İçeriğe Yönlendir

Caner'le Sohbetler


Caner Kardeşseven

Recommended Posts

Furkan Avcı

Bugün tam bir ay oldu spora gidiyorum, 103.6 kg 'ya kadar çıkınca alarmlar ötmeye başladı.

Hafta içi beş gün gidiyorum. Salı-perşembe plates, diğer günler Aerobik, Tae-Bo, Aeromix 1 saat katılıyorum,

97.3'e düştüm, sadece akşam yemeğini çok feci azalttım.

Belime belime kramp falan girerdi gitti, bir ay önce kelebekte 20 kg yu 3X15 zor yapıyordum bugün 50 kg normal geliyor.

Hakikaten vücut kendine geliyor spor yapınca kiloları verdikten sonra birazcıkta üst tarafı düzeltsem, ondan sonra hafta 2 veya 3 e ineceğim.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Misafir
KARDEŞİM.... bırak sigarayı.......direnmen lazım. geciktirmen lazım,...ne yap et, bırak... [/color]

Teşekkür ederim iyi dileğiniz için. 2,5 sene bıraktım sigarayı daha sonra resmen rüyalarıma girmeye başladı ve tekrar başladım. ilk sigarayı içtim ve sanki hiç bırakmamış gibiydim. Ne lanet şey şu sigara...

Yorum bağlantısı
Mehmet Kaya
(düzenlendi)

13 kg dambıl ile omuz 12x3 set, 15 kg ön kol 12x3 set pazartesi, çarşamba, cuma

40 kg bar bacak 15x4 set, şınav 20x4 set salı, perşembe, cumartesi

Pazar günü bisiklet. 1 saat

Sabahları 3 yumurta + kahvaltı 0 yağ, akşamları spordan sonra 1 litreye yakın süt.

Şeklinde çalışıyorum.

Fakat sigara içiyorum.

:i-ih:

Çok acımasız oldu ama bence aşağıdaki şiiri oku ve internetten dinle derim İlkay. Sadece İlkay değil tüm sigara içenler okursa sevinirim.

http://www.sarkisozum.gen.tr/sarkisozu/bedirhan-gokce/358294-uyan-baba

tarihinde Mehmet Kaya tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Mehmet Kaya

Oğlum geldi gözümün önüne...

Konu dağılacak ama Caner Beyden özür dileyerek yazıyorum.

Geçen sene bir arkadaşımı kaybettim. Çok sevdiğim çok değerli bir abimdi. Ölüm sigaraya bağlı akciğer kanseri. Son günlerinde çocuklarının kendini o halde görmesine kahroluyordu.Çocukları 6-7 yaşlarındaydı ve ikizdi. Uzun bir aradan sonra olmuşlardı. Neyse sabah sabah can sıktım. Ama sevdiğim insanların sigara içmesine dayanamıyorum İlkay.

Saygılarımla.

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Misafir

Konu dağılacak ama Caner Beyden özür dileyerek yazıyorum.

Geçen sene bir arkadaşımı kaybettim. Çok sevdiğim çok değerli bir abimdi. Ölüm sigaraya bağlı akciğer kanseri. Son günlerinde çocuklarının kendini o halde görmesine kahroluyordu.Çocukları 6-7 yaşlarındaydı ve ikizdi. Uzun bir aradan sonra olmuşlardı. Neyse sabah sabah can sıktım. Ama sevdiğim insanların sigara içmesine dayanamıyorum İlkay.

Saygılarımla.

Estağfurullah ne demek can sıkmak. Yazdığınız şey gerçek olan. Sonuçları can sıkacak olan şey sigara içmek.

1 aya bırakıcam eşim de istiyor.

Yorum bağlantısı
Ali Özgen

Düzgün yapılan ve aşırıya gidilmeyen spor;

Vücut kilosunun korunmasına yardımcı olur.

Kötü kolesterolu azaltır, iyi olanını artırır.

Kan basıncının kontrolunu kolaylaştırır.

Kan şekerininin kontrolunu kolaylaştırır, diabetikler ya da diabet öncesi kişiler için birebir.

Depresyonu önler, kendine güveni artırır, mutluluk veren hormonların salgısını artırır.

Sigara ve alkolu bırakmayı kolaylaştırır.

Kronik kas ve eklem ağrılarının bir bölümünü azaltır veya yokeder.

