Zeki Ağaçgözgü Cumartesi 09:41 Paylaş Cumartesi 09:41 1 BG den 102 BG ye Merhabalar. Çocukluğum ve üniversiteye kadarki gençliğim Bursa’da geçti. Babam Merinos fabrikasında işçi Annem ev hanımı idi. Arnavut kaldırımlı sokaklarda oynayarak çocukluğumu özgürce yaşadım. İp bağlayıp çektiğim çeyrek portakal ve karpuz kabukları ilk arabalarım oldu. Boş kibrit ve ilaç kutularını yerdeki kilimin motifleri üzerinde araba sesi çıkararak gezdirirdim. Kibrit kutusunun sürgüsünü çekince pikap, ilaç kutuları da otobüs ve kamyon olurdu. İp takıp çektiğim plastik arabalarımın tekerlekleri eskiyince tahta makaralar takardım. Büyük plastik damperli kamyonum ve küreğim vardı. Üstüne binerdim. Öne arkaya sallanan tahta atım vardı. Küçük teneke arabalarımın kırmızı lambalı siyah beyaz olanı polis arabası, mavi lambalı beyaz olanı ambulans, makinalı tüfekli olan da askeri cipti. Renkli boyalı camlarından insanlar bakardı. Babamın takım kutusundaki çekiç, pense, kerpeten, kargaburnu,3 kollu demir kunduracı örsü ile oynardım. Okulda iş bilgisi derslerinde telden ütü altlığı, abajur, resimlik vs yapmıştık. Annemin bahçede çamaşır ipi olarak kullandığı tellerden yaptığım direksiyonlu kumanda çubuklarını plastik arabalarıma mafsallı olacak şekilde takar, ön tekerleklerini sağa sola döndürürdüm. Tamamıyla galvaniz telden arabalar yapardım. Direksiyonlu kumanda çubuklu, göbekten vitesli, sağa sola hareketli, döner tekerlekli, açılan kapılı ve kaputlu olurlardı .Süslemek için tellere renkli elektrik kabloları sarardım. Pille çalışan küçük gece lambaları far yapmış, butonu da direksiyon çubuğuna takmıştım. Korna olarak da bisiklet zili kullanmıştım. İki ahşap latanın uçlarına rulman takıp birini yatay birini dikey yönde metal çengelle birleştirip ahşap gidon takarak sağa sola dönebilen kendi kaykayımı yapmıştım.(el yapımı skuter) Ailecek Kayıhan çarşısına gidip çuvallar dolusu erzak alırdık. Dadı damağımda kalan İdris Ustanın pideli köftesini yiyip şırasını içtikten sonra evimize dönmek için at arabası veya brıçka kiralardık. Tek atın çektiği bu arabalar yüksek olduğu için demir basamakları vardı. Babam beni arabacının yanına oturturdu. Arabacı dizginleri tutarken arada bir kırbaç şaklatırdı. Atın hamutunda renkli ponpon süsler ve çıngırak vardı. Çevreyi seyir ederek çıngırak sesiyle evimize gelirdik.Sünnet cemiyetimde çift atlı faytonlarla Emir Sultan Türbesi turu atmıştık. At arabası, brıçka ve faytonların ahşap tekerleklerinin çevresinde demir çemberler olurdu. Çıkma çemberleri sopayla vurup arnavut kaldırımlı sokaklarda çevirirdim. Kaçırmamak için kalın telden güdecek yapmıştım. Yollar asfaltlanınca arabacılar tekerleklere siyah lastik çemberler takmıştı. Tabi ben de hemen lastik çembere geçmiştim.Lastik çember hızlanmıştı ama demir çemberin zevkini vermiyordu. Fabrikadan emekli olunca üç tekerlekli araba ile seyyar çerezcilik yapan Babama yardım ederek harçlığımı çıkarır olmuştum. Benim hiç bisikletim olmadı. Orta öğretime gittiğim Atatürk Lisesinin karşısındaki boş toprak sahada tur hesabı bisiklet kiralanırdı.26 jant bisiklet bana yüksek gelirdi. Ben de 3 tekerlekli büyük bisikletlere binerdim. Tophane Meslek Lisesinin Metal İşleri bölümünü bitirdim. İlk girişte üniversite sınavını kazanamayınca organize sanayide işe başladım. Hem fabrikada çalıştım hem de sınava hazırlandım. 2.sınavı kazanarak Mimarlık eğitimi için Ankara’ya geçtim. Gündüz mimarlık ofisinde çalışıp akşam da üniversitede okudum. Resmi ve özel kurumlarda çalışarak hayatımı dolu dolu yaşadım. 