İçeriğe Yönlendir

Başımıza Gelen Sinir Bozucu Sgk Sorunu.


Ayhan Şentürk

Recommended Posts

Kemal Korkmaz
(düzenlendi)

Geçmiş olsun böyle saçmalıklar zaten sgk ya mahsustur....

tarihinde Kemal Korkmaz tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Ayhan Şentürk

Geçmiş olsun.

Kesilen maaşı geri alabildiniz mi?

 

Evet onu birkaç gün içinde aktaracaklarını söylediler.

 

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek

Uygulamayı doğru buluyorum ama maalesef bu dosyada harbi saçmalamışlar.. Geçmiş olsun Ayhan.. 

Devlet alacağını tahsil etmez ise, ötv ile geçinmek zorunda kalır.. 

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı

Bizde geçen bir arkadaşın aracını devretmek için notere gittik. Noterde araçta haciz var satılamaz dedi. Gittik icra dairesine, ttnet zamanında (1,5 yıl önceki ) 199 lira kapatılan internete fatura çıkarmış. Eve, telefona ne bir tebligat nede bildirim yapmadan araca haciz koymuşlar. Tutar masraflar vs. 500 lira olmuş. Sonra bu tutari araç sahibinin maaşından haberi olmadan kesmişler (thy'de çalısıyor) borç ödenmiş dosya kapanmiş ancak 1.5 senedir haciz duruyor kaldırmamışlar. Yani ülkedeki bu haciz olayları, kafalarına göre ve habersiz bir şekilde çok rahat yapılabiliyor.

 

Erdem bilmeden etmeden konuşma güzel kardeşim benim :) Kimmiş o haberi olmadan, tebligat yapılmadan haciz yapan, maaştan para kesen? O iş o kadar kolay mı sanıyorsun sen? Adamın kanını alırlar, şırıngayla. Bu söylediğin şeyi yapacak memurun öz kütlesinin çok yüksek olması lazım.

 

Kimseyi yanlış yönlendirmeyin. Tebligatın usulleri vardır, senin hiç bir şeyden haberin olmaz, ama usulüne göre tebligat yapılmış olur. Sen hala bana bir şey gelmedi demeye devam et. 

Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı

Kimseyi bir yere yönlendirdiğim yok. Arkadaşında ne faturadan, ne hacizden haberi yok. Sabahtan gittik notere şok olduk. Tebligat gelse öder heralde. Neden hacizlik duruma getirsin? Kim haciz koymuş, nasıl koymuş bilmiyoruz. Gittik baktık, dosyanin borcu thy tarafindan ödenmiş, kalkmasi gereken haciz kalkmamiş ama, 5 dk'da kaldırdık işimize baktık. Kimden kan alıcaz şimdi 1.5 sene geçmiş, dosya kapanmış.

 

Ben de sana diyorum ki, arkadaşının faturadan, hacizden haberi olmaması, işin habersiz yapılması anlamına gelmez.

Bu söylediklerinin yapılabilmesi için bir tebligat yapılması lazım. Eskiden tebligat için nüfustaki adresine yapılması zorunluluğu da yoktu. Bulmuşlardır arkadaşının zamanında beyan ettiği bir adres, oraya göndermişlerdir tebligatı. Veya muhtara tebliğ edilmiştir, postacı kapıya bi not kağıdı asmıştır, bu da tebliğ edilmiş sayılır. Ha not falan yoktu dersen, ben de uçmuştur, çocuk almıştır derim. Bunların hepsi usulüne uygun tebligattır. Süresi dolunca da dosya kesinleşir, iş biter.

 

Tebligat yapılmadı ama oradaki memurun gözünden kaçtı;

1- haciz için talep edecekler, memurun gözünden kaçacak,

2- haciz koyacak, memurun gözünden kaçacak,

3- maaş haczi isteyecekler, memurun gözünden kaçacak,

4- maaş haczi yazılacak, cevap gelecek, haciz işleyecek, dosyaya para gelecek, o para alacaklıya ödenecek, hep bunlar olurken memurun gözünden kaçacak.

 

Sence bu kadar işlemin gözden kaçma sonucu olması mümkün mü? Bunların olması için o dosya memurun önüne en az 5-6 kez gelecek. Birinde görmese, birinde görür.

İkinci seçenek, memur yolunu buldu yaptı diyelim, sence masrafı dahil 500 TL para için, hem de ttnet gibi şahıs olmayan bir birim için bu riski alır mı?

