Murat Dere 6 Ekim 2009 Paylaş 6 Ekim 2009 Yani Sayın Dere ne çok takıldın bu uyarı işine sende, her mesajında aynı konu... Aşalım artık problemleri, konuşalım, yazalım...Sürekli mesajım silinir diye yazıyorsun, yoksa fırınla ütüyü satamadın ondanmı bu gerginliğin... Kapatalım gitsin SGK yı, ne olacak yani...Çok mu lazım ? ne takacam Saayın Toker? yukarıdaki yazılarda siyaset yok mu şimdi yani? bizi bu duruma sokanlar kim? sakın cevap vermeyin siyasete girer netekim. (ay "netekim" dedim- bu da siyaset sayılır mı?) bakın, hepimiz yetişkin insanlarız. hepimizin fikri var, zikri var. yeri gelir lay lay lom yaparız, yeri gelir siyaset yaparız. bence asıl burada siyaset yapma olayına fazla takanlar var. iş kavga ve "birbirimize" hakaret boyutuna gelmedikçe neden bundan rahatsızlık duyuluyor. burası engizisyon mu? hem hani "delidir, ne yapsa yeridir." nerede kaldı? sıkıldım çok uzar bu mevzu. benim bu konuda yazdıklarıma neden cevap veriyorsunuz ki? beğenmediyseniz silin gitsin? ahan da sımaylim: off sıkıldım, çok uzar bu... sigara isteyen? Yorum bağlantısı
Serkan Toker 6 Ekim 2009 Paylaş 6 Ekim 2009 ne takacam Saayın Toker? yukarıdaki yazılarda siyaset yok mu şimdi yani? bizi bu duruma sokanlar kim? sakın cevap vermeyin siyasete girer netekim. (ay "netekim" dedim- bu da siyaset sayılır mı?) bakın, hepimiz yetişkin insanlarız. hepimizin fikri var, zikri var. yeri gelir lay lay lom yaparız, yeri gelir siyaset yaparız. bence asıl burada siyaset yapma olayına fazla takanlar var. iş kavga ve "birbirimize" hakaret boyutuna gelmedikçe neden bundan rahatsızlık duyuluyor. burası engizisyon mu? hem hani "delidir, ne yapsa yeridir." nerede kaldı? sıkıldım çok uzar bu mevzu. benim bu konuda yazdıklarıma neden cevap veriyorsunuz ki? beğenmediyseniz silin gitsin? ahan da sımaylim: off sıkıldım, çok uzar bu... sigara isteyen? Tamam deli, alıyorum mikrodalgayı... :lol2: Yorum bağlantısı
Murat Dere 6 Ekim 2009 Paylaş 6 Ekim 2009 Tamam deli, alıyorum mikrodalgayı... :lol2: saat... tımmm... ver adresini özelden kardeşim. Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk 6 Ekim 2009 Paylaş 6 Ekim 2009 (düzenlendi) tek amelyat geçir mesela safra kesesi primlerin 10 bin lirayı bulur ya da sigorta kapsamına alamayız derler. halen öyle. Benim anlamadığım sağlık sektöründeki "pahalılık" ve "kazanç" kavramlarının çok farklı olması. Hizmetler içinde en az parayı sağlıkta ödemeye çalışırken (avukat, adliye, oto servisi, lastikçi, lastiği kaça yama yapıyorlar, muayene ile kıyaslayın) çalışanlar ise inanılmaz daha fazla (orantı olarak) kazanıyorlar. Bir doktor kaç senede yetişiyor diyebilirsiniz ama bir oto ustası da kaç senede yetişiyor. Sağlam öğretmen kaç senede yetişiyor? Bir mühendis yüksek lisansı ile beraber hazırlık dahil 7 senede çıkıyor. Çıktığında aynı yaştaki hekimin 4 te biri kazanıyor. Öte yandan mühendisin çalıştığı yere giden vatandaş çok daha fazla para veriyor. sağlık sektörü bu durumda sürümden mi kazanıyor? anlayabilmiş değilim. bazı ülkelerde hekimlik bizdeki kadar saygın değil, kazanç da fazla değil. bazılarında da daha fazla. Bence yapılması