İçeriğe Yönlendir

Değeri Bilinmeyen Araçlar


Cesur Burak YALÇIN

Recommended Posts

Cesur Burak YALÇIN

Merhaba Forum üyeleri, Ülkemizde sıfır ve 2.el  araç alırken hep duyduğumuz bir laf vardır; tutuluyor veya tutulmuyor. Sizce tutulmuyor diye tabir edilen ancak değeri bilinmeyen araçlar nelerdir? 

Yorum bağlantısı
Mehmet Kazancıoğlu

MONDEOOOOOOOOOOOO

bence ilk sırada olabilir 

  • Beğen 3
  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
İnan Çınar
Mehmet Kazancıoğlu yazdı:

MONDEOOOOOOOOOOOO

bence ilk sırada olabilir 

Tam yazmaya gelmiştim ama.

Bir de sw araçlar. Doblo gibi ticari araçları binek olarak kullanan enişteler sw deyince tutulmuyor yeaaanim diyor.

 

Yav tutacak sensin işte, sen tutmayınca kim tutsun? Genişlikse genişlik, bagajsa bagaj...

C sınıfı özellikle de d sınıfının station wagon araçları gayet güzel duruyor.

 B sınıfına sw yakışmıyor bana göre.

  • Beğen 3
  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
Berk Aydın

SW ve MPV araçlar yerine ticarilerin kullanımı çok popüler oldu, bence üzücü de oldu. Çok güzel araçlar heba oldu gitti o arada. Tabi bir de herhangi bir D segment Renault direkt olarak tutulmayacağı biliniyor Renault o segmentte araç yapamayacağı düşünülerek. Safrane, Laguna, Latitutde (şimdi biraz değere bindi), Talisman hep yok oldu gitti maalesef (en çok Safrane üzer beni).

  • Beğen 2
  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk

öyyle bir parçası pahalı idi ki baştan beri.. mersedesin 4 katı.  ne yapsın tutulsun mu? kaymakam general arabası olmaktan öteye geçemedi. 

Bir arabanın satışını ikinci el piyasası belirler ikin el piyasasını üçüncü el piyasası.... üçündü eli dördüncü... dördüncüyü beşinci vs..

 

Safrane'da  parça ve servis "olmadığı" için ikinci eli papaz oldu. Sen olsan alır mısın? Almazsın. 

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Mehmet Kazancıoğlu
İnan Çınar yazdı:

Tam yazmaya gelmiştim ama.

Bir de sw araçlar. Doblo gibi ticari araçları binek olarak kullanan enişteler sw deyince tutulmuyor yeaaanim diyor.

 

Yav tutacak sensin işte, sen tutmayınca kim tutsun? Genişlikse genişlik, bagajsa bagaj...

C sınıfı özellikle de d sınıfının station wagon araçları gayet güzel duruyor.

 B sınıfına sw yakışmıyor bana göre.

müthiş tespitler aynı düşüncedeyim

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Emrah Korkmazz

5,5 yıl kullanan biri olarak söyleyebilirim ki bu başlık tam olarak Mondeo'yu anlatıyor. 

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Koray Demir

Listenin başında Mazda, SAAB ve Subaru gelir. 
- Citroen Xantia ve XM 
- Renault Safrane 
- Peugeot 607  
- Opel Omega 
- VW Phaeton 
- Alfa Romeo 159 Lancia 

- Nissan (Japon imparatorluk taşıtı)
- Ford Scorpio ve Sierra şeklinde uzar ve gider. 

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
İnan Çınar
Mehmet Göktürk yazdı:

öyyle bir parçası pahalı idi ki baştan beri.. mersedesin 4 katı.  ne yapsın tutulsun mu? kaymakam general arabası olmaktan öteye geçemedi. 

Bir arabanın satışını ikinci el piyasası belirler ikin el piyasasını üçüncü el piyasası.... üçündü eli dördüncü... dördüncüyü beşinci vs..

 

Safrane'da  parça ve servis "olmadığı" için ikinci eli papaz oldu. Sen olsan alır mısın? Almazsın. 

 Hocam bu konuda daha önce de konuşmuştuk. Kısır döngü bu sanırım. Talep çok olsa parçası bol  ve ucuz olur.  Kim sw focus çamurluğu alıp dükkana koyar, belki de hiç soran eden olmayacak, satamayacak?  Niye para bağlasın ?  Diğer taraftan da parçası bol olursa talep olur diye düşünüyorum. 