 

Yani işin özeti. Size usulüne uygun tebligat yapılmıştır. Arkadaşının eline ulaşmaması, telefon edilmemesi, haber verilmemesi bir şeyi değiştirmez. O zaman icraya gidince neden sormadınız bize tebligat gelmedi nasıl haciz konulur diye? Ha hala tebligat olmadan kafalarına göre yapmışlar işlemi diyorsan da, aradan değil 1,5 sene 15 sene geçse, o kan alınacaksa alınır. Gidersin savcılığa, durumu izah edersin, kanı alırlar haklıysan. Bir şey çıkmaz diye düşünme, savcılar çok sever (!) icracıları. Ha ama dediğin gibi değilse de, sıkı bir tazminata hazır olmanız lazım. Burada bu kadar insan yazıp çizdiklerimizi okuyor. Ucu başı belli olmayan bir olayı burada yazarak, okuyan insanların kurumlara, makamlara olan inançlarını güvenlerini yıkamazsın. İster icracı hakkında olsun, ister lojistik hakkında. 

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Ayhan Şentürk

Bizede hiç bir şekilde haber verilmedi, ne telefon ile nede posta ile... Direk işleme başlamışlar. 

Ford Club'ın biryerlere borcu falan yok değil mi ? Üyeyiz, yarın öbüygün ortak yapmasınlar. :D

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
(düzenlendi)

Ayhan bak işler karışıyor, sanırım senin araba değişim zamanın geldi, sen en güzeli sınırda değil şimdi sök ver bana şu tamponları, dışarda sıkıntı oluyor diye duydum, millet saldırıyormuş sanırım, yol yakınken bu riskten kurtul sen, hem st diye ek vergide alırlar senden, demedi deme  :rolleyes:

tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Anil Berke Kavraal
(düzenlendi)

Ben de sana diyorum ki, arkadaşının faturadan, hacizden haberi olmaması, işin habersiz yapılması anlamına gelmez.

Bu söylediklerinin yapılabilmesi için bir tebligat yapılması lazım. Eskiden tebligat için nüfustaki adresine yapılması zorunluluğu da yoktu. Bulmuşlardır arkadaşının zamanında beyan ettiği bir adres, oraya göndermişlerdir tebligatı. Veya muhtara tebliğ edilmiştir, postacı kapıya bi not kağıdı asmıştır, bu da tebliğ edilmiş sayılır. Ha not falan yoktu dersen, ben de uçmuştur, çocuk almıştır derim. Bunların hepsi usulüne uygun tebligattır. Süresi dolunca da dosya kesinleşir, iş biter.

 

Tebligat yapılmadı ama oradaki memurun gözünden kaçtı;

1- haciz için talep edecekler, memurun gözünden kaçacak,

2- haciz koyacak, memurun gözünden kaçacak,

3- maaş haczi isteyecekler, memurun gözünden kaçacak,

4- maaş haczi yazılacak, cevap gelecek, haciz işleyecek, dosyaya para gelecek, o para alacaklıya ödenecek, hep bunlar olurken memurun gözünden kaçacak.

 

Sence bu kadar işlemin gözden kaçma sonucu olması mümkün mü? Bunların olması için o dosya memurun önüne en az 5-6 kez gelecek. Birinde görmese, birinde görür.

İkinci seçenek, memur yolunu buldu yaptı diyelim, sence masrafı dahil 500 TL para için, hem de ttnet gibi şahıs olmayan bir birim için bu riski alır mı?

 

Yani işin özeti. Size usulüne uygun tebligat yapılmıştır. Arkadaşının eline ulaşmaması, telefon edilmemesi, haber verilmemesi bir şeyi değiştirmez. O zaman icraya gidince neden sormadınız bize tebligat gelmedi nasıl haciz konulur diye? Ha hala tebligat olmadan kafalarına göre yapmışlar işlemi diyorsan da, aradan değil 1,5 sene 15 sene geçse, o kan alınacaksa alınır. Gidersin savcılığa, durumu izah edersin, kanı alırlar haklıysan. Bir şey çıkmaz diye düşünme, savcılar çok sever (!) icracıları. Ha ama dediğin gibi değilse de, sıkı bir tazminata hazır olmanız lazım. Burada bu kadar insan yazıp çizdiklerimizi okuyor. Ucu başı belli olmayan bir olayı burada yazarak, okuyan insanların kurumlara, makamlara olan inançlarını güvenlerini yıkamazsın. İster icracı hakkında olsun, ister lojistik hakkında. 

