Misafir 15 Ocak 2014 Paylaş 15 Ocak 2014 (düzenlendi) Almanya'da ya da Amerika'da araclarin ucuz satilmasi hep ornek olarak verilir. Kisi basi gelirleri ile de karsilastirinca biz nasil bu gelirlerle bu araclara ulasalim diye bir soru da ortaya cikiyor.Gelismis tum ulkeler adaletli gelir dagilimi ve vergi reformlarini gerceklestirmislerdir. Konu verg buzerine oldugundan bunun uzerinden gidersek, bir Alman veya Amerikan vatandasinin gelir vergisi odememesi, sirketinin vergi kacirmasi gibi bir durumu sozkonusu degildir.Bizde yuzbin tl'ye satilan araci almaya gelen kisi yilda 1 milyon tl kazandiysa kendi insafiyla ne kadarini vergi olarak devlete vermistir kestiremiyoruz bile. Devlet mekanizmalari da ayni. Bu nedenle bir milyon tl gelirden alamadigi vergiyi nasil olsa alacaksin bir araba, ona da yakit koyacaksin, vergisini de odeyeceksin. Ben eklerim oraya yüzde 25 vergiyi pasa pasa odersin ne gezecegim pesinde diyerek alir. Almasina alsin sozumuz yok ama kaynaktan gelir vergisi kesilen calisan kesim de maalesef ayni uygulamadan nasibini alir. Hem pasa pasa vergisini oder maasindan hem de vergi alamayan devletin kolayci yoldan vergi almak icin koydugu dolayli vergileri odemek zorunda kalarak 2. Kez vergilendirilir.Alman vatandasi ise yil icersinde kazandigi bir milyonun ucyuzbinlirasini yil icersinde vergiden kaciramadigi icin devletin ekstra vergi koymasina gerek yoktur. Zaten adam cebinde parasi kalmissa araci almaya gelir. Devlet gelire gore vergisini zaten aldigindan aracin uzerinden ya alirsa diye de bir problemi yoktur para kasadadir. Bu yuzden calisani da ekstra vergilendirmez. Benzine de 5tl odetmez.Yani aslinda vergilendirmede reform yapilirsa biz de araclari belki avrupadaki fiyatlara alabiliriz tabi devlet kolayci politikalarindan vazgecmek isterse.Saygilarimla. 15 Ocak 2014 tarihinde Evren İskent tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Misafir 15 Ocak 2014 Paylaş 15 Ocak 2014 Almanya'da ya da Amerika'da araclarin ucuz satilmasi hep ornek olarak verilir. Kisi basi gelirleri ile de karsilastirinca biz nasil bu gelirlerle bu araclara ulasalim diye bir soru da ortaya cikiyor. Gelismis tum ulkeler adaletli gelir dagilimi ve vergi reformlarini gerceklestirmislerdir. Konu vergibuzerine oldugundan bunun uzerinden gidersek, bir Alman veya Amerikan vatandasinin gelir vergisi odememesi, sirketinin vergi kacirmasi gibi bir durumu sozkonusu degildir. Bizde yuzbin tl'ye satilan araci almaya gelen kisi yilda 1 milyon tl kazandiysa kendi insafiyla ne kadarini vergi olarak declete vermistir kestiremiyoruz bile. Devlet mekanizmalari da ayni. Bu nedenle bir milyon tl gelirden alamadigi vergiyi nasil olsa alacaksin bir araba, ona da yakit koyacaksin, vergisini de odeyeceksin. Ben eklerim oraya yyzde 25 vergiyi pasa pasa odersin ne gezecegim oesinde diyerek alir. Almasina alsin sozumuz yok ama kaynaktan gelir vergisi kesilen calisan kesim de maalesef ayni uygulamadan nasibini alir. Hem pasa pasa vergisini oder maasindan hem de vergi alamayan devletin kolayci yoldan vergi almak icin koydugu dolayli vergileri odemek zorunda kalarak 2. Kez vergilendirilir. Alman vatandasi ise yil icersinde kazandigi bir milyonun ucyuzbinlirasini yil icersinde vergiden kaciramadigi icin devletin ekstra vergi koymasina gerek yoktur. Zaten adam cebinde parasi kalmissa araci almaya gelir. Devlet gelire gore vergisini zaten aldigindan aracin uzerinden ya alirsa diye de bir problemi yoktur para kasadadir. Bu yuzden calisani da ekstra vergilendirmez. Benzine de 5tl odemez. Yani aslinda vergilendirmede reform yapilirsa biz de araclari belki avrupadaki fiyatlara alabiliriz tabi devlet kolayci politikalarindan vazgecmek isterse. Saygilarimla. Kısaca 100.000 € luk araba alanın ödemediği vergiyi, 30.000 liralık araba almaya çalışan garibandan alırlar.. Filler çimler olayı yani Yıllardır süre gelen vergi politikası. Kimse düzeltmemiş, reforma gidende olmaz sanırım bu saatten sonra. Yorum bağlantısı