gereken çalışanların kayıt altına alınması. ve ailedeki kafa başına prim hesabı yapılmasıdır. (çocukları leylek getirip kapıya bırakmaz genelde) ayrıca koruyucu hekimliğin çok çok üstüne gidilmelidir. birçok kanser vakası engellenebilir. erken tesbit edilip hem hasta kurlarılır hem de hasta başına 100 milyarlara varan ilaç paralarını devlet ödememiş olur. Sosyal devlet, devlet ödesin diyorsunuz. Devlet kim? PAdişah var da balkanlardan ganimet mi getirip dağıtacak? Sonuçta toplum, kendi sağlık sorunlarını kendi cebinden ayırdığı para ile tedavi edecek. öyle değil mi? o an işsiz olanı diğerleri karşılamış olacak, çok ciddi problem çıkanı sigorta sistemi gibi diğer primlerin averajı ile karşılayacağız. ama toplam toplanan prim, hem adil olmalı, hem de toplamı, sağlık harcamalarını o sene bütçesinde karşılayabilmeli. 6 Ekim 2009 tarihinde Mehmet G tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Cem Boneval 7 Ekim 2009 Paylaş 7 Ekim 2009 Bir doktor kaç senede yetişiyor diyebilirsiniz ama bir oto ustası da kaç senede yetişiyor. Sağlam öğretmen kaç senede yetişiyor? Bir mühendis yüksek lisansı ile beraber hazırlık dahil 7 senede çıkıyor. Çıktığında aynı yaştaki hekimin 4 te biri kazanıyor. Yanlış bilgilenmeyi önlemek adına Doktorun eğitimi Tıp Fakültesi 6+1 (Hazırlık varsa) Mecburi Hizmet 1 Uzmanlık ort. 4 Mecburi Hizmet 1 Yani ortalama 12 yıl. Mecburi hizmetleri ve uzmanlık eğitimi sürecinde maaş alıyor, bu da 1200 ile 1500 TL arasında değişiyor Yorum bağlantısı
Serkan Toker 7 Ekim 2009 Paylaş 7 Ekim 2009 Ama ustanın hastaları 5-6 senede bir değişiyor....Yeni model, daha fazla elektronik, sensör vs... :lol2: :lol2: Kızmayın Cem bey, bizimki latife... Çok değerli doktorlarımız var ancak sistem biraz sıkıntılı... Yorum bağlantısı
Cem Boneval 7 Ekim 2009 Paylaş 7 Ekim 2009 (düzenlendi) Niye kızayım canım? Ne var bunda kızacak? Ayrıca avatarıma bir bakın, kızacak bir yüz ifadesi var mı? Doktorlara yüklenmek iyidir... Yahu her sektördeki gibi bizde de çok çürük elma var, ama diğer sektörlerdekinin aksine bizimkiler çok acı veriyor Sistem sıkıntılı gerçekten. Ve sistemdeki sıkıntıları önemli ölçüde sağlık çalışanları yüklenmek zorunda kalıyor. Bu da zamanla tükenmişlik, motivasyon eksikliği ve kendine çalışma şeklinde bulgu veriyor. Zaten hep belirtiyorum: Çürük arıyorsak bunu her kesimde arayalım, sağlıkçılar gibi tek bir alana sınırlamayalım. 7 Ekim 2009 tarihinde Cem Boneval tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk 7 Ekim 2009 Paylaş 7 Ekim 2009 (düzenlendi) Yanlış bilgilenmeyi önlemek adınaDoktorun eğitimi Tıp Fakültesi 6+1 (Hazırlık varsa) Mecburi Hizmet 1 Uzmanlık ort. 4 Mecburi Hizmet 1 Yani ortalama 12 yıl. Mecburi hizmetleri ve uzmanlık eğitimi sürecinde maaş alıyor, bu da 1200 ile 1500 TL arasında değişiyor Mecburi hizmeti eğitimden sayamam. diğer mesleklerde de benzeri uygulamalar var. araştırma görevlisi de 1200 lira alıyor. Doçent olan bizler ise hala 2bin liraya devam. tıpta doçent olsaydım (bilimsel araştırma diye klinik araştırma yaparak) acaba kaç alıyordum? Hekimler çok sıkışık gerçekten. hekim akrabalarımı