Emre Gülşen 27 Eylül 2008 Yazar Paylaş 27 Eylül 2008 Emeğinin karşılığını ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın... Onlara Gore senin emeğinin hiç bir değeri yoktur... Sakin emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma... Yorum bağlantısı
Alp Yavuzkurt 28 Eylül 2008 Paylaş 28 Eylül 2008 bu dünyada insanlarda zalim nedemiş hazret; yay olsam gererler ok olsam atarlar Yorum bağlantısı
Emre Gülşen 29 Eylül 2008 Yazar Paylaş 29 Eylül 2008 Müdür ve Müşteri ------------------------ 9 kadinin 1 bebegi 1 ayda dogurabilecegini soyleyen kisiye PROJE MUDURU denir 1 bebegin 18 ayda ancak dogacagini soyleyen kisiye URETIM MUDURU denir Tek bir kadinin 1 ayda 9 bebek dogurabilecegini soyleyen kisiye PLANLAMA MUDURU denir Bebegin uretim seklinin ille de yanlis oldugunu soyleyen kisiye KALITE MUDURU denir Dunyada hic kadin ve erkek kalmasa o bebegi kendinin doguracagini soyleyen kisiye PAZARLAMA MUDURU denir 1 kadindan 1 bebegi 1 ayda dogurmasini bekleyen kisiye GENEL MUDUR denir Bebek falan istemedigini soyleyen kisiye ise MÜSTERI denir Yorum bağlantısı
Can Karacaer 29 Eylül 2008 Paylaş 29 Eylül 2008 (düzenlendi) Aklıma bu geldi niyeyse... Amerika'da bir supermarkette, musteri yarim kivi satin almak istiyor. Tezgahtar bunun mumkun olmadigini soyluyor. Kavga cikiyor. Tezgahtar kosa kosa mudure cikiyor: - " Efendim, hayvanin biri yarim kivi almak istiyor " der demez soyle bir arkasina donunce ne gorsun !! Musteri arkasından gelmis, ensesinde duruyor... Tezgahtar hemen musteriyi isaret ediyor: " Bu beyefendi de diger yarisini almak istiyor, efendim..." Mudur durumu anliyor, adama yarim kiviyi mecburen verip gonderiyorlar. Mudur bir saat sonra tezgahtari cagirtiyor: -"Tebrik ederim, cok zeki davrandin, iyi idare ettin. Nerelisin sen? -" Brezilyaliyim efendim..." -"Amerika'ya niye geldin?" -"Brezilya cazip bir yer degil efendim, orada insanlar ya ..rospu, ya da futbolcu..." -"Biliyor musun benim karim da Brezilyali..." -"Yaa oyle mi, acaba kariniz hangi takimda futbol oynuyor ? 29 Eylül 2008 tarihinde Can Karacaer tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur 29 Eylül 2008 Paylaş 29 Eylül 2008 Müdür ve Müşteri ------------------------ 9 kadinin 1 bebegi 1 ayda dogurabilecegini soyleyen kisiye PROJE MUDURU denir 1 bebegin 18 ayda ancak dogacagini soyleyen kisiye URETIM MUDURU denir Tek bir kadinin 1 ayda 9 bebek dogurabilecegini soyleyen kisiye PLANLAMA MUDURU denir Bebegin uretim seklinin ille de yanlis oldugunu soyleyen kisiye KALITE MUDURU denir Dunyada hic kadin ve erkek kalmasa o bebegi kendinin doguracagini soyleyen kisiye PAZARLAMA MUDURU denir 1 kadindan 1 bebegi 1 ayda dogurmasini bekleyen kisiye GENEL MUDUR denir Bebek falan istemedigini soyleyen kisiye ise MÜSTERI denir Yorum bağlantısı
