İçeriğe Yönlendir

Caner'le Sohbetler


Caner Kardeşseven

Recommended Posts

Fatih Çalıkuşu

Çok güzel özetlemişsiniz olayı ellerinize sağlık  yıllarca spor salonlarında haftada bir kaç gün vakit geçirmeye kilomu dengede tutmaya çalıştım , mahalle arasında arkadaş grubu ile olaya başladık sonra yaprak dökümü başladı ve birer birer her arkadaşım bıraktı ve gayretliyim yıllarca devam ettim hatta bayrak tatilleri uzadığında , senelik izine çıktığımda stres falan olmaya başladım , daha sonraları baktım ki sonu yok bu işin evli ve çocuklu bir kimse için evde ailesi için geçireceği zamanı dışarıda tüketiyor , akşam yemekleri yalnız yeniyor v.s v.s , şimdilerde ise olayı farklılaştırdım bir tane bisiklet var , birde açık hava koşuları ne zaman fırsat bulursam haftada 2-3 spor yapmaya çalışıyorum eskisi kadar fit olmak gibi bir derdim de kalmadı , az önce hastaneden bir arkadaşımı ziyaretten geldim hayatta daha önemli şeyler olduğunu düşünüyorum en başı sağlık gibi  

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Fatih Çalıkuşu

benim tespitlerim var ;aslında çevremizde bir çok kişi 3-6 aylık üyelik işlemi gerçekleştirip genelde ilk heves 3-5 kere salona giderler , sonra yoğunluktan olay biter ,bahar başlangıcı gibi bir üye artışı olur kış aylarında in cin top oynar , koşu bantları her daim sıra beklenen aletler olup %20 oranda arıza yapan elektrik çarpan ürünlerdir.Deli gibi kimyasalın tüketildiği bir an önce baklava kasların oluşumunun ümit edildiği bir beklenti içime girer bütün salon eşrafı sonrası ise hayal kırıklığı işi abartıp iğne vurduran arkadaşlarım bile oldu , benim tercihim hiç kimyasal olayına girmeden sporunu yaparsın beslenmene dikkat ettikten sonra iş kolay zaten amaç bence spor olmalı

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı

Azim istikrar kararlılık olmadığı sürece bu hep böyle gider beslenmeye dikkat düzenli spor. Düzenli spor diyince illa akla spor salonu gelmemeli bölgesel birçok hareket var. Kesinlikle takviye besin işine girilmemeli. Kilo aldirici verdirici Vs spor salonundan çok isporta tezgahı olmuş bir çoğu

Yorum bağlantısı
  • 2 hafta sonra...
Caner Kardeşseven
(düzenlendi)

UYDURUK KARNE UYDURUK NOTLAR UYDURUK DEĞERLENDİRMELER HEPSİ ATMASYON !

Çocuğun psikolojik desteklenmesi için yapılan bu tiyatro , çocuğun geleceğine balta vurmaktır !
Bir sınıfta 20 tane takdir 3 teşekkür olurmu ? 
Neyin iftihar belgesi bunlar ??
Dağıt kağıt parçalarını! Hepsi paçavra ! Hiç kıymeti yoktur ! Bir de A4 e çıktı yapmışlar karneyi arkadaş !

Zaten hiç bi çocuğun havaya zıpladığını mutlu olduğunu da görmedim.

Yazmışlar:
sosyal davranış çok iyi, arkadaş iletişimi çok iyi...böyle 9-10 tane madde var hepsi süper... Ötekiler de süper...
Müdüriyete kim gitti? Kim ceza aldı ? Kimin velisi okula çağrıldı o zaman ? Küllüm yalan !

Matematik 90 küsür...
Test kitapçığında yapamadığı soruların haddi hesabı yok, anlamadığı apaçık belli, bana sorduğu veya anlattığım zaman " haa ya ben onu bilmiyordum ki?" dediği kırk kalem var !
Beden 90 mış...
La yürü git !

100 verirken müziğe hiç ar etmedin mi hoca !
daha do re mi sayamıyor verdiğiniz nota kitapcığına yazamıyor flütte çalıştığını tekrar yapamaıyor ezberden gidiryor nereye 100?

Sosyal bilgiler desen o da öyle ! Kendi ders kitabından soruyorum , gözüme bakıyor ve biz bunu işlemedik diyor... Açıyorum defterini bakıyorum , işlenmiş konu...!