2023 yılında emekli oldum. Meslekte 44.yılım. Şimdilerde Antalya’da 2023 model Suzuki Jimny cipime biniyorum. Cipime bibince kendimi çocukluğumdaki tek beygirli brıçkaya binmiş gibi yüksekte hissediyorum. Şimdi daha önce kullandığım binek araçlarım bana yere çok yakın gibi geliyor. Meğerse o araçlarda kapıyı açıp koltuğa otururken iniyormuşum. Artık at yok, araba yok, arabacı yok, kamçı yok. Arabacı benim. Dizginler benim elimde. Eşimle birlikte gönlümüzce gezebiliyoruz. Brıçka kadar yavaş seyir edemiyorum ama toprak yollarda brıçka benzeri seyir zevkini yaşıyorum. Hey gidi hey. Nereden nereye. 1 BG den 102 BG ye. Atlar kaputun altında. Onları benzinle besliyorum. Beni bu günlere ulaştırdığı için Allah’a şükürler olsun. Hepinize iyi seyirler. Selamlar, Saygılar. 18 1 Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek Cumartesi 12:32 Paylaş Cumartesi 12:32 Maşallah abi. Jeep sana çok yakışmış. Şimdi daha iyi anladım. Sağlıklı bir ömrün, her şey gönlünce olsun. 1 Yorum bağlantısı
H.Cenk Bayrakçı Cumartesi 12:35 Paylaş Cumartesi 12:35 Çok güzel anlatmışsınız Zeki Bey.Her ne kadar aramızda 18 yaş olsa da bahsettiğiniz bazı oyuncakları biz de oynadık. Briçka ve atlar yoktu tabi. Bursa güzel şehirdir, çocukluğumda giderdik, hatta kardeşim orada okudu üniversiteyi.Yolunuz düşerse bekleriz Isparta’ya. 1 Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur Pazar 10:58 Paylaş Pazar 10:58 işte bir at arabası görünce bile canlanan bakış açısı farkı 1 Yorum bağlantısı
Abdurrahman Balaban Pazar 15:09 Paylaş Pazar 15:09 Kısa fakat anlamlı bir kitap okumuş gibi oldum,çocukluğum canlandı gözümde emeğinize sağlık.. Kaputu altında 102 beygiri olan araç ; anılar biriktirdiğiniz tek beygir araç kadar güzellikler getirsin.Güzel günlerde kullanın 1 Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek Pazar 20:02 Paylaş Pazar 20:02 Ben oyuncak traktörlerimi 5x10 kalaslardan yapardım. Ama tam yapardım, tam şekil verirdim. Romork damperli olurdu. kapakları falan açılırdı Sonra bir gün eve ilk buzdolabı alındı, kurmaya gelen servisin yanında oğlu da vardı ve traktörümü alıp gitmişti.. Kaç yıl olmuş. 45 mi.. Hani eskiden buzdolabı yoktu. Ben çocukken varmış bak aklıma geldi O servisin yanındaki çocuğu hiç unutmayacağım.. 1 1 Yorum bağlantısı
Emin Önal Pazartesi 06:22 Paylaş Pazartesi 06:22 Mehmet Ozyurek yazdı: O servisin yanındaki çocuğu hiç unutmayacağım.. Çok normal abi. Traktörünü almamış ki sadece, fazlaca emek ve değer verdiğin bir şeyini almış. Abartıp, çocukluğunu da yanında götürmüş giderken diyebilirim 2 Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek Pazartesi 07:06 Paylaş Pazartesi 07:06 Emin Önal yazdı: Abartıp, çocukluğunu da yanında götürmüş giderken diyebilirim Aynen öyle kardeşim.. Ne yüzsüz şımarık bir çocuktu ya. 2 Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur Pazartesi 08:47 Paylaş Pazartesi 08:47 Mehmet Ozyurek yazdı: traktörümü alıp gitmişti. niye verdin lem 1 1 Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek Pazartesi 09:59 Paylaş Pazartesi 09:59 Çağlar Bayur yazdı: niye verdin lem Çocuğun şımarıklığı, babasının fırsatçılığı, babamın misafir anlayışı. 1 Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur Pazartesi 12:21 Paylaş Pazartesi 12:21 pek kibarsınız beyim, sonradan mı kayserili oldun Yorum bağlantısı
Recommended Posts