Emre Gülşen 7 Ekim 2008 Yazar Paylaş 7 Ekim 2008 BIR JAPON'UN GOZUNDEN TURKLER: Bir Japon, Istanbul'da gecirdigi bir haftanin sonunda fikri soruldugunda sunlari soyluyor: Turkler'in evine gittiginizde, tanimasalar da buyur ediyorlar. Siz oturmadan kimse oturmuyor. Siz sofraya gecmeden kimse gecmiyor. En iyi yere sizi oturtuyorlar. Siz yemege baslamadan kimse baslamiyor. Zorla her yemekten tattiriyorlar. Siz kalkmadan kimse, evin cocugu bile sofradan kalkmiyor. Cay, kahve, meyve, ikram bitmiyor. Herkes sizi rahat ettirmek icin ugrasiyor. Kumandayi elinize veriyorlar. Sirtiniza, altiniza yastik konuyor. Yorgunluktan olseler bile siz kalkmadan kimse gidip yatmiyor. Gitmeye yeltendiginizde bu kez birakmiyorlar. Yataklarini veriyorlar, kendileri kanepede, koltukta yatiyor. **************** Sonra evden cikiyorsunuz ayni adamlar 180 derece degisiveriyor. Herkes arabasini ustunuze suruyor. Arabanin burnunu cikarmazsaniz kimse yol vermiyor. Kornalar, kufurler. serit degistirmek bile mumkun degil. Yayaysaniz isik olmayan bir gecitten mumkunu yok gecemezsiniz. Evde oyle, arabada boyle, nasil oluyor? Bu isi cozemedim! Siz cozebildiniz mi? Yorum bağlantısı
Guest Sinan Akg 7 Ekim 2008 Paylaş 7 Ekim 2008 Buna ne cevap verilirki direk kitlendim okurken yerin dibine girsek daha iyiydi... Yorum bağlantısı
Ömer Açay 10 Ekim 2008 Paylaş 10 Ekim 2008 TÜRK ÖLÇÜ BİRİMLERİ 1. 'abi geçen bi balık yakaladık nah kolum gibi' 2. 'muhsin abi geçen bi woofer almışım öküz gibi ses çıkarıyo. Mukemmel abi' 3. 'kaç karış?' 4. yol tarifinde bir ölçü birimi olarak yüz metre. 1 yuz metre = 300 metre 5. kedi kadar fare 9. bir demet maydanoz. 10. iki tutam karabiber. 11. bir diş sarımsak. 12. bir avuç fındık. 13. bir tepeleme çay kaşığı tuz. 14. bir silme çay kaşığı tuz. 15. iki rek Yorum bağlantısı
Serdar Yeniçeri 10 Ekim 2008 Paylaş 10 Ekim 2008 Bizi ayrı yapanda bunlar dünyanın neresinde var herhangi biri Yorum bağlantısı
Canan Özbek 13 Ekim 2008 Paylaş 13 Ekim 2008 İlk kadın hakimimiz Suat Berk'miş... Ah şu forward maillleri! Yorum bağlantısı
M. Tarık Yeşil 13 Ekim 2008 Paylaş 13 Ekim 2008 Türklerden Guinness'lik ölümler 1.Balkona 50 kişinin çıkması sonucu meydana gelen toplu ölüm.(dudullu'da bir köy nişanı töreninde) 2.TEM'de seyreden araçtaki 5 kişinin radyoda oynak şarkı çalınca aracı sağa çekerek otoyolda göbek atmaya başlaması ve 3'ünün ayrı ayrı araçların çarpması sonucu ölümü.(adapazarı-hendek) 3.Elektrik direğine yaslanıp ayakkabısındaki taşı çıkarmak için ayağını silkeleyen kişiyi elektrik çarptığını sanan bir başkasının akımdan kurtarmak amacıyla kafasına kürekle vurup öldürmesi.(rize-tunca köyü) 4.Midesine sinek kaçan bir kişinin sineği öldürmek için odaya sıkar gibi ağzına sheltox isimli ilacı sıkması ve sinekten beter ölümü.(istanbul-sultanbeyli) 5.mühendisin kontrol için geminin buhar kazanına girdiği sırada bundan habersiz bir gemi personelinin kapağı kapatması ve geminin sefere çıkmasıyla mühendisin ölümü.(kocaeli) 6.aynı işyerinde biri gündüz biri gece vardiyasında çalışan baba-oğulun motorsikletle eve giderken sert bir virajda karşılaşıp birbirlerine selam vermek isterken çarpışarak ölmeleri.