜNDÜZ FAR MASKARALIĞININ GERÇEK HİKÂYESİ: Yurt dışında yaşayan, yaşlanıp yarışlardan kopan ve sıfırı da tüketen bir eski yarışçı mecburen Türkiye'ye döner. Acilen para kazanması gerekmektedir. Üstelik ihtiraslıdır da. Bir şekilde hem medyatik olmak ve hem de çok paralar kazanma isterisiyle yanıp tutuşmaktadır. Ancak medyanın gündemine girmenin öyle kolay olmadığını bildiğinden dolayı, bir STK’nın (Sivil Toplum Kuruluşu) şemsiyesine ihtiyacı vardır... Türkiye’nin o dönem bir numaralı Sivil Toplum Kuruluşu olan, üstelik de PRI’da (La Prévention Routière Internationale- Uluslar arası Yol Güvenliği Teşkilâtı-LÜKSEMBURG) Türkiye’nin tek şubesi olup, popülâritesi de çok yüksek olan bir derneğin kapısını çalar... Bu dernek 1995 yıllarında TOFAŞ A.Ş. ile “Trafikte Sorumluluğu Paylaşalım” adı altında bir kampanya yürütmektedir. Ancak TOFAŞ; teknik bilgileri sağlayan derneğe olan İKİ MİLYAR lira tutarındaki ödemelerini; iç bürokrasisinin o zamanki tıkanıklıları sebebiyle, aylardan beri yapamamaktadır... Vakfımızın bir yöneticisi de o yıllarda bu derneğin Genel Saymanıdır. Derneğin uluslararası saygınlığı olan çok muhterem Genel Başkanı, o dönem yaşananları bir Yönetim Kurulu Toplantısı öncesinde bakın nasıl anlatmıştı? “Geçen gün derneğe …. İsimli birisi geldi. Eski yarışçı olduğundan bahisle, çok önemli projeleri olduğunu, TOFAŞ A.Ş.’nin kendisine sponsor olduğunu, bu kuruluşun projeler için 50 milyar lira ayırdığını ve parayı hemen ödeyebileceğini söyledi. (Elbette ki bu zat, dernekle TOFAŞ’ın işbirliğinden habersizdi) Saçmaladığı hemen ortaya çıktı ve bir şekilde kendisini yolcu ettim. Bundan birkaç gün sonra periyodik toplantılarımızın gereği TOFAŞ’a gittiğimde muhataplarımın bana ilk söyledikleri şu oldu: “H… Bey yeni bir gelişme var: …. Adında, eski bir yarışçı olduğunu söyleyen ve sizin derneğinizle bir proje yürüttüğünden bahseden ve bizden de destek isteyen bir kişi geldi. Çelişkileri olduğunu anladık ama, işin aslını da sizden öğrenmek istedik. Bu kişiyle böyle bir işbirliğiniz var mı?” Ben de ‘Kişi bana da geldi ve TOFAŞ’ın kendi sponsoru olduğunu, hatta 50 Milyar lirayı da hemen ödemeye hazır olduğunuzu söyledi’ dedim. Herkes birbirine tebessümle baktı. Zira bu zatın ikili oynadığı ve bilmeden baltayı taşa vurduğu ortaya çıkmıştı.. Bu yolun kendisine kapandığını anlayan işbu eski yarışçının bir an önce medyaya çıkması gerekiyordu ve “Yapsam yapsam ne yapsam” saplantısı içindeydi. Trafik konusunda çok “inovatif” bir şey yapmalıydı ki tutsun ve gündeme otursun-du. İşte tam bu anda cin bir fikirle bu gündüz far yakma konusu aklına geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden bir şekilde bazı dostlar edindi ve önce belediye otobüslerinde bu gündüz far yakmayı, her nasılsa belediyeye kabul ettirdi. Arkasından tasarladığı gün geldi çattı: Medya, bu büyük “dahi”ye kapılarını ardına kadar açmıştı zira. Medyatik bir isim de buldu hemen. “Farım Açık, Yolum Açık”. Kısmen de olsa, belki % 2 oranında da tuttu maalesef. Bu şahıs bu yolla parayı da buldu, yani amacına ulaştı. Peki bu “Farım Açık, Yolum Açık hikâyesi ne oldu? Neden bunu devam ettirmiyor ve hiçbir surette artık ondan bir daha söz etmiyor, hiç düşünen var mı? Zira bu zat, o kampanyanın adını dahi anmıyor, neden? Nedeni şu: Gaye bir şekilde parayı bulmaktı. Yoksa bu gündüz far yakma işinin Türkiye için yanlış bir uygulama olduğunu kendisi de biliyordu da ondan..! Gündüz Far Hastaları’na ithaf olunur... TÜTEV