Misafir 15 Ocak 2014 Paylaş 15 Ocak 2014 (düzenlendi) Tabi ki olmaz Kerem Bey. Dolaylı vergiler en kolay alınan bir diğer adı "deli dumrul" vergileridir. Sİz dünyanın herhangi bir ülkesinde büyük deprem sonrası yaraları sarmak için koyduğunuz vergileri 15 yıldır kaldırmazsanız neler olur tahmin edebilirsiniz. Biz de ise böyle bir olay olmaz çünkü bu tip vergilendirme tahmin edilenin aksine devletle beraber birçok kesimin işine gelir. Burada cezalandırılan stopaj yoluyla maaşından vergisi kesilen ücretli kesimdir. Onların da gelişmiş ülkerlerdeki gibi haklarını arama yolları açık olmadığından düzene ayak uydurmaları gerekir. Adaletsiz vergi, gelir dağılımını bozar. Bizim gibi ülkelerde toplam GSMH'nin %70-80'ni %10-20'nin elinde olur. Küresel sermayenin de zenginleşme ve gitmek istediği yer burasıdır. Gelir dağılımı bozulduğunda, çevresindekilerin imkanlarına elindeki maaşla ulaşamayanlar dürüstse borçlanır(ya da borçlanmaya teşvik edilir), dürüst değilse hakkı olmayan paraya rüşvetle ulaşmaya talip olur. Kimse yanlış anlamasın Türkiye'yi tarif etmiyorum. Bunlar iktisat fakültelerinde yıllardır aktarılan konulardır. Rüşvet ya da kaynağı belli olmayan kara paranın piyasaya girmesi kolay değildir. Bu nedenle tabela şirketleri, sahte işlemler ve naylon faturalar, hayali ihracatlar gündeme gelir. Bir kısım paranın da piyasada aklanması mümkün olmadığı için el altından dolaşıp ekonomiye girmesi gerekir. Bu nedenle mesela valeye 100tl bahşiş verilmesi normaldir, eğlence, turizm, hizmet sektöründe aklama çok hızlı olur. Sonra trafikte yanınızda 400.000EUR'luk araçla ışıkta beklemek normal gelmeye başlar. Oysa ki, gelişmiş ülkede 400.000EUR'luk aracı kullananarka planda o aracı alacağı geliri ispatlamazsa daha da önemlisi o gelirin karşılığını vergi olarak devletine yatırmadıysa emdiği süt burnundan gelir. Bizde ise böyle bir korku duyamaz çünki bu işlemler üst düzeyde yürütülür bir nevi minareyi çalan kılıfını çoktan hazırlamıştır. Şimdi herşey yolunda giderken, siyasetçiker niye oy kaybetmeyi göze alarak nerden buldun diye sorsunlar. Hatta işlerini kolaylaştırmak için yeter ki sıcak parayı getir nerden bulduysan önemi yok derler. Hatta getir vergi bile ödemezsin, biz seni aldığın mal/hizmet üzerinden ötv ile vergilendirir, asgari ücretli ile aynı muameleye tabi tutarız merak etme de derler. Görünürde vergi politikalarımız vardır, bundan üretici, istihdam sağlayan herkes şikayet eder ve ve vergi ödenmemesinin sebebini uzmanlar bu yüksek vergilere bağlarlar. Bu da bir reform konusudur ama gerçek şudur ki; asgari ücretlinin gelir vergisinden vazgeçmeyen düşünce aynı katı tutumu maalesef daha büyük oynayanlara gösteremez. KAğıt üstünde gösterir, geri planda bir sürü farklı avantajla kendi gelirini azaltır. Saygılarımla. 15 Ocak 2014 tarihinde Evren İskent tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Misafir 15 Ocak 2014 Paylaş 15 Ocak 2014 Tabi ki olmaz Kerem Bey. Dolaylı vergiler en kolay alınan bir diğer adı "deli dumrul" vergileridir. Sİz dünyanın herhangi bir ülkesinde büyük deprem sonrası yaraları sarmak için koyduğunuz vergileri 15 yıldır kaldırmazsanız neler olur tahmin edebilirsiniz. Biz de ise böyle bir olay olmaz çünkü bu tip vergilendirme tahmin edilenin aksine devletle beraber birçok kesimin işine gelir. Burada cezalandırılan stopaj yoluyla maaşından vergisi kesilen ücretli kesimdir. Onların da gelişmiş ülkerlerdeki gibi haklarını arama yolları açık olmadığından düzene ayak uydurmaları gerekir. Adaletsiz vergi, gelir dağılımını bozar. Bizim gibi ülkelerde toplam GSMH'nin %70-80'ni %10-20'nin elinde olur. Küresel sermayenin de zenginleşme ve gitmek istediği yer burasıdır. Gelir dağılımı bozulduğunda, çevresindekilerin imkanlarına elindeki maaşla ulaşamayanlar dürüstte borçlanır(ya da teşvik edilir), dürüst değilse hakkı olmayan paraya rüşvetle ulaşmaya talip olur. Kimse yanlış anlamasın Türkiye'yi tarif etmiyorum. Bunlar iktisat fakültelerinde yıllardır aktarılan konulardır. Rüşvet ya da kaynağı belli olmayan kara paranın piyasaya girmesi kolay değildir. Bu nedenle tabela şirketleri, sahte işlemler ve naylon faturalar, hayali ihracatlar gündeme gelir. Bir kısım paranın da piyasada aklanması mümkün olmadığı için el altından dolaşıp ekonomiye girmesi gerekir. Bu nedenle mesela valeye 100tl bahşiş verilmesi normaldir, eğlence, turizm, hizmet sektöründe aklama çok hızlı olur. Sonra trafikte yanınızda 400.000EUR'luk araçla ışıkta beklemek normal gelmeye başlar. Oysa ki, gelişmiş ülkede 400.000EUR'luk aracı kullananarka planda o aracı alacağı geliri ispatlamazsa daha da önemlisi o gelirin karşılığını vergi olarak devletine yatırmadıysa emdiği süt burnundan gelir. Bizde ise böyle bir orku duyamaz çünki bu işlemler üst düzeyde yürütülür bir nevi minareyi çalan kılıfını çoktan hazırlamıştır. Şimdi herşey yolunda giderken, siyasetçiker niye oy kaybetmeyi göze alarak nerden buldun diye sorsunlar. Hatta işlerini