Mehmet Ozyurek 18 Nisan 2010 Paylaş 18 Nisan 2010 BAŞARI SİZİNLE BAŞLAR Olmak istediğimiz kişiye yaraşır şekilde yürüyün konuşun ve davranın, olumlu ve başarılı düşünceleri aklınızdan çıkarmayın. Etrafa mutluluk güven ve amaç saçın. Karşılaştığınız her insana dünyada en önemli insan oymuş gibi davranın. Karşılaştığınız her insanın, kendisinin aranan,önemli ve takdir edilen bir kişi olduğunu hissetmesini sağlayın. Herkesin en iyi yönünü görün. Sağlığınız bozuksa, bunu sadece en yakınlarınızla paylaşın, herkese bahsetmeyin. Yeni fikirler bulabilmek için her yöne bakın. Pireyi deve yapmayın. Verici olmayı geliştirin, kendisine yardım etmeye çalışan bir insana kim karşı koyabilir? Olumlu düşündüğünüzde, sonuçlar üretebilirsiniz. Kendinizi tepkiler üreten değil, etkiler üreten biri konumuna koyarsınız. Rüzgarın yönünütayin edemeyiz ama gemilerin seyrini ayarlayabiliriz. Jim DORNAN Yorum bağlantısı
Guest Hakan Tar?m 18 Nisan 2010 Paylaş 18 Nisan 2010 Saygılar abi TRT1 de bir program vardı, profesörün biri devamlı anlatır ve örneklemeler yapılırdı, tam adı aklıma gelmedi. O programı izler gibi hissettim kendimi. Yorum bağlantısı
Ahmet Özdemir 18 Nisan 2010 Paylaş 18 Nisan 2010 Ben hatırladım .Üstün Dökmen hocanın Küçük Şeyler isimli programı vardı. Yorum bağlantısı
Süleyman Çetin 18 Nisan 2010 Paylaş 18 Nisan 2010 Hayatı güzelleştirmek de, berbat etmek de insanların elinde. Boşa demiyorlar "Sen iyi olunca herkes iyi olur." diye (istisnalar tabi ki mevcut). Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 19 Nisan 2010 Yazar Paylaş 19 Nisan 2010 KORKU... İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi birşey vermedigi için. Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için. William Shakespeare Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 19 Nisan 2010 Yazar Paylaş 19 Nisan 2010 Küçük müyüm?... 40 yaşındayım... Yorum bağlantısı
Hasan Basri Bayraktar 19 Nisan 2010 Paylaş 19 Nisan 2010 19 mayısta Ankara da toplanalım...Özledim yaa sizi... Yorum bağlantısı
Murat Dere 19 Nisan 2010 Paylaş 19 Nisan 2010 19 mayısta Ankara da toplanalım...Özledim yaa sizi... Sen daha önceden görüştün de özlüyorsun sayın meslektaşım, ben hiçbirini görmeden özledim yahu. Yorum bağlantısı
Murat Dere 19 Nisan 2010 Paylaş 19 Nisan 2010 Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipisicing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua. Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation ullamco laboris nisi ut aliquip ex ea commodo consequat. Duis aute irure dolor in reprehenderit in voluptate velit esse cillum dolore eu fugiat nulla pariatur. Excepteur sint occaecat cupidatat non proident, sunt in culpa qui officia deserunt mollit anim id est laborum.Biraz fazla dolu oldu. Hala bunlarla uğraşıyorum biliyor musun Yavuz Selim? Bundan başka bir şey bulamamışlar sanki. Latince miymiş neymiş. Bir yerlerde anlamı da yazıyordu ama şimdi uğraşamayacağım. Yorum bağlantısı
Serkan Toker 19 Nisan 2010 Paylaş 19 Nisan 2010 Ben şimdi Yavuz' a reddedemeyeceği bir teklif yapacağım... Nece yazdın Yavuz, gugıl çaresiz kaldı.. Yorum bağlantısı
Murat Dere 19 Nisan 2010 Paylaş 19 Nisan 2010 Ben şimdi Yavuz' a reddedemeyeceği bir teklif yapacağım... Nece yazdın Yavuz, gugıl çaresiz kaldı.. http://www.users.cloud9.net/~bradmcc/lorem_ipsum.html Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 21 Nisan 2010 Yazar Paylaş 21 Nisan 2010 "Başarıyı hedef alın,mükemmel olmayı değil. Yanlış yapma hakkından vazgeç-meyin,vazgeçerseniz yeni şeyler öğrenme ve gelişme imkanını kaybedersiniz. Unutmayın : Mükemmelliyetciliğin arkasında korku yatar. İnsan olduğunuzu hatırlayarak korkularınızı göğüsleyin. Daha mutlu ve daha etkili olursunuz." DAVİD M.BURNS. Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 26 Nisan 2010 Yazar Paylaş 26 Nisan 2010 Siz hiç bir sarrafın bağırdığını duydunuz mu? Kıymetli malı olanlar bağırmaz. Domatesçi, zerzevatçı bağırır ama kuyumcu bağırmaz. Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz. Düşünen bağırmaz. İnsan bağırırken düşünemez. Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir. Popcular, folkcular boğazlarını patlatana kadar bağırıp duruyor. Ama Dede Efendi'yi okuyanlar bağırmıyor. İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkulur. Necip Fazıl Kısakürek Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 3 Mayıs 2010 Yazar Paylaş 3 Mayıs 2010 Konuşmaya değer insanlarla konuşmazsan insanları, Konuşmaya değmez insanlarla konuşursan kelimeleri yitirirsin. Sen öyle biri ol ki ne insanları, ne de kelimeleri yitir. Konfiçyus Yorum bağlantısı