Sindirim sisteminin çalışmasını kolaylaştırır.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Barış Kalkan

benimde evde agırlık setim var 3 ay ara verdim ama çalısıyorum evde spor güzeldir :)

çalışmaya devam ama sigarasız :)

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Mahmut Şahin

:i-ih:

Çok acımasız oldu ama bence aşağıdaki şiiri oku ve internetten dinle derim İlkay. Sadece İlkay değil tüm sigara içenler okursa sevinirim.

http://www.sarkisozu...58294-uyan-baba

gardaşım hakkaten çok acımasızmışsın. gözlerimden yaşlar akıttırdın. Tütünden sigara yapmayı akıl eden dürzü her kimse Allah belasını versin o hıyarın.

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Ali Özgen

gardaşım hakkaten çok acımasızmışsın. gözlerimden yaşlar akıttırdın. Tütünden sigara yapmayı akıl eden dürzü her kimse Allah belasını versin o hıyarın.

Tütünü yetiştirerek tüketen ilk toplumun Mayalar olduğu kabul ediliyor. Zaten belalarını buldular, üstelik insan eliyle.

Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız

gardaşım hakkaten çok acımasızmışsın. gözlerimden yaşlar akıttırdın. Tütünden sigara yapmayı akıl eden dürzü her kimse Allah belasını versin o hıyarın.

Ortaokuldaydım, gözlüklü, göbekli bir öğrenciydim. Arkadaşlarımdan sigara içenler epey vardı, öğle arasında okulun hemen arkasındaki İnönü Parkına giderler, sigara içerlerdi. Herkes imrenirdi onlara, kimi derslerinde başarılı, kimi okulun basketbol takımında oynar. Birgün evde kimse yokken babamın sigarasından bir tane de ben yakayım dedim. Yaktım, iki nefes çektim, o da ne? Allah belasını versin bu zıkkımın dedim, bu nasıl bir şeydir, kim neden içer bunu ve içerken nasıl zevk alır. Bir daha da içersem ne olayım dedim.

O günden sonra ağzıma bile vurmadım.

Hala gözlüklü ve göbekliyim, akciğer kanseri olmayacağımın garantisi de yok ama sigara içmediğim için çok mutluyum. Şimdi spor yapmaya da başladım. Haftada 3 gün 1,5-2 saat gidiyorum. Bir de havalar ısındı artık, sabahları kalkıp koşabilsem çok daha güzel olacak.

Son olarak şunu da eklemek lazım, askere gelen gençlere, sırf tezkere aldıktan sonra tekele müşteri olsunlar diye sigara dağıtan zihniyetin Allah belasını versin.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Mehmet Kaya

gardaşım hakkaten çok acımasızmışsın. gözlerimden yaşlar akıttırdın. Tütünden sigara yapmayı akıl eden dürzü her kimse Allah belasını versin o hıyarın.

Üstad sen birde benim halimi düşünsene. Yanımda öğrencim var ve geçen sene kaybettiğin çok değerli bir arkadaşın (aynı zamanda baba) ve bu şiiiri 6-7 yaşlarında bir kız çocuğunun okuduğunu düşün fon müziği. Ben hıçkırıklarımı içime attım.Gözümden yaşlar geldi hıçkırıklarımı yutmaya çalıştım :(

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Misafir

Caner bey;

Spor dediğiniz gibi harika bir olay,umarım hedefinize ulaşırsınız.kolaylıklar diliyorum size.

Yorum bağlantısı
Caner Kardeşseven

Havuzcuyum, 3 günde 1 defa 1km. yüzmek gibisi yok. İlave besin + ağırlık çalışılması bırakılınca neler oluyor, bence buna da bakmalı.

Yüzmek, tartışılmaz en iyisi.. ondan daha iyisini bende görmedim... 1 km inanılmaz bir mesafe benim için yapamam ..

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Hüseyin Sönmez

Düzgün yapılan ve aşırıya gidilmeyen spor;

Vücut kilosunun korunmasına yardımcı olur.

Kötü kolesterolu azaltır, iyi olanını artırır.

Kan basıncının kontrolunu kolaylaştırır.

Kan şekerininin kontrolunu kolaylaştırır, diabetikler ya da diabet öncesi kişiler için birebir.

Depresyonu önler, kendine güveni artırır, mutluluk veren hormonların salgısını artırır.

Sigara ve alkolu bırakmayı kolaylaştırır.