(konya) 7.Nüfus sayımı nedeniyle kendisinden başka kimsenin bulunmadığı yolda (üstelik de otoban) sayım görevlisinin bariyerlere çarparak ölümü(tem otoyolu-gebze) 8.Karabük demir-çelik fabrikasında 600 tonluk pres makinasının arasından emekleyerek geçen işçinin 2450 santigratlık fırından sigarasını yakmaya çalışırken can vermesi.(karabük) 9.Tıraş olurken berberin rahatlatır diye boynu aniden sağa sola çevirme hareketi sonucu küt diye boynu kırılan müşterinin koltukta rahmetlik oluşu.(erzurum) 10.Bir vatandaşın yatağındaki tahtakurusunu öldürmek için yaptığı ilaçlamadan sonra uykuya dakınca tahatakurularıyla birlikte zehirlenmesi.(bodrum-yalıkavak) 11.Bir lunaparkta kafadar iki gecebekçisinin uçan sandalyeyi çalıştırıp binmeleri ve durduracak kimse olmayınca inemeyip sabaha kadar kusarak hayatlarını kaybetmeleri.(göztepe) 12.Arkadaşlarıyla iddiaya tutuşup kafasıyla mermer bloku kırmaya çalışan medyatik karatecinin mermer yerine kafasını kırarak beyin travması sonucu ölmesi.(Istanbul-esenler) Yorum bağlantısı
Can Karacaer 13 Ekim 2008 Paylaş 13 Ekim 2008 Gece otobüsün deposunda ne kadar mazot kaldığını görmeye çalışan muavinin ışık için çakmağını yakması sonucu ölümü Yorum bağlantısı
Ruhi Gökhan 13 Ekim 2008 Paylaş 13 Ekim 2008 Türklerden Guinness'lik ölümler11.Bir lunaparkta kafadar iki gecebekçisinin uçan sandalyeyi çalıştırıp binmeleri ve durduracak kimse olmayınca inemeyip sabaha kadar kusarak hayatlarını kaybetmeleri.(göztepe) Bu on seneler önce çok iyi hatırlıyorum, Tv haberlerindede çıkmıştı Ankara Gençlik Parkının Lunaparkındada oldu. Yorum bağlantısı
Ömer Açay 13 Ekim 2008 Paylaş 13 Ekim 2008 Havaalaninda aktarma yapmak isteyen yasli bir hanim, uçaginin 2 saat gecikmeli oldugunu ögrenince, dergiler ve bir kutu kurabiye alarak bekleme salonuna geçmis. Yanindaki sehpaya da dergileri ve kurabiye kutusunu birakarak, okumaya dalmis. Bir ara bakmis ki, yanindaki koltugu oturan bir adam, sehpadaki kurabiye paketini açiyor ve de yemeye basliyor. Kurabiyelerin kendisine ait oldugunu hissettirmek isteyen kadin, adama dik dik bakmis. Hatta cani o an istemedigi halde, kutudan bir kurabiyeyi agzina atmis. Her halde kurabiyelerin sahibinin kim oldugunu artik anlamistir diye düsünürken, adam bir tane daha agzina atmaz mi. Hemen kadin da bir tane daha atmis ve bir yarisma baslamis, adam bir tane, kadin bir tane. Sonuçta kutuda tek kurabiye kalmis, adam onu hizlica kaparak ortadan bölmüs ve gülerek kadina ikram etmis. O sirada, kadinin uçaginin alana indigi anonsu duyulmus ve islemler için kadin bankoya gitmis. Pasaportunu çikartmak için çantasini açtiginda, ne görsün ; KENDI KURABIYE PAKETI, HIÇ AÇILMAMIS OLARAK ÇANTASINDA DURMUYOR MU ! MEGER, ADAMIN KURABIYESINI YIYORMUS. önce düşünelim..sonra karar veerelim.. Yorum bağlantısı
