Aziz Türkmen 22 Ekim 2010 Paylaş 22 Ekim 2010 Konuyla ilgisi yok ama bayağı bir takıntı olmuş bu yol kapandığı için ölen vatandaş haberine. Ben zaten duymamıştım. Ama yalan olsa ne olur, doğru olsa ne olur. Sonuçta böyle bir olayın gerçekleşme ihtimali var. Veya yol kapanmasa bile arkadan ezecekmişcesine gelen eskort arabalardan birinin bana veya bir başkasına olanca hızıyla çarpma ihtimali yine var. Şehir içinde yol kapatmayı bir yere kadar anlarım da, şehirler arası yolu kapattılar ya zamanında. Kaldı ki bence yol kapatmanın veya tam gaz gitmenin hiçbir mantığı yok. Suikast olacak olsa, kapanmış yolda 200 km/h hızla giderken de olur. Bu yazdığım bir kişiye özel değil, bir çok mevki için ve geçmişten bugüne hepsi için... Araba konusuna gelirsek; çok güzel araba ama eskisinin suyu mu çıkmış? Yazık günah bence... Prestij diyen arkadaşlar, prestij böyle şeylerle olmuyor. Ülkemizin durumunu yabancı ülke bürokratları zaten biliyor. İyisiyle de, kötüsüyle de... Yorum bağlantısı
Okyay Pay 22 Ekim 2010 Paylaş 22 Ekim 2010 volvo s80 1.6 tdci neyine yetmiyoki bunların , sonuçta arkada oturacan , şöferinde rally falan yapmayacak . Yorum bağlantısı
Mustafa Tüfekçi 22 Ekim 2010 Paylaş 22 Ekim 2010 Ani durumda kaçmak için hızlı olması alzım sonuçta m3 den bile hızlı tabi zırhlısını bilemem Bu hala duruyor mu acaba? Bir belgeselde izlemiştim papada da var bundan hatta belgeselde kronik amoritsör sorunu vardı ondan galbia bu havalı süsüpansiyon zırt pırt bozuluyormuş Yorum bağlantısı
Evren Erakçora 22 Ekim 2010 Paylaş 22 Ekim 2010 50 li yıllarda bazı cadillac modellerinde de havalı yüreyen aksam varmış. Ancak çok sorun çıkarttıkları için vazgeçilmiş sonradan. Yorum bağlantısı
Mustafa Akdeniz 22 Ekim 2010 Paylaş 22 Ekim 2010 (düzenlendi) Konuyla ilgisi yok ama bayağı bir takıntı olmuş bu yol kapandığı için ölen vatandaş haberine. Ben zaten duymamıştım. Ama yalan olsa ne olur, doğru olsa ne olur. Sonuçta böyle bir olayın gerçekleşme ihtimali var. Veya yol kapanmasa bile arkadan ezecekmişcesine gelen eskort arabalardan birinin bana veya bir başkasına olanca hızıyla çarpma ihtimali yine var. Şehir içinde yol kapatmayı bir yere kadar anlarım da, şehirler arası yolu kapattılar ya zamanında. Kaldı ki bence yol kapatmanın veya tam gaz gitmenin hiçbir mantığı yok. Suikast olacak olsa, kapanmış yolda 200 km/h hızla giderken de olur. Bu yazdığım bir kişiye özel değil, bir çok mevki için ve geçmişten bugüne hepsi için... Araba konusuna gelirsek; çok güzel araba ama eskisinin suyu mu çıkmış? Yazık günah bence... Prestij diyen arkadaşlar, prestij böyle şeylerle olmuyor. Ülkemizin durumunu yabancı ülke bürokratları zaten biliyor. İyisiyle de, kötüsüyle de... Eskort olaylarına katılıyorum.2 ya da 3 sene önce Ankara'da Başbakanın korumaları yüzünden sivil ekip otosu tünel girişinde kaza yapmıştı hoş sadece Başbakan konvoyunda değil Genelkurmay konvoyunda bile oluyor(senesini unuttum tatbikat izlemeye giden kurmay konvoyuna gırmek ısteyen sıvıl aracı askeri aracın yol dışına alması ) Bu arada bu eskortların her türlü yetkisi var bizim buraya geldiklerinde ben güzergahlarından çıkıyorum 22 Ekim 2010 tarihinde Misafir tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Rıdvan Bakkal 22 Ekim 2010 Paylaş 22 Ekim 2010 Selefi, gereksiz gördüğü için 14 adet cumhurbaşkanlığı aracını iade etmişti. http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=73981 Yorum bağlantısı
