İçeriğe Yönlendir

Günümüz Gençliği! (Alıntıdır)


Aydın Sert

Recommended Posts

Ali Darbaz
(düzenlendi)
12 dakika önce, Çağlar Bayur yazdı:

hedef: kalksın diyebilir miyiz? yani

 

Kalkmak zorunda yoksa medeniyetler filtresini gecemeyiz uygarligimiz yok olucak..

 

 

tarihinde Ali Darbaz tarafından düzenlendi
  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Eren Gökmen

Uzaylilar gelince tek toplum olacagiz 😂

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur
8 dakika önce, Ali Darbaz yazdı:

Kalkmak zorunda yoksa medeniyetler filtresini gecemeyi uygarligimiz yok olucak..

 

anket katılımı için teşekkürler.

2 dakika önce, Eren Gökmen yazdı:

Uzaylilar gelince tek toplum olacagiz 😂

marslılar ne renk?

Yorum bağlantısı
Eren Gökmen
1 dakika önce, Çağlar Bayur yazdı:

anket katılımı için teşekkürler.

marslılar ne renk?

Farketmez. Galatasaray sari kirmizi, fenerbahce sari lacivert ama milli takim kirmizi beyaz, rakip 3-5 renk olmus farketmez ;)

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur
5 dakika önce, Eren Gökmen yazdı:

Farketmez. Galatasaray sari kirmizi, fenerbahce sari lacivert ama milli takim kirmizi beyaz, rakip 3-5 renk olmus farketmez ;)

yani herhangi bir renkleri var olarak kabul edebilir miyiz?

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Eren Gökmen
1 dakika önce, Çağlar Bayur yazdı:

yani herhangi bir renkleri var olarak kabul edebilir miyiz?

Renk nedir?

Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur
3 dakika önce, Eren Gökmen yazdı:

Renk nedir?

fark etmez örnektekii gibi çift renk de olabilir o ayrı, renkleri var diye kabul edebilir miyiz yani? şeffaf da kabul o da fark etmez.

Yorum bağlantısı
Eren Gökmen
Şimdi, Çağlar Bayur yazdı:

fark etmez örnektekii gibi çift renk de olabilir o ayrı, renkleri var diye kabul edebilir miyiz yani? şeffaf da kabul o da fark etmez.

Gelirlerse renkleri siyah olacaktir.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur
Şimdi, Eren Gökmen yazdı:

Gelirlerse renkleri siyah olacaktir.

anket katılımı için teşekkürler

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Eren Gökmen
2 dakika önce, Çağlar Bayur yazdı:

anket katılımı için teşekkürler

Bir de nereden geldigine bagli. Mesela ilk once marslilar gelirse zenci olacaklar. Sonra baska galaksiden gelen olursa, marslilar topraaam olacaktir insanlik icin

  • Mutlu 1
Yorum bağlantısı
Servet Aydın

Ebeveyn cepten harçlığı kessin. Sokakta okulda ne kadar ergen varsa birbirini yemezse neyim 

  • Beğen 3
  • Mutlu 1
Yorum bağlantısı
Mehmet Naki Çatalyürek

"Bu bir evrim. Onlar da büyüyecek farklı şekilde çalışacak kazanacaklar. Sağlıklı olsunlar akıllı olsunlar eğitimli olsunlar. Serbest düşünsünler sorgulayabilsinler. Yeterli.

Ev alma meselesi, emeklilik meselesi evliliğe bakış açıları bunların farklı. Belki kaçınılmaz son. Tüm dünyada böyle. 

Bu sene birleri okutuyorum. Zehir gibi çocuklar. Çok mutluyum. Anlatıyorsun öğreniyorlar. Dİnliyorlar."

Mehmet hocanın birinci  sınıfındaki gençlerin bizim geleceğimize yön verecek olanlardan olmasını umuyorum, fakat durum onun düşündüğü gibi iç açıcı değil.

Prof.Dr.Sezgin Çelik'in "günümüzün  gençlik analizi" ise eksik.

Size sormazlar mı o zaman; Günümüzün Türkiyesinde, Toplumsal Çözülmeye karşı Önlemler geliştirebilmek için ilkin Toplumsal Çözülmeye nelerin yol açtığını saptamak gerekmez mi diye?