Kronik kas ve eklem ağrılarının bir bölümünü azaltır veya yokeder.

Sindirim sisteminin çalışmasını kolaylaştırır.

Ek olarak ve haddim olamayarak;

Sabah yataktan çivi gibi kalkmak,

Yok ağır kaldırdım, yok ani hareket yaptım belim ağrıdı, diskim döndü, sorunlarının ortadan kalması,

Feodal toplumumuzda güce tapan insanlarımızın kalıba göstereceği saygı ile beraber oluşan pozitif etki,

Üretilen kıyafetlerin cuk diye oturması da eklenebilir.

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
  • 3 hafta sonra...
Burak Ayyıldız

Caner Bey tebrik ediyorum, en kısa zamanda hedefinize ulaşmanızı diliyorum. Fakat 4 senedir bu sporu yapan birisi olarak şunu söyleyebilirim; ek besinler yani protein tozları, creatine vs. , düzgün beslenip düzenli bir aile hayatınız varsa gereksiz şeylerdir. Zararlıdır falan demiyorum şu ana kadar kanıtlanmış bir zararları yok ancak üretilirkenki geçirdikleri kimyasal operasyonlar ve kullanımında sağladıkları hızlı etkinin bırakıldığında aynı hızla kaybolması, kullanmak kararı konusunda size yardımcı olacaktır. Bu 4 sene içinde bir gram kullanmadım hiçbirinden ve vücudumun görüntüsü olarak şunu söyleyebilirim ki kimseyi inandıramıyorum kullanmadığıma siz anlayın :) Yumurta, lor peyniri, tavuk (göğüs), ton balığı gayet yeterli olacaktır.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Çağın Özdemir

Burak doğru söylemiş,kesinlikle katılıyorum.Bende bir dönem yaptım yaz gelince tekrar başlıcam kışın mağlum ögrenci evi ve geç saatte yenilen makarna haşat ediyor vücudu :D Düzenli beslenme,yumurta,tavuk ve ''light'' ton balığı hem kalıcılık açısından hemde protein ihtiyacı açısından yeterli. ;)

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Uğraş Özyurt

Yapay proteinin kanıtlanan bir zararı yok,ama ileride bir zararı ortaya çıkmayacak diye bir şey yok, ben sporda kullnmadım mesela ama benim düşüncem; vitamin ve protein takviyesi yapmak vicudu olası sakatlıklardan koruyor.Bazı ağırlıklar ve hatreketler günlük hayatı aştığı için yani günlük hayatta bazı hareketleri ve bazı kasları kullanmadığımız için takviye olmadan yaparsak sakatlanmaya sebeb olabiliyor.Ben son 5 yılda 3 kez spor salonuna gittim 3 ünde de sakatlanarak bıraktım :). Tabi bahsettiğim ciddi sakatlıklar değil ama hareketleri yapmaya mani olan sakatlıklar.Son 3 aydır yine gidiyorum yaz gelmeden toparlanma hesabı :p bu sefer direk fitnes ağırlıklı sporu tercih ettim.Koşu, bisiklet hafif ağırlıklarla bol tekrarlı çalışmalar.Bolca karın hareketi. 75kg den 70kg ye karın da da 95 cmden 88 e düştüm. Tamamdır yani :) .Zaten fazla bişey yoktu ama sporun vicuda mutluluk hormonu salgılattığı unutulmamalı. :good1:

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı

Spor gibisi yok, lise dönemimde yaklaşık 2000li yıllarda ben acayip kilolu bir bireydim. 170 Boy 95 hatta 99KG ile tam yürüyen bidonmuşum, sonrasında karşılıksız bir aşk ve salonda 1 yıl düzenli kilo vermek için çalışma yapmak. 1.ci yılda sağlıkl bir şekilde 35KG vermenin hazzı anlatılmaz yaşanır. Bana bu konu için hırs yaptıran hatuna hala selamlarımı iletirim belki o gün, o benimle dalga geçmese ben şu an 3 haneli rakamlara çıkacaktım. Görselliğinden çok tatlı bir baklava olmalı, sport devamlı olmalı. Şu an yeniden salona yazıldım ve 70KG'yum tabi 5 ay hiç hareketsiz yatınca vicut kg aldı. Bu kez tamamen kas amaçlı çalışmalara başladım, protein takviyeside alıyorum. En çok göğüs press seviyorum, bakalım 1/2 sene sonra sonuç nasıl olacak. ;)

Yorum bağlantısı
Caner Kardeşseven

Struma Olayı veya Struma Fâciası,

II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerden kaçan YahudileriFilistin'e götürmek üzere Romanya'dan yola çıkan Struma gemisinin İstanbul açıklarında birSovyet denizaltısı tarafından batırılması.