kolaylaştırmak için yeterki sıcak parayı getir nerden bulduysan önemi yok derler. Hatta getir vergi bile ödemezsin, biz seni aldığın mal/hizmet üzerinden ötv ile vergilendirir, asgari ücretli ile aynı muameleye tabi tutarız merak etme de derler. Görünürde vergi politikalarımız vardır, bundan üretici, istihdam sağlayan herkes şikayet eder ve ve vergi ödenmemesinin sebebini uzmanlar bu yüske vergilere bağlarlar. Bu da bir reform konusudur ama gerçek şudur ki; asgari ücretlinin gelir vergisinden vazgeçmeyen düşünce aynı katı tutumu maalesef daha büyük oynayanlara gösteremez. KAğıt üstünde gösterir, geri planda bir sürü farklı avantajla kendi gelirini azaltır. Saygılarımla. Köşe yazısı tadında bir güzel bir makale olmuş Aklıma direk bir fıkra geliyor. Özeti "Zamanın birinde padişah köprü yaptırıyor, akıllı vezirin biride köprüden ücret üzerine ücret alıyor. Kimsenin seside çıkmıyor, çıkamıyor. O kadar alışmışlar ki zevk alıyorlar hoşlarına gidiyor ücret ödemek halkın.." Tabi fıkrası daha eğlenceli Yorum bağlantısı
Ferit Karaman 15 Ocak 2014 Paylaş 15 Ocak 2014 ben mali müşavir olarak işin içinden çıkamadım dolar kurundaki artışı ve ötv zammını da eklediğimde bu kadar zam gelmemesi lazım muhtemelen araç ülkemize geldiğinde fabrika ve bayilerde bayaa bir zam yapmış Yorum bağlantısı
Mahmut Sayar 15 Ocak 2014 Paylaş 15 Ocak 2014 Yöneticileri yönetilenler seçer, vergi konusunda yönetimi tek kusurlu görmemek esas suçluların bizler olduğunu anlamamız gerekiyor. Türkiye'de yolda bulduğu parayı haram, vergi kaçırmayı normal gören insanlar var. Böyle bir algı yasalarla belki değiştirilebilir fakat bu zaman alır, bakınız AB uyum yasaları 10 yıldır bir bir yasalaşıyor, vergi konusunda da zamanla reformlar görebiliriz o zamana değin üretmediğin ürünlere, lüks tüketime, alkol sigara gibi zararlı maddelere yüksek vergi koyacaksın. Kaldı ki Türk halkı şu haliyle dahi sıfır araçlara ilgi gösteriyor, yakıt fiyatları yüksek ama tüketim de yüksek, bugün sıfır Focus 30 bin, mazot 2 lira olsa sokakta yürüyen insan dahi olmayabilirdi. Yüksek vergileri savunmuyorum, maaşımdan düzenli vergi kesilen ve daha 3 ay evvel devlete 25 bin lira araç vergisi veren biri olarak Türkiye için mevcut durumun daha isabetli olduğunu düşünüyorum. Yorum bağlantısı
Serhat ipeksoy 15 Ocak 2014 Paylaş 15 Ocak 2014 Şükrü Kızılot çok güzel açıklamıştı geçen gün: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25554962.asp iki saattir ekim 2011 den eylül 2011 e nasıl zam olur diye merak ediyorum meğer eylül 2012 imiş ve bunu ş.kızılot ve editör(aslında türkçe adı düzeltici olmalı ama editör daha havalı tabii) nasıl atlamış acaba 1 Yorum bağlantısı
Sani Gerşon 15 Ocak 2014 Paylaş 15 Ocak 2014 Güzel yakalamışsınız. Benim de hiç dikkatimi çekmemişti Yorum bağlantısı
Serdal Soysal 15 Ocak 2014 Paylaş 15 Ocak 2014 zaten az vergi alınıyor gibi birde çifte vergilendirme yapıyorlar, ve kimse farkında bile değil, kdvyi alıyosun ötv uygalamadan önce alsana KDV'yi fazladan ÖTVninde Kdv sini ödüyoruz adaletmi bu? vergi sistemi mi bu? Türkiye işte... yorumsuz... Bu sene en çok zammıda ford yaptı heralde bayağı bir abarttı fiyatları 2013 sonunda sıfır araba alanlar çok şanslı. Benim maaşımdan ortalama %20 vergi kesiliyor, harcankende yaklaşık %10 kesiliyor nasıl bir sistem ben 12 yıldır cözemedim. Bu vergilerde bir anormallik var ama.... Yorum bağlantısı
Abdussamed Acar 16 Ocak 2014 Paylaş 16 Ocak 2014 (düzenlendi) Ülkedeki vergi sistemine küfreden arkadaşların hala anlayamadıkları ve hesaba katmadıkları bir şey var, arkadaşlar devlet araç üzerindeki bütün vergileri tamamen kaldırsa; arz/talep dengesi oluştuğu sürece, araçlar yine aynı fiyatlara satılır bunu göremiyorsanız bari sisteme küfretmeyin... Vergi kalksa yarı fiyatına araç alabileceğiniz gibi bir ütopya içerisinde olmayın... 16 Ocak 2014 tarihinde Abdussamed Acar tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Misafir 16 Ocak 2014 Paylaş 16 Ocak 2014 (düzenlendi) Su anda araclarin vergi yukunu en dusuk %50 kabul edersek; eger vergiler kalkarsa araclarin ayni fiyata satilmasi icin ya arac arzini yari yariya azalmasi ya da talebin iki kat artmasi gerekir. Vergi reformunu dolayli vergilerin kaldirilip, adaletli oldugu uzere gelire göre vergi almak olarak kabul edersek; kişilerin gelirleri bir nebze düşeceğinden %50 talep artamaz, vergi reformu olmazsa; talebin %50 artmasi sektorun ucmasi demektir. Vergi yuku kalktigi anda, arzi dusurup fiyatina yansitacak bir sektor dusunemiyorum. Ayrica piyasada tek marka arac satilmiyor. Prestij markalar fiyat dusurmeyebilir desek bile, sektorde tutunmaya calisan markalar fiyat avantaji sunar. Saygilarimla. 