 

Abi işte yukarıda kalınlaştırdığım kısımların sistemin kötü ve eksik çalışmasından dolayı olmuyor mu? Burda söylediklerine katılmakla beraber anlamlandıramadığım ama senin savunduğun biz tebliğ ettik bir şekilde ulaşmış ulaşmamış bizi bağlamaz düşüncesini kabul edemedim. Devletin elindeki kurum kişiye ulaştırdığına dair garanti veremiyorsa bu durumu doğru kabul etmemek gerekir( doğru olanı bence iadeli taahhütlü posta ile ulaşana kadar denenmesi lazım ). Postacı kapıya bırakıp gidince üzerimize borcu olan şirketin haciz işleri falan kalabilecekse yandık biliyorsun sende ...

tarihinde Anil Berke Kavraal tarafından düzenlendi
  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Ayhan Onaran

Valla bir senet işim var git gel daha maaşına haciz işlemi için yazı yazıpta yürürlüğe sokamadım..En son dosya yenilendi dosya numarası güncellendi..Bunu bile borçluya bildireceğiz önce tebliğ edeceğiz sonra siz maaşı için haciz talebinde bulunacaksınız dediler..Yani borçlunun bir şekilde haberdar olması sağlanıyor.Çaktırmadan doğrudan hacizi koyalım işte dedim yok olmaz dediler :D illa uyuyan yılanı uyandıracaklar :p

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı

Abi söyledik iste bize tebligat gelmedi diye. Memur zaten öğle arasina cikma derdinde bizimle isteyerek ilgilenmiyor ki. Dosyayi buldu e bu dosya kapanmis, 1.5 sene olmus dedi. E sorun ne kardesim o zaman dedik ögleden sonra sef gelecek, sorariz bakariz dedi. Sef geldi, memurlara kizar gibi bu haczin kalkmasi gerekiyormus, neden yapilmadi dedi. Bizde insanlarin zamanini calmak bu kadar kolay olmus, hersey olmus bitmis ve hala haberimiz yok dedik belgeyi aldik ayrildik. Cunku noterde satis icin bekleyen insanlar var ve arkadasin tek izinli gunu o gun du. Yarin ucusu olan insan orda memurla muhattap olurmu? Ve farkindaysan maasindan 504 lira kesilmis ve haberi yok. Sence kan almak icin ugrasirmi? Onun icin tek sorun adam gibi haber verilmemesi ve haberi olmadan haciz koyulmasi. Saatlerce ordan oraya gittik, trafik cektik tek izinli gunu yollarda gecti kisaca.

Ayrica burada 15bin kisi varsa, ttnet'e guvenci olan, sevgisi olan 500 kisi cikmaz. Siz neden bu kadar savundunuz? Hicmi yamuk is yapmaz bu ttnet.

 

Erdem, tebligatı yapmadan adliyedeki icra dairesi işlem ya-pa-maz. 2 kere 2 eşittir 4 bu kadar net. Bu birinci kısım, sizin bu olayınızdaki tek sorun, borç kapandıktan sonra haczin kaldırılmaması. Sadece bunu söylesen, seni desteklerim, evet borcun bittiğini gören müdür, o haczi kaldırması lazım. Zaten sistem üzerinden 2 fare tıklatmasıyla kalkıyor. Öyle yazılar falan gerekmiyor. Bunu yapmamışlar, bu kısım gözden kaçmış, eyvallah. Bunu da icra dairesindeki 50bine yakın dosya ile oluşan yoğunluğa bağlayabiliriz. Tabi ki hata mı? Evet hata. Borç biter, haciz kalkar. Kalkması şart. Bunda mutabıkız. Ancak diğer türlü arkadaşımın haberi yok, tebligat yapılmadan haciz yapmışlar,  "Yani ülkedeki bu haciz olayları, kafalarına göre ve habersiz bir şekilde çok rahat yapılabiliyor." dersen bunu kabul edemem. Detayına Anıl'ın mesajında cevap vereceğim.

İkinci olarak, TTNET'lik bir durum yok ki bu olayda. TTNET'in yamuğu istese de olamaz yani. TTNET sadece dosyayı açar, gerisini icracı yapar. Tebligatın yapılıp yapılmadığı icra dairesinin sorumluluğundadır. TTNET sadece yapılacak masrafları verir ve talep eder hepsi bu. Yani sizin olayda, bir yamuk varsa bunu da icracı yapmıştır. Ancak olayda resmi yönden hiç bir yamuk yok. Olmasına da imkan yok. Bir gün bir icra müdürüyle falan tanışırsan, özellikle bu durumu sor lütfen. O sana daha net olarak anlatacaktır. Benim savunduğum şey TTNET değil. TTNET'lik bir olay yok burada. Ben bir şeyi savunuyorsam o da icracılardır.

