C-Max izlenimleri

[Cem Boneval]

Dün bir dostuma C-Max 1.6 tdi Trend aldık, araç akşam bende kaldı. Biraz dolaştım ve inceledim.

Van konseptine çok sıcak bakmamam ve 50 kg çeken eşimden başka kimseyi yanımda taşıma yükümlülüğüm olmadığı için hacim ihtiyacım olmaması nedeniyle pek ilgilenmemiştim. <_<

Herşeyden önce karoserin heybetli görüntüsü ve şık çizgileri ile albenisi var. Yatık burun, çift mercekli farlar, petek ızgara, arkadaki spoyler, hepsi çok şık unsurlar.

İçine girince de aynı büyüklük hissi yaşanıyor, yatak odası büyüklüğünde bir ön konsol, yüksek tavan, oldukça rahat ve iyi ayarlanabilen koltuklar, arkada çok geniş yolcu hacmi ve misafir odası büyüklüğünde bir bagaj. Buzdolabı taşıyacaklar yaşadı...

Kokpit sade ve şık, direksiyonla da bütünleşmiş, vites kolu konumu itibariyle ilginç, kolay kullanılıyor, yerini şaşırmıyor. Orta konsolda kullanışlı bir radyo-CD çalar var (6000 serisi), hoş ama ses açısından bir özelliği yok, yetecek düzeyde...

Sağda solda bir takım gözler var, ama Mine'nin de bahsettiği gibi ebad ve yer olarak hiçbiri çok fonksiyonel değil (sürücü tavan tarafındaki gözlük cebi hariç!). Adet yerini bulsun diye yapılmış gibi. <_<

Esas sürpriz aracı hareket ettirince ortaya çıkıyor. :o

Bizim aldığımız 1.6 dizel motordu, ancak ben uzun süre yanlış motor verdiler bu en az 1.8 dizeldir diye tutturdum. Araç 1500-4000 devir arasında acayip ivmeleniyor, hani burada yarım ağız yazacağım ama benim 2 litre 130 sütçü beygirimle yetişmem zor olacak gibi adeta. İnanılmaz seri! Ayrıca 4000 devrin üstünde de hemen bayılmıyor. İlk çalışma başarılı ve oldukça sesiz. Doğal olarak sürüş esnasında motor sesinden dizel olduğunu fark ediyorsunuz, ama kesinlikle rahatsız edici değil.

Veee focustan alıştığımız hassas ve kolay yönlendirilebilir direksiyon sistemi, yine alıştığımız başarılı süspansiyon sistemiyle birleşince tam bir sürüş keyfi oluyor. üstelik lastikler Conti SportContact2 215/55-16...

Hemen rallici ruhum kabardı şöyle bir Altınyaka yolunua daldık. Diyeceğim o ki başlangıça yüksek karoser ve yüksekte oturmanın verdiği yatma hissini yadırgamakla beraber ulaşabildiğim viraj hızları olağanüstüydü. El freni dönüşlerini bile kolaylıkla tolere ediyor. Diyeceğim o ki tam bir kuzu postunda kurt şu haliyle. Yüksek tork hemen daima istediğiniz gücü ayağınızın ucunda hissetiriyor.

Konfordan da fazla ödün verilmemiş. Tatlı sert bir gidiş var, küçük ve büyük engebeler salınımsız absorbe ediliyor, dar yanaklı lastiklere rağmen. Ford süspansiyon konusunda gerçekten işini biliyor.

Frenlere gelince dozlama ve kuvvet açısından fazlası ile tatminkar. Pedalda Gerçekten Mine'nin de aktardığı gibi bir boşluk var ama kolayca alışılıyor ve sorun yaratmıyor.

Klima ve kalorifer çok etkili ve motor gücünden hemen hiç çalmıyor.

Bugün sabah mazot aldım (OPet ile garanti anlaşmaları var), 203 km için 12.8 litre harcamışım. Yani 6.5 litre/100 km gibi bir değer. Ancak yeterince hassas bir ölçüm olmadığı gibi sürekli gaz pedalına yüklendim.

Beğenmediğim birşey varmı derseniz...iç mekandaki malzeme ve işçilik kalitesi. Herşey yerli yerinde ancak ucuz ve ruhsuz duruyor, her taraf gri-siyah, paspaslar en adisinden, keçe gibi, dıştan ve sürüşten edindiğiniz imaja hiç uymuyor.

Bu konuda Touran mükemmel bir iyi örnek olabilir. Ghia'da renkler falan daha oturaklı ama aradaki fiyat farkına değmez gerçekten.

Sonuç olarak hacimli araç arayışı içinde olan, eknomomik ve performanslı bir (dizel) motor isteyen ve sürüş keyfine ve şöferliğe önem verenler için birebir bir araç. Hemide 36 Milyar TL'cik (hurda inidiriminden sonra tabiiki).

Şimdi sorum: Bu motoru ne zaman Focus'a monte edecekler????