hal hatır sormak için aramaya bile çekiniyorum. sürekli hastalar arıyor bir de ben aramayayım diye. 7 Ekim 2009 tarihinde Mehmet G tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Vural Sarı 17 Ekim 2009 Paylaş 17 Ekim 2009 Buraya kadar yazılanlar vatandaş Ahmet bey yani milletin aslı ile ilgiliydi.Milletin 550 adet vekilini ve sülalesini bağlamaz.Vatandaş Ahmet bey'den alınan 15 tl.vergi ile sayın vekillerimiz ve sülalesinin sağlık giderleri finanse edilmiş olur. Anlayamadığım şu bir taraftan çok üreyin diyor,diğer taraftan sağlık hizmetlerini ve tedaviyi kısarak ölün diyor.Onlarla bir farkımız yok.Bu dünyadan giderken bizede 1 metre pamuk tıkacaklar sayın vekillerimizede.Tek fark onlarınki eczaneden alınma hidrofil pamuk olacak. Yorum bağlantısı
H.Cenk Bayrakçı 18 Ekim 2009 Paylaş 18 Ekim 2009 Ben hipertansiyon hastasıyım ve raporla ilaç alıyorum. Bundan sonra cebimden öderim. Ama herkes benim gibi ödeyebilecek durumda mı bunun parasını? Kaldı ki, benim kullandım ilaç koruyucu ve yaşın henüz 40'ı geçmediğinden yaşlılıktan ileri gelen hipertansiyon ilaçlarıyla aynı değil. Yani ben şu anda kullandığım ilacın yerine başka bir ilaç kullanırsam birtakım yan etkilere maruz kalabilirim. Örneğin tansiyonun çok çok düşmesi ya da sürekli öksürük gibi(şaka değil tansiyon haplarının bazıları kronik öksürüğe yol açıyor)... Eczacı arkadaşlar siz ne dersiniz bu işe? Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk 18 Ekim 2009 Paylaş 18 Ekim 2009 (..SGK, giderlerini düşürmek için yeni bir tebliğe imza attı. Buna göre, 19 Ekim’den itibaren farklı etken maddeleri içerse de aynı hastalık için yazılan ilaçlar eşdeğer ilaç olarak kabul edilecekHalk sağlığını tehdit eden yeni uygulama ile hastalar ya en ucuz ama doktorun kendisine yazdığı etken maddeleri tam olarak içermeyen ilacı alacak ya da 20 TL’yi bulan fark ödeyecek ... Yani kutusu 250 lira olan navoban (kemoterapi bulantı önleyici) ile yine benzer işi bazen görebilen 5 liralık metpamid (bulantı önleyici) aynı kefeye konuyor. "yuhunuz" demekten başka bir şey bulamıyorum. Sağlık bakanı akıllı idi ama şimdi ne yapmış? Belki bir açıklaması vardır. Yorum bağlantısı
Ersen Tapan 18 Ekim 2009 Paylaş 18 Ekim 2009 Ben hipertansiyon hastasıyım ve raporla ilaç alıyorum. Bundan sonra cebimden öderim. Ama herkes benim gibi ödeyebilecek durumda mı bunun parasını? Kaldı ki, benim kullandım ilaç koruyucu ve yaşın henüz 40'ı geçmediğinden yaşlılıktan ileri gelen hipertansiyon ilaçlarıyla aynı değil. Yani ben şu anda kullandığım ilacın yerine başka bir ilaç kullanırsam birtakım yan etkilere maruz kalabilirim. Örneğin tansiyonun çok çok düşmesi ya da sürekli öksürük gibi(şaka değil tansiyon haplarının bazıları kronik öksürüğe yol açıyor)... Eczacı arkadaşlar siz ne dersiniz bu işe? Bu sistemin yürümesi zor; Eskiden ssk hastanelerinde yaptıkları uygulamayı yeniden yapmaya çalışıyorlar ama ; yürütmesi çok zor bir uygulama. Eşdeğer listeleri şu an yayınlanmadı, yayınlandığında herşey meydana çıkıcak.. Karşı davalar açıldı bile sonucu merekla bekliyoruz.. Bununla ilgili miting vardı bugün.. Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk 18 Ekim 2009 Paylaş 18 Ekim 2009 (düzenlendi) Annemin vefatından bu yana fiyatlar düşmüş anlaşılan Sefa Bey. navoban biraz daha farklı çalışıyor diye hatırlıyorum, çok daha güçlüydü. Hala evin orasından burasından navoban çıkar. Sağlık bakanı'nın hemen altındaki ekipte öğrencim var(dı). Hatta sağlıkta karar destek sistemi doktora tezi yapıyor. Bakanın çok iyi çalıştığını, sürekli geliştirmeye çalıştıklarını ve yavaş yavaş iyiye gittiklerini anlatırdı. Ben de anlattıklarını hep begenirdim. Hala bu işin arkasında doğru bişey vardır diye düşünüyorum. Geçen gün bizim bebege tuzlu su yazmış doktor burun için. aldım geldim baktım 17 lira ve fransız malu tuzlu su. Geri götürdüm yerlisi yok mu bunun diye. var. yerlisi 7 lira. niye yazmış doktor şimdi fransız tuzlu suyunu? kızdım. rengi bile aynı kutunun. Sonra dikkat ettim, fransız suyunu yazan hastanede kendileri hastane içinde yerlisini kullanıyor. Öğrencimin tezi kabaca "sanal bakan" gibi bişey. böyle kararları almak için bir sistem oluşturuyor. henüz başında. 18 Ekim 2009 tarihinde Mehmet G tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Sabri Güngör 3 Mart 2010 Paylaş 3 Mart 2010 Bu sabah Bornova Atagözden randevu alıp gittim kabuldeki bayana bağkurlu olduğumu söyledim. Bayan benden 18,50TL ödememi istedi ücreti ödedim bana fiş kesip verdi fişe baktığımda 6,50tl gördüm. Bayana gerekçesini sorduğumda biz sadece 6,50tl fiş kesebiliriz 12tlyi devlet alıyor dedi. Şimdi ben bu verdiğim 12tl nereye gitti anlayamadım. Bakkala sakız sattın fiş vermedin diye ceza kesen Benden 12tl alan ama hiç bir belge vermeyen zihniyete nedemeli Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 3 Mart 2010 Paylaş 3 Mart 2010 Olay şöyle... : Hastane sizden 18,5 alıyor.. Bunun 6,50'sini kendine alıyor.. Buna belge vermek zorunda... 12 lirayı ise devlet alıyor sizden aslında ve hastaneyi tahsildar gibi kullanıyor.. Özel hastaneler, sgk ile kayıt kayıp size muayene girişi yaptığında sizden para alsa yada almasa farketmiyor.. Sgk 12 lirayı almış gibi hastanenin carisine 12 lirayı yazıyor.. Ay sonu gelip hesaplar çıkarılıp hastanenin SGK'dan alacakları toplandığında, SGK bu 12 liraları toplayıp, hastanenin alacağından düşüyor... Bu 12 lira hastanenin parası olmadığı için VUK'na göre belge vermesi mümkün değildir.. Aynı durum eczaneler için de söz konusudur... Yorum bağlantısı
Sabri Güngör 3 Mart 2010 Paylaş 3 Mart 2010 Sevgili ağbim ben zaten bu 12tllik fişi Atagözden istemiyorum bu parayı her kim alıyorsa ondan istiyorum. Bu para meblağ olarak küçük diyeceksin üst üste koyduğunda iyi para oluyor abicim Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 3 Mart 2010 Paylaş 3 Mart 2010 Sevgili ağbim ben zaten bu 12tllik fişi Atagözden istemiyorum bu parayı her kim alıyorsa ondan istiyorum.Bu para meblağ olarak küçük diyeceksin üst üste koyduğunda iyi para oluyor abicim Devletin Usta.. SGK'nın... Bunun belgesini de ay sonunda toplu olarak hastaneye kesiyor... Kayıp ve kaçak yok yani.. Yorum bağlantısı