Bak açık konuşacağım, desen ki "arkadaşımın 300-500-750bin TL borcu var, şirketi batmıştı, icra dosyaları vardı, tebligat yapılmadan hacizler konulmuş, vs. olmuş" ona bu kadar itiraz etmezdim. Anlatabiliyor muyum?

 

Abi işte yukarıda kalınlaştırdığım kısımların sistemin kötü ve eksik çalışmasından dolayı olmuyor mu? Burda söylediklerine katılmakla beraber anlamlandıramadığım ama senin savunduğun biz tebliğ ettik bir şekilde ulaşmış ulaşmamış bizi bağlamaz düşüncesini kabul edemedim. Devletin elindeki kurum kişiye ulaştırdığına dair garanti veremiyorsa bu durumu doğru kabul etmemek gerekir( doğru olanı bence iadeli taahhütlü posta ile ulaşana kadar denenmesi lazım ). Postacı kapıya bırakıp gidince üzerimize borcu olan şirketin haciz işleri falan kalabilecekse yandık biliyorsun sende ...

 

Anıl, bu konu tebligat kanunu ile ilgili. Bu kanun da yeni çıktı sayılır. Yani tebligatın ne şekilde yapılacağı, hangi şartlarda kabul edileceği bellidir.

Şimdi yukarıda anlatırken basit gibi yazmış olabilirim ancak ŞU ANKİ DURUMU şöyle açıklayayım: Postacı da öyle her kapıya senin tebligatını yapıştıramaz. Kapıda A.B.Kavraal 'ı görünce yapıştırıp gidemez. Muhtar öyle her tebligatı cart diye alamaz. O adresin, senin tarafından beyan edilmiş olması lazım. Senin ilgili yere "ben burada oturuyorum" diye bildirmiş olman lazım. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemine yani MERNİS'e bildirdiğin adrese postacı tebligat yapabilir. Bunda sorun var mı? Yani sen demişsin ki devlete, ben burada oturuyorum, beni burada bulursunuz. Devlet te gelmiş adresine, evde yoksun diye, tebligatını muhtara bırakmış, kapıya da muhtarda kağıdın var, git al diye not bırakmış. Bunda hata var mı? Bence yok. Çünkü öbür türlü kaçan adamları bulman, haklarında işlem yapman imkansızlaşıyor. Herkesi kendiniz gibi düşünmeyin, 100 TL'ye sobacıdan sobanın altına naylon alıp ödemeyen (ödeyemeyen demedim) adama da bu yolla tebligat yapılıyor. Sizden 300 TL borç alıp, sizi keriz yerine koyup geri vermeyen arkadaşınıza da aynı şekilde tebligat yapılıyor. Mahallenizde manifaturacılık yapıp, senetle veya elden veresiye etek, gömlek, pantolon satan esnaftan kaçan, alıp alıp, yiyip yiyip ödemeyen şahıslara da aynı yolla tebligat yapılıyor. Şirketler için de benzer durumlar var, adam şirket açmış, sağa sola borcu takmış kaçmış, nereden bulacaksın bu adamı? şirketin evi var, arabası var, bankada parası var ama tebligat yapıp haciz yapamıyorsun. O şirket için de sicil gazetesine bildirmiş olduğu adres geçerlidir. Adrese bakılır, tebligat gönderilir. Kanunda ilgili madde (35) gereği tebligat yapılır. İsterse o adres yıkıntı bir samanlık olsun. Şirket sicil gazetesine bu adresi vermişse ve sonrasında güncellememişse, o adres geçerlidir. İçinde samandan başka bir şey olmasa da.

 

Burada bile kaç tane kişi var. İnsanların paralarını almış, mallarını almış, kaybolmuş piyasadan. Hadi gelin bu adamlara tebligat yapın? Yok. Ne MERNİS'te adresi var, ne başka bir yerde. Kaçak adam. Alacaklı bir adres buluyor kendisi, diyor ki şu şu adresteymiş, tebligat çıkarın. Çıkarırsın, tebligat gelir, üzerinde "tanınmıyor, adreste yok" diye iade edilir. Tebligat yapılamaz. Kapıya yapıştırılamaz. Çünkü MERNİS adresi değil. Vatandaşın bulduğu bi adres.

 

Burada bize düşen görev nedir? MERNİS'teki adresinizi güncel tutmaktır. MERNİS adresiniz başka, sizin ikamet ettiğiniz yer başkaysa elbette haberiniz olmaz.

