Hikmet Demirtaş 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 http://www.mailce.com/mutlaka-izleyin-izlettirin.html Yorum bağlantısı
Mehmet Pınar 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Önceden haftada bir kere mahalleye sütçü gelirdi.Şimdi haftada 3 güne çıkardı.Genelde sütümüzü ondan alıyoruz.Yanında sebze meyvede satıyor,onlarıda satın alıyoruz.Ancak gel gör ki,marketten yine kutu veya cam şişede süt,yumurta,peynir zeytinv.s. hepsini satın alıyoruz.Her daim organik ürünlere ulaşamıyoruz.Ya da ulaşmak için çabalamıyoruz diyelim. Birileri bize bu duruma mecbur bırakıyor. 1 Yorum bağlantısı
Aydın Sert 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Yaz aylarında memlekete gittiğimde bahçede yetişen sebze meyveleri yedikçe buradaki yediklerimizin ne olduğuna anlam veremiyorum 2 Yorum bağlantısı
Misafir 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Pastorize edilmiş uzun ömürlü sütler çok mu zararsız. Açıkta satılan sütlerin, kaynatılınca vitamini, besleyiciliği gidiyormuş. Eee birkaç saniye içerisinde 70-80 dereceye ısıtılıp, yine bu sıcaklıktan birkaç saniye içerisinde 3-4 dereceye soğutulunca sütün besleyiciliği gitmiyor mu? Ben de yıllarca kutu süt içtim. Haberleri okuyoruz, piyasanın alayı kanserojen. Ben de dedim öyle de öleceğiz, böyle de. Bari açıkta satılan işlem görmemiş süt içeyim. Ben açık süt alıp, evde kaynatıyorum. Hanım yoğurdunu falan yapıyor. Güzel oluyor. Yorum bağlantısı
Aydın Sert 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Pastorize edilmiş uzun ömürlü sütler çok mu zararsız. Açıkta satılan sütlerin, kaynatılınca vitamini, besleyiciliği gidiyormuş. Eee birkaç saniye içerisinde 70-80 dereceye ısıtılıp, yine bu sıcaklıktan birkaç saniye içerisinde 3-4 dereceye soğutulunca sütün besleyiciliği gitmiyor mu? Ben de yıllarca kutu süt içtim. Haberleri okuyoruz, piyasanın alayı kanserojen. Ben de dedim öyle de öleceğiz, böyle de. Bari açıkta satılan işlem görmemiş süt içeyim. Ben açık süt alıp, evde kaynatıyorum. Hanım yoğurdunu falan yapıyor. Güzel oluyor. Kesinlikle katılıyorum ama en azından nereden geldiğini bilmek lazım sütün. Yorum bağlantısı
Ayhan Onaran 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Açıkta satılan sütlerde de bir sürü bakteri, mikrop var..Kaynatmakla da hepsi ölmüyor. Bir de bu sütçülerin sattığı bir çok ürün pazarlarda satılan ürünler oluyor. Adam kasayla alıyor sonra bahçeden topladım diye satıyor. Nereden biliyorsun derseniz birisi açıkça söyledi bana. Yoksa kimse almıyor kendi bahçemden topladım dersem birazda az getirir günü birlik getirirsem herkes kapışıyor dedi Yani her gördüğümüz sakallı dedemiz değil Yorum bağlantısı
Serkan Turan 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Çok faydalı bir bilgi paylaşımı. Teşekkürler Hikmet abi.. 1 Yorum bağlantısı
Misafir 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Açıkta satılan sütlerde de bir sürü bakteri, mikrop var..Kaynatmakla da hepsi ölmüyor. Bir de bu sütçülerin sattığı bir çok ürün pazarlarda satılan ürünler oluyor. Adam kasayla alıyor sonra bahçeden topladım diye satıyor. Nereden biliyorsun derseniz birisi açıkça söyledi bana. Yoksa kimse almıyor kendi bahçemden topladım dersem birazda az getirir günü birlik getirirsem herkes kapışıyor dedi Yani her gördüğümüz sakallı dedemiz değil Süt için çok şükür ki önemli bir ayıraç var. Videoda da söylemiş. Pastörize sütten yoğurt yapılamaz. Çünkü yoğurt, mayalama ile oluşur. Maya da bakterilerden (veya her neyse, bir çeşit canlılardan işte ben bakteri diyeceğim) oluşur. Bu bakteriler de uht sütlerde yaşayamıyor. Eğer yoğurt yapılabiliyorsa o süt nispeten doğaldır. Ha inek ölmesin diye basar antibiyotiği, basar ilacı, kortizonu v.s. yine kanser oluruz. Bilmiyorum. Evde de inek-keçi-tavuk-domates falan besleyemeyiz ya, napalım artık. Yorum bağlantısı