Yetmedi:
4 +4+4 sistemi yanlış dedik ,  kabul görmedi !
Okula bildirim gelmiş seneye geri değiştireceklermiş.
Ana okulunu 2 seneye mi 3 seneye mi ne çıkaracaklarmış.
Yolladığınız 3 okulun müdürü de geri geldi.
Yapılan rotasyon işe yaramadı ! ( 10 senesini doldurmuş eğitimcilerin yer değişimi..)
Hatta bazı müdürler geri gelemedi bile çünkü başkası atandı. o dönünce dönecek !

Hala ilk okul ruhundaki çocuğu verdiniz orta okula, sonuç:
Senede 5000 -6000 sayfa okuyan çocuk düştü 1500 sayfaya..!
Hadi kişisel gelişim vs diyelim ama bu kadar da olmaz ben malımı bilirim !
Resim yüz müş...
Çocuğun biri var , yaptığı resimleri ben yapamam o da yüz .
O çocuğa haksızlık değil mi ?

Bilgisayar...:) komik ya...
Tablet kullanmasını bilmek başka bilgisayar bilimlerinin temelini az buçuk tanımak başka birşey ! Hepten yalan !

Sadece Fen bilgisi notu doğru ve hak edilmiş nottur.

İnternet üzerinden öğrencileri ve velilerin doldurduğu anket çalışması da tekrar kalıplı sorular ve uzaktan yakından ilgisi alakası yok eğitim sistemi ile...

Açık seçik diyorsunuz ki bana, memnun değilsen götür çocuğunu özele ver yükseklerden uçsun !

Bizim derdimiz kendi çocuğumuzun derdi değil!
Bu milletin son derece yetenekli çocuklarını gazlayıp aldatıp biz velilerin de nefislerini okşayarak Aziz Türk Milletinin geleceği ile oynanmaktadır !

50 bin çocuk üniversite sınavında sıfır çekiyorsa ( sıfır puan ) , insanlık genelinin kullandığı ve faydalandığı hemen hiç bir Türk malı yoksa ürünü yoksa, hemen hiç bir olimpik başarı yoksa , Nobel ödüllerinde fıs çıkıyorsak , üniversitelerimiz yayınlanan makale sayısında " olmasa da olur " hükmündeyse , bu yüzden !

Ve cefakar öğretmenlerin de değiştirip durulmasından son derece rahatsızım !
Suçu öğretmenlere de atmıyorum, münferit öğretmenlerimizin sorunlu olması , her meslek grubunda olabilir orandadır !
Adamlar zaten köle gibi çalışıyor, kırk çeşit dertleri var..
Bu bir sistem sorunudur !

Zaten cep telefonuna geliyor aldığı notlar aldığı belgeler, sınıf ortalaması falan hepsi geliyor , zerre bir heyecan kalmadı !
Ama cep telefonuna mesaj gelmesi gelişmişlik değildir !
Bunun İdrak edilmesinde neden sorun yaşanıyor?

Akıl zeka oyunlarında süpermiş...
Lan tabiki süper olur ben onu kursa yolluyorum tüm arkadaşlarını yeniyor , bu mu?
Tüm sınıf ciddi ciddi satranç dersi alsın resmi olarak bakalım o zaman nolacak ?? Salak mı diğer çocuklar ?

 

Bu notlar yalan !Bu takdir teşekkürler yalan !

Karne dağıtımından önce okudunulan  "İstiklal Marşı" nın özü ciddi ve sağlam eğitim sistemidir !

İş, 2 kıtayı bayrak karşısında okumak değildir ! Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı o marşı kavramaktır !

Hepsi Yalan !

İsteyen inansın isteyen inanmasın.
Sözüm hiçbir öğrencimize değil öğretmenimize değil.
Kendi oğluma da aferin dedim.
Hepsine aferin..

Ama hayal kırıklığı yaşamamak için gerçeği kabul etmek isterim.
Çünkü hayal içinde yaşayan, kusura bakmayın ama b.k içinde ölür !

Bitti !

 

 

( Siyasal söylemler ,slogan ve  cümleler ,ithamlar ve imalar çıkartılmıştır.)

tarihinde Caner Kardeşseven tarafından düzenlendi
  • Beğen 9
Yorum bağlantısı
Münir Nurettin Taşova

Yeğenim üç ay okula gitmedi, bilgisi yerlerde geziniyor. Teşekkür almış! Kesinlikle katılıyorum. Bütçesi olan özelde okutmalı.