Zaten, MERNİS'e hatalı adres bildirmek te suçtur. Yanılmıyorsam 600 TL gibi bir para cezası keser Nüfus Müdürlüğü. Ayrıca senede 1-2 kez bile olsa, muhtarlığa uğrayıp var mı benle ilgili bir şeyler diye sormak da çok zor değil. Vatandaşlık bilinci önemlidir.

 

Hayali sirkete ortak ediyorlar,birde haciz koyuyorlar bundan kan alinmiyirda,199liralik ttnet icinmi kan alinacak ;) Yapma gozunu seviyim abi,Ayhan abiye gelmismi birsey?Yok gelmemis...

iPhone ile Tapatalk 2 kullanılarak gönderildi

 

Benim tüm yazdıklarım adliyedeki icralarla ilgili Mert. SGK'daki icra başka bir birim, başka bir dünya. Orası devlet alacakları ile ilgili. Benim bilmediğim bir mecra. Sapla saman karışmasın. Ayhan'ın durumu da SGK icrasıyla ilgili. O konu için zaten bir şey yazmadım. Kan alınabilecek icracı adliyedeki icracıdır. SGK'dakilerden kan alınır mı, su verilir mi bilmem ben.

"Borçluların elektronik ortamda takibi için bankalarla imzalanan protokolle oluşturulan e-haciz sistemi, Maliye'den borçlulara hiçbir ihbar yapılmadan işletiliyor." muş, sitenin yalancısıyım. 

 

http://www.ehaciz.org/node/14

 

Buradaki de SGK'nın e-haczi. Benim bahsettiğimle ilgili değil. Varsa bir SGK'cı o da bunu açıklasın :) Ben adliyeyi açıkladım.

Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı

Konumuz zaten SGK icrası değil mi! Adliye ne zaman araya girdi...

 

Erdem'in mesajından sonra abi.

Yorum bağlantısı
Anil Berke Kavraal
Anıl, bu konu tebligat kanunu ile ilgili. Bu kanun da yeni çıktı sayılır. Yani tebligatın ne şekilde yapılacağı, hangi şartlarda kabul edileceği bellidir.

Şimdi yukarıda anlatırken basit gibi yazmış olabilirim ancak ŞU ANKİ DURUMU şöyle açıklayayım: Postacı da öyle her kapıya senin tebligatını yapıştıramaz. Kapıda A.B.Kavraal 'ı görünce yapıştırıp gidemez. Muhtar öyle her tebligatı cart diye alamaz. O adresin, senin tarafından beyan edilmiş olması lazım. Senin ilgili yere "ben burada oturuyorum" diye bildirmiş olman lazım. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemine yani MERNİS'e bildirdiğin adrese postacı tebligat yapabilir. Bunda sorun var mı? Yani sen demişsin ki devlete, ben burada oturuyorum, beni burada bulursunuz. Devlet te gelmiş adresine, evde yoksun diye, tebligatını muhtara bırakmış, kapıya da muhtarda kağıdın var, git al diye not bırakmış. Bunda hata var mı? Bence yok. Çünkü öbür türlü kaçan adamları bulman, haklarında işlem yapman imkansızlaşıyor. Herkesi kendiniz gibi düşünmeyin, 100 TL'ye sobacıdan sobanın altına naylon alıp ödemeyen (ödeyemeyen demedim) adama da bu yolla tebligat yapılıyor. Sizden 300 TL borç alıp, sizi keriz yerine koyup geri vermeyen arkadaşınıza da aynı şekilde tebligat yapılıyor. Mahallenizde manifaturacılık yapıp, senetle veya elden veresiye etek, gömlek, pantolon satan esnaftan kaçan, alıp alıp, yiyip yiyip ödemeyen şahıslara da aynı yolla tebligat yapılıyor. Şirketler için de benzer durumlar var, adam şirket açmış, sağa sola borcu takmış kaçmış, nereden bulacaksın bu adamı? şirketin evi var, arabası var, bankada parası var ama tebligat yapıp haciz yapamıyorsun. O şirket için de sicil gazetesine bildirmiş olduğu adres geçerlidir. Adrese bakılır, tebligat gönderilir. Kanunda ilgili madde (35) gereği tebligat yapılır. İsterse o adres yıkıntı bir samanlık olsun. Şirket sicil gazetesine bu adresi vermişse ve sonrasında güncellememişse, o adres geçerlidir. İçinde samandan başka bir şey olmasa da.