http://www.tutev.org/Icerik.asp?SayfaID=59

Yorum bağlantısı
Servet Aydın

Avrupa Türkiye'den mi gördü gündüz far yakma işini ?

Şimdi Dünya'ya satar oldu..

Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek

Bana gelen mail aynen şu:

Az önce cevabınız verildi.

Grup arkadaşları olarak oradan yararlanabilirsiniz.

Yazımız tamamen şehir trafiğinde far yakılmasıyla alâkalıdır.

Metni okumadan yorum yapmayınız

Yorum bağlantısı
Gündüz Can Yılmaz

E hocam meğer siz bilmiyormuşsunuz :) Bakın adamlar çok bilimsel açıklamışlar :D

+ 1 kibrit de benden olsun :)

Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek

Valla ilk paragrafları şu ve burada da şehir içinden falan bahsedilmiyor...

"Farları yakmanın sebebi bellidir: Görülemeyen yolun aydınlatılması. Sisli havalarda ise yalnızca sis farları yakılır. Ülkemizde son yıllarda gündüz far yakılmasını teşvik etmek için, sebebi bir türlü anlaşılamayan bazı kampanyalar yürütülmektedir. Gerekçesi de “aracın iyi görünmesi” olarak ifade edilmektedir. Halbuki bu uygulama, neredeyse yılın tamamında havaların sisli, bulutlu veya yağışlı olduğu İskandinav ülkeleri ve biraz da İngiltere için geçerlidir. Bir iki kış ayı hariç, görüş alanının devamlı açık olduğu Türkiye için böyle bir uygulama söz konusu bile edilemez. Bu güne kadar hiçbir kazazedenin, “Ben aracı göremedim” dediğini duymadığımıza, kazalarla ilgili hiçbir istatistikte de “Aracı Görmeyenler” bölümü bulunmadığına göre, bu uygulamanın çok saçma olduğu ortaya çıkmaktadır. "

Yorum bağlantısı
Önder Özcan

Valla ilk paragrafları şu ve burada da şehir içinden falan bahsedilmiyor...

"Farları yakmanın sebebi bellidir: Görülemeyen yolun aydınlatılması. Sisli havalarda ise yalnızca sis farları yakılır. Ülkemizde son yıllarda gündüz far yakılmasını teşvik etmek için, sebebi bir türlü anlaşılamayan bazı kampanyalar yürütülmektedir. Gerekçesi de “aracın iyi görünmesi” olarak ifade edilmektedir. Halbuki bu uygulama, neredeyse yılın tamamında havaların sisli, bulutlu veya yağışlı olduğu İskandinav ülkeleri ve biraz da İngiltere için geçerlidir. Bir iki kış ayı hariç, görüş alanının devamlı açık olduğu Türkiye için böyle bir uygulama söz konusu bile edilemez. Bu güne kadar hiçbir kazazedenin, “Ben aracı göremedim” dediğini duymadığımıza, kazalarla ilgili hiçbir istatistikte de “Aracı Görmeyenler” bölümü bulunmadığına göre, bu uygulamanın çok saçma olduğu ortaya çıkmaktadır. "

daha 15-20 gün önce bu konuyu konuşmadık mı,görmediğimiz araçlar yüzünden atlattığımız kazaları yazmadık mı?

bu nasıl bir hitap şeklidir,yazım şeklidir ben anlam veremedim.ortaokul öğrencisi yazmış gibi

Yorum bağlantısı
Gündüz Can Yılmaz

Valla ilk paragrafları şu ve burada da şehir içinden falan bahsedilmiyor...

