İçeriğe Yönlendir

Neydik Ne Olduk..


Nuri Alemdar

Recommended Posts

Nuri Alemdar

Bugün bu yazıyı okudum ve burda paylaşmak istedim çok doğru herşey.

Bizim çocukluğumuzda annelerimiz çalışmazdı.

Okuldan eve geldiğimde boynumdaki anahtarla kapıyı hiç açmadım.

Hatta Babamın bile anahtarı yoktu.

Annem evimizin bir parçası gibiydi, hep evdeydi.

Her yere birlikte giderdik, zaten öyle çok da gidilecek bir yer yoktu ki. . .

En büyük eğlencemiz sokaklarda oynamaktı.

Sokakta oynamak diye bir kavram vardı yani.

Cafelerde, alış veriş merkezlerinde buluşmazdık.

Okula arkadaşlarımızla gider, birlikte çıkar, oynaya, zıplaya yürüyerek gelirdik.

Servis falan yoktu. Ayakkabılarımız eskirdi.

Hatta öyle olurdu ki; çantalarımızı kaldırımlara koyar oyuna bile dalardık.

Annelerimiz bu durumu bildiklerinden kardeşlerimizle bizlere ekmek arası bir şeyler hazırlar gönderirdi.

Mahallemizdeki teyzeler Annemiz gibiydi.

Susayınca girer evlerine su içerdik.

Ya da pencereden bize bir sürahi bir bardak uzatırlar, hepimiz aynı bardaktan kana kana içerdik.

Kısacacı evine gidip gelen elinde mutlaka yiyecekle dönerdi.

Anneleri o arada çocuğuna verdiği şeyden bizlere de gönderirdi.

Bu bazen bir kurabiye, bazen bir meyve olurdu.

Cebimizde harçlığımız olduğunda düşmesin diye çıkarır çantamızın üstüne koyar oyun bitince geri alırdık.

Çok garip ama kimse almazdı. Sokaklarımız evimiz kadar güvenli idi.

Düşünce kaldırırlar, kavga edince barıştırırlardı bizi...

Polisler gelmezdi kavgalarımıza, zabıtlar tutulmazdı.

Sonra kavgalarımız da öyle ustura, falçata ile olmaz,

onlar nedir bilmezdik bile, asla kanla falan da bitmezdi,

en fazla saçlarımızdan çeker, hayvan adları sayar, tekme atar, yine oyuna dalardık.

Birbirimizin suyundan içer, elmasına diş atardık.

Misket oynamaktan parmaklarımız kanar yine de mikrop kapmazdık.

Azar işitip, acillere taşınmazdık.

Düşerdik ekmek çiğner basarlardı alnımıza, oyuna devam ederdik.

Röntgenlere, ultrasonlara girmezdik.

Ben bizim çocukluğumuzu çok özledim.

Sokaklarımız ruhsuzlaştı sanki.

Komşumu tanımıyorum ama evinin camında,

temizliğe gelen kadını haftada bir görür kolay gelsin der konuşurum.

Onun dışında orada kim oturur hiç bilmem.

Evimizi kendimiz temizlerdik, kapı silmece ;

bilmem kaç kuruş hepimizin elinde bezler güle oynaya bitirirdik işleri.

Evlerimiz var, içinde yaşayan yok.

Parklarımız var, içinde oynayan çocuk yok.

Ama her yıl sökülüp yenilenen kaldırımlar, lüks binalar,

ışıl ışıl vitrinler, girip çıkan yapay insanlar...

Ruh yok, buz gibi buz, bu biz değiliz..

Tahta iskemlelerimizde oturan yaşlılarımız,

onlara dede, nene diye hatırını soran çocuklarımız yok oldu.

Ben kapılarında ' vale ' lerin, ' bady ' lerin beklediği yerlerden hep korkmuş çekinmişimdir.

Kapısını çarparak örtüyor diye çocuğuna kızıp,

taksidini bitiremediği arabanın anahtarını, hiç tanımadığı birine vermek ters gelir bana.

Benim değildir bu kültür. Ne ruhuma, ne kültürüme ne de cüzdanıma hitap eder.

Nedir bunlar?

Reklamlarla desteklenen beyni, ruhu ele geçirilmiş insanlar olduk.