16 Ocak 2014 tarihinde Evren İskent tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Abdussamed Acar 16 Ocak 2014 Paylaş 16 Ocak 2014 (düzenlendi) Su anda araclarin vergi yukunu en dusuk P kabul edersek; eger vergiler kalkarsa araclarin ayni fiyata satilmasi icin ya arac arzini yari yariya azalmasi ya da talebin iki kat artmasi gerekir. Vergi reformunu dolayli vergilerin kaldirilip, adaletli oldugu uzere gelire göre vergi almak olarak kabul edersek; kişilerin gelirleri bir nebze düşeceğinden P talep artamaz, vergi reformu olmazsa; talebin P artmasi sektorun ucmasi demektir. Vergi yuku kalktigi anda, arzi dusurup fiyatina yansitacak bir sektor dusunemiyorum. Ayrica piyasada tek marka arac satilmiyor. Prestij markalar fiyat dusurmeyebilir desek bile, sektorde tutunmaya calisan markalar fiyat avantaji sunar. Saygilarimla. Tamam işte, şu anda piyasadaki araçların fiyatları yarıya düşerse talep aynı mı kalır? Piyasa belirleyici bir arz/talep dengesi var, bunun bozulmayacağını söylüyorum bende... Piyasada tutunamayacak markaların fiyat avantajı sunacağı aşikar, pek nereye kadar? tutunana kadar... Vergi kalktığı dolayısıyla marjlarını artırma fırsatı doğduğu bir ortamda, arzı düşürüp fiyatına yansıtacak bir sektör düşünemiyorsanız bence gerçekçi yaklaşmıyorsunuz demektir. Bu bir çok sektörde hep böyle olmuştur, otomobil firmaları satış rakamları planlarken genelde herkesi otomobil sahibi yapmak gibi bir kaygı içerisinde olmazlar, üretim kapasitesi ve talebi değerlendirerek maksimum kar optimizasyonu hedeflerler.. Yani asıl maksat o işten kazanılabilecek maksimum parayı kazanmaktır... Piyasada 10 araç üreterek kazanacağı paradan daha fazlasını 5 araç üreterek kazanabiliyorsa üreticinin piyasaya 10 araç üretmesi için sebep söyleyin?.. Kaldı ki distribütör karının oranında genelde marka sahibi/üretici belirleyicidir, ithalatçı distribütör değil, yani fahiş marjdan doğacak fark üreticiye kaçar, yurtiçi ithalatçıda kalmaz... Hala söylüyorum, hayalperest olmayalım arkadaşlar, bu vergileri devlet almasa bile üreticiler er yada geç bir şekilde kendi kasalarına sokarlar... 16 Ocak 2014 tarihinde Abdussamed Acar tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Hüseyin Sönmez 16 Ocak 2014 Paylaş 16 Ocak 2014 Tamam işte, şu anda piyasadaki araçların fiyatları yarıya düşerse talep aynı mı kalır? Piyasa belirleyici bir arz/talep dengesi var, bunun bozulmayacağını söylüyorum bende... Piyasada tutunamayacak markaların fiyat avantajı sunacağı aşikar, pek nereye kadar? tutunana kadar... Vergi kalktığı dolayısıyla marjlarını artırma fırsatı doğduğu bir ortamda, arzı düşürüp fiyatına yansıtacak bir sektör düşünemiyorsanız bence gerçekçi yaklaşmıyorsunuz demektir. Bu bir çok sektörde hep böyle olmuştur, otomobil firmaları satış rakamları planlarken genelde herkesi otomobil sahibi yapmak gibi bir kaygı içerisinde olmazlar, üretim kapasitesi ve talebi değerlendirerek maksimum kar optimizasyonu hedeflerler.. Yani asıl maksat o işten kazanılabilecek maksimum parayı kazanmaktır... Piyasada 10 araç üreterek kazanacağı paradan daha fazlasını 5 araç üreterek kazanabiliyorsa üreticinin piyasaya 10 araç üretmesi için sebep söyleyin?.. Kaldı ki distribütör karının oranında genelde marka sahibi/üretici belirleyicidir, ithalatçı distribütör değil, yani fahiş marjdan doğacak fark üreticiye kaçar, yurtiçi ithalatçıda kalmaz... Hala söylüyorum, hayalperest olmayalım arkadaşlar, bu vergileri devlet almasa bile üreticiler er yada geç bir şekilde kendi kasalarına sokarlar... ÖTV inidiriminde de benzer bişey olmuştu, devlet vergiyi indirmiş, otomobil üreticileri bindirmişti, daha sonra devlet ceza kesmişti, yine kaybeden vatandaş olmuştu. Yorum bağlantısı