Adem Cengiz 22 Ekim 2010 Paylaş 22 Ekim 2010 (düzenlendi) Çok gereksiz bir harcama. Gereksiz değil bence, bu tip harcamalar ülke bütçesi içinde devede kulak kalır, ülkeyi doğru dürüst idare etsinler yeter. Biz kriz dönemlerinde gereksiz siyasi polemikler-krizler yüzünden gecelik faizin artması vs. sebeplerle milyarlarca dolar zarar ettik. Atatürk'ün hastalığının ilerlediği dönemlerde bu kadirşinast millet Savarona yatını aldı, o günkü kurda fiyatı 1 milyon 250 bin $ dı. Bugünkü karşılığı 19 Milyon $ . Helali Hoş olsun... Türkiye, bağımsız olamasaydı, bunun maliyetini kim hesap edebilecekti... Herşey para değil sonuçta... Ama şu da bir gerçek ki bizde kamudaki makam arabası saltanatı dünyada çoğu ülkede de yoktur. Kesinlikle buna bir son verilmesi lazım. Bizde 2003 ABS'siz, AIRBAGSIZ, Frene basınca daha da hızlanan, direksiyonu jöle gibi, virajlarda sadece iki tekerle giden FIAT Doblomuz var Resmi Hizmet Aracı olarak. Şunu bırakalım diyorum, kamuda genelge var, 10 yıl geçmeden elden çıkaramıyorsunuz. Çözüm olarak kiralık araca geçtiler... Tabii aldıkları Linea ya da Megane II. Bir de yıllık 60.000 km yapmazsanız o tip araçtan bir daha kiralamıyorlar... En iyisi zaza dayının.. :lol2: Allah öyle insanlara malını yedirmiyor... Konuyla ilgisi yok ama bayağı bir takıntı olmuş bu yol kapandığı için ölen vatandaş haberine. Ben zaten duymamıştım. Ama yalan olsa ne olur, doğru olsa ne olur. Sonuçta böyle bir olayın gerçekleşme ihtimali var. Veya yol kapanmasa bile arkadan ezecekmişcesine gelen eskort arabalardan birinin bana veya bir başkasına olanca hızıyla çarpma ihtimali yine var. Şehir içinde yol kapatmayı bir yere kadar anlarım da, şehirler arası yolu kapattılar ya zamanında. Kaldı ki bence yol kapatmanın veya tam gaz gitmenin hiçbir mantığı yok. Suikast olacak olsa, kapanmış yolda 200 km/h hızla giderken de olur. Bu yazdığım bir kişiye özel değil, bir çok mevki için ve geçmişten bugüne hepsi için... Araba konusuna gelirsek; çok güzel araba ama eskisinin suyu mu çıkmış? Yazık günah bence... Prestij diyen arkadaşlar, prestij böyle şeylerle olmuyor. Ülkemizin durumunu yabancı ülke bürokratları zaten biliyor. İyisiyle de, kötüsüyle de... Vesile ile sokağımda ve ülkemin pek çok sokağında semt pazarları kuruluyor. Allah korusun hasta olsa ambulans giremez, yangın olsa itfaiye ulaşamaz... 22 Ekim 2010 tarihinde Adem Cengiz tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Serhat S. Yazıcı 22 Ekim 2010 Paylaş 22 Ekim 2010 Bence çok güzel ne olursa olsun içinde giden cumhurbaşkanımız.. Yorum bağlantısı
Aziz Türkmen 22 Ekim 2010 Paylaş 22 Ekim 2010 Bizde 2003 ABS'siz, AIRBAGSIZ, Frene basınca daha da hızlanan, direksiyonu jöle gibi, virajlarda sadece iki tekerle giden FIAT Doblomuz var Resmi Hizmet Aracı olarak.