İhsan Yargıcı 3 Mart 2010 Paylaş 3 Mart 2010 sgk da hasarsızlık indirimi söz konusu olamazmı ben yaklaşık 5000 gündür ssk lıyım bi karnem oldu oda inanın bembeyaz duruyor. eşim ve çocuğumda özel hastane kullanıyoruz. inanyorumki bu forumda benimle aynı durumda olan bir çok kişi vardır. sağlık siğortasını emeklilikte süre kısaltan bir uygulamaya gidilmesi fırsat eşitliği doğurmazmı ? ben ve benim gibi bir çok ssk lı(prim aldığım ücretten yatıyor ) hastaneye nasıl gidileceğini bilmezken ve lazım olduğundada randevu alamaz doktor bulamazken askeri ücret tarifesi üzerinden basit hastalıklar için hergün hastane kapılarında tığ işi örğü işi yapanların olduğunu duymak ve bunların bi parça önüne geçebilmeyi denemek için iş kazası ve tıbbi müdahale gerektirecek durumlar hariç emekliliğe gün(nezle ye 15 gün eklensin mide ekşimesine 10 sivilceye 8 gün gibi ) eklenmesi durumunun getirilmesi taraftarıyım Yorum bağlantısı
Serkan Toker 3 Mart 2010 Paylaş 3 Mart 2010 Sefa, o ikimilyon reçetenin içinde sahte veya gerçek bir hastalık değilde ilaç yolsuzluğu için yazılmış reçetelerde vardır herhalde...Bende arkadaşımın annesini ameliyat olduktan bir hafta sonra kontrol için doktora götürdüğümüzde şöyle bir durumla karşılaştım. Sisteme girdik hastamızın bilgilerini ama muayene edemeyiz ve ilaçlarını yazamayız...Neden diye sorunca sizin hastanız bir aydır hastanede yatıyor dediler...Düşünün ki bu arada kaç reçete kaç tahlil yapıldı...Sgk her zaman kar etmelidir, etmezse olmaz. Aldığını ilaca emekliye ver, biz hayır kurumuyuz olmaz yani, yarını da düşüneceksin... Yorum bağlantısı
Sabri Güngör 3 Mart 2010 Paylaş 3 Mart 2010 sgk da hasarsızlık indirimi söz konusu olamazmı ben yaklaşık 5000 gündür ssk lıyım bi karnem oldu oda inanın bembeyaz duruyor. eşim ve çocuğumda özel hastane kullanıyoruz. inanyorumki bu forumda benimle aynı durumda olan bir çok kişi vardır. sağlık siğortasını emeklilikte süre kısaltan bir uygulamaya gidilmesi fırsat eşitliği doğurmazmı ? ben ve benim gibi bir çok ssk lı(prim aldığım ücretten yatıyor ) hastaneye nasıl gidileceğini bilmezken ve lazım olduğundada randevu alamaz doktor bulamazken askeri ücret tarifesi üzerinden basit hastalıklar için hergün hastane kapılarında tığ işi örğü işi yapanların olduğunu duymak ve bunların bi parça önüne geçebilmeyi denemek için iş kazası ve tıbbi müdahale gerektirecek durumlar hariç emekliliğe gün(nezle ye 15 gün eklensin mide ekşimesine 10 sivilceye 8 gün gibi ) eklenmesi durumunun getirilmesi taraftarıyım Yorum bağlantısı
Burak Karadeniz 3 Mart 2010 Paylaş 3 Mart 2010 Güzel bir konuya temas ettin.SGK,hastanelerde eczane açılabilir yasası getirdi. Bundan sonra yatan hastaların reçeteleri dışarıya çıkmayacak, hastane eczanesinden verilecek dedi. Üstelik, bu hastane eczanelerinde yazılan reçetelerin bedelini 15 günde ödeyeceğim dedi. Aynı yasada, serbest eczanelerin 45 günlük ödeme süresini 60 güne çıkardığını da unutmayalım. Eczacılar olarak itiraz ettik, kurt ile kuzuyu bir araya koymayın, yolsuzluk çok olur dedik. Eylemimizi, ilaç düşüşüne itiraz olarak yansıttılar. Çünkü medya da zamanında satın alınmış. Hasta olarak hastaneye gisiyorsunuz. TC numaranız kayda