İstanbul açıklarında motoru bozulan ve yolcularının karaya çıkmasına izin verilmeyen geminin batırılması sonucu 768 kişi hayatını kaybetti. Struma'nın batışı, II. Dünya Savaşı'nın denizde en fazla sivil kayba yol açan olayı olarak tarihe geçti.[1]

2 Aralık 1941'de Romanya'nın Köstence limanından yaklaşık 790 yolcu ve 10 mürettebatla kalkan Struma'nın motoru İstanbul'a ulaşamadan açık denizde arızalandı.

Yolcuların aralarında topladıkları para ve mücevherler karşılığında, yakından geçen bir geminin mürettebatı gemiyi onardı.[3] Gemi ikinci bir motor arızası sebebiyle 15 Aralık'ta İstanbul Boğazı'nda, Sarayburnu açıklarında demir attı.[3]

Almanya'nın İstanbul büyükelçisi gemide salgın hastalık olduğu ihbarında bulundu ve Almanya tarafından yolcuların karaya çıkarılmaması konusunda baskı yapıldı.[3] O dönemde Filistin'e Yahudi göçünü kısıtlayan İngiltere'nin de baskısıyla ne geminin yola devam etmesine ne de yolcuların karaya çıkmasına izin verildi.

Almanya ile müttefik olan Romanya gemiyi geri kabul etmedi.[5]

Tarihi geçmiş Filistin vizesi bulunan birkaç yolcu İngiliz hükümetinin onayıyla,

Martin Segal ve ailesi de ABD'nin ricası üzerine Ford türkiye temsilcisi Vehbi Koç'un aracı olması ve Türk hükümeti nezdindeki girişimleriyle gemiden indirildi.[3]

Segal, Standard Oil Company of New York isimli bir Amerikan petrol şirketinin Romanya müdürüydü.[3]

Aynı zamanda Ford motor company de üst düzey yönetici idi. .

Vehbi Koç ise aynı şirketin Türkiye temsilcisi idi.

Koç, Segal ailesi için İçişleri Bakanı Faik Öztrak ve İstanbul Emniyet Müdürü İhsan Sabri Çağlayangil ile bir dizi görüşme yapmıştı.[3

9 hafta boyunca kıyıda demirli vaziyette bekleyen gemiye Kızılay ve İstanbul'daki Yahudi toplumu tarafından yardım malzemeleri ulaştırıldı.[5]Yardımları İstanbul'daki Yahudi toplumunun önderlerinden Simon Brod ve Rifat Karako organize ediyordu.[3] Struma'nın arızalı olan motoru da tamir edilmek üzere söküldü.[3]

Olay esnasında 15 yaşında olan ve yardım faaliyetlerinde görev alan Yahudi asıllı Türk işadamı İshak Alaton, Kızılay tarafından yapılan yardımların göstermelik olduğunu, yardımın büyük kısmının Yahudi toplumu tarafından toplandığını iddia eder.[5]

Gemide kalan yolcuların akıbeti ile ilgili haftalar süren müzakereler sonuç vermeyince, 23 Şubat1942'de Türk hükümeti, motoru halen çalışmayan gemiyi Karadeniz'de Şile açıklarına çektirdi. Gece boyunca sürüklenen gemi, 24 Şubat sabahı büyük bir patlamanın ardından battı. 103'ü çocuk olmak üzere 768 insan öldü. Sadece David Stoliar adlı 20 yaşında bir yolcu sağ kurtuldu.[5]

Uzun yıllar Struma'nın neden battığı bilinemedi. Sağ kurtulan tek yolcu olan David Stoliar, İsrail Silahlı Kuvvetler Radyosuna verdiği bir demeçte; geminin bir Türk torpido botunun açtığı ateş ile batırıldığını iddia etti.[6] 1960'larda Sovyet arşivlerinden çıkan belgeler ışığında Struma'nın Sovyet denizaltısı Shch-213 tarafından torpido ile vurularak battığı anlaşıldı.[7][8]

Aynı denizaltı 23 Şubat akşamı Türk kargo gemisi Çankaya'yı da batırmıştı.[8][9]