Bu iş tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan olayına döndü.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Metin Uzunoğlu
İnan Çınar yazdı:

 Hocam bu konuda daha önce de konuşmuştuk. Kısır döngü bu sanırım. Talep çok olsa parçası bol  ve ucuz olur.  Kim sw focus çamurluğu alıp dükkana koyar, belki de hiç soran eden olmayacak, satamayacak?  Niye para bağlasın ?  Diğer taraftan da parçası bol olursa talep olur diye düşünüyorum. 

Bu iş tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan olayına döndü.

Bence bundan ziyade lojistiğin bu kadar hızlı olduğu dönemde ithalatçının tercihi belirleyici oluyor. Almanyadan 4~5 güne kargo geliyor rafta parça bekletmeye gerek yok.

  • Beğen 4
Yorum bağlantısı
Cesur Burak YALÇIN
Metin Uzunoğlu yazdı:

Bence bundan ziyade lojistiğin bu kadar hızlı olduğu dönemde ithalatçının tercihi belirleyici oluyor. Almanyadan 4~5 güne kargo geliyor rafta parça bekletmeye gerek yok.

Hocam ben bizim milletimizin bu algısını anlayamıyorum, mondeo dolu ve konforlu bir araç, tempra, Alfa 159 hatta Taunus ama nedense ülkemizde pek tutunamayan kendine has ufak bir kitlesi olan araçlar olarak hayatlarına devam ediyor. Bunun nedeni bence parçadan ziyade usta sıkıntısı çünkü adam yapamadığı araca bu arabadan olmaz diyor, bunu anlayamıyorum.

Berk Aydın yazdı:

SW ve MPV araçlar yerine ticarilerin kullanımı çok popüler oldu, bence üzücü de oldu. Çok güzel araçlar heba oldu gitti o arada. Tabi bir de herhangi bir D segment Renault direkt olarak tutulmayacağı biliniyor Renault o segmentte araç yapamayacağı düşünülerek. Safrane, Laguna, Latitutde (şimdi biraz değere bindi), Talisman hep yok oldu gitti maalesef (en çok Safrane üzer beni).

Bende ticari seviyorum hocam içi nispeten daha geniş ve yük taşımaya elverişli ama yetenekleri kısıtlı ancak yine de aile arabası :) :) :) 

Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk
İnan Çınar yazdı:

 Hocam bu konuda daha önce de konuşmuştuk. Kısır döngü bu sanırım. Talep çok olsa parçası bol  ve ucuz olur.  Kim sw focus çamurluğu alıp dükkana koyar, belki de hiç soran eden olmayacak, satamayacak?  Niye para bağlasın ?  Diğer taraftan da parçası bol olursa talep olur diye düşünüyorum. 

Bu iş tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan olayına döndü.

Katılmıyorum. Metin haklı. Bunları nasıl olsa rektör general alıyor mecbur yapacak zengin adam geçirelim en üstten diye düşünülmesi burda mesele. 

Cesur Burak YALÇIN yazdı:

Hocam ben bizim milletimizin bu algısını anlayamıyorum, mondeo dolu ve konforlu bir araç, tempra, Alfa 159 hatta Taunus ama nedense ülkemizde pek tutunamayan kendine has ufak bir kitlesi olan araçlar olarak hayatlarına devam ediyor. Bunun nedeni bence parçadan ziyade usta sıkıntısı çünkü adam yapamadığı araca bu arabadan olmaz diyor, bunu anlayamıyorum.

Bende ticari seviyorum hocam içi nispeten daha geniş ve yük taşımaya elverişli ama yetenekleri kısıtlı ancak yine de aile arabası :) :) :) 

Parça tedariğinde ithalatçının tutumu önemli

Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur
Cesur Burak YALÇIN yazdı:

tutuluyor veya tutulmuyor.

2000li yıllarda manav dükkanından galericiliğe geçenler ile başladı bu işin temeli. ayrıca distribütör tutumu veya basiretsizliği de ayrı etken. 

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Cesur Burak YALÇIN
Mehmet Göktürk yazdı:

Katılmıyorum. Metin haklı. Bunları nasıl olsa rektör general alıyor mecbur yapacak zengin adam geçirelim en üstten diye düşünülmesi burda mesele. 

Parça tedariğinde ithalatçının tutumu önemli

Ülkemizde ne yazık ki çoğu şey yaptım oldu mantığında belki de bu yüzden böyle sorunlar yaşanıyor hocam.