Konu sadece Gençlik ile sınırlı kalmamalı, her meslek dalına ve her yaş grubuna eşirim sağlanmalı, Tüm  Yaralar sarılmalı, biran önce tedavi edilmeli.

Asıl sorun; bu gün bunu yapabilecek akademik bir kurumumuz var mı ?

Kaldı mı ?

 

Yorum bağlantısı
Mehmet Naki Çatalyürek
Bir saat önce, Mehmet Göktürk yazdı:

Abi anlaşılmadı.

https://forum.shiftdelete.net/members/sourena.497897/

Öncelikle ne kadar kendimi ifade edebilirim bilmiyorum.. (Bu arada Aklıma bir şey geldi bundan önceki konumda birisi kendini çok iyi ifade ediyorsun yazılarında aslında demişti biraz iyi hissettim şimdi) Şu an sabahın 6'sına geliyor ve ben yine ayaktayım..gözlerim kan çanağında dönmüş durumda..başlıyorum.. Her zaman ki yazıma girişimle başlıyorum yine ''Merhaba forum...'' Uzun zamandır yoktum belki bundan sonra da hayatta olmam kim bilir... Çok çok uzun zamandır bu Forumda olmasam bu yaşta bu kadar olayların başına gelmiş ilk genç olabilirim.. Beni açtığım konulardan bilenler vardır adımı bile bilmesenizde en azından anlattıklarımı ve takma adımı biliyorsunuz.. Belki de uzun bir yazı olacak belki de son yazım.. Çünkü bir gün hayatta olmasam kendimden bir şeylerin bir yerlerde kalmasını istedim sizlere bir şeyler anlatırken.. Yaşım 18 bilincim açık, Benim diğer konularımı bilen bilir psikolojik durumumu Sorunlarımı hayatımı vesaire.. O zamanlar artık en son yaşayacağım en üst olaylar bunlar diyordum artık alıştım diyordum(8 -9) ay önce.. Ama öyle değilmiş.. Tam 50 55 gün önce dayım öldü.. Aslında kendini öldürdü.. Olayın olduğu gün her zaman ki gibi çok geç bir saatte uyanmıştım çünkü sabah yatıyordum evet sabah yatıyordum güneş ışığını dahi görmek istemiyordum yani bu uyku düzenimi işten çıktıktan sonra bozmuştum.. (6-7 ay önce) Yani sabah olmadan önce yatardım akşam olduğunda ise kalkarım artık böyle yaşıyorum.. Devam edeyim... kalktıktan sonra bir şeyler yiyip ( artık kahvaltı da yapmıyordum akşam olduğu için) Bilgisayarın başına oturdum ve o zamanlar dinlediğim biryerleden bulduğum bilinçaltı müzikler vardı onları dinlerdim.. Daha sonra forumlara bakındım birileri ne kadar mutlu veya hayatını nasıl yaşıyor anlattıklarına göre diye onlara çünkü bakıp çaresizliğimi düşünüp bu tür insanlardan ( mizahi-rahat-şımarık-ciddiyetsiz tek amacı eğlenmek- kız-para) bir kez daha nefret etmek için bu bana tarif edemediğim güç veriyordu onlardan farklı olduğumu anlıyordum bir kez daha (kendimi övmek için değil onlardan farklı durumda olduğumu söylüyorum)Ama gerçekten düşüncelerim çok farklı...... En sonunda Bu siteye girdim.. Biraz bakındım ondan sonra bir şeyler aklıma geldi bir şeyler yapma isteği herkes gibi bir yere gitmek bir şeyler içmek veya çoğu kişinin dışarıda yaptığı şeyi : tek başıma da olsa sinemaya gitmek çünkü bu durumdan çok sıkılıyordum ve artık böyle geldim böyle hiçbir şey yapmadan ölüp gideceğimi düşünüp korkuyordum ki aklımı bu his sarmıştı son dönemlerde.. Ve bu konu hakkında tavsiye almak için buraya konu açacaktım artık birşeyleri yenmeyi planlamak istiyordum çünkü.. ki .. ki.. hatta aynı böyle yazacaktım '' Nereye gitmeliyim ne yapmalıyım ? '' diye ki kapı açıldı annem kardeşimi okuldan almıştı eve gelmişti ( saat akşam 6 :30) gibi telaşlı bir şekilde odama girdi benimde O GÜN BU FORUMA açacağım konu yarıda kaldı... odama girdi çünkü ev telefonu odamdaydı odama girdiği an anladım çünkü koşa koşa gelmişti eve Annem KARDEŞİM de nefes nefese kalmıştı anneme ne olduğunu sorduğum da cevap vermedi ev telefonuyla hemen dayımların evini aradı.. Aslında annem yolda gelirken dedem annemi arayıp dayıma kötü bir şey