Sovyet denizaltısı Nazi Almanyası'na stratejik malzeme akışını önlemek amacıyla Karadeniz'e giren tüm tarafsız ya da düşman gemilerini batırması yönündeki gizli talimatı yerine getiriyordu.[10] Struma'nın batırılması hadisesi Sovyet askerî arşivlerine şu şekilde işlendi:[11]

Sc-213 denizaltısı ... 24.2.1942 sabahı korumasız vaziyetteki düşman gemisi Struma'ya rastladı ... Gemi 1118 metreden başarıyla torpidolandı ve batırıldı ... Genç subaylar ... Gemi Komutanı ve astsubaylar ... ve torpidoyu ateşleyen Kızıl Filo denizcileri ... cesaret örneği sergilemişlerdir.

Ford tarihinden küçük bir ayrıntı..

Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur

Ford Otosan 1959 da kurulmuştur, 20 sene önce ford un Türkiye de temsilciliği de yoktu? Hatta sanırım o zamanlar rahmetli Vehbi Koç, Ankara da inşaat malzemesi satıyordu, o yıllarda sadece Ampül üretimi için GE ile bir anlaşma peşinde idi veya yeni yapmıştı diye hatırlıyorum?

Alıntının kaynağı nedir acaba?

Yorum bağlantısı
Caner Kardeşseven
(düzenlendi)

Evde okuduğum bir kitaptan bilgiyi aldıktan sonra internette buldum bu bilgileri. Kaynak adını ve yazarını yarın bildiririm.

Bununla beraber, Sayın Vehbi Koç penceresinden ziyade Amerika Ford tarihi açısından olayı yazmaya çalıştım. Zira Sayın Vehbi Koç bu hususta sadece yardımcı olmuş bir insan...

tarihinde Adnan Çakır tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Caner Kardeşseven
(düzenlendi)

Gördüğüm kadarıyla wiki.

wiki evet."Fordun türkiye temsilcisi vehbi koç"

cümlesinin kaynağını yarın kütüphanemde ki kitaptan buraya yazacağım.

tarihinde Caner Kardeşseven tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Caner Kardeşseven
(düzenlendi)

Ford Otosan 1959 da kurulmuştur, 20 sene önce ford un Türkiye de temsilciliği de yoktu? Hatta sanırım o zamanlar rahmetli Vehbi Koç, Ankara da inşaat malzemesi satıyordu, o yıllarda sadece Ampül üretimi için GE ile bir anlaşma peşinde idi veya yeni yapmıştı diye hatırlıyorum?

Alıntının kaynağı nedir acaba?

Standart oil firmasının temsilciliğini o tarihte aldığını struma ile ilgili diğer internetteki sitelerde de görebiliyorum.

3eylül 2000 tarihinde yapılan anma töreninde :

Haliç’teki Rahmi Koç Müzesi’nde gerçekleştirilen kokteylde konuşan Koç Holding İnşaat Grubu Başkanı Mustafa Koç, “Struma” Gemisi’nin İstanbul Limanı’ndan ayrılışı sırasında dedesi Vehbi Koç’un, gemideki 4 kişiyi korumasına aldığını anlattı.

Koç bu durum karşısında tanıdığı olan Emniyet Şube Müdürü İhsan Sabri Çağlayangil’e gitmişti. Çağlayangil, Koç’a: “Bu işte çok talep var, çok paralar teklif ediliyor. Kimse elini süremiyor. Bu, bakan işidir. Ancak Faik Öztrak’ın emri ile çıkabilir” demişti. Gerisini Koç’un anılarından dinleyelim: “Bakanın o güne kadar gitmediğim evine bayramlaşmak için gitmiştim. ‘İzin verirseniz size bir şey söylemek istiyorum’ dedim. Durumu anlattım, bakanın benim hakkımda iyi düşüncesi sonucu, telefonla emir verdi. İhsan Bey, arkadaşımız olduğu için derhal bu emri İstanbul’a bildirdi, adam kurtuldu. Ailesi ile vapurdan çıkarıldı. O akşam tren yokmuş, ertesi gün İstanbul’dan ayrıldı.”

tarihinde Caner Kardeşseven tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur

Şahsi olarak ilgi alaka göstermiştir de, teknik adamım, 1940 da Ford Türkiye diye bir kavram bana imkansız geliyor sadece.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...