Yorum bağlantısı
ANDAÇ ARSLAN

Caner Abi ;

 

Eline , kalemine sağlık.

maalesef ki Ülkemde güzel TÜRKİYEM' de eğitim öğretim bitti. Biz okur iken nasıldı siz okur iken nasıldı şimdiki nesil nasıl ...  Aklı başında olan insanların hepsinin kafasında kocaman soru işaretleri.

 

Boş okuyorlar. önemli olanın karnedeki not değil kafadaki düşünce zihniyet olduğunu anlamıyorlar. ATATÜRK 'ün ilke ve inkılaplarını öylesine sananlar ve İSTİKLAL MARŞI 'nın iki kıtasını ezberlemeyi zorunluluk görenlerle değil. Ezbere bilmeyen ama işin özünü yakalamış bireyler lazım bize.

 

Ama nafile......

 

Saygılar...

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Serhat ipeksoy

bence hep kapitalist sistemin oyunları bunlar.

ne kadar yüksek notlu karne, o kadar çok karne hediyesi  :crazy:

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Emre Ünal2

Güzel yazı, elinize sağlık. Ancak bazı eklemeleri ve dilimin döndüğünce düzeltmeleri yapmak boynunum borcudur.

Eğitim sistemli yürütülmesi gereken ve paydaşları diğer sektörlere oranla daha fazla olan, geleceği inşa etme işi olarak düşünülebilir. Aslında temel hedef yıllardır bellidir, burada uzun uzun yazmak istemem. Bu konuda merak edenlerin 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu'nun genel amaçlar kısmını okumasını tavsiye ederim. Hangi özelliklere sahip vatandaş istediğimiz belli ama bu özellikleri nasıl kazandıracağımız yıllardır tartışılıyor. Sizin yazınızda da belirttiğiniz hususlar aslında bu "Nasıl yaparız" sorusunun şimdiki sistem içerisindeki karşılığı olarak görülüyor. Bu doğrudur ya da yanlıştır diyemem çünkü henüz çıktıları görmedim, dolayısıyla söyleyeceğim her söz önyargı içerir bu da objektifliğe gölge düşürür. Ama gerek literatürden elde edindiğim bilgiler gerekse sahip olduğum gözlemler neticesinde sorun olarak görülen hususları kısaca belirtmek isterim.

1- Hizmet öncesi öğretmen yetiştirme sorunları (eğitim fakülteleri),

2- Hizmet içi öğretmen eğitimi sorunları (mevcut öğretmen kaynağının nitelik olarak güncellenmesi denilebilir),

3- Toplumun eğitimden beklentileri,

4- Siyasilerin eğitimden beklentileri,

5- Velilerin ve diğer eğitim paydaşlarının (stk lar, diğer kamu kurum ve kuruluşları vb. gibi) eğitimden beklentileri,

6- Eğitim hizmetinin fiziksel niteliği ve bu kapsamda destek hizmetleri (kaynak, kitap, ders/ler ile ilgili tüm materyaller denilebilir) ile ilgili sorunlar,

7- Eğitim hizmeti sunanların özlük hakları ile ilgili sorunlar ve bu ana sorunlara bağlı diğer sorunlar olarak görülebilir.

Bu kadar sorunun olduğu bir sistemde hangi başlığı tek başına ele alırsanız alın düzelmeyi beklemek zannımca hayalden öteye gitmez. Bir nirengi noktası belirleyip sil baştan geleceği inşa edebilmek adına düzenlemeye gitmek gerekiyor ki tüm bakanların siyasi olduğu bir durumda bu büyük bir riski de beraberinde getirir. Yani elini taşın altına koyacak kişi belki de kendi kişisel kariyerini noktalamak adına milletin geleceğini inşa etme işine bir an önce girişmelidir. Aksi takdirde yapılacak anlık düzenlemeler beraberinde öngörülemeyen eksikleri de getirecek ve kontrol sistemlerini oluşturmadan gidilecek düzenleme bu sorunlara yenilerini eklemekten öteye gidemeyecektir.