 

Burada bile kaç tane kişi var. İnsanların paralarını almış, mallarını almış, kaybolmuş piyasadan. Hadi gelin bu adamlara tebligat yapın? Yok. Ne MERNİS'te adresi var, ne başka bir yerde. Kaçak adam. Alacaklı bir adres buluyor kendisi, diyor ki şu şu adresteymiş, tebligat çıkarın. Çıkarırsın, tebligat gelir, üzerinde "tanınmıyor, adreste yok" diye iade edilir. Tebligat yapılamaz. Kapıya yapıştırılamaz. Çünkü MERNİS adresi değil. Vatandaşın bulduğu bi adres.

 

Burada bize düşen görev nedir? MERNİS'teki adresinizi güncel tutmaktır. MERNİS adresiniz başka, sizin ikamet ettiğiniz yer başkaysa elbette haberiniz olmaz.

Zaten, MERNİS'e hatalı adres bildirmek te suçtur. Yanılmıyorsam 600 TL gibi bir para cezası keser Nüfus Müdürlüğü. Ayrıca senede 1-2 kez bile olsa, muhtarlığa uğrayıp var mı benle ilgili bir şeyler diye sormak da çok zor değil. Vatandaşlık bilinci önemlidir.

 

 

Tamam şimdi anlaştık :D Ama genede kabul edemediğim aşırı eski yöntemler devam ediyor ... Elindeki gücün haddi hesabı olmayan bir kurumdan bahsediyoruz. Mesela aynı mernis le adamın üzerine kayıtlı bütün cep telefonu numaralarına ulaşılıp adamın koordinat bilgilerine bile ulaşabilirler. Yani bildirim şeklini methodunu daha da önemlisi teknolojisini düzeltmeleri gerek artık. Mektup muhtar sağlıksız yürüyor. Adıma gelen kayıtlı postayı benim adıma imzalayıp kapıya bırakıp kaçıp giden postacılar var. Sistem patlak :D

Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı

Tamam şimdi anlaştık :D Ama genede kabul edemediğim aşırı eski yöntemler devam ediyor ... Elindeki gücün haddi hesabı olmayan bir kurumdan bahsediyoruz. Mesela aynı mernis le adamın üzerine kayıtlı bütün cep telefonu numaralarına ulaşılıp adamın koordinat bilgilerine bile ulaşabilirler. Yani bildirim şeklini methodunu daha da önemlisi teknolojisini düzeltmeleri gerek artık. Mektup muhtar sağlıksız yürüyor. Adıma gelen kayıtlı postayı benim adıma imzalayıp kapıya bırakıp kaçıp giden postacılar var. Sistem patlak :D

 

Bu söylediklerin için daha çok personel şart. Daha fazla çalışan lazım. Ayhan abi kendisi de yazmış, son zamanlarda icra müdürlüklerinde işi oldu. Oradaki dosya sayısını, yoğunluğu, çalışan sayısını kendisi belirtsin. Her bir dosyaya aynı özeni göstermen imkansız.

 

Sayıyı aşağı yukarı fikir versin diye yazayım mesela.

Karabük 110bin nüfuslu bir yer.

2 ayrı icra müdürlüğü var. Ben 2.icra müdürlüğünde çalıştım. 2006 yılında açılmış bir yer. Yani daha eski dosyası yok. Kalem odası içindeki devam eden / açık dosya sayımız 12000 idi. Arşivlerde de yaklaşık bir o kadar daha dosya vardır. Daha fazladır. Sadece 2013 yılında açılan dosya sayısı şu anda 2600 civarında. Başka illerdeki ilçelerdeki icralardan gelen talimat dediğimiz iş evrakları da 800-1000 falandır.

 

Bu sayıdaki işe karşılık, çalışan sayısı 1 müdür (sadece para öder, icra kasası hesabına bakar, saydığım dosyalara müdahalesi çok çok azdır), 3 icra müdür yardımcısı (esas olarak tüm işi yapan kişiler, dosyalarda haciz kararını veren, tatbik eden, tebligatların uygunluğunu denetleyen, kısaca en ağır çalışan kişiler), 2 icra memuru (genel manada infaz memuru olarak çalışır, hacizlere gider, dosyalara karar verme yetkisi yoktur, verilen haciz kararlarını fiilen ve sistem üzerinden uygular vs.) Yani toplam. 6 kişi. Kabaca 15bin dosyaya inceleyip karar verecek personel sayısı 4. Hacizler, satışlar, para ödemeleri, banka hesapları.. Hem de her dosya için ayrı ayrı, her borçlu için ayrı ayrı.

 

Bu benim çizdiğim tablo (ohh la ne rahat icra) tablosu. Ordu'da Mustafa arkadaşımız var. Konuyu görürse, kendi sayılarını yazar. Keşke İstanbul, Ankara, İzmir gibi yerlerden de yazabilecek olsa. Personel sayısı aynıdır, belki daha az, dosya sayısı 5-6-7 katına kadar çıkar.