Cihan Tiftik 13 Ekim 2008 Paylaş 13 Ekim 2008 (düzenlendi) Gce otobüsün deposunda ne kadar mazot kaldığını görmeye çalışan muavinin ışık için çakmağını yakması sonucu ölümü bi sn depodaki mazot nasıl alev alır ki? Bi varil mazota çakmak atıp,çakmağı söndürmüşlüğüm var. 13 Ekim 2008 tarihinde Cihan Tiftik tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Ömer Açay 13 Ekim 2008 Paylaş 13 Ekim 2008 Bakalım cevaplayan çıkabilecek mi??? -------------------------------------------------------------------------------- Yüzmek zayıflatıyorsa balinalar neyi yanlış yapıyorlar? Mısır yağı mısırdan, ayçiçek yağı ayçiçeğinden elde ediliyorsa; bebek yağı nereden elde edilmektedir? Süper yapıştırıcı herşeyi yapıştırdığı halde niçin içinde bulunduğu tüpün iç cidarlarını yapıştırmamaktadır? Niçin yanlış çevrilen telefon numarası hiçbir zaman meşgul çalmaz? Niçin falcıya gitmeden evvel randevu almak gereklidir? Eğer bugün hava sıcaklığı 0 derece ise ve yarın iki kat daha soğuk olacaksa, yarın hava kaç derece olacaktır? Neden insanlar gökyüzünde 400 Milyon yıldız var denildiğinde inandıkları halde, yeni boyalı yazan yüzeyi elleriyle yoklarlar? Niçin limonlu gazozların içerisinde bir sürü suni tatlandırıcı varken bulaşık deterjanında gerçek limon suyu kullanılmaktadır? Evli insanlar gerçekten daha mı uzun yaşamaktadırlar yoksa öyle mi hissetmektedirler? Işık 300.000 km/sn hızla yayıldığına göre karanlık hangi hızla çökmektedir? Işık hızında giden bir arabada oturduğumuzu varsayarsak, farları yakınca ne olur? Niçin fare kokulu kedi maması yok? Teflona hiçbir şey yapışmadığı halde teflon tavaya nasıl yapışmıştır? 24 saat açık benzin istasyonlarının kapılarında neden kilit vardır? Kar küreyicisinin şöförü sabah işine neyle gelmektedir? Eğer uçağın karakutusu kaza anında parçalanmıyorsa neden bütün uçak bu kutunun üretildiği maddeden yapılmamaktadır? Neden turuncu renge ''kavuniçi'' derler de ''portakal dışı'' demezler? Aslında bana sorarsanız kabak içleri daha turuncu ama millet kavunlara takmış işte.. Neden bozulan otobüsün yolculari bizim otobüsümüze aktarildiginda onlara mülteciymisler gibi bakariz? Neden her gördügümüz haritada hemen Türkiye'yi bulmaya çalisiriz? Millet olarak Dünya'da kaybolma kompleksimiz mi vardir? Neden ögrenciler ilkögretimin besinci sinifina kadar ögretmene "ögretmenim" diye seslenirken altinci sinifta bir anda "hocam" diye seslenmeye baslarlar? Neden sinavlarda "4 yanlis bir dogruyu götürür" seklinde bir uygulama ile ögrenciler cezalandirilirlar da "4 dogru bil, bir dogru da bizden" seklinde bir kampanya baslatilip zekaya ve riske girme cesaretine ödül verilmez? Neden mavi bir sebze veya meyve yoktur? Neden insanlar kapali bir alandan yagmur yagan alana çikinca kafalarini egerler? Yagmura duyulan saygidan midir yoksa ondan tirstigimiz için midir? Neden dükkanini kapatip giden esnaf, kapiya "10 dakika sonra dönücem" yazar, ne zaman gittigini nasil anlariz? Televizyona çikan insanlar neden kendilerini Türkiye'deki bütün insanlarin izledigini sanirlar ? Örn: Su anda 70 milyon kisi bizi izliyor... Neden gözlerinden öperim denir? Insan vücudunda öpülecek daha uygunsuz bir yer var midir? Kimse kimseyi gözünden öpmüs müdür? Dügünlerde neden "Dom Dom Kursunu" ile göbek atilmaktadir. "Bir avci vurdu beni, bin avci beni yedi" gibi sözler esliginde kendinden geçen baska milletler var midir? Neden bazi kizlarimiz sirin bir hayvancagiz gördüklerinde "inanmiyorum!" derler, inanilmayacak olan nedir? Cumartesi ve Pazartesi'nin neden kendi isimleri yoktur? Yorum bağlantısı
