Serkan Çok 13 Ağustos 2009 Paylaş 13 Ağustos 2009 arkadaşlar merhaba bence bir konuyu atlıyorsunuz olay sadece kaportadaki boya değilki. siz istanbulda 10 yıl geçirmiş bir arabanın arka kampanaları söküp baktınızmı? pas ve korozyon. bence burada konu etmemiz gereken kapordaki boyanın durumu yerine gözle zor görülen noktalardaki yıpranma saygılarımla. parayı veren herkes istediği yerden araba alabilir. karın altında günlerce beklemesi dolap misali daha iyi mi koruyor yani arabayı? romatizmal sorunlar mı yaşıyormuş araba nemli yerde. herkes kendi doğrusunu söylüyor. araba bakımlı ve temizsse her yerden alınır.. salt fog denilen bir olay var tuz buharı diye geçiyor bizde onu ne yapacağız? deniz kıyısında oluyor. Yorum bağlantısı
Alper Canbakış 8 Ekim 2009 Paylaş 8 Ekim 2009 (düzenlendi) bence alınmaz.neden diye sorucak olursanız şuanki çağ karbürötör çağı değil elektronik.elektronik değince kablolardan tutun herşey geliyor daha önce başıma geldi benim bende nem oranı yüksek bir yerde duruyorum muğla sabah kalktıgımda arabanın üstüne yağmur yağmış gibi çiğ yağıyor.nem+elektronik=paslanmailetkenliği ölüyor arabanım ben beyin kablosundan tutun kalorifer kablalorına kadar pas sökücüyle zor çıkardım çıkaramadıgım pasları koblonun hem dişi hem erkek uclarının içini çizmek zorunda kaldım.şimdi sorun yok ama 2-3 sene sonra tekrar lamam lazım aynı işlemleri.kaprorta okadar mühim değil baktırır sınız çürüme varsa yapılır alınırken de düşülür.birde yanık problemi vardır metalik renkdeki araçlarda nemli ortamda duran araçlarda.bence araç kızgibi ve nemli biryerden alıyorsanız 2 kere düşünün.yok araba ayagımı yerden kessin yeter diyorsanız hayırlı olsun :lol: en önemlisi bence bunlardır.kolay gelsin 8 Ekim 2009 tarihinde Alper Canbak?? tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Engin Özarı 8 Ekim 2009 Paylaş 8 Ekim 2009 (düzenlendi) tuzlu suyun korozyon etkisi boyalı araçlarda daha fazladır. Biz fabrikada boya dayanım testleri yapıyoruz. Tuzlu su ortamı herzaman boyayı daha aşındırır olmuştur. Ancak günümüz boya proses teknikleri bu sorunu aşmayıda başarmıştır. Ar-ge çalışmalarının sonuçları bunlar 8 Ekim 2009 tarihinde Engin tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Nuri Başer 8 Ekim 2009 Paylaş 8 Ekim 2009 Dünya malı dünyada kalır.. boşverin nemi, pası, tuzu.. heryerden araba alınır.. yeterki içinize sinsin.. Yorum bağlantısı
Bedri Baki 12 Ekim 2009 Paylaş 12 Ekim 2009 Benim 2004 Focus da 34 plaka idi ama bir zararını görmedim. Ama tabi yine de İstanbul arabasını pek tavsiye etmiyorlar. Sahil kıyısındaki nem ve tuz oranından dolayı arabalar daha çabuk çürür diyorlar Ama sanırım bu tabir 10 yaş ve üzeri arabalar için geçerli olabilir. 4-5 yıllık arabanın neyi çürüyecek ki. Yorum bağlantısı
Cihan Tiftik 12 Ekim 2009 Paylaş 12 Ekim 2009 4-5 yıllık arabanın neyi çürüyecek ki. Amcamların 2006 model Mercedes C200'ü var. Hollandalı merso. Araba bu yaz geldiğinde taş çarpan her yerin 1,5-2cm Yorum bağlantısı