Abdussamed Acar 16 Ocak 2014 Paylaş 16 Ocak 2014 ÖTV inidiriminde de benzer bişey olmuştu, devlet vergiyi indirmiş, otomobil üreticileri bindirmişti, daha sonra devlet ceza kesmişti, yine kaybeden vatandaş olmuştu. Aynen aynen, orada yaşanan tablo anlattığımız şeyin örneği, artan talep üretimi değil fiyatları artırdı... Ancak bu son ÖTV zammında yeterince büyük hacme ulaştığı düşünülen ithal otomobil piyasası cari açık üzerindeki olumsuz etki sebebiyle baskılanmak isteniyor.. Ülkemizde dış ticaret açığı gerçekten çok fazla, zira yeterince üretmiyoruz... Bu ne demek peki; Marjların daraldığı piyasada rahat davranamazsınız, para kazanabilmek için daha hassas hesaplar yapmaya başlarsınız, üretim maliyetini düşürmeye dönük hesaplar örneğin... Mesela daha düşük maliyetle araç üretebileceğiniz yerlere fabrikalar açmayı deneyebilirsiniz, yada aracınızın kalite hissini fazla bozmadan araçtan eksiltirsiniz (bu durumun forumdaki yerleşmiş adına tırtmak diyoruz) yahut yeniden kar optimizasyonu yaparak üretim ve satış hedeflerinizi revize edersiniz... Hepimiz ithal araçları kaliteli buluyoruz ve sahip olmak istiyoruz ancak bence mevcut ortam cari açığın kapanmasını gerektiriyor... 90 lı yılların kalitesinde %100 yerli Şahin gibi araç yapsalar ülke adına bu araçlara binmeye dahi razı olmamız lazım... Özetle ilkokuldaki etkinliğin asıl amacını ben büyüdükten sonra ancak anlayabildim... "Yerli malı yurdun malı" Şu ötv zammından sonra birde %100 yerli ve kendimize ait markalarda; çalıştırdığı işçi nispetinde artan vergi indirimi yapsalar süper olur... Mesela %100 yerli bir otomobil üretmek isteyenin sattığı araçlarda çalıştırdığı her iki bin kişi için %1 ÖTV muafiyeti getirilse... Bence yerli araca ciddi destek olur 1 Yorum bağlantısı
Misafir 16 Ocak 2014 Paylaş 16 Ocak 2014 Otv ve uzerinden alinan kdv bir malin kendisi degerindeyse nasil bir arz kisitlamasi olur. Bu ayakkabidaki kdv oranini 10 puan dusurmek gibi birsey degil. Ancak goruyorum ki, gelismis ulkelerdeki insanlar yari fiyatina arac alirken otomobil ureticileri onlari degil bizi soyacak mazallah otv olmasa. Abdussamet Bey, bence yazdiklarinizi bir daha dusunun, herkesi hayalci gorerek kucumsediginizi dusunuyorum. Otv duserse farki cebine atacak firmalari denetlemek sizce kimin gorevi? 2.0 uzeri araclarin otvsi%90. Kdvsi ile 120. Arzi ne kadar dusururse cebimizden ayni rakam cikacak, biz de o zaman hayal gordugumuzu anlayacagiz? Yorum bağlantısı
Abdussamed Acar 16 Ocak 2014 Paylaş 16 Ocak 2014 Otv ve uzerinden alinan kdv bir malin kendisi degerindeyse nasil bir arz kisitlamasi olur. Bu ayakkabidaki kdv oranini 10 puan dusurmek gibi birsey degil. Ancak goruyorum ki, gelismis ulkelerdeki insanlar yari fiyatina arac alirken otomobil ureticileri onlari degil bizi soyacak mazallah otv olmasa. Abdussamet Bey, bence yazdiklarinizi bir daha dusunun, herkesi hayalci gorerek kucumsediginizi dusunuyorum. Otv duserse farki cebine atacak firmalari denetlemek sizce kimin gorevi? 2.0 uzeri araclarin otvsi%90. Kdvsi ile 120. Arzi ne kadar dusururse cebimizden ayni rakam cikacak, biz de o zaman hayal gordugumuzu anlayacagiz? Gelişmiş ülkelerde de durumu gözden geçirebilir siniz, Danimarka'da, Almanya'da yahut bazı Avrupa ülkelerindeki gelir seviyesi ve araç fiyatları konusunda fikir sahibiyim. söylediklerimle çelişen hiçbir durum yok, fark şu ki ürettiği değeri iç piyasasında bırakmayı başaran ülkelerde doğal olarak materyallere ulaşım nispeten daha kolay... Siz anlattıklarımı soyulmak yahut kandırılmak şeklinde algılayabilirsiniz, bense iktisadi bir takım mecburiyetlerden bahsediyorum. Yani benim söylediklerim temenni yada tahmin değil, işin doğal süreci... Öyle üretmeyelim, yatalım, enerji konusunda dahi dışa bağımlı olalım, devlet vergileri indirince biz materyallere daha kolay ulaşıp, hayat standardımız yükselsin diye bir hayal dünyasında yaşamadığım için söylüyorum. Ortada bir değer üretilmiyorsa yoktur, üretiliyorsa vardır... Olmayan bir değeri dağıtmaya kalkarsanız; ilerde adı enflasyon olur, konsolidasyon olur, işsizlik olur, yolsuzluk olur, dış borç olur başka bir şey olur ama döner dolaşır yine bizim başımıza patlar... Yazdıklarımı uyarınız üzerine tekrar düşünüyorum ve evet bir çok kişiyi hayalci görüyorum, bu konuda haklısınız.. Bir çok kişinin düşünürken çevresinde olan bitenden haberi yok, gayet tuzu kuru çayını yudumlayarak bol keseden yorum yapıyor... Bir çok insan konuşurken ayakları yere dahi basmıyor, 2+2 nin tartışılmaz sonucunu hesaplamaktan dahi acizken sonucun 6 olduğuna birilerini ikna etme çabası içerisinde... Yaşadığım ilçede kahveye bile girsem; dış politika uzmanından, ekonomi profesörüne, sosyologdan, futuriste her konuda bilirkişi var... Sorsan herkes her şeyi biliyor, aslında kimsenin bi halt bildiği yok, kendimi ayırmıyorum buna bende dahil...Ama esasen o kahvedekiler benim gibi kasap tan manavdan ibaret; Biz zaten bu çok bilenler yüzünden bu haldeyiz... adama sorarlar önce kendi kapının önünü adam gibi süpürmeyi becerebiliyor musun diye... Yazdıklarımı neresinden tutarsanız tutun, ergen duygular içerisinde kimsenin şahsıyla bir problemim yok benim... Bakın fikir yada kanaat sahibi olmakla, bildiğini sanmak arasında çok büyük fark var... Bunu da siz düşünün... 1 Yorum bağlantısı