olduğunu her şeye kendimi hazırlamamız gerektiğini söylemişti imalı bir biçimde.. Annemde bu yüzden tam nedenini yolda çok ses geldiği ve panik olduğu için öğrenememiş hemen eve gelip telefonu tuşlamıştı... tuşlarken de benim ısrar iyice ısrar etmem üzerine dayımın durumunun kötü olduğunu söyledi annem..Ben çok etkilenmedim o anda çok soğuk davrandım hatta sonra aradı telefonu açtı orada olan bir tane komşu annem ona sordu durumu nasıl diye çok korkarak o da galiba çok ağır olduğunu söyledi annem biraz durdu o sıra... Ben de çok tuhaf olmuştum o sıra.. Ama telefonu açan kadın tam anlamıyla öldüğünü söyleyememişti o da korkmuştu.. çünkü annem bundan önce 1 kardeşini daha ve annesini kaybetmişti aynı olayla.. Anlıyor musunuz beni anlıyor musunuz? sonra ise annem zorla gerçeği söyletmeye çalışmıştı kadına.. ama kadın galiba annem kriz geçirir diye vesaire söylememişti gerçeği anneme.. Ben duymadım ama nereden biliyorum dostlar biliyor musunuz çünkü annemle acele dayımların evine gitmek için yola çıktığımız da hala bir umut mucize olsun diyordu bana yani öleceğini tahmin ediyordu.. Ama korkuyordu aklından geçirmeye bile çünkü bu hissi daha önce yaşamıştı ben doğmadan önce.. Ve yola çıktık en erken şekilde gitmeye çalışıyorduk bir an önce evden çıkmadan önce babamı aradığımda bizi gelip alabilir misin dediğim de babam araba kullanamayacağını söyledi şu an o zaman anladım işte kesin öldüğünü ama duygusal biri olmama rağmen çok soğuk kalmıştım olaylar karşısında.. Ve sonra yolda giderken dediğim gibi annem bir mucize olsun diyip diyip duruyordu bende ister istemez etkilendim biraz.. Ve dayımların evine gelmemize az kala babam beni aradı güçlü ol oğlum annenin yanında dur dedi bende tamam dedim baba merak etme ve dayım öldü mü dedim ve yok dedi ama aslında ölmüştü..Ve o eve geldik.. Evin etrafı kalabalıktı anlayacağınız üzere... O manzara.. babam oradaydı.. bizde minübüsten indik ve eve yaklaştık annem babama ağlayarak bir mucize olsun dedi tekrar ben ağlamamak için zor tuttum kendimi fakat babam hayır dermişcesine başını salladı ve ağlayarak evin içine girdiler ben kardeşimi aldım diğer yan eve girdim annemi görmesin diye.. 1 saat vesaire geçti sonra diğer eve geçtim ben ölen dayımın 1 çocuğu da dahil olmak üzere evin için doluydu salon da ağlayan ağlayana... o anı tarif edemem size... Sonra ise kendimi toparladım iyice soğuk oldum her şeye karşı tek yapmam gereken annemin yanında olmaktı. Kimse inanmıyordu öldüğüne çünkü çok iyi bir insandı.. VE EN SON BUNU YAPACAK KİŞİ OY'DU... sonra saatler geçmesine rağmen hala durum içeride aynıydı anneme sakinleştirici yaptırmayı düşündük ama istemedi.. yengemin duruda aynıydı... Kardeşim ve dayımın küçük oğlu salona dalması üzerine olanları gördü.. sonra öpüp çıktılar.. sonra eve giren çıkan çok oldu maraton gibi 1 hafta geçti.. Ama annem hala aynı şekil üzülüyordu gerçi benim dediğim lafa bak kardeşi üzülmeyecek mi.. Evet dayım geride 2 çocuğunu karısını ve bizi yarı yolda bırakıp gitmişti.. Hiç kimsenin aklı almıyordu.. Öyle ki bizi arayıp soran akrabalar bile aramıyordu üzüntüden çünkü ne diyeceklerini bilmiyorlardı durum buydu yani.. Çok uzaktan bir akraba bile en sonunda aradığında '' biz duyduğumuzda kendimizi duvarlara attık dedi''.. bu kadar seviliyordu dayım.. ve yaşama sevici olan birisi neden bunu yapmıştı.. Dayım son 6 aydır rahatsız dı ama fiziksel olarak ve bir sıkıntıdaydı son 1 yıldır fakat asla ve asla böyle bir şeyi düşünmezdi zaten hayatta iken böyle bir şey düşündüğünü asla belirtmedi aslında dayım belkide hiç düşünmedi tamamen anlık bir şeydir bu?