Ayhan Onaran 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Şimdi şöyle bir durum var.Belli yaşa gelmiş insanlar bunu biliyor.Yani sütün gerçekten süt olmadığını , tavuğun gerçekten tavuk olmadığını , yeşil sebze ve meyvelerin gerçek lezzetlerinin olmadığını falan... Şimdi düşünelim ; Yaşı şu anda 10 ve altında olan bireyler bunların farkındalar mı ? Kesinlikle değiller.. Hepsi hormonlu çileklere , kutuda aromalı sütlere saldırıyorlar..hiç birisi de bu eskisi gibi değil,bizim zamanımızda şöyleydi diye başlayan cümleler kurmuyorlar.Çünkü eskiyi de bilmiyorlar. Demek ki çok değil 40-50 yıl sonra belki de artık kimse heyy gidi günler diye başlayan cümleler kurmayacak. Çünkü eskiyi mukayese edecek kişiler kalmayacak Teknoloji sürekli gelişiyor..Ben şahsen her üründe uzun bekleme sürelerinin o ürünü değersizleştirdiğine inanmıyorum. Bozulup bozulmaması bir kıstas değil bence..Hani sadece ülkemize has bir şey olmuş olsa tamam diyeceğim ama tüm dünya da kutu süt yoğurt üretimi ve tüketimi var.. Bu kadar zararlı birşey olsa bence mutlaka el atılırdı şimdiye kadar. Ülkemizde de son sistem teknolojiler kullanılarak üretim yapılıyor. Bu alan da çalışan binlerce mühendis var. Ayrıca herşeye rağmen ülkemizde yaşam süreleri artıyor. Eskiden de belki birçok hastalık vardı ama bilinmiyordu. Bunları da düşünmek lazım.. Elbette bulunabiliyorsa en doğalı yenilmeli , içilmeli ama dediğim gibi doğal diye satılan bir çok organik üründe normal şekilde yetiştirilmiş ürünlerden farklı değil..Bunu anlamamızda mümkün değil. Herşey tad ve koku değil bence.. Bazen salkım domates alıyorum süper güzel kokuyor eski günlerde ki gibi diyorum ama bakıyorum lezzet iyi olmuyor. 2 Yorum bağlantısı
Misafir 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Bütün dünya hastalıklarla, kısırlıklarla veya bedensel olmasa da psikolojik sorun yumaklarıyla sıkıntı içerisinde zaten. Emin olun. Çocukların çoğu toprak göremiyorlar bile. Küçük çocuklar hep alerji-astım hastası. Bu yaşımda ben dahi iş bulabilsem dakka durmam büyükşehirde. Yorum bağlantısı
Ayhan Onaran 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Bütün dünya hastalıklarla, kısırlıklarla veya bedensel olmasa da psikolojik sorun yumaklarıyla sıkıntı içerisinde zaten. Emin olun. Çocukların çoğu toprak göremiyorlar bile. Küçük çocuklar hep alerji-astım hastası. Bu yaşımda ben dahi iş bulabilsem dakka durmam büyükşehirde. Ben doğma büyüme Ankaralı'yım..Kökümüz de Ankara- Polatlı..Temelliye çok yakın köyümüz.Ankara'ya 40 km.. İnan bizim köyde köylükten çıkmış durumda..Hayvan besleyen tek tük..Ekmek yapan çok az Bakkal ekmeği yiyor herkes. Çocuklar bakkallardan cola içiyor. Dondurma yiyor. Büyük şehir nasılsa öyle bir yaşam biçimi var.. Yani büyük şehirlere yakın köylerde de hayat çoktan ölmüş durumda.. Biraz uzak yerlerde bakir güzellikler devam ediyor olabilir. Zaman geçtikçe onlarda tükenecek. Tükenmeye mecbur çünkü eski nesil de tükeniyor. Bizler belki gidecek köy bulabiliriz ama çocuklarımız asla 2 Yorum bağlantısı
Evren Erakçora 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Açıkta satılan sütlerde de bir sürü bakteri, mikrop var..Kaynatmakla da hepsi ölmüyor. Bir de bu sütçülerin sattığı bir çok ürün pazarlarda satılan ürünler oluyor. Adam kasayla alıyor sonra bahçeden topladım diye satıyor. Nereden biliyorsun derseniz birisi açıkça söyledi bana. Yoksa kimse almıyor kendi bahçemden topladım dersem birazda az getirir günü birlik getirirsem herkes kapışıyor dedi Yani her gördüğümüz sakallı dedemiz değil Marketten yumurta alıp, kaka sürüp ,köy yumurtası diye satmak mesela. 1 Yorum bağlantısı