Misafir 16 Ocak 2014 Paylaş 16 Ocak 2014 (düzenlendi) Gelişmiş ülkelerde de durumu gözden geçirebilir siniz, Danimarka'da, Almanya'da yahut bazı Avrupa ülkelerindeki gelir seviyesi ve araç fiyatları konusunda fikir sahibiyim. söylediklerimle çelişen hiçbir durum yok, fark şu ki ürettiği değeri iç piyasasında bırakmayı başaran ülkelerde doğal olarak materyallere ulaşım nispeten daha kolay... Siz anlattıklarımı soyulmak yahut kandırılmak şeklinde algılayabilirsiniz, bense iktisadi bir takım mecburiyetlerden bahsediyorum. Yani benim söylediklerim temenni yada tahmin değil, işin doğal süreci... Öyle üretmeyelim, yatalım, enerji konusunda dahi dışa bağımlı olalım, devlet vergileri indirince biz materyallere daha kolay ulaşıp, hayat standardımız yükselsin diye bir hayal dünyasında yaşamadığım için söylüyorum. Ortada bir değer üretilmiyorsa yoktur, üretiliyorsa vardır... Olmayan bir değeri dağıtmaya kalkarsanız; ilerde adı enflasyon olur, konsolidasyon olur, işsizlik olur, yolsuzluk olur, dış borç olur başka bir şey olur ama döner dolaşır yine bizim başımıza patlar... Yazdıklarımı uyarınız üzerine tekrar düşünüyorum ve evet bir çok kişiyi hayalci görüyorum, bu konuda haklısınız.. Bir çok kişinin düşünürken çevresinde olan bitenden haberi yok, gayet tuzu kuru çayını yudumlayarak bol keseden yorum yapıyor... Bir çok insan konuşurken ayakları yere dahi basmıyor, 2+2 nin tartışılmaz sonucunu hesaplamaktan dahi acizken sonucun 6 olduğuna birilerini ikna etme çabası içerisinde... Yaşadığım ilçede kahveye bile girsem; dış politika uzmanından, ekonomi profesörüne, sosyologdan, futuriste her konuda bilirkişi var... Sorsan herkes her şeyi biliyor, aslında kimsenin bi halt bildiği yok, kendimi ayırmıyorum buna bende dahil...Ama esasen o kahvedekiler benim gibi kasap tan manavdan ibaret; Biz zaten bu çok bilenler yüzünden bu haldeyiz... adama sorarlar önce kendi kapının önünü adam gibi süpürmeyi becerebiliyor musun diye... Yazdıklarımı neresinden tutarsanız tutun, ergen duygular içerisinde kimsenin şahsıyla bir problemim yok benim... Bakın fikir yada kanaat sahibi olmakla, bildiğini sanmak arasında çok büyük fark var... Bunu da siz düşünün... Siz diyorsunuz ki sanayi ulkesi degilsen, tuketim toplumuyken, uretmeden tuketmekten memnunken kolayciliga kacip, devlet vergileri indirsin de istedigime ulasayim demeyin. Akabinde de enflasyondan yolsuzluga varan surec baslar demissiniz. Iyi de kimse devlet araclari subvanse etsin demedi ki? Yukarda faturada 87.000tl,lik guncel bir skoda faturasi var. Arac orta sinif 1.6 dizel. Aracin normal fiyati 51.000tl. Sizin dediginiz uretmeyen toplum ve ucuza ulasma kolayligi eger bu arac 51.000tl'nin altina alinmak istenirse gecerli olur. Aracin ureticisi sabit maliyetini+nakliyesini+karini ve uretmeyen ulkenin cezasini buraya eklemis ve 51.000tl yeterli gelmisken size yeterli gelmiyor bu rakam. Gerisi ureticinin cebine degil, devletin kasasina giriyor. 36.000tl'lik farkin 25.000tl'si otv ve otv uzerinden alinan kdv'den geliyor. 11.000tl'de kdv'den. Buradaki otv 99 depreminde konulan ve sonrasinda bir daha kaldirilmayan dolayli vergi. Onceden olmayan ama yaralari sarmak icin konulmus 25.000tl'lik farktan devletin vazgecmesi duslemek bir hayal size gore. Hatta bunu sorgulamak bile cok bildigini sanmakla es anlamli. Bu vergiler niye kalkmiyor diye sistemden yararlaniyorsam irdeleme geregi gormem, kolay kazaniyorsam da beni pek irdelemez ama sistem benden yararlaniyorsa, 1 sene icersinde kazanci benim kadar olup, benim odedigim vergiyi vermeyip de aracina pesinat yapan ve ayni araci aldigimda benimle ayni vergiyi odeyenleri dusunerek sormak vatandas olarak hakkim(iz). Devlet otv'den vazgecerse aracin yuzde 50'si kadar farkin hicbir zaman kapanmayacagini ve otomotiv sektorunun buyume trendine girmek yerine arzi kisacagini savunuyor ve boylece piyasada fiyatlari yukselterek eskiden devletin kasasina girecek 25.000tl'nin saticilarin cebine girecegini varsayiyorsunuz. Bu tip arzi kisip fiyat arttirma teoremi dogrudur ama bu piyasada degil, tekel piyasasinda olur. Rakip yoksa olur. Rekabet yoksa olur. Oysa ki su ana her 7 kisiden birine arac dustugu ve tam rekabet