Bu gün şu an şimdi hepimiz mahvolmuş durumdayız.. ve 50-55 gün oldu hala acısı çok sert biraz geçer diye düşünmüştüm ama aynı..

Annem ise hareketleri tuhaflaştı son bir aydır iyice ve hala inanmıyor aslında yarı inanıyor yarı inanmıyor gibi geliyor bana.. Bazı şeyleri boşveriyor yani hayatı biraz boşlamış durumda.. 3 Günde bir ağlıyor... Aslında her gün ağlasa içini dökse daha iyi değil mi? İnanın bilmiyorum sizden ne yapmam gerektiğine daiir en ufak bir şey istiyorum artık kendimi de boşverdim.. annemin sürekli yanında mı olmalıyım? arada yanlız mı bırakmalıyım ağlamasına izin mi vermeliyim? Dayımdan bahsetmeli miyim? Ben arada anlatıyorum anneme senin benim kimsenin suçu yok diye diyorum bak araba çarparak ölmedi diyorum kendi eliyle kendi yaptı diyorum farklı bir neden de olsaydı daha çok üzülürdük diyerek moral vermeye çalışıyorum anneme ama işe yaramıyor galiba.. Bundan önce annem insan düşündüke çıldırıyor gibi oluyor diyordu bir akrabamıza.. Çünkü annem neredeyse 60 gündür neden yaptı diye bir neden arıyor sürekli bunu düşünüyor.. Sürekli bir neden arıyor? ÇÜNKÜ DAYIMIN BÖYLE YAPMASINI GEREKTİRECEK HİÇBİR NEDEN YOKTU. Anneme sorduğumda nedenini bulursan rahatlayacak mısın diye annem ise çok az da olsa evet diyor yani kendini rahatlatacak en ufak bir şey arıyor işin içinden çıkarmıyor gerçi hiçbirimiz işin içinden çıkamıyoruz ama.. Her türlü moral vermeye çalışıyorum.. Annem bilinçli bir şekilde yapıyor her hareketini konuşmasını vesaire ama bazen dediğim gibi tutarsız davranıyor.. Ani sinirleniyor ani gülüyor.. bazen televiyzon izliyoruz ailecek ama tamamen isteksiz bir şekilde.. Babam da 1 aydır evde yok yani eve ben bakıyorum gibi.. Tek bir şey istiyorum anneme bir şey olmasın ben ölmeye razıyım. Annem daha tam olarak inanamıyor.. ve annemin birisine hiç geçmeycekmiş gibi geliyor dediğini duydum.. Bazen annem işe dalıyor ev işine halıları silkeliyor vesaire... çünkü sürekli düşünüyor ve düşüncesini dağıtmak için yapıyor bunu.. Annem bazen oalcağı mı vardı oldu diyor.. en ufak bir neden bir kelime veya BİLEREK VEYA BİLMEYEREK yaptığını öğrenmeye çalışıyor( son anda vazgeçmiş olabilir fakat ip boğazındaki kemiği kırdığından dolayı artık şansının kalmadığını.. bunu da söyledim anneme belki kurtulmak istedi ama yapamadı dedim.. Annem çok içten ağlıyor yani dışa vurmuyor sesini çıkarmıyor buda çok zararlı değil mi? bunu kendisine de söyledim fakat dinlemıyor pek yada ben böyle sanıyorum... kardeşimin hareketleri bile değişti yani hangisine bakacağımı şaşırdım.. İnanın ne yapacağımı bilmiyorum...EN dibe vurdum galiba.. Ne yapmam gerekiyor artık hiç bilmiyorum zaten bu yaşıma kadar sürünerek geldim şimdi de artık kurtulmak isterken en ufak bir şeyleri değiştirmek isterken bir arkadaş beni anlayacak dinleyecek birini bulmayı isterken herkes gibi yaşamayı isterken çok az da olsa mutlu huzurlu olmayı isterken birilerine sarılmak ağlamak içimi dökmek isterken bir en ufak umut bulmak isterken yani bu kadar çabalamama rağmen 18 yaşıma kadar dışlanmama ezik bir hiç olarak görülmeye rağmen inat ederek düşüncelerim ile savaşırken BİRDE ŞU AN ANLATTIKLARIM BAŞIMA GELİYOR... Aslında daha sayfalar dolusu anlatmak istediklerim var fakat artık başım sönüyor ve bilgisayarın başında bile dengemi ssağlayamıyorum doğru dürüst Belki yazıma daha sonra eklerim.... Yaşamak dahi istemiyorum aklıma bazen geliyor.....