 

Şimdi tekrar düşünün. Bu şartlar altında, borçlunun adresinin telefondan, koordinattan, vs. tespit etmek mümkün mü?

Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı

Zafer abi, ttnet'in yamukluğu kalan borcu fatura edip haber vermemesi. Kalan borç olduğu bile mechul. Bilirsin hangi firmada abonelik kapattirmak istesen bir kıllık yaparlar. 199 lira faturayi teblig etmek yerine icraya vermek onlarin isine geliyor. Diyelim ki borcu var ödemedi icraya verdi. Bu icra bu tebligatlarin ulasip ulasmadigini neden garanti altina almiyor dosyaya koymuyor? Zaten kizdigimiz nokta haczin koyulmasi, habersizce ödenmesi ama hala haczin durmasi. Madem ödendi bunu haber verin bari ve haczi kaldirin. Memurlar yoğun olabilir haklisin çok dosya var ama işi olan vatandaşta yoğun, 10dk'lik noter işini 5 saat geri atmasi memurun yoğunuz diyerek içinden çikabileceği bir durum değil. Ayrica dediğim gibi, bir tane değil birkaç tane tebligat gelmesi lazim, bir tane bile gelse bu borç ödenirdi. Ödeyemeyecek durumu yok cünkü, keyfe keder neden hacizlik olsun. Bilmiyoruz ellerinde hangi adres var kime nereye göndermisler. Sonuc olarak ufak bir fatura, hacze kadar sessizce gidip, insanlarin planlarini alt üst edebiliyor.

 

Erdem, icra ttnet sana borcu bildirdi mi diye kontrol etmez. Hatta ve hatta, arkadaşının TTNET abonesi olup olmadığını bile kontrol etmez. Bunun kontrolünü arkadaşın yapar.

Şu anda senin adını biliyorum di mi? Adresini de bi yerlere yazmışsındır, alırım oradan. İcraya gider, Erdem Doğan, .... .Ankara adresinde oturur, bana elden 500 TL borcu var ödemedi diye gidip takip açabilirim. Senete sepete gerek yok. İcra da demez ki, Erdem kim, ne parası aldın, ne verdin demez. Direk evrakımı alır, tebligatı senin adresine gönderir. Sen tebligatı alır veya arkadaşındaki gibi muhtara tebliğ ile tebligat yapılırsa, sen de gelip icraya borcum yok diye itiraz etmezsen, sen artık bana 500 TL borçlanmış olursun. Resmen yani. Dosya kesinleşir. Kesinleşince de hemen icraya giderim, adına kayıtlı arabaya haciz koydururum. Çalıştığın iş yerine haciz yazdırıp maaşından kestiririm.

 

Bu olayda arkadaşına bi tebligat gitmiştir, çalıştığı iş yerine de bi tebligat gitmiştir, ki işyeri maaşından kesip icraya yatırır parayı. Başka da tebligata gerek yok.

 

Haczin kaldırılmamış olması dediğim gibi hata. Zaten bu hatayı da yapmasalar, arkadaşının hala haberi olmayacakmış :)

Bununla geçmiş olsun. Tek isteğim, emin olmadan, net bilgi sahibi olmadan, sadece kızgınlıkla ve üstün körü bilgiyle kimsenin zan altında bırakılmaması. Bu bugün icracıya olur, yarın polise olur, öbür gün babanızın mesleğine olur hatta direk babanıza olur. Yazıktır.

Yorum bağlantısı
Anil Berke Kavraal

Bu söylediklerin için daha çok personel şart. Daha fazla çalışan lazım. Ayhan abi kendisi de yazmış, son zamanlarda icra müdürlüklerinde işi oldu. Oradaki dosya sayısını, yoğunluğu, çalışan sayısını kendisi belirtsin. Her bir dosyaya aynı özeni göstermen imkansız.

 

Sayıyı aşağı yukarı fikir versin diye yazayım mesela.

Karabük 110bin nüfuslu bir yer.

2 ayrı icra müdürlüğü var. Ben 2.icra müdürlüğünde çalıştım. 2006 yılında açılmış bir yer. Yani daha eski dosyası yok. Kalem odası içindeki devam eden / açık dosya sayımız 12000 idi. Arşivlerde de yaklaşık bir o kadar daha dosya vardır. Daha fazladır. Sadece 2013 yılında açılan dosya sayısı şu anda 2600 civarında. Başka illerdeki ilçelerdeki icralardan gelen talimat dediğimiz iş evrakları da 800-1000 falandır.