Şunu bırakalım diyorum, kamuda genelge var, 10 yıl geçmeden elden çıkaramıyorsunuz. Çözüm olarak kiralık araca geçtiler... Tabii aldıkları Linea ya da Megane II. Bir de yıllık 60.000 km yapmazsanız o tip araçtan bir daha kiralamıyorlar... Allah öyle insanlara malını yedirmiyor... Vesile ile sokağımda ve ülkemin pek çok sokağında semt pazarları kuruluyor. Allah korusun hasta olsa ambulans giremez, yangın olsa itfaiye ulaşamaz... E gayet tabii o da bir sıkıntı. Ama benim yaşadığım semtte pazar yerleri var. Bu pazar yerlerinin civarında otoparklar var. Normalde trafiğe bir sıkıntı olmuyor, sadece yoğun saatlerde çok mühim insancıklarımız yürümek istemedikleri için arabalarını yol kenarına bırakıp gidiyorlar. O zaman biraz sıkıntı olabiliyor. Her yerde böyle bir uygulamaya geçilmesi lazım. Kaldı ki, 2 yanlış 1 doğru etmez. Ayrıca, kamu arabaları konusuna da değineyim... Şimdi ticari araçlar için K belgesi diye bir şey çıkarttılar. Forumdaki bir çok arkadaş benden daha iyi bilir nedir ne değildir. Ancak özet olarak, kiralık arabaya bu belgeden alamıyorsunuz. Yani kiralık bir ticari araç artık kullanamıyorsunuz ve satın almanız gerekiyor. Yıllık 60bin km ise kuruma ve sözleşmelere göre değişir. Sabit bir şey değil. Yorum bağlantısı
Adem Cengiz 22 Ekim 2010 Paylaş 22 Ekim 2010 (düzenlendi) Ama benim yaşadığım semtte pazar yerleri var. Bu pazar yerlerinin civarında otoparklar var. Normalde trafiğe bir sıkıntı olmuyor, sadece yoğun saatlerde çok mühim insancıklarımız yürümek istemedikleri için arabalarını yol kenarına bırakıp gidiyorlar. O zaman biraz sıkıntı olabiliyor. Her yerde böyle bir uygulamaya geçilmesi lazım. Kaldı ki, 2 yanlış 1 doğru etmez.Ayrıca, kamu arabaları konusuna da değineyim... Şimdi ticari araçlar için K belgesi diye bir şey çıkarttılar. Forumdaki bir çok arkadaş benden daha iyi bilir nedir ne değildir. Ancak özet olarak, kiralık arabaya bu belgeden alamıyorsunuz. Yani kiralık bir ticari araç artık kullanamıyorsunuz ve satın almanız gerekiyor. Yıllık 60bin km ise kuruma ve sözleşmelere göre değişir. Sabit bir şey değil. İstanbul'un taşı toprağı altın ya, öyle pazar, park, okul, spor sahası, yeşil alan gibi lüzumsuz işlere harcanmaz, ya alışveriş merkezi yapılır, ya da lüks site... Bedrettin Dalan şu Sahil yollarını açmasaydı İstanbullu deniz bile göremezdi... Desenize Doblomuz gitse yerine Ticari araç koyamayacağız, bazı tamimler, genelgeler, masa başında sonuçları iyi hesap edilmeden hazırlanıyor... 22 Ekim 2010 tarihinde Adem Cengiz tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Rıfat Çakar 22 Ekim 2010 Paylaş 22 Ekim 2010 Kiralık araçlar ticari olarak kullanılamıyor demek biraz yanlış olur. ''K'' belgesi ulaştırma bakanlığının yeni çıkardığı zırtapozluklardan biri. Belgeli almak içn yanlış hatırlamıyorsam 6500 TL ödemiştik. Aldığımız her aracı ''K'' belgemize işletmek için de ayrıca 65 TL ödüyoruz. Ödenen tüm meblağlar vergiden tamamen düşülüyor ve kdvsi o ay için kullanılabiliyor. Kiralık araç olayına gelince , aracı kiraladığınız zaman kullandığınız yakıtı , yaptığınız servis vs. harcamalarını ve kira bedelini gider olarak gösterip vergiden düşebiliyorsunuz. Dolayısı ile kiralık ticari araç kullanılmaz diye bir durum yok. Kiraladığınız yer almak zorundadır ''K'' belgesini. Yorum bağlantısı
Çağrı Sağlam 23 Ekim 2010 Paylaş 23 Ekim 2010 Bir Turkiye Cumhuriyeti vatandasi olarak bana dusen Allah daha da iyilerini versin demektir. Sarkozy, gelir gelmez Peugeot yerine Citroen'e gecis yapti, Merkel markalardan marka begenemiyor, Obama desen tankla geziyor vs. Bizim Gul ne yapsin ulkenin kendi araci yok ki... Bu arada Abdullah Gul, bizzat gordum, gecisi esnasinda mumkun oldugunca yollari kapattirmiyor. Bu konularda hassas oldugu cok belli; ancak oyle birisi var ki bir gun oruc agzimla 45 dakika genelkurmay baskanliginin onunde beklememe ve iftardan 50 dakika sonra evimde olmami saglamisti benim hakkim ona helal degil. Yorum bağlantısı