Cengiz Ozan 22 Aralık 2010 Paylaş 22 Aralık 2010 Bence alınır...hem çoğu anadolu illerindeki vatandaşlarımız gelip istanbuldan alıyorlar arabalarını,çok şahit oldum...34 plakayla gidip kayseride bıraktığımız araba çok oldu... galericiler ve bazı şahıslar istanbuldan ucuza alıp plakayıda 38 e çevirip pahalı satıyorlar. Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 22 Aralık 2010 Paylaş 22 Aralık 2010 Peki ben bişey sormak istiyorum, Ankara karasal iklime sahip nemsiz bir bölge fakat ben yılın belki 9 ayı, sabah erken saatlerde aracımın üzerinde hep nem damlacıkları görüyorum, bu nasıl oluyor? Ankara'nın nemi farklıdır.. Sizin gördüğünüz nem değil kırağı dediğimiz olaydır.. araçlar üzerinde, deniz havası etkisi yapmaz.. Deniz havası farklıdır.. İçten çürütür.. metal, kumaş, süngerler, her şeyi çürütür.. Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur 22 Aralık 2010 Paylaş 22 Aralık 2010 Nem-kıl-tüy-yün, hani bunun bakım geçmişi diyen yok Yorum bağlantısı
Cihan Tiftik 22 Aralık 2010 Paylaş 22 Aralık 2010 Nem-kıl-tüy-yün, hani bunun bakım geçmişi diyen yok Nem,bakım dinlemez. Bakınız:Dingilteredeki 8-10 yaşında bakımdan kırılan arabaların altından çürümesi. Yorum bağlantısı
Ayhan Onaran 22 Aralık 2010 Paylaş 22 Aralık 2010 Nemli yerden bende araç almak istemem...Özellikle etrafı denizlerle çevrili olan illerden Yağan yağmur bile tuzlu yağar be Yorum bağlantısı
Nedim Öner 23 Aralık 2010 Paylaş 23 Aralık 2010 Palio kullanırken marşpiyer plastiğinin içine yılda birkaç kez, alttaki delikten hortum sokar su akıtırdım. Tahliye deliklerinden akan çamuru, taşları ve çer-çöpü görseniz şaşardınız. İtinalı kullanan biri olmasam, burada sürekli biriken çamur ve nemli toprak, altta kaldığı için gözle görünemeyen marşpiyer sacını çürütecekti. Yani kullanana bakmak lazım... Arabasına özen gösteren birinin arabası nerede olursa olsun alınabilir kanaatindeyim... (Bahsi açılmışken; maşpiyer içlerini ve özellikle ön çamurluk ile davlumbazın birleştiği alt köşeleri, çeşme hortumunu sokarak su ile kontrol edin derim. Bu kısımlarda toz-toprak, hatta yaprak kalarak tahliyeyi engelliyor ve siz görmeden çürütüyor...) Yorum bağlantısı
Serkan Toker 23 Aralık 2010 Paylaş 23 Aralık 2010 Ama her sabah arabaya bindiğimde hava soğuksa zaten camlar buz tutmuş oluyor. Değilsede bahar aylarında her sabah sileceği bir kez çalıştırmam gerekiyor.Arabanın tavanı, kaputu sürekli su damlacığı. Memleketim olan karadeniz'de nemli ama sabah arabanın üstünde su falan olmuyor. Anlamış değilim. Denizden yüksekliğinden olabilir mi ? Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek 23 Aralık 2010 Paylaş 23 Aralık 2010 Ama her sabah arabaya bindiğimde hava soğuksa zaten camlar buz tutmuş oluyor. Değilsede bahar aylarında her sabah sileceği bir kez çalıştırmam gerekiyor.Arabanın tavanı, kaputu sürekli su damlacığı. Memleketim olan karadeniz'de nemli ama sabah arabanın üstünde su falan olmuyor. Anlamış değilim. Kırağı, bir don olayıdır. Karadenizde olmaması normal... Yorum bağlantısı
Recommended Posts