kosullari hakimiyetindeki piyasada, ureticilerin monopol piyasa yaratmasinin kisi basina dusen arac sayisini sabit tutup kari maksimize etmelerinden baska bir fonksiyonu olmaz. Bu da sadece uluslararasi pazara acilmamis, henuz sabit maliyetlerini realize edememis yerli bir sirketin dusunecegi bir yontemdir. Rekabetci sistemler, daha cok musteriye ulasmayi isterler, bu nedenle arzi kisacak bir durum yok cunki, uretici tum dunya icin kendisine bir uretim hedefi koymus. her pazar icin bir fiyat belirlemis, pazara surecegi bir fazla aracin toplam Maliyete orani giderek dusmus bu ortamda da Turkiye icin de 51.000tl'ye karini maksimize etmis ve araci piyasaya surmus. Bugun 87.000tl'ye satilan aractan da kasasina giren kar ayniyken aracin uzerine yarisi kadar daha kar koyup bu piyasada satabilecegini zaten dusunemez, dusundugunde de buyumeyi saglayacak bir satis gerceklestiremeyecegini bilir. Eger hem bu kari kasasina koyup ,hem de piyasada satacagini dusunursek; Bulgaristanda 45.000tl 'ye sattigi arac icin kar beklentisi olan Skoda 51.000tl fiyat bictigi Turkiye'de 2014 yilinda otv'den vazgecen devletin biraktigi boslugu fiyatina zam olarak yansitir ve artan taleple beraber 20.000tl zam yapip ve bu fiyata almak icin ayilip bayilan saf bir halka sahip Turkiye'de her bir arac icin fazladan kazandigi bu rakam icin fabrika kurar, tum maliyetlerini karsilar, Avrupa. Ortadogu ve Rusya'ya tum ithalati Turkiye'den yapar. Boylece nakliye masraflarini da kisar uzak ulkelerdeki uretim merkezlerini kapatarak. Hala kari cebinde kalir ve uzun yillar ar-ge sinin maliyetini de cikarir. Oyle ki, otomotiv sektoru icin egemen piyasa Amerika degil Turkiye olur. Evet arzi dusurup fiyati arttirma hikayesinin sonucu bence bu olur. Gercekcilik buysa ben degilim. Ikinci konu, Baska ulkelerle mukayese edildiginde adil vergilendirmenin oldugu ulkelerde fiyatlar daha dusuk normal demistim. Kisi arac almaya gelene kadar zaten kazancini devleti ile paylasir, arac talep edecek parasininin bir kismini da kaybetmistir zaten dedim. Devletin de bu sekilde kolayci vergilere ihtiyaci kalmaz diye de belirtmistim. Bu nedenle onceligin vergi reformu olmasi gerektigine isaret ettim. Ucretli kesim icin son derece mantikli bir oneridir bu. Hem ikibkere vergilendirilmez hayatin her alaninda hem de maasi reel olarak artmasa da alim gucu artar. Son paragrafinizdaki dusunmemi istediginiz konu sahsimla ile ilgili ise de benim soylediklerimden yanlis sonuclar cikarmissiniz derim. Bilmedigim konuda yorum yapmam pek, ancak hayatin icinden bir konuda yorum yapabilmek cok da zor olmasa gerek! 17 Ocak 2014 tarihinde Evren İskent tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
M.Fatih Yüce 16 Ocak 2014 Paylaş 16 Ocak 2014 Evren bey, Yukarıda örneğini verdiğiniz aracın almanyadaki satış fiyatı (1,6 tdi elegance olmadığı için 1,4 tsi 'yi kabul ederek veriyorum) 28,390 € yani bugünkü kur ile yaklaşık 88,000 tl. Demekkki belirrtiğiniz gibi araç üreticisine 51,000 tl kafi gelmesine rağmen aradaki fark sanırım vergi olarak yansıtılmıştır. Almanya gibi bize göre gelişmiş bir ülke bu vergiyi alırken normalde bizde alınırken neden anormal oluyor bunu bir türlü anlayamıyorum.. Kimse milli gelir muhabbeti yapmasın burda araç üzerinde vergi tartışılıyor. Bence tartışılması gereken Devletin birilerinden tahsil etmekte zorlandığı gelir vergisi yüzünden bizlerin anlamsız vergileri gerçek ödemesi gerekenlerin yerine vermemizdir. İşin özü budur. Yorum bağlantısı
Misafir 16 Ocak 2014 Paylaş 16 Ocak 2014 Fiyatlara kaç tl'den başlıyor diye bakmak lazım aslında Fatih Bey. Para birimlerini bilen çevirir aşağıdaki örnekleri. Bizim fiyatlarımız ile karşılaştırılabilir. Mesela bir alman aracını Almanya'da daha ucuz bulmak mümkün olabilir. Mesela bir örnek vereyim BMW 520i sedan Türkiye fiyatı. Saygılarımla. Baz fiyat: 33.000eur Donanım ilavesi ile : 36.820eur Otv: 14.728eur Otv'li toplam 51.549eur Kdv: 9.279eur Genel toplam: 80.000eur Yorum bağlantısı