Birbirimize yabancı, yalnızlıklarımızla yaşar olduk.

İyi de neden böyle olduk ?

Biz mi istemiştik? Yoksa birileri mi böyle istedi?..

"Her toplum hakettiği gibi yönetilir" derler ya, hakettiği gibi de yaşar diyelim mi ?

  • Beğen 8
Yorum bağlantısı
Güvenç Terzierol

eskiden çocukluğunu taşayan şimdiki abilerim amcaların o zamanların güzellğinden bahsediyorlar.

Emin bende onların yaşlarında benim cocukluğumun güzellliklerini anlatacağım ve bu sürekli böyle devam edecek.

Ruhsuzlaşan sokak yok ilerleyen teknoloji var. Ben burada basket sahasına gidip oynarken cocuklar geliyor ilk okula giden abi bizle oynasana diyen. hala görüyorum dışarda oynayan çocuklar.

sizler eskiden tahta oyuncaklarla oynuyordunuz metali belki bilmiyordunuz size tahta olanlar daha güzel, sıcak samimi geliyordu.

benim hardtop arabalarım vardı onlarla oynaması hayaller kurmam çok güzel geliyordu, şekilsiz olan tahta arabaya siz hayalinizde şekil veriyordunuz ben şekli olan arabayı hayalimde ki yollardan geçiriyordum.

Ben ilk playstationumu 99 almıştım daha doğrsu almışlardı.

ben babamla tvnin karşısına geçip oynadığım oyunu hala unutmam (adını unuttum gerçi ama detaylar aklımda :) ) annem babama kızardı sanki bana kızıyormuş gibi hadi yemeğe sizi bekliyoruz burada diye.

ruh kaybolmuyor sadece nasıl bir ruha baktığınız nasıl birşey beklediğinizle alakalı bir durum.

ama şu bir gerçek artık metropollerde '' güvenlik sebebiyle'' parklarda oynayan çocuklar yok.

Çanakkalede okuyorum. sokaklarda heryerde çocuklar oynuyor hiçte etrafta çokcuk yok değil. tamamen artık metropollerimizin bir ülke nüfusunu bile katlar durumda olmasından kaynaklanan bir durum. güven emniyet artık büyük birsorun. oyüzden bunlarla karşılaşmak çok doğal.

ben şahsen istyorum bir nükleer savaş veya büyük yıkıma sebebiyet verecek bir doğal afet.

hem nüfus için hem doğa için. çok fazlalaştık.

Yorum bağlantısı
Mahmut Sayar

Eskisen toplum olarak saftık, iyi niyetliydik ve kurnaz değildik. Sonra ne olduysa milenyumla birlikte saflık şehirden köye göç etti, teknoloji egoları, egolar hırsı, hırs parayı amaç kıldı. Ve tabi para teknoloji ile birlikte pek çok ahlaki değeri erozyona uğrattı.

Çocuklara "oyun" dediğinizde ne zamanki akıllarına bilgisayar gelir oldu, o gün bir devir kapandı. Toplum sağlığının temel taşı çocuklardır. Bugün 10 yaşında olan çocuklar 2020 yılında ülkenin temel taşı haline gelir, moda onlara, teknoloji onlara, eğitim ve pek çok temel kriter onlara hitap eder. E onlara bugün ne ektirilirse yarın memleket onu biçer.

Yorum bağlantısı

Yarınımı görüp yaşadıkça geçmişimi daha bir özlüyorum. Elimizde salçalı ekmek kolasına az top koşturmazdık. Sokak kavramı daha bir başkaydı, herkezin evlerinin kapısı açık komşuluk kavramı ölmemişti. Hayat sanallıktan çıkıp tüm gerçekliği ile yaşanırdı o zamanlar. Misal yazları meybuz vardı, leblebi tozu vardı, cola 2,5lt'lik cam şişe de satılırdı. Okul bizim için sıkıcı değil, her gün yeni bir bilgi öğrenme yuvasıydı. Herkes birbirini tanır bilirdi, artık apt içindeki komşularımı bile tanımıyorum. Globallleşen dünya da, bunları yaşadıkça geçmişimi çok daha fazla özlüyorum.

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...