Cavit Doğan 4 Mayıs 2010 Paylaş 4 Mayıs 2010 (düzenlendi) Dokunaklı cümleler valla, Elinize sağlık..Yavuzun kileri hiç anlamadım. 4 Mayıs 2010 tarihinde Cavit Do?an tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Ümit Akkaya 4 Mayıs 2010 Paylaş 4 Mayıs 2010 Öncelikle Sinan Çetin'e reklamla yaptığı güzellik için teşekkürler. Böyle şeylere ihtiyaç var. Cömertlikte yardim etmede akar su gibi ol, Şefkat ve merhamette güneş gibi ol, Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol, Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol, Tev Yorum bağlantısı
Ümit Akkaya 4 Mayıs 2010 Paylaş 4 Mayıs 2010 Bu noktada katılmadığım şeyler var. Anadolu insanı artık o eski Anadolu insanı değil, bunu böylede görmemek lazım. Anadolu insanı artık bazı şeylerin farkında ve bununla birlikte saflığıda aşınmakta aşındırılmakta günden güne. Hem biz kimiz ki kimi unutuyoruz ??? Unutmak ve unutmamak; birilerinin birilerinin hamisi mi olması gerek, yoksa yanında olması mı gerek, onun gibi onunla. Yorum bağlantısı
Fazlı Özdemir 4 Mayıs 2010 Paylaş 4 Mayıs 2010 Öncelikle Sinan Çetin'e reklamla yaptığı güzellik için teşekkürler. Böyle şeylere ihtiyaç var. Valla Ümit Bey, Ertuğrul Bey haklı... Bu reklamı ilk gördüğümde reklamın sonunun nereye bağlandığını görünce küfür ettim açıkçası. Yapaylık, bu kadar aşikar edilir ancak. Ne o güzelim sözler yakışmış bir ticari ürünün pazarlanmasına ne de yıllardır büyük zevle dinlediğim Yansımalar'ın "Yağmur Sonu" parçası yakışmış. Bende o kadar tesir bıraktı ki bu reklam, bir daha mümkün oldukça o marka çayı içmeyi düşünmüyorum. Yorum bağlantısı
Ümit Akkaya 4 Mayıs 2010 Paylaş 4 Mayıs 2010 Gördüğüm kadarıyla meseleye sadece farklı açılardan bakıyoruz. Benimde elbet belli noktalarda eleştirilerim vardır mutlaka. Lakin sadece içimden bir güzelliğe teşekkür etmek geldi, bardağın dolu tarafına bakmayı tercih ettim. Çünkü alışık değiliz bu tür değerlerin topluma yansıtılmasına. Mevlana bu toplumda sadece belirli günlerde hatırlanır; diğer pek çok şeyin olduğu gibi. Ardında yatan nedenler farklı olsa da yine de teşekkürler, böylesi şeyleri hatırlattığı ya da duymayanlara duyurduğu için. Son zamanlarda toplum olarak eleştiri deryasında boğuluyoruz, yapıcı eleştiri bu diyarlardan gideli çok olmuş. Saygılarımla... Yorum bağlantısı
Fazlı Özdemir 4 Mayıs 2010 Paylaş 4 Mayıs 2010 Konuya özünden yaklaşırsanız, bu bir reklam. Kimsenin kimseye güzel şeyler hatırlatmak gibi bir derdi yok. Bu işin özünde o çayı satmak tek ve gerçek gaye. Bu çay firması bir Mevlana sempozyumunu finanse etmiyor, kendi ürününün reklamını yapıyor. Ha siz buradan güzel şeyler görüyorsunuz size bir diyeceğim olamaz ama ben hazzetmedim. Yıkıcı eleştirilerimle buradayım. Yorum bağlantısı
Ümit Akkaya 4 Mayıs 2010 Paylaş 4 Mayıs 2010 Elbet, hayatta tuza da bibere de şekere de ihtiyaç var. İyilikle kalın. Saygılar... Yorum bağlantısı
Kerim Bilgehan Arbek 4 Mayıs 2010 Paylaş 4 Mayıs 2010 Kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde çıkmamıştır. Yorum bağlantısı
Metehan Şahin 4 Mayıs 2010 Paylaş 4 Mayıs 2010 Ey Oğul! Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir. Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme; muhabbet ve itibarın zedelenir... Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki alime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı! Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Şeyh Edebali Yorum bağlantısı
Ayhan Şentürk 4 Mayıs 2010 Paylaş 4 Mayıs 2010 Mehmet abi senin paylaştığın yazıları her zaman beğeniyorum. Yorum bağlantısı
Recommended Posts