"Farları yakmanın sebebi bellidir: Görülemeyen yolun aydınlatılması. Sisli havalarda ise yalnızca sis farları yakılır. Ülkemizde son yıllarda gündüz far yakılmasını teşvik etmek için, sebebi bir türlü anlaşılamayan bazı kampanyalar yürütülmektedir. Gerekçesi de “aracın iyi görünmesi” olarak ifade edilmektedir. Halbuki bu uygulama, neredeyse yılın tamamında havaların sisli, bulutlu veya yağışlı olduğu İskandinav ülkeleri ve biraz da İngiltere için geçerlidir. Bir iki kış ayı hariç, görüş alanının devamlı açık olduğu Türkiye için böyle bir uygulama söz konusu bile edilemez. Bu güne kadar hiçbir kazazedenin, “Ben aracı göremedim” dediğini duymadığımıza, kazalarla ilgili hiçbir istatistikte de “Aracı Görmeyenler” bölümü bulunmadığına göre, bu uygulamanın çok saçma olduğu ortaya çıkmaktadır. "

Şehir içi deseler de demeseler de bir fark yok ki. Onların mantığına göre korna da gereksiz. Balığa denizde su var demeyle, dat dat yolda araba var demenin bir farkı olmasa gerek. Şerit değiştirirken, dönerken sinyale de gerek yok. Eşek değiliz ya tekerlerin de, arabanın da döndüğünü görüyoruz. Bunlar da zaten ülkeyi ses ve görüntü kirliliğine boğmak isteyen anarşist eylemcilerin otomobil firmalarına sızarak, projeler üzerinde yaptığı değişikliklerle olmuştur. Zaten avrupa ülkelerinde korna ve sinyal gibi gereksiz şeyler yoktur. Bakın Formula yarışlarına, birinde bile korna veya sinyal var mı. Anarşiklerin işi bunlar :D

Yorum bağlantısı
Selçuk Keleş

Avrupa Türkiye'den mi gördü gündüz far yakma işini ?

Şimdi Dünya'ya satar oldu..

Avrupa'da çok uzun süredir gündüz farı kullanmak yasal olarak serbest, üreticinin tercihine bırakılmış isterse koyabiliyordu.

2003 yılındaki geceuçuşu haberlerinden bir alıntı :

Hella, LED teknolojisinin kullanıldığı ilk farı Audi A8 W12 üzerinde prototip olarak uyguladı.

Kısa ve uzun far ışığının bi-xenon teknolojisi ile aynı projektörde üretildiği farın ortasında şehir içinde köşeleri dönerken yanan H7 halojen sabit viraj farı da bulunuyor.

İç kısımda ise 5 tane beyaz LED hem park lambası hem de gündüz farı olarak kullanılabiliyor.

Gündüz far yakılması trafik güvenliğini artırır. Zaman içinde aydınlatma firmalarının kısa farın yakılmasının pek doğru olmadığı sonucuna vararak optik olarak daha verimli olan gündüz farını geliştirmesiyle olması gereken noktaya ulaştı.

Yorum bağlantısı
Taner Gündüz

isteyen açar istemeyen açmaz niye yargılıyor ki bu eleman ilginç Şahsen şehir dışı dışında gündüz far açmam. Gündüzde şehir dışında da sis lambalarımı açarım bi-xenon merceklerim kararmasın :D

konuyla alakasız bir sorum olucak şehirler arası yolculukta sis farı yakmak serbestti dimi.

Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek

konuyla alakasız bir sorum olucak şehirler arası yolculukta sis farı yakmak serbestti dimi.

Sis farının, sisli / yağışlı havalar dışında ve her zaman uzun farlar ile birlikte yakılması suçtur..

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Sani Gerşon

Bana gelen mail aynen şu:

Az önce cevabınız verildi.

Grup arkadaşları olarak oradan yararlanabilirsiniz.

Yazımız tamamen şehir trafiğinde far yakılmasıyla alâkalıdır.

Metni okumadan yorum yapmayınız

Çok amatör cevap...

Yorum bağlantısı
Süha Demirtaş

konuyla alakasız bir sorum olucak şehirler arası yolculukta sis farı yakmak serbestti dimi.

aynen mehmet abinin dediği gibidir.

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...