Mustafa Yenigün 17 Ocak 2014 Paylaş 17 Ocak 2014 Üreticiler, otomobil ihraç ettikleri ülkeleri yakından takip eder ve o ülkedeki uygulanan vergi sistemini de gayet iyi bilirler. Bundan dolayı da kendi ülkelerinde (rakamları sembolikleştirirsek) 10 Euro fabrika çıkışı + 2 Euro vergi ile, yani toplamda 12 Euro'ya sattıkları aracın, örneğin Türkiye pazarında uygulanan vergiler nedeni ile fiyatının 16 Euro'ya satılması gerektiğini, bunun da satış sayısını ciddi olarak düşüreceğini dikkate alırlar ve bu ülkeye ürünü daha düşük bir fabrika çıkış fiyatı ile mesela 8 Euro fiyatla ihraç ederler. Böylece aynı araç Türkiye'de 12-13 Euro gibi bir fiyata satılabilir. Üretici aracı 7 Euro'ya mal etmiştir, Almanya'da her satışından belki 3 Euro kar etmektedir ancak Türkiye satışlarında 1 Euro kar etmeyi kabul etmiştir. Türkiye piyasasında fiyatın daha uygun hale gelmiş olması, araç satışı başına yapılan karı düşürmüş olsa da, satış sayısını arttıracaktır. Üretici için en önemli olan kriterlerden biri de "servis" ve "yedek parça" üzerinden kazandığı paradır. Bu nedenle baz maliyeti azaltıp satış sayısını arttırırken, müşteriye yatırım yapıp onu kendi servislerine bağlamış olur. Araç satışından yapamadığı karı, daha çok müşteriye sattığı yedek parçalardan kazanır. Bunlara paralel olarak mümkün olan tüm piyasalarda var olmak ve marka bilinirliğini maksimum seviyede tutmak da amaçlanır. Bu Almanya ve Türkiye'de aynı marka / model araçların yakın fiyatlarda satılmasının temel nedenidir. Yorum bağlantısı
Misafir 17 Ocak 2014 Paylaş 17 Ocak 2014 +1, Volkwagen araçlarının Almanya fiyatı ile aynı olması veya daha ucuza satılması, orada pahalı olduğu anlamına gelmiyor.. Alım gücü yüksek olduğu için oraya zaten ucuz geliyor.. Bizdeki alım gücü düşük olduğu için, aynı fiyat bile olsa bize göre bu araçlar pahalı, vergi ve dist. karı az olsa.. Almanya'nın kişi başına düen milli geliri bizden 4 kat fazla. Konu ile alakası yok ancak, belki merak eden olur:) Saygılarımla. Yorum bağlantısı
Serhat ipeksoy 21 Ocak 2014 Paylaş 21 Ocak 2014 birde şöyle bir konu var: diyelim ki devlet vergileri (kdv ötv gv kv vs. hepsi dahil) azalttı hatta tamamen kaldırdı (ahh ah nerdee ) peki o zaman aynı şekilde memuruna verdiği maaşı (patronlar da işçisine verdiği ücreti), senin alım gücün oluştu nasıl olsa, o kadar maaşa gerek yok daha azıyla da ihtiyaçlarını bolca alabilir ve de geçinebilirsin deyip maaşlarını azaltırsa değişen hiçbir şey olmaz. vatandaş rıza 10 lira maaş alırken harcamaları 7 lira diyelim, vergi indiriminden dolayı ihtiyaçları için artık 4 lira harcayan vatandaşa patron yada devlet sen artık ihtiyaçlarını daha az tutarla da karşılayabiliyorsun, haliyle senin ihtiyaçlarını karşılaman için 6 lira sana yeter derse ne olacak, döndük gene aynı konjüktüre.. Yorum bağlantısı
Misafir 21 Ocak 2014 Paylaş 21 Ocak 2014 birde şöyle bir konu var: diyelim ki devlet vergileri (kdv ötv gv kv vs. hepsi dahil) azalttı hatta tamamen kaldırdı (ahh ah nerdee ) peki o zaman aynı şekilde memuruna verdiği maaşı (patronlar da işçisine verdiği ücreti), senin alım gücün oluştu nasıl olsa, o kadar maaşa gerek yok daha azıyla da ihtiyaçlarını bolca alabilir ve de geçinebilirsin deyip maaşlarını azaltırsa değişen hiçbir şey olmaz. vatandaş rıza 10 lira maaş alırken harcamaları 7 lira diyelim, vergi indiriminden dolayı ihtiyaçları için artık 4 lira harcayan vatandaşa patron yada devlet sen artık ihtiyaçlarını daha az tutarla da karşılayabiliyorsun, haliyle senin ihtiyaçlarını karşılaman için 6 lira sana yeter derse ne olacak, döndük gene aynı konjüktüre.. Olmaz öyle birşey merak etmeyin. Geçim standardını belirleyen kriterlerde araç alımı bizim gibi ülkelerde hiçbir zaman yoktur. Şu anda Türkiye'de asgari geçim standartları çok düşük değil. Fiyatlar genel düzeyinin düşmesi fiyatların artmasından daha da zor. Saygılarımla. Yorum bağlantısı
Misafir 23 Ocak 2014 Paylaş 23 Ocak 2014 Çitos çerez gibi 59 saniyede bir banttan 1 araba çıkıyor Reno da.. Ucuz ki ne ucuz.. Ama ben verdiğim, cdebimden çıkan paraya bakarım değilmi? 50 bin veriyorsam cebimden, 50 binlik hizmet istemek en doğal hakkım olması lazım.. Benzer tartışmalı bir konu aşağıda.. 30Bin Liralık Otomobil Nasıl 54Bin Lira Oluyor? Yorum bağlantısı
İbrahim Akkaya 23 Ocak 2014 Paylaş 23 Ocak 2014 Seri üretime geçene kadar harcanan paralar üretilen arabanın maliyetinin büyük bir bölümünü oluşturuyordur. Üretilmeye başlandıktan sonrada, yeni kasaydı, makyajdı, turbo koyalım, dsg yapalımlar, şu boşline, şu fullline olsun gibi şeyler toplam maliyette çok etki etmez bence. Hem bir çok şeyi zaten pazarlama amacıyla yapıyorlar, yılda bir bazen 2 makyaj vari değişikliklerle (yeni renk, led far vs.) satın alma isteği uyandırıyorlar. Banttan 20.000 liraya çıkan arabanın hammadde ve işçilik değeri ne kadardırki VW için. Birde üretim hacmini düşünün. O yüzden çok paraya az donanım alıyoruz bence. Yorum bağlantısı
Recommended Posts