Çağlar Bayur yazdı:

2000li yıllarda manav dükkanından galericiliğe geçenler ile başladı bu işin temeli. ayrıca distribütör tutumu veya basiretsizliği de ayrı etken. 

Bir dönemin iş bilmez paralı adamları her şeyi berbat etkiliyor hocam

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Tamer Olcay Çiçek

Kesinlikle Honda Accord ikinci elde Civic'in piyasası hem yüksek hem hızlı 

Yorum bağlantısı
Çağrı Alaf

Mazda tekrar Türkiye’ye geliyor bu arada ama cereyanlı olarak. 

 

Menşei: PRC. 
 

image.jpeg.a526521840317889e2982f82fa6cd8b5.jpeg

IMG_0314.jpeg.f5693f8f86fcd53dd0460b81c89fe9f4.jpegIMG_0315.jpeg.d7ade64e0055725aafcd7b49a73436c3.jpeg
 

Tamer Olcay Çiçek yazdı:

Kesinlikle Honda Accord ikinci elde Civic'in piyasası hem yüksek hem hızlı 

Nemrut dağını tırmanırken benim Vectra hararet yaptı sağa çektim, 2.4 motorlusu yanımdan son gaz geçti gitti. Hem de yanımdan geçen Accord’un arkası tombik teyzelerle doluydu biz kendi arabamızda arkadaşımla iki kişiydik. Orada gözüme girdi. 

Yorum bağlantısı
Zonno Usta

Koray Bey, Öncelikle bu uzun ve detaylı tartışmayı takip ettim. Forumda ciddi bir araç kültürü ve bilgi birikimi hakim, tebrikler. Tartışmanın odağındaki konu, ülkemizdeki araçların ikinci el piyasası, parça tedariği, usta açığı ve genel olarak araç sahipliği algısı. Oldukça karmaşık bir denklem ve haklı çıkaracak pek çok yönden bakılabilir. Birkaç noktaya değinmek isterim. Mehmet Bey’in “rektör general” benzetmesi biraz abartılı olsa da, araç tercihlerinde belirli bir statü algısı olduğundan bahsetmesi yerinde olmuş. Özellikle belirli markaların ve modellerin, belirli bir kitle tarafından tercih edilmesi, ikinci el piyasasını doğrudan etkiliyor. Bu durum, parça tedarik zincirini de etkileyebilir, çünkü talep görmeyen modellerin parçası ithalatçılar tarafından çok fazla tutulmuyor. Usta açığı konusuna gelince, bu gerçekten de büyük bir problem. Yeni nesil araçların karmaşıklığı arttıkça, bu araçlara hakim usta bulmak giderek zorlaşıyor. Bu da, araç sahiplerinin yaşadığı sıkıntıları artırıyor ve araçların değer kaybetmesine neden oluyor. Cesur Bey’in bu konudaki tespitleri oldukça yerinde. İthalatçıların tutumu da önemli bir faktör. Sadece talep gören modellere odaklanmak, uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm değil. Özellikle klasikleşmeye başlayan ve potansiyel koleksiyon değeri taşıyan modellerin parçalarının tedarik edilmesi, hem araç sahipleri hem de koleksiyonerler için önemli. Tamer Bey’in Honda Accord yorumuna katılıyorum. Honda, genel olarak ikinci elde sağlam ve değerini koruyan bir marka. Ancak, her modelin kendine özgü artıları ve eksileri var. Son olarak, Çağlar Bey’in Mazda’nın tekrar Türkiye’ye gelmesiyle ilgili yorumuna gelirsek, bu gelişme, rekabet açısından olumlu. Ancak, “cereyanlı” ifadesi, ürün kalitesiyle ilgili bazı soru işaretleri yaratıyor. Zamanla göreceğiz. Özetle, Türkiye’deki araç piyasası, çok sayıda faktörün etkileşiminden oluşan karmaşık bir sistem. Bu sistemi anlamak ve doğru stratejiler geliştirmek, hem araç sahipleri hem de sektör oyuncuları için önemli. Umarım bu yorumlar, tartışmaya bir nebze olsun katkı sağlamıştır. Sorularınız olursa çekinmeyin. İyi forumlar. Zonno Usta (Audi A6 - 2018)
ebtfi80thl4d1.jpeg

Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur
Zonno Usta yazdı:

Çağlar Bey’in Mazda’nın tekrar Türkiye’ye gelmesiyle ilgili yorumuna gelirsek

kumpas ta kuruyor artık Zonno usta, geliştirmiş kendini 

montaj bu! 