Ben umut, Beni dinlediğiniz için sağ olun.. -- 22 Ocak 2019
 
 
Yorum bağlantısı
Mehmet Naki Çatalyürek
2 saat önce, Mehmet Göktürk yazdı:

Abi anlaşılmadı.

Sevgili Hocam, ben de farkındayım zaman zaman yazılarımda ve iletişmde ifade zorlukları yaşıyorum. Bu konuda ( Diksiyon ve Etkili iletişim) kişisel geliştirici kurslara katıldım, yüksek punalarla sertifika da aldım, demek  ki henüz eksiklerim var; aslında bu durum Toplumun genelinde de mevcut, Hukukçular, Doktorlar, Mühendisler, Sanatçılar, Siyasetçiler biri birlerini anlamaktan zorlanıyorlar artık.

Aramızda karakteristik benzerliklerimizin olduğunu düşündüğüm Prof.Dr. Celal Şengör'ün, 2 gün önce Halk Tv'de katılmış olduğu bir proğramda organ bağışı ile ilgili yersiz sözleri tepki çekmişti, hatırlarsanız.

Şengör, organlarını bağışlayıp bağışlamayacığı sorusuna "Taraftar değilim. Elin Dangalağına verip onu yaşatmanın anlamı yok ama arştırma yapılacaksa istedikleri gibi kullansınlar. Araştırma çok mühim. Ben duyuyorum osteoloji dersi için iskelet bulunmuyor" demişti.

Binlerce hastanın Organ beklediği ve Organ bağışının yetersiz olduğu ülkemizde Şengör hocanın bu açıklaması haklı tepkilere neden oldu.

Ben ise tepki vermedim çükü aynı düşüncedeyim.

Askerden geldiğimde Kadavramı anatomi dalına, İskeletimi Ege Üniversitesine bağışladım. Zeki öğrencilerin dolu olduğu sıcak bir sınıfta, ülkemin geleceğini izlemenin, mezarda fareler ile mücalede etmekten daha keyifli olacağını düşünmüştüm.

Şengör Hocanın bizim konumuz ile ilişkisi ise o da iletişim özürlüsü. her zaman son  sözünü en baştan konuşur. Halk Tv modorotörünü " Ben Prof. ünvanı almış ayrıcalıklı biriyim, organlarımı bağışlasam bile Üniversite yönetimi buna izin vermez" diyebilirdi, değil mi ? Ama o " Elin dangalağına " diye başladı sözlerine, zaten gerisini okuyup dinlememedi millet, bu yüzden yanlış anlaşıldı. Ülke olarak gündemde Şengör hocanın sözleri ve Garip, bir Grip ile uğraşıyoruz...

Tüm arkadaşlardan anlaşılmadığım için özür diliyorum, bu günden sonra anlaşılır yazmaya çalışacağım; Oto Clup Türkiye üyelerine güzel bir gün ve İyi çalışmalar diliyorum.

 

 

 

  • Beğen 5
Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk

Yok estafurullah hem sevip hem saydığımız birisiniz. Sanırım "alıntı" yaparken sistemin alıntı özelliğini kullanmadığınız için biraz biz de karıştırıyoruz. Ondan olabilir ve ayrıca bazı şeyleri bizi de biliyor kabul edip lafa devam edince kurguyu onun üzerine yapınca oluyor. Bu hatayı ben de yapıyorum. Örnek verdiğim şeyi de karşımdaki bilmiyor bu sefer sekiz oluyorum. Siz bize burda bir değersiniz. Anlaşılmadı dediysek telsiz gibi düşünün. Anlayana kadar sorarız :)

 

linki tıkıyorum birşey çıkmıyor. 

