Mehmet Ozyurek 23 Eylül 2021 Paylaş 23 Eylül 2021 Çağlar Bayur yazdı: kitaptaki kaynakçayı pc ye yazınca kötü kötü şeylr çıkıyor Bizdeki kitapta 144 ve 145. Sayfaya baktım. Böyle bir şey yok. Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur 23 Eylül 2021 Paylaş 23 Eylül 2021 Mehmet Ozyurek yazdı: Bizdeki kitapta 144 ve 145. Sayfaya baktım. Böyle bir şey yok. mustafa kömüş ün haberiymiş ben bilmem, varsa da link geçerisz hale düşmüştür, ödev siteleri daha facia haldeler Yorum bağlantısı
Yurdaer Elay 23 Eylül 2021 Paylaş 23 Eylül 2021 Metin Akbal yazdı: Kullanılmış kağıtların arkası boş olanları saklıyorum müsvette kullanmak için. Duvara asılan (kuşe kağıt olmayanlar) büyük takvim yapraklarını kopardıktan sonra, küçültüp zımbalayarak not defteri yapıyorum. Nasıl bir psikoloji ise bunu her ay yapıyorum 3 Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 24 Eylül 2021 Paylaş 24 Eylül 2021 Yurdaer Elay yazdı: Duvara asılan (kuşe kağıt olmayanlar) büyük takvim yapraklarını kopardıktan sonra, küçültüp zımbalayarak not defteri yapıyorum. Nasıl bir psikoloji ise bunu her ay yapıyorum Tasarruf dönemi çocuklarıyız biz 2 Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız 24 Eylül 2021 Paylaş 24 Eylül 2021 Yurdaer Elay yazdı: Duvara asılan (kuşe kağıt olmayanlar) büyük takvim yapraklarını kopardıktan sonra, küçültüp zımbalayarak not defteri yapıyorum. Nasıl bir psikoloji ise bunu her ay yapıyorum Mehmet Ozyurek yazdı: Tasarruf dönemi çocuklarıyız biz İlk iş yerinde bir boşluk bulup arkası boş olan kağıtları seçiyordum ki müsvedde olarak kullanalım. Bizim müdür gördü ve bana fırça attı, ne işin var diye. Daha sonra yönetim kağıt israfını engellemek için arkası boş kağıtları tekrar kullanalım demiş, bizim müdür de biz zaten yapıyoruz diye övünmüş. Toplantı sonunda da bu işe devam etmemi söylemişti. Ben de çıktı almak yerine bilgisayar alın da mail ile yapalım işleri, böylece asıl kağıt israfının önüne geçeriz dedim, almadılar. 4 Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 24 Eylül 2021 Paylaş 24 Eylül 2021 Mahmut Yıldız yazdı: Ben de çıktı almak yerine bilgisayar alın da mail ile yapalım işleri, böylece asıl kağıt israfının önüne geçeriz dedim, almadılar. Bir sonraki toplantıda bunu da önerirler. Yorum bağlantısı
Erkut Uysal 24 Eylül 2021 Paylaş 24 Eylül 2021 Çağlar Bayur yazdı: üni çerçevesinde açıklanan bu, yerinde incelemdim? aşım tam gidip incelesek mi çocukların adına Bende vize kalmadı, arabanın yeşilde bitti, sağlık sigortasi falan derken 5 bin TLden fazla masraf durduk yere şimdi deme böyle şeyler abi... Yoksa Alexandraupoli Aya Yorgi restorantta yemek yemek isterim yani... Missssssss 1 Yorum bağlantısı
Metin Mankal 24 Eylül 2021 Yazar Paylaş 24 Eylül 2021 Çocuktum...Babam dükkanı kapatmış , evde bir yokluk...O lanet pazar banyosu sonrası anneme acıktım dedim..Hiç bir şey bulamamış olacak ki kuru ekmeğin üzerine tuz döküp getirmiş..Sobanın kenarında Jr Eving bonfilesini keserken ben ekmeğimi kemirmiştim..Belkide benim tuzlu ekmeğim Ceyarın bonfilesinden daha lezzetliydi.. O günler dahamı güzeldi yoksa şimdi bizemi öyle geliyor bilemiyorum.. 3 Yorum bağlantısı