Hasan Aksüt 23 Ekim 2010 Paylaş 23 Ekim 2010 Ülke'den emin değilim ama İngiliz parlamentosu 2011 için milletvekillerine kadar araçların satılarak toplu taşıma araçlarına geçilmesi kararı almıştı. Bizden daha zengin olduklarından eminim... Yorum bağlantısı
Eray Sireli 23 Ekim 2010 Yazar Paylaş 23 Ekim 2010 Ülke'den emin değilim ama İngiliz parlamentosu 2011 için milletvekillerine kadar araçların satılarak toplu taşıma araçlarına geçilmesi kararı almıştı. Bizden daha zengin olduklarından eminim... Onlar dünyada yapılacak herşeyi yapmışlar, artık trübünlere oynuyorlar. Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu 23 Ekim 2010 Paylaş 23 Ekim 2010 (düzenlendi) Ülke bütçesinin yanında devede kulak dahi olsa bu tür harcamalar gereksiz, dingilizlerin aldıkları önlemlere bakın birde bize, bir tarafımıza kapatmak için don alacak paramız yok ama prestij için neler yapılıyor, hemde ne prestij ama, eskisi kaç modeldi ne arızası vardı.... Birde Savarona olayını yazmış arkadaşımız, sözüm ona değil ama... O yat Atatürkün aldığı gerçekten çok sevdiği ve heyecanlandığı tek oyuncaktı, ve onun durumu farklıydı, ayrıca savarona yatının özellikle niye alındığını, tarihini uluslar arası ilişkilerdeki konumu esas prestijin nasıl yapılacağını, topluma etkisini, anlatan yazılar var internette, Savarona olayı farklıdır bu sebeble bence örnek göstermeyelim, arakadışıma sözüm yok ama bu beni rahatsız etti, başka yerlerdede kullanılmıştı bu, özelliklede ülkenin şuanki haliyle örnek göstermek üzdü beni. 23 Ekim 2010 tarihinde Ali Cihangiro?lu tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Adem Cengiz 23 Ekim 2010 Paylaş 23 Ekim 2010 Ülke bütçesinin yanında devede kulak dahi olsa bu tür harcamalar gereksiz, dingilizlerin aldıkları önlemlere bakın birde bize, bir tarafımıza kapatmak için don alacak paramız yok ama prestij için neler yapılıyor, hemde ne prestij ama, eskisi kaç modeldi ne arızası vardı.... Birde Savarona olayını yazmış arkadaşımız, sözüm ona değil ama... O yat Atatürkün aldığı gerçekten çok sevdiği ve heyecanlandığı tek oyuncaktı, ve onun durumu farklıydı, ayrıca savarona yatının özellikle niye alındığını, tarihini uluslar arası ilişkilerdeki konumu esas prestijin nasıl yapılacağını, topluma etkisini, anlatan yazılar var internette, Savarona olayı farklıdır bu sebeble bence örnek göstermeyelim, arakadışıma sözüm yok ama bu beni rahatsız etti, başka yerlerdede kullanılmıştı bu, özelliklede ülkenin şuanki haliyle örnek göstermek üzdü beni. Konunun çok hassas olduğunun farkındayım, benim dile getirmek istediğim, bu tip harcamalardan ziyade, yöneticilerin aldığı ya da alacağı yanlış kararların ilk başta görünmeyen maliyetinin çok daha yüksek olduğudur. Bir de belki otomobil forumu olduğundan, BMW dikkat çekiyor da, alınan uçaklar unutuluyor... Bir Cumhurbaşkanı, atıyorum, Kaplumbağayı Makam aracı olarak kullanır, sonra tutar ülkeyi gereksiz bir savaşa sokar, hani görünüşte masrafı yok, ama ülkeye maliyeti ölçülemez... Özetle, önce Ülkeyi Doğru Dürüst idare etsinler, işsizlik olmasın, halk zenginleşsin, ondan sonra aldıkları araba, uçak vs. hepsi helal olsun... Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu 23 Ekim 2010 Paylaş 23 Ekim 2010 Konunun çok hassas olduğunun farkındayım, benim dile getirmek istediğim, bu tip harcamalardan ziyade, yöneticilerin aldığı ya da alacağı yanlış kararların ilk başta görünmeyen maliyetinin çok daha yüksek olduğudur.Bir de belki otomobil forumu olduğundan, BMW dikkat çekiyor da, alınan uçaklar unutuluyor... Bir Cumhurbaşkanı, atıyorum, Kaplumbağayı Makam aracı olarak kullanır, sonra tutar ülkeyi gereksiz bir savaşa sokar, hani görünüşte masrafı yok, ama ülkeye maliyeti ölçülemez... Özetle, önce Ülkeyi Doğru Dürüst idare etsinler, işsizlik olmasın, halk zenginleşsin, ondan sonra aldıkları araba, uçak vs. hepsi helal olsun... +100 Yorum bağlantısı
Fatih Karaca 23 Ekim 2010 Paylaş 23 Ekim 2010 Kiralık araçlar ticari olarak kullanılamıyor demek biraz yanlış olur. ''K'' belgesi ulaştırma bakanlığının yeni çıkardığı zırtapozluklardan biri. Belgeli almak içn yanlış hatırlamıyorsam 6500 TL ödemiştik. Aldığımız her aracı ''K'' belgemize işletmek için de ayrıca 65 TL ödüyoruz. Ödenen tüm meblağlar vergiden tamamen düşülüyor ve kdvsi o ay için kullanılabiliyor. Kiralık araç olayına gelince , aracı kiraladığınız zaman kullandığınız yakıtı , yaptığınız servis vs. harcamalarını ve kira bedelini gider olarak gösterip vergiden düşebiliyorsunuz. Dolayısı ile kiralık ticari araç kullanılmaz diye bir durum yok. Kiraladığınız yer almak zorundadır ''K'' belgesini. Rıfat Bey, İş bahsettiğiniz kadar basit değil. Yaklaşık 5 (BEŞ) yıldır Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin iptali için uğraşıyoruz. Çünkü, kiralık araçlarda, araç sahibi K türü yetki belgesi alabilse bile bu yetki belgesinin ve taşıt kartının aracı kullanan kiracıya bir faydası yok. Kiracı, aracı kullanırken yine ceza yer. Yönetmelikle getirilen şart şudur: Araç sahibi, araçta taşınan mal, yetki belgesi, taşıt kartı hep aynı isme düzenlenmiş olmalıdır. E, taşınan mallar kiracının, belgeler de kiralayanın olunca 2.000-TL ceza yenir paşa paşa. Bu belgeyi, kira sözleşmesini ortaya koyarak kiracı da alamaz. Çünkü yine yönetmelik, yetki belgesi alacakların araçlarının "ÖZMAL" (kendisinin) olmasını şart koşmuştur. Velhasılı, yönetmelikteki birkaç kelime oyunu ile ticari araçların kiralanması fiilen yasaklanmıştır. Ama Ulaştırma Bakanlığına sorarsanız "Ne yasaklaması, yönetmelikte bununla alakalı bir yasak yok" diyeceklerdir. Konuyla alakalı değil ama kendimi tutamadım, sizi ve diğer üyeleri bu konuda bilgilendireyim dedim. Aramızda tacirler, firmaların satın alma bölümlerinde karar vericiler vs... var ise ticari araç kiralarken iyice araştırsınlar, zararlarına olacak bir işe girişmesinler diye. Saygılarımla Av. Fatih Karaca Yorum bağlantısı