 

Bu sayıdaki işe karşılık, çalışan sayısı 1 müdür (sadece para öder, icra kasası hesabına bakar, saydığım dosyalara müdahalesi çok çok azdır), 3 icra müdür yardımcısı (esas olarak tüm işi yapan kişiler, dosyalarda haciz kararını veren, tatbik eden, tebligatların uygunluğunu denetleyen, kısaca en ağır çalışan kişiler), 2 icra memuru (genel manada infaz memuru olarak çalışır, hacizlere gider, dosyalara karar verme yetkisi yoktur, verilen haciz kararlarını fiilen ve sistem üzerinden uygular vs.) Yani toplam. 6 kişi. Kabaca 15bin dosyaya inceleyip karar verecek personel sayısı 4. Hacizler, satışlar, para ödemeleri, banka hesapları.. Hem de her dosya için ayrı ayrı, her borçlu için ayrı ayrı.

 

Bu benim çizdiğim tablo (ohh la ne rahat icra) tablosu. Ordu'da Mustafa arkadaşımız var. Konuyu görürse, kendi sayılarını yazar. Keşke İstanbul, Ankara, İzmir gibi yerlerden de yazabilecek olsa. Personel sayısı aynıdır, belki daha az, dosya sayısı 5-6-7 katına kadar çıkar.

 

Şimdi tekrar düşünün. Bu şartlar altında, borçlunun adresinin telefondan, koordinattan, vs. tespit etmek mümkün mü?

 

Haklısın abi, kalifiye eğitimli kurumsal kimlikli bir yapı lazım orada. Klasik devlet dairesi mantığı gidip, eş dost tanıdık yerine eğitimli personelle kadroyu geliştirip işlerin düzenlenmesi kurumsal bir yapıyla gerekiyor. Ve burda en önemli görev neden hala yok bilmiyorum devletin ar-ge kurumu olmalı. Özelleşmeden Turkiye Cumhuriyeti bünyesindeki kurumlara çatır çatır yazılım çözümü üretmeli. Bu rakamlar otomasyon kullanan bir yapınız olsa vız gelir tırıs giderdi size.

 

Bu yapıyla sizin de işiniz zor size iş yaptıranın da işi zor. :)

Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı
(düzenlendi)

Haklısın abi, kalifiye eğitimli kurumsal kimlikli bir yapı lazım orada. Klasik devlet dairesi mantığı gidip, eş dost tanıdık yerine eğitimli personelle kadroyu geliştirip işlerin düzenlenmesi kurumsal bir yapıyla gerekiyor. Ve burda en önemli görev neden hala yok bilmiyorum devletin ar-ge kurumu olmalı. Özelleşmeden Turkiye Cumhuriyeti bünyesindeki kurumlara çatır çatır yazılım çözümü üretmeli. Bu rakamlar otomasyon kullanan bir yapınız olsa vız gelir tırıs giderdi size.

 

Bu yapıyla sizin de işiniz zor size iş yaptıranın da işi zor. :)

 

Esasen otomasyonun babası var bizde. UYAP. Hiç inceledin mi bilmiyorum ama fırsat bulursan bir gözat. Neler yapabiliyor kontrol et.

Ancak esas nokta, ilk kısımda söylediklerin. Kalifiye eleman ihtiyacı. İşi bilen, bilmiyorsa bile çabuk öğrenebilen, öğretileni kavrayıp, uygulamaya geçebilen, çözüm üretebilen ve en önemlisi, çalışmaya niyeti olan personel şart. Eğer bu olursa, gerisi zaten tıkır tıkır gelir. Memuriyete, en azından adliyeye girişin şartlarının değişmesi lazım. Giriş çok kolay, çalışması çok zor. E tabi girilen yer de memuriyet olunca, kötü niyetli memurun çalışıp kendisini geliştirmesi için gerekli bir şey de yok. Nasılsa yapan birileri olacak, birileri çıkıp çalışacak, gerisi yatacak. Dünyanın düzeni de böyle gerçi :)

tarihinde Zafer Ayvacı tarafından düzenlendi
  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
(düzenlendi)

Nede güzel yumuşatmışlar, ortada hata yok, hata vatandaşta, hem şirkete ortak ol hemde vergi ödeme... AyhAAaaaan  :D

tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi
  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Gökhan Aksu

Geçmiş olsun. Neyse ki sorununuz kısa sürede çözülmüş.

Akbank benimle birlikte Kayseri'de birine aynı müşteri numarasını vermiş. Adam harcıyor hesap bizim kredi kartına yazılıyor.6 ayda zor çözdük hadiseyi.

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...