Mehmet Taner Kadak 13 Ekim 2008 Paylaş 13 Ekim 2008 bi sn depodaki mazot nasıl alev alır ki? Bi varil mazota çakmak atıp,çakmağı söndürmüşlüğüm var. Demekki az kalmış cihanım.. Yorum bağlantısı
Emre Gülşen 19 Ekim 2008 Yazar Paylaş 19 Ekim 2008 Pazarlamaci, sef sekreter ve Patron bir öglen paydosunda lokantaya dogru yürümektedirler. Parktaki banklardan birinin üzerinde sihirli bir lamba bulurlar. Lambayi ovarlar ve gerçekten de lambadan cin çikar. “Aslinda kisiye 3 dilek hakki veriyorum ama sizler üç kisi oldugunuz için hepinizin birer dilegini gerçek yapacagim” der cin. Sef sekreter arsizca atilarak “önce ben” diyerek siranin önüne yerlesir. “Bahamalarda, muhtesem bir sahilde tatil yapmak istiyorum. Tatilim hiç bitmesin ve hiçbir dert hayatima girmesin” diye dilegini ifade eder. Ve hoop, ortadan kaybolur. Simdi de pazarlamaci atilir ve “simdi sira bende” der. “Hayallerimdeki kadinla Tahiti sahillerinde Pina Colada içmek istiyorum” der ve hoop, o da ortadan kaybolur. “Simdi sira sende” der cin digerlerinin patronuna. “Bu iki salağı da ögleden sonra islerinin basinda görmek istiyorum” der patron hikayeden çikartilacak ders : Üstünüz olan birinin her zaman için önce konusmasina izin verin. Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 20 Ekim 2008 Paylaş 20 Ekim 2008 Ana-Baba hakkı 80'ine merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen 45 yaşında ve saygın bir işi olan oğlu salonda oturuyorlardı . Hal hatırdan, çoluk çocuktan, havadan sudan sahbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti. O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir karga kondu. Yaşlı baba kargaya gülümserek biraz baktıktan sonra oğluna sordu: 'Bu ne oğlum?' Oğlu şaşkın, cevapladı: 'o bir karga baba.' Yaşlı baba kargaya biraz daha baktıktan sonra yine sordu: 'Bu ne oğlum?' Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı: 'Baba, o bir karga' Karga h Yorum bağlantısı
Ömer Açay 21 Ekim 2008 Paylaş 21 Ekim 2008 KİM KİMİ SEVER? Beyaz karayı, sinek yarayı, zengin parayı, Yemek tuzu, rakı buzu, maymun muzu, Ördek kazı, güzel nazı, aşık sazı sever... Kuş darıyı, çiçek arıyı, erkek karıyı, Ana çocuğu, çoban gocuğu, yumurta sucuğu, Ocak közü, kirpik gözü, ozan sözü sever... Garip sılayı, yiğit halayı, tencere kalayı, Davul zurnayı, avcı turnayı, deve hurmayı, Alın kelini, cömert elini, cimri dilini sever... Çöl yağmuru, çizme çamuru, oklava hamuru, Tembel yatmayı, geveze atmayı, pazarcı satmayı, Şişe tıpayı, şarap kupayı, eşek sopayı sever... Ebe bebeği, kahve dibeği, çengi göbeği, Memur masayı, ermiş asayı, hakim yasayı, Haylaz döveni, dalkavuk öveni, hergele söveni sever... Sarhoş dostunu, ayı postunu, yaşlı bastonu, Hatip lafı, suçlu affı, açıkgöz safı, Orman çamı, kedi damı, işçi zammı sever... Mektup pulu, zampara dulu, Allah kulunu sever de.. Sen? Yorum bağlantısı