Rıfat Çakar 23 Ekim 2010 Paylaş 23 Ekim 2010 Rıfat Bey,İş bahsettiğiniz kadar basit değil. Yaklaşık 5 (BEŞ) yıldır Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin iptali için uğraşıyoruz. Çünkü, kiralık araçlarda, araç sahibi K türü yetki belgesi alabilse bile bu yetki belgesinin ve taşıt kartının aracı kullanan kiracıya bir faydası yok. Kiracı, aracı kullanırken yine ceza yer. Yönetmelikle getirilen şart şudur: Araç sahibi, araçta taşınan mal, yetki belgesi, taşıt kartı hep aynı isme düzenlenmiş olmalıdır. E, taşınan mallar kiracının, belgeler de kiralayanın olunca 2.000-TL ceza yenir paşa paşa. Bu belgeyi, kira sözleşmesini ortaya koyarak kiracı da alamaz. Çünkü yine yönetmelik, yetki belgesi alacakların araçlarının "ÖZMAL" (kendisinin) olmasını şart koşmuştur. Velhasılı, yönetmelikteki birkaç kelime oyunu ile ticari araçların kiralanması fiilen yasaklanmıştır. Ama Ulaştırma Bakanlığına sorarsanız "Ne yasaklaması, yönetmelikte bununla alakalı bir yasak yok" diyeceklerdir. Konuyla alakalı değil ama kendimi tutamadım, sizi ve diğer üyeleri bu konuda bilgilendireyim dedim. Aramızda tacirler, firmaların satın alma bölümlerinde karar vericiler vs... var ise ticari araç kiralarken iyice araştırsınlar, zararlarına olacak bir işe girişmesinler diye. Saygılarımla Av. Fatih Karaca Yönetmeliğin detaylarını sizin kadar bilmiyorum tabii , ancak yürürlükte yapılan denemetlerde bu kadar bakılmıyor. K belgesi varmı var src var mı var malın irsaliyesi var mı var tamam devam et şeklinde oluyor. Tabi buna güvenip iş yapmak tercih meselesi , haklısınız.. Yorum bağlantısı
Necati Dur 23 Ekim 2010 Paylaş 23 Ekim 2010 Bir Turkiye Cumhuriyeti vatandasi olarak bana dusen Allah daha da iyilerini versin demektir. Sarkozy, gelir gelmez Peugeot yerine Citroen'e gecis yapti, Merkel markalardan marka begenemiyor, Obama desen tankla geziyor vs. Bizim Gul ne yapsin ulkenin kendi araci yok ki... Bu arada Abdullah Gul, bizzat gordum, gecisi esnasinda mumkun oldugunca yollari kapattirmiyor. Bu konularda hassas oldugu cok belli; ancak oyle birisi var ki bir gun oruc agzimla 45 dakika genelkurmay baskanliginin onunde beklememe ve iftardan 50 dakika sonra evimde olmami saglamisti benim hakkim ona helal degil. Büyük şehirde yada Başkentte oturmanın vergisi diyelim Buna. Bizde büyük şehirde oturmamanın vergisini ödü yoruz. Servise gidiyorum o yok, bu yok. Ama burda büyük konvoylarda yok... Yorum bağlantısı
Oğuz Altınada 24 Ekim 2010 Paylaş 24 Ekim 2010 Savarona'nın alınmasını Atatürk istememiştir. Savarona'yı çok sevdiğini bildiği için o dönemdeki meclis bu yatı alıp Atatürk'e hediye etmiştir. Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu 24 Ekim 2010 Paylaş 24 Ekim 2010 (düzenlendi) Kısaca Savarona' nın hikayesi şudur. Alıntıdır: Adını Hint Okyanusu' nda yaşayan bir kuğu türünden alır Savarona. Golden Gate ve Brooklyn Köprüsü' nü inşa ederek büyük bir servet kazanan mühendis John Roebling' in akrabalarından Emily Roebling Cadwallader isimli bir bayan tarafından yaptırılır. Yapımına, Yavuz Kruvazörü' nün 12 Ağustos 1910 tarihinde Hamburg' un Blohm ve Voss Tersanesi' nde kızağa oturtuluşundan 20 yıl sonra, 29 Temmuz 1930 tarihinde yine aynı tersanede başlanır. Yavuz gibi o da yapımından bir müddet sonra Türkiye Cumhuriyeti bandırasıyla, karasularımızda adına yakışır bir şekilde, kuğu gibi yüzme fırsatı bulacaktır. Yat tamamlandığında tarih 28 Mart 1931 dir. Bayan Cadwallader' in hayatı boyunca üç teknesi olmuştur. 