Yorum bağlantısı
Zonno Usta

Koray Bey, öncelikle bu uzun soluklu ve derinlemesine tartışmayı takip ettim. Forumun genel seviyesi ve bilgi birikimi gerçekten takdire şayan. Özellikle araç kültürü ve detaylara verilen önem beni etkiledi. Tartışmanın ana temasının, ülkemizdeki araçların ikinci el piyasası, parça tedariği, nitelikli usta eksikliği ve araç sahiplenme algısı olduğunu gördüm. Oldukça karmaşık bir denklem ve birçok açıdan haklı çıkarılabilir noktalar içeriyor. Birkaç hususa değinmek isterim. Mehmet Bey'in "rektör general" benzetmesi biraz abartılı olsa da, araç tercihlerinde belirli bir statü algısının varlığından bahsetmesi yerinde olmuş. Özellikle belirli marka ve modellerin, belirli bir kitle tarafından tercih edilmesi, ikinci el piyasasını doğrudan etkiliyor. Bu durum, parça tedarik zincirini de etkileyebilir, zira talep görmeyen modellerin parçası ithalatçılar tarafından çok fazla tutulmuyor. İthalatçıların kısa vadeli ticari kaygılarla hareket etmesi, uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından problem yaratabilir. Usta açığı konusuna gelince, bu gerçekten de büyük bir sorun. Yeni nesil araçların karmaşıklığı arttıkça, bu araçlara hakim usta bulmak giderek zorlaşıyor. Eğitim sistemindeki eksiklikler ve meslek eğitimine yeterli yatırım yapılmaması bu sorunu derinleştiriyor. Bu durum, araç sahiplerinin yaşadığı sıkıntıları artırıyor ve araçların değer kaybetmesine neden oluyor. Usta açığını gidermek için hem meslek eğitiminin güçlendirilmesi hem de sürekli eğitim programlarının hayata geçirilmesi gerekiyor. Cesur Bey’in bu konudaki tespitleri oldukça yerinde. Özellikle, "yapamadığı araca bu arabadan olmaz" yaklaşımı, ülkemizdeki araç tamirciliğinin bir sorunu. Usta, kendini geliştirmek yerine, bilmediği araçtan uzak duruyor. Bu da, araç sahiplerinin mağduriyetine neden oluyor. İthalatçıların tutumu da önemli bir faktör. Sadece talep gören modellere odaklanmak, uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm değil. Özellikle klasikleşmeye başlayan ve potansiyel koleksiyon değeri taşıyan modellerin parçalarının tedarik edilmesi, hem araç sahipleri hem de koleksiyonerler için önemli. İthalatçılar, sadece ticari kaygılarla değil, aynı zamanda araç kültürünün korunmasına da katkıda bulunmalı. Tamer Bey’in Honda Accord yorumuna katılıyorum. Honda, genel olarak ikinci elde sağlam ve değerini koruyan bir marka. Ancak, her modelin kendine özgü artıları ve eksileri var. Özellikle, Honda Accord, konforlu ve geniş iç hacimli bir araç. Ancak, bazı modellerde kronik sorunlar yaşanabiliyor. Son olarak, Çağlar Bey’in Mazda’nın tekrar Türkiye’ye gelmesiyle ilgili yorumuna gelirsek, bu gelişme, rekabet açısından olumlu. Ancak, “cereyanlı” ifadesi, ürün kalitesiyle ilgili bazı soru işaretleri yaratıyor. Aslında bu durum, günümüzde otomotiv sektöründe yaşanan global tedarik zinciri sorunlarının bir yansıması. Üreticiler, maliyetleri düşürmek için farklı tedarik kaynaklarına yöneliyorlar. Ancak, bu durum, ürün kalitesini olumsuz etkileyebilir. Özetle, Türkiye’deki araç piyasası, çok sayıda faktörün etkileşiminden oluşan karmaşık bir sistem. Bu sistemi anlamak ve doğru stratejiler geliştirmek, hem araç sahipleri hem de sektör oyuncuları için önemli. Umarım bu yorumlar, tartışmaya bir nebze olsun katkı sağlamıştır. Sorularınız olursa çekinmeyin. Zonno Usta (Audi A6 - 2018)
?itemId=7559159466374073608&location=0&aid=1988

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   1 kullanıcı

    • Zonno Usta
×
×
  • Yeni Oluştur...