giriyor. Sonra da evinize gidiyorsunuz. Siz evinizde TV izlerken hastane sizi yatıyor gösteriyor. Doktor reçete üstüne reçete yazıyor. Bir alt kattaki eczaneden de bu ilaçlar size verilmiş gibi işlemler yapılıyor. Bu ilaçların bedeli de 15 günde hastanenin hesabna yatırılıyor. Sıradan bir vatandaş olarak bunu siz bile farketmişsiniz. Birkaç sene önce böyle değildi mesela. Bu Medical Parkın hastane olduğuna inanmıyorum ben zaten Hem SGKlilerden normal bir özel hastanenin aldığı paranın kat kat üstünde para alıyor, hemde verdiği hizmet diğer hastanelerin kat kat altında. Sadece güzel bina yapıp iyi süslüyorlar. SGK falan hikaye orada. Birkere de nakit parayla verip gitmek zorunda kalmıştım, o zaman az bişey daha iyi davranıyorlar ( SGK lı ve özel hasta ayrımı yapıyorlar) ama yinede aldıkları parayla verdikleri hizmetin alakası yok. Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 3 Mart 2010 Paylaş 3 Mart 2010 Siyaset yok gerginlik yok arkadaşlar... Teknik olarak hastane eczane işlerini konuşalım lütfen... Yorum bağlantısı
Burak Karadeniz 12 Mart 2010 Paylaş 12 Mart 2010 4) Ahmet bey, iyi bir hizmet almak için arabasına atlayıp özel hastaneye gidiyor, doktora muayene oluyor. a) Eğer Ahmet bey çalışansa. Özel hastane hem kendisi için dilerse bir ücreti, hem de delet adına 12 TL muayene ücretini tahsil ediyor. Ahmet bey elindeki reçeteyle eczaneye gittiğinde, reçetesi sisteme girildiğinde, sistem ekstradan 3 TL alınması için uyarı veriyor. Ahmet bey muayene ücretini, ve ilaçlarının katılım payını ödeyip eczaneden ayrılıyor. b) Ahmet bey, hastanede 12 lira verdim ben, birdaha 3 lira vermem diyor ve reçetesindeki ilaçları almıyor. Devlet zaten 12 lira aldığından, insafa gelip ödenmeyen o 3 lirayı affediyor. Daha sonra tahsil etmiyor. İlgili ve bilgili arkadaşlara, Sefa beye 1 soru daha Benim başıma 1-2 kere şöyle bir durum geldi. Özel hastaneye gittim, muayene oldum, tahlil yaptırdım, doktor hiçbirşeyin yok dedi, reçete falan vermedi... Bende eczaneye gitmedim tabiki. Peki bu eczanelerde kesilen 3 liraların birikip sonradan karşımıza çıkma olasılığı var mı? Yada ben emekli olsaydım, doktor reçete yazmadığı halde devlet yine bu 3 lirayı maaşımdan kesecek miydi? Yorum bağlantısı
Haluk Şentürk 12 Mart 2010 Paylaş 12 Mart 2010 sıkıntı şu.aslında çalışması gereken devlet kurumları, imkansızlıklara mahkum edilir ve işlemez hale gelir.(getirilir)daha sonra özeli çıkar millet sivri sinek misali ona koşar.orası artık bir sağlık kuruluşu değil ticarethanedir ve daha çok kazanmak için daha çok tetkik (gerekli-gereksiz) yapılır.devlete kesilen fatura katlanır.Devlet aptal mıdır ki bu tuzağa düşsün?.ama düşüyor neden?.hastane zincirleri saadet zincirlerine dönüşsün diye.ee bu harcamaların yerine koyulması gerekecek.kurban kim olacak tahmin edin.adı da katkı payı.zengini daha da zengin etmeye katkıda bulunuyoruz yani.. bunun bir sonraki adımı tüm hastanelerin özelleştirilmesi ve paran kadar sağlıktır. çözüm;devlet kendi işini kendi yapacak,her vatandaşına bakacak,gerekirse zarar edecek ama sosyal faydaya inanacak... Yorum bağlantısı
Recommended Posts