40 metrelik Savarona 1, 80 metrelik Savarona 2 ve en sonuncusu 4 milyon dolara mal olan, 16 metrelik iki direğe sahip 136 metre uzunluğundaki Savarona. Yapımı tamamlandıktan sonra Cadwallader, Atlantik, Akdeniz ve Kuzey Afrika sularını gezerek beğendiği eşyaları Savarona için satın alır. Bu yüzden Savarona' nın içi dünyanın dört bir yanından getirilmiş, özel ve tarihi eşyalarla doludur. Gezdiği bölgelerin birinde, bir şatoda görkemli bir şömine dikkatini çeker ve onu almak ister. Ancak sahibi onu satmaya yanaşmaz bunun üzerine Cadwallader' in aklına bir çözüm gelir: Şatoyu satın almak. Şatoyu satın aldıktan sonra şömineyi söktürür ve kendi yatak odasına, yatağının arkasına taktırır. Buradan çıkan dumanların dışarı verilmesi için de bir baca taktırır.Cadwallader yüksek dışalım vergisinden dolayı Savarona' yı Amerika Birleşik Devletleri' ne sokamaz ve çok sevdiği yatını satmaya karar verir. SAVARONA' NIN ALINIŞI Ertuğrul Yatı Atatürk döneminde uzun bir süre Cumhurbaşkanlığı Yatı olarak kullanılır. Denize karşı büyük bir sevgisi olan Atatürk, İstanbul?da bulunduğu yaz aylarında, Acar Motoru' ndan ya da Ertuğrul Yatı' ndan Moda Koyu' nda yapılan yelken ve kürek yarışlarını izler. 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı nedeniyle yapılan yarışlarda ve diğer önemli yarışlarda bu yat, Atatürk' ün rahatlıkla izleyebileceği bir yere getirilir. Büyük Önder' in bu yarışları izlemeye gelmiş olması denizciler için de ayrı bir heyecan, şevk ve gurur kaynağı olur. Atatürk İran Şahı Rıza Pehlevi, İngiliz Kralı VIII. Edward ve Ürdün Kralı Abdullah?ı da Ertuğrul Yatı' nda ağırlar. 1938 yılında Atatürk' ün İngiliz Kralı VIII. Edward' ı ağırladığı bir gün bacadan dökülen kurum kralın beyaz pazenlerini kirletince, Atatürk, Ertuğrul?un hurdaya gönderilmesine karar vererek, yeni bir Cumhurbaşkanlığı yatı araştırılması için emir verir. Başbakan Celal Bayar hemen araştırmaya koyulur. Yakın arkadaşı Zeki Rıza Sporel İngiliz Vitol ailesinin kızıyla evlidir ve eşinin kardeşleri İngiliz Konsolosluğu' nda çalışmaktadır. Onların aracılığıyla görüşmeler başlar. Cadwallader o zamanlar yatı başka birine satmış, mukavelelerin bir kısmını da imzalamıştır. Ancak hayranı olduğu Atatürk ismini duyunca yatı anlaştığı kişiye değil, imalatının yarı fiyatına Türkiye Cumhuriyeti?ne satar. Bu durum Savarona?ya sahip olmayı çok isteyen bu kişinin hiç hoşuna gitmez. Haksızlığa uğradığını düşünen bu kişi Adolf Hitler' dir. HİTLER SAVARONA' YI VERMEK İSTEMİYOR Savarona' yı elinden kaçırmak istemeyen Almanya, Krupp firmasının aracılığıyla yata haciz koyar. Atatürk' e karşı büyük bir sevgisi olan Amerika' nın o zamanki başkanı Roosvelt, Savarona Yatı' nın üzerindeki haczin en kısa zamanda kaldırılarak, Türkiye' ye satılmasını; aksi halde o sıralarda, New York Limanı' nda bulunan Alman transatlantiğinin haczedileceğini Hitler' e bildirir. Sonunda haciz kalkar ve Savarona Amerikan bandırasıyla Hamburg Limanı' ndan çıkarak İngiltere' nin Southampton Limanı' na demirler. Londra Büyükelçimiz Fethi Okyar, Cumhurbaşkanlığı Başkatibi Hasan Rıza Soyak, Hava Müsteşarı Sadullah Güney, İş Bankası Genel Müdürü Muammer Eriş, Etibank Genel Müdürü İlhami Nafiz Pamir?den oluşan Türk heyeti Southampton' a gider ve 24 Mart 1938 tarihinde Savarona' ya Türk Bayrağı çekilir. 12 Nisan 1938 tarihinde tüm hazırlıklarını yapmak üzere Hamburg' a geri döner. Hazırlıklar biter bitmez 22 Mayıs 1938?de Sait Özege ve 45 kişilik personeli ile İstanbul' a hareket eder. EN ÇOK SEVDİ 24 Ekim 2010 tarihinde Ali Cihangiro?lu tarafından düzenlendi Yorum bağlantısı
Recommended Posts