Kerem Kurluva 24 Eylül 2021 Paylaş 24 Eylül 2021 Konu, israf (veya tüketimin teşviklendirilmesi) olunca, aşağıdaki alıntı, zengin ve tüketim bilinci olan toplumlarda işlerin nasıl cereyan ettiği konusunda sağlam bir örnek olabilir diye düşündüm. 2018 yılı rakamları ile, kişi başına 48bin Dolar GSMH si olan, çeyrek istanbul kadar nüfusu ile, Kone, Nokia gibi ve daha nice dünya markasını doğuran Finlandiya kaynaklı olduğu belirtilmiş yazının.. “Merhaba. Finlandiya’da yaşıyorum. Burada insanların yaşam standartları genel olarak oldukça iyi. Yoksul insanlara rastlamak çok zor. Alkol veya narkotik madde ya da kumar gibi bağımlılığı olmayan biri kimseye muhtaç olmaz. Gerekirse devletten barınma ve geçinme desteği alır. Buna rağmen ne gıdalar ne de eşyalar mümkün olduğunca israf edilmez. Çok gerekli olmadıkça bir şey satın alınmaz. Bir şeye ihtiyaç kalmamışsa ya ihtiyaç duyabilecek birine verilir ya da ikinci el mağazalarında ya da internetten satılır. Mesela çocukları olan bir aile ne kadar varlıklı da olsa ikinci elden kıyafet alır. Bir yıl sonra küçülenleri satar ve yeniden ikinci el kıyafet alır. Bazen bir şey almayacak olsa bile bit pazarında dolaşmaktan hoşlanır. Bu arada fincede kirppu bit, tori ise pazar demek. Aynı bizdeki gibi bitpazarı dedikleri kirpputori’den giyinmek hiç gocunulacak bir şey değildir. Aksine sizin sınırsızca tüketim çılgınlığından imtina edecek entellektüel seviyede olduğunuzu ve alçakgönüllülüğünüzü ortaya koyar. Burada gösterişli arabalar ve gösteriş düşkünlüğü yadırganır. Belki de soğuk iklim yüzünden gösterişli giyinen birine pek rastlamazsınız. İnsanlar iklime uygun ve rahat şeyler giyerler. Mesela yazın naylon terlikle gezen insanlar görürsünüz. Çünkü naylon terlikle plaja da gidersiniz, alışverişe de, tiyatroya da. Kolayca yıkanır, kolayca kurur. Kimse sizi yadırgamaz, ayıplamaz. Bir öğretmen de derse terlikle gelebilir hatta terlikleri de çıkarıp hoşlanıyorsa yalınayak ders anlatabilir. Ve artık terliklerini kullanmak istemiyorsa çöpe atmaz. 1 euroya satabilir. O bir euroya ihtiyacı olduğundan değil, terliğin ona ihtiyacı olan birini bulması için. Eğer bu terlik kullanılamayacak kadar eskimişse de geri dönüşüme atar ki doğayı kirletmek yerine yeniden bir ihtiyacı karşılayabilecek bir şeye dönüşebilsin. Matematik dünyası dergisinde okuduğum bir şeyi de paylaşıp bitireceğim. Bir okur soru köşesine neden matematikçiler hep eskimiş gömlekler giyerler diye bir soru göndermişti. Dergi editörü de henüz bitmemiş bir gömleği neden atsınlar ki diye cevap vermişti. Kimin ne diyeceğine takılmayıp üzerinde yaşadığımız gezegene saygı duyarak yaşayalım. Ne kadar az satın alıyorsak o kadar olgunuz. Ne kadar az çöp atıyorsak o kadar olgunuz. Emek verilerek üretilmiş her şey değerlidir. 1 lira değer biçilse bile o bir lira değerlidir. Saygılar ve sevgiler..." kaynak: https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=10159411155573419&id=574453418 3 Yorum bağlantısı