Nihat Palolu 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Doktor çok sinirli neredeyse izleyicileri dövecek Yorum bağlantısı
Şahin Topaloğlu 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Öleceğiz ne çare...... Diyorum.... 1 Yorum bağlantısı
Görkem Azizoğlu 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Bir araştırmada okumuştum. İnsan bedeni toprağa gömüldükten sonra 1850-1900'lülere göre günümüzde 1.5-2 yıl daha geç toprağa karışıyormuş. İnsan bedenine bir ömür içinde alınan kimyasallar anca ayrışıyor biz topraktayken. Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 (düzenlendi) Organik ürünleri bulmak mümkün her zaman. Ancak birçok arkadaşta bu organiklere güven eksikliği ve neme lazımcılık gözlüyorum. Lütfen organik pazarlara gidelim, organik yoğurt, yumurta ve süt (neredeyse tüm büyük marketlerde zaten var) kullanmaya çalışalım. biz kullandıkça arz artacak, sektör de bilinçlenecektir. ben inanmıyorm onların organik olduğuna diyen varsa yiyip denesin. en azından tadı daha iyi. diğerlerinin organik olmadığı kesin iken bunların çok çok büyük ihtimalle düzgün. lezzeti de zaten farklı. süt konusunda ise yine organik süt markette de bulunur. organik içmeyecekseniz günlük içmeye çalışalım. Yurtdışında pek UHT süt olmaz. kamp için asker için felan olur. .. Elbette bulunabiliyorsa en doğalı yenilmeli , içilmeli ama dediğim gibi doğal diye satılan bir çok organik üründe normal şekilde yetiştirilmiş ürünlerden farklı değil..Bunu anlamamızda mümkün değil. Herşey tad ve koku değil bence.. Bazen salkım domates alıyorum süper güzel kokuyor eski günlerde ki gibi diyorum ama bakıyorum lezzet iyi olmuyor. Yukarıdaki yazı anlaşılmadı. organik diye satılanların organik olması lazım. cezası var. ha adam yalancıdır onu lezzet ile çözmek mümkün olur, sürdürülebilir bir ürün olup olmadığı ve markasına bakılır. Organik diye aldığınız domateste kötü deneyim oldu mu? Birçok organik ürün normalden farklı değil sözünüzün arkasını anlamadım hakikaten. domatezin güzel kokanı organik demek değil ki? Organik sebze pazarına gidin bir hafta alışveriş yapın. organik demek kesinlikle köylü pazarı demek değildir bunu da not ederim. Anlamamız mümkün değil diyorsunuz ama mümkün. Mesela bir kez organik tavuk alıp pişirin. diğer tavukları yiyemez olursunuz. 23 Eylül 2013 tarihinde Mehmet Göktürk tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Mahmut Sayar 23 Eylül 2013 Paylaş 23 Eylül 2013 Oğlumuz 13 aylık, iki kuzeni var biri Ankara diğeri Istanbulda aralarında ay farkı var. Geçen sene Istanbuldan Sivas'ta ufak bir ilçeye tayinim çıktı, yavrumuzda burda büyüdü tabi. 15 aydır tatiller dışında süt, peynir, tereyağı, yoğurt, yumurta ve domatesi organik tüketiyoruz. Domates burda 2,5 lira Ankara'da markette 75 kuruş. Çiğ sütün litresi 2 lira, pişirme maliyeti ile (doğalgaz yok) 2,5 lira markette işlenmişi daha ucuza bulunabiliyor. Yumurta koli 12 lira, market 7.50 lira. Yani organik gıda daha pahalı, bizim tedarikçi teyzemizin 2 ineği 4-5 müşterisi var. Başta çocuklardan bahsettim, yanyana geldiklerinde beslenmenin farkını görebiliyoruz. Gelişim, hastalanmama, çeviklik farkı çok bariz. Diyeceğim skt, teknoloji, üretim tesisleri bunlar artan nüfusu doyurmak için sunileşmenin ürünleri ve bizlere daha sağlıklı gibi göstermeleri ise reklamdan ibaret. Ulusal kanallarda 3-4 reklam kuşağı izleyin kola ve cips reklamı görmeme ihtimaliniz sıfırdır. Gıda A.Ş. isimli bir belgesel var Ntv'de yayınlanmıştı izlemeyenler mutlaka izlemeli. 1 Yorum bağlantısı