 

Bozulmadan herkes dem vuruyor ama aslında bence yaşanan değişim.

 

Yorum bağlantısı
Mehmet Naki Çatalyürek
9 saat önce, Mehmet Naki Çatalyürek yazdı:

 

Mehmet hocanın birinci sınıf öğrencileri bizim geleceğimize ülkemize  yön verecek olanlardan olmasını umuyorum, fakat durum onun düşündüğü kadar iç açıcı değil.

Prof.Dr.Sezgin Çelik'in "günümüzün gençlik analizi" ise eksik kalmış, sebebi size sormazlar mı o zaman Günümüzün Türkiyesinde, Toplumsal Çözülmeye karşı Önlemler geliştirebilmek için ilkin Toplumsal Çözülmeye nelerin yol açtığını saptamak gerekmez mi diye?

Konu sadece Gençlik ile sınırlı kalmamalı, her meslek dalına ve her yaş grubuna eşirim sağlanmalı, Toplumdan dışlanan bireylerin  acıları sarılmalı, biran önce rehabilitasyon ve tedavi edilmeli.

Asıl sorun, bu gün bunu yapabilecek akademik adli bir kurumumuz var mı ? 

 

 

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Mehmet Naki Çatalyürek
17 saat önce, Mehmet Naki Çatalyürek yazdı:

Sevgili Hocam, ben de farkındayım zaman zaman yazılarımda ve iletişmde ifade zorlukları yaşıyorum. Bu konuda ( Diksiyon ve Etkili iletişim) kişisel geliştirici kurslara katıldım, yüksek punalarla sertifika da aldım, demek  ki henüz eksiklerim var; aslında bu durum Toplumun genelinde de mevcut, Hukukçular, Doktorlar, Mühendisler, Sanatçılar, Siyasetçiler biri birlerini anlamaktan zorlanıyorlar artık.

Aramızda karakteristik benzerliklerimizin olduğunu düşündüğüm Prof.Dr. Celal Şengör'ün, 2 gün önce Halk Tv'de katılmış olduğu bir proğramda organ bağışı ile ilgili yersiz sözleri tepki çekmişti, hatırlarsanız.

Şengör, organlarını bağışlayıp bağışlamayacığı sorusuna "Taraftar değilim. Elin Dangalağına verip onu yaşatmanın anlamı yok ama arştırma yapılacaksa istedikleri gibi kullansınlar. Araştırma çok mühim. Ben duyuyorum osteoloji dersi için iskelet bulunmuyor" demişti.

Binlerce hastanın Organ beklediği ve Organ bağışının yetersiz olduğu ülkemizde Şengör hocanın bu açıklaması haklı tepkilere neden oldu.

Ben ise tepki vermedim çükü aynı düşüncedeyim.

Askerden geldiğimde Kadavramı anatomi dalına, İskeletimi Ege Üniversitesine bağışladım. Zeki öğrencilerin dolu olduğu sıcak bir sınıfta, ülkemin geleceğini izlemenin, mezarda fareler ile mücadele etmekten daha keyifli olacağını düşünmüştüm.

Şengör Hocanın bizim konumuz ile ilişkisi ise o da iletişim özürlüsü. her zaman son  sözünü en baştan konuşur. Halk Tv moderatör" Ben Prof. ünvanı almış ayrıcalıklı biriyim, organlarımı bağışlasam bile Üniversite yönetimi buna izin vermez" diyebilirdi, değil mi ? Ama o " Elin dangalağına " diye başladı sözlerine, zaten gerisini okuyup dinlemediler , bu yüzden yanlış anlaşıldı. Ülke olarak gündemde Şengör hocanın sözleri ve Garip, bir Grip ile uğraşıyoruz...

Tüm arkadaşlardan anlaşılmadığım için özür diliyorum, bu günden sonra anlaşılır yazmaya çalışacağım; Oto Clup Türkiye üyelerine güzel bir gün ve İyi çalışmalar diliyorum.

 

 

 

 

 

 

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...