Can Karacaer 21 Ekim 2008 Paylaş 21 Ekim 2008 Sen? Güzelmiş, böyle bitmesini beklemiyordum Yorum bağlantısı
Emre Gülşen 23 Ekim 2008 Yazar Paylaş 23 Ekim 2008 Can Yücel'den: Farkında Olmalı İnsan... Kendisinin, Hayatın Olayların, Gidişatın Farkında Olmalı. Farkı Fark Etmeli, Fark Ettiğini De Fark Ettirmemeli Bazen... Bir Damlacık Sudan Nasıl Yaratıldığını Fark Etmeli. Anne Karnına Sığarken Dünyaya Neden Sığmadığını Ve En Sonunda Bir Metre Karelik Yere Nasıl Sığmak Zorunda Kalacağını Fark Etmeli. Şu Çok Geniş Görünen Dünyanın, Ahirete Nispetle Anne Karnı Gibi Olduğunu Fark Etmeli. Henüz Bebekken 'Dünya Benim!' Dercesine Avuçlarının Sımsıkı Kapalı Olduğunu, Ölürken De Aynı Avuçların 'Her Şeyi Bırakıp Gidiyorum İşte!' Dercesine Apaçık Kaldığını Fark Etmeli. Ve Kefenin Cebinin Bulunmadığını Fark Etmeli. Baskın Yeteneğini Fark Etmeli Sonra. Azraillin Her An Sürpriz Yapabileceğini, Nasıl Yaşarsa Öyle Öleceğini Fark Etmeli İnsan Ve Ölmeden E vvel Ölebilmeli. Hayvanların Yolda Kaldırımda Çöplükte Ama Kendisinin Güzel Hazırlanmış Mükellef Bir Sofrada Yemek Yediğini Fark Etmeli. Eşref-İ Mahl Yorum bağlantısı
Amaç Keskin 25 Ekim 2008 Paylaş 25 Ekim 2008 BORSA NEDİR?? Köylü Ahmet Ağa, eşeğini satmaya karar vermiş. Kıymeti taş çatlasa 50 milyon lira etmeyen eşek için pazarlık payı da ekleyerek 100 milyon lira fiyat koymuş. Komşu köyden acilen eşşeğe ihtiyacı olan Mehmet ağa 100 milyon ödeyip eşşeği pazarlıksız satın almış. Köylü Ahmet eşşeğini satmış ama akşam da gözüne bir türlü uyku girmemiş... Gece boyunca düşünüp, durmuş. "Mehmet ağa 50 milyon liralık eşeğe niye 100 milyon lira verdi ?"!!!!!... diye. İçi rahat etmeyince ertesi gün eşeğini geri almaya karar vermiş. Pazara gitmiş Mehmet ağayı bulmaya ama, bir de ne görsün eşşek 200 milyon liradan satışa çikarilmis... İyice sıkıntı basmış ve kesin karar vermiş, geri alacak eşeğini... 200 milyon lira pazarlıksız ödeyip geri almış (.). Aynı olay bu defa Mehmet ağa'nın başina gelmiş, o da uyuyamamış. "Allah Allah... Ahmet niye 100 milyona sattığı eşşeği 200 milyona geri aldı???Var bu işin içinde bir iş..." diye gece boyunca düşünüp, durmuş. O da ertesi gün eşşeği geri almaya karar vermiş Ahmet Ağa ile anlaşip 400 milyon lira vererek geri almış eşeği... Bu alışveriş her gün fiyat arta arta devam etmiş... Bir kaç gün sonra pazara bir başka köyden Hüseyin gelmiş. Hüseyin pazardaki kalabalığın arasına dalınca bir de ne görsün ; "al, al, al, sat, sat, sat" bağrışmaları arasında bir yaşlı eşek ve bu eşeğin tam 1.000.000.000 TL satış fiyatı!!!... Yanındakine sormuş, "Hemşerim, nedir bu iş???? Bu yaşlı eşek 1 milyar lira eder mi yahu??!!" Adam hemen yanıtlamış; "Valla grafikler ortada, bu eşeğin fiyatı bir haftada 50 milyon liradan başladı, 950 milyon liraya geldi. Şöyle bir teknik analizine bakarsan görürsün. Eşşeğin fiyatı 1 milyardaki direncini bi kırarsa, 1.5 milyara kadar yolu var.. " Yorum bağlantısı
Recommended Posts