Ayhan Onaran 24 Eylül 2013 Paylaş 24 Eylül 2013 Yukarıdaki yazı anlaşılmadı. organik diye satılanların organik olması lazım. cezası var. ha adam yalancıdır onu lezzet ile çözmek mümkün olur, sürdürülebilir bir ürün olup olmadığı ve markasına bakılır. Organik diye aldığınız domateste kötü deneyim oldu mu? Birçok organik ürün normalden farklı değil sözünüzün arkasını anlamadım hakikaten. domatezin güzel kokanı organik demek değil ki? Organik sebze pazarına gidin bir hafta alışveriş yapın. organik demek kesinlikle köylü pazarı demek değildir bunu da not ederim. Anlamamız mümkün değil diyorsunuz ama mümkün. Mesela bir kez organik tavuk alıp pişirin. diğer tavukları yiyemez olursunuz. Abi ben organik ürün diye markalı ürünlerden bahsetmiyorum. Onlar ayrı zaten. Ben pazarlarda yada seyyar satıcıların kendi bahçemde yetiştirdim organik bunlar diye getirdiği ürünlerden bahsediyorum. Semt pazarlarında bile var mesela. adam daha yüksek fiyatlandırmış neden diyorsun bunlar organik diyor.. ancak belge yada başka birşey sorsan yoktur elbet..İnanan alıyor. Belki de biraz psikolojik verdiğim paraya değdi güzelmiş bile denilebiliyor. Oysa ki bir çoğu yalan dolan. Ben bunlardan bahsediyorum.. Yorum bağlantısı
Ertan Çabuk 24 Eylül 2013 Paylaş 24 Eylül 2013 Sutu hemen arka bahcemizdeki amcaoglynun ineklerinden tedarik ederim. Cok sukur cocuklarda alisti icerler. Yogurt evde bu sutle yapilir. Tereyagi ve zeytin yagi kullanilir. Tereyagi da el yapimi. Yumurta tavuklarimdan gelir. Domates, biber, salatalik vs yi kendim yetistiririm. Kisin kis sebzeleri ve meyveleri haric sebze ve meyve tuketmem. Mevsimini beklerim. Hatta bir kisim meyveyi bahcedeku agaclardan tedarik ederim. Gunese bakan balkonu olan herkes en azindan bir kac kok sebze yetistirebilir. Ve tadini alirsa da eminim vazgecmez. Ugrasmak ve zevk almak lazim. Benim cocuklar bahceden donates koparip ceyrek somun ile onu yedimi benden keyiflisu yok. Sadece biraz caba sarfetmek lazim... Yorum bağlantısı
Serkan Toker 24 Eylül 2013 Paylaş 24 Eylül 2013 Kalıcı değiliz nasıl olsa, yiyen de gidecek bir gün yemeyen de... Köyden 10 litre süt getirdim, ocakta kaynarken evin içi olduğu gibi organik süt koktu..İki kez üstünden kaymağını aldık hala da çıkıyordu...Sonra sütlaç deneyelim dedik, sütlaç sapsarı oldu... Ağır bir kokusu vardı ama güzeldi...Ancak alışkanlık gerekiyor, UHT olanlara fena alışmışız bir bakıma...Kapıdan geçen sütçüden alalım desek en yakın süt üreticisi bayat ekmekle inekleri besleyen yetersiz süte su karıştıran bir sütçü olacak büyük ihtimalle...Çok sıkıntı edersem ileride köyüme geri dönerim olur biter... 1 Yorum bağlantısı
Ertan Çabuk 24 Eylül 2013 Paylaş 24 Eylül 2013 Kalıcı değiliz nasıl olsa, yiyen de gidecek bir gün yemeyen de... Köyden 10 litre süt getirdim, ocakta kaynarken evin içi olduğu gibi organik süt koktu..İki kez üstünden kaymağını aldık hala da çıkıyordu...Sonra sütlaç deneyelim dedik, sütlaç sapsarı oldu... Ağır bir kokusu vardı ama güzeldi...Ancak alışkanlık gerekiyor, UHT olanlara fena alışmışız bir bakıma...Kapıdan geçen sütçüden alalım desek en yakın süt üreticisi bayat ekmekle inekleri besleyen yetersiz süte su karıştıran bir sütçü olacak büyük ihtimalle...Çok sıkıntı edersem ileride köyüme geri dönerim olur biter... Fadimenin dugununde de halay cekecen mi? Yorum bağlantısı
Serkan Toker 24 Eylül 2013 Paylaş 24 Eylül 2013 100 adet koyundan oluşan bir sürü yapmayı planlıyorum ama kangal yok... Yorum bağlantısı
Ertan Çabuk 24 Eylül 2013 Paylaş 24 Eylül 2013 100 adet koyundan oluşan bir sürü yapmayı planlıyorum ama kangal yok... Kangal itin olsun senin. Bendensin 1 Yorum bağlantısı
Recommended Posts