ibrahim Tiryaki 8 Ekim 2021 Paylaş 8 Ekim 2021 eğitimin "tamamen" ücretsiz olmasına karşıyım. vergileri azaltıp, eğitimde belirli kalemleri ücretli yapsınlar. yoksa okumayacak, kitapları çöpe atacak çocuklar için dünya kadar vergi ödemek zorunda kalıyoruz. Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur 8 Ekim 2021 Paylaş 8 Ekim 2021 ibrahim Tiryaki yazdı: eğitimin "tamamen" ücretsiz olmasına karşıyım. zaten tamamen ücretsiz değil , veli olarak eminim ki değil 2 Yorum bağlantısı
Kerem Kurluva 8 Ekim 2021 Paylaş 8 Ekim 2021 (düzenlendi) ibrahim Tiryaki yazdı: eğitimin "tamamen" ücretsiz olmasına karşıyım. vergileri azaltıp, eğitimde belirli kalemleri ücretli yapsınlar. yoksa okumayacak, kitapları çöpe atacak çocuklar için dünya kadar vergi ödemek zorunda kalıyoruz. Sağlık ve eğitim gibi alanlar, vatandaşları ayırt etmenin zor, ayrımcılığın da kolay olduğu alanlardır. Sosyal devlet, ayrımcılık yapamaz. Bu alanlardaki fayda/zarar hesabı, birey bazında basit aritmetiğe indirilerek yapılırsa, genç yaşta kroner yetmezliği teşhisi konanlara ücretsiz sağlık hizmeti vermemeyi, devlet açısından daha ekonomik bulanlar da çıkabilir. 8 Ekim 2021 tarihinde Kerem Kurluva tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
ibrahim Tiryaki 8 Ekim 2021 Paylaş 8 Ekim 2021 Kerem Kurluva yazdı: Sağlık ve eğitim gibi alanlar, vatandaşları ayırt etmenin zor, ayrımcılığın da kolay olduğu alanlardır. Sosyal devlet, ayrımcılık yapamaz. Bu alanlardaki fayda/zarar hesabı, birey bazında basit aritmetiğe indirilerek yapılırsa, genç yaşta kroner yetmezliği teşhisi konanlara ücretsiz sağlık hizmeti vermemeyi, devlet açısından daha ekonomik bulanlar da çıkabilir. sosyal devlet olmak bol keseden yardım dağıtmak vb. değildir. sosyal devlet gelir durumu yeterli olmayan bireylere yardımcı olmaktır. sürekli yeni açıklar türetmek değildir. yeni açıklar türetmek her yerde, herşeyde fahiş vergiler ile devam etmektir. çünkü bu açıkların bir maliyeti olacaktır. ezcümle: devlet açısından en kolayı zenginlerden vergi alamamak ya da vergi affı getirerek bordrolu çalışana yük bindirmektir. bu durumunda pek fayda sağladığını söyleyemem. herşeyi devlet yapsın diyenler, fazla vergiler için sızlanmayacak o halde 2 Yorum bağlantısı
Kerem Kurluva 8 Ekim 2021 Paylaş 8 Ekim 2021 ibrahim Tiryaki yazdı: sosyal devlet olmak bol keseden yardım dağıtmak vb. değildir. sosyal devlet gelir durumu yeterli olmayan bireylere yardımcı olmaktır. sürekli yeni açıklar türetmek değildir. yeni açıklar türetmek her yerde, herşeyde fahiş vergiler ile devam etmektir. çünkü bu açıkların bir maliyeti olacaktır. ezcümle: devlet açısından en kolayı zenginlerden vergi alamamak ya da vergi affı getirerek bordrolu çalışana yük bindirmektir. bu durumunda pek fayda sağladığını söyleyemem. herşeyi devlet yapsın diyenler, fazla vergiler için sızlanmayacak o halde Tesbitlerin çoğu doğru da, yukarıdaki önermeye nasıl oturacaklar, orasını pek anlayamadım. Müflis ve kolaycı bir devlet, adam olacak çocuğu da, gözünden tanıyabilsin mi? Yorum bağlantısı
Recommended Posts