Sorunlar olarak belirttiğim başlıkları tek tek ele almak ve önerilerde bulunmak isterim ama bu siyasete gireceğinden forum kurallarını göz ardı etmemi gerektirebilir ve bir takım yanlış anlaşılmalara yol açabilir.

Ancak konu başlıkları hakkında bazı soruları sorarak belki de merak uyandırabilirim.

Sorunlara ilişkin sorular:

1- Öğretmen eğitiminde görev yapan öğretim elemanı niteliği ne olmalıdır? Eğitim fakültelerinin mevcut öğretim elemanı profili bile şu an için sistemdeki öğretmen yetiştirme düzenine uygun mudur? Herkes öğretmen olabilir mi? Öğretmen adaylarından beklenen yeterlilikler nelerdir?

2- Sistemde yer alan öğretmenler hangi kaynaktan gelmişlerdir? Almış oldukları eğitim öğretmenlik yapabilmek için yeterli midir? Hizmet içi eğitim hangi konularda ve kimlere verilmelidir? Verilen hizmet içi eğitimler yeterli midir? Hizmet içi eğitim konuları neye göre belirlenmektedir?

3- Veliler hangi öğretmenleri neden tercih etmektedirler? Başarı nedir? Hem öğretmenlerin hem Veli'lerin hem de sistemin "başarı" algısı ve beklentisi örtüşmekte midir?

4- Geçmişten günümüze siyasilerin bağlı bulunduğu partilerin eğitim politikaları nelerdir? Seçmen seçimini yaparken bu eğitim politikalarını dikkate almakta mıdır?Bu eğitim politikaları neye göre belirlenmiştir? Bütün merkez teşkilat gibi yönetim bir organizasyon işiyse eğitim sektöründe bu organizasyonda yer alan ekip üyeleri Nasıl seçilmektedir?

5- Eğitim paydaşları olan stk lar ve özel sektör eğitimden ne beklemektedir? Bunlar hangi raporlarıyla eğitime katkı sağlamaktadır? Sisteme ilişkin öngörüleri nelerdir?

6- Okullar hangi sisteme göre, Nasıl inşa edilmeli ve donatılmalıdır? Ülkemizin sahip olduğu coğrafi şartlar merkezi olarak tasarlanan tek tipleşmiş okullar için yeterli midir?

7- Öğretmenler ve eğitim çalışanları çalıştığının karşılığını hem maddi hem de manevi anlamda almakta mıdır? Tayin, atama ve görevde yükselme sistemi tatmin edici düzeyde midir?

Daha pek çok soru sorulabilir, uzun oldu kusuruma bakmayın. Saygılarımla.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Zafer Ayvacı

Bence öğretmen maaşları 15bin-20bin TL civarında olmalı. Öğretmenin kafasında geçim sıkıntısı olmamalı. Ama öğretmen olabilmeyi, üniversiteye hazırlanan öğrenciler hayal dahi edememeli. Eğitim fakültelerine derece yapmış en üst yüzdelik dilimdeki süper zeki öğrenciler girebilmeli. Buna rağmen, eğitim fakültesinden her mezun olan otomatik öğretmen olacak diye bir kural olmamalı. Çok itibarlı bir meslek olmalı.

Okullar AVM mantığıyla inşaa edilmeli. Çok lüks olmalı. Altında 2-3 kat kapalı otopark olmalı. Bulunduğu mahallenin park sorununa da çözüm olabilmeli. Girişteki Sturbuck, mado olan dükkanların yerlerinde kırtasiyeler, cafeler olmalı. Üst kattaki mağazaların olduğu yerlerde sınıflar olmalı.

İnsanlar mesleklerini aldıkları parayla doğru orantılı olarak kalitelendirecekse eğer, her meslek bu paraları almalı abi.

Eğer kutsal ise bu meslek veya değilse de, verdigi hizmetin kalitesi aldığı paranın miktarına göre değişmemeli.

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Caner Kardeşseven
(düzenlendi)

Aşk yazısı yazmak?
Gadasını aldığım, ben onu yazamam...
Öyle şeylere perde çekilir içerde kalır..
Zaten yazsam, Nevşehirliyim, aşk ta öz ile ilgili,
kendi kelimelerimle yazarım.
Onu da moderinler anlamaz, kalırım gene yavan soğana..

 

Bizde aşk bi kere don külot çıkarmaynan değil mesela.
İki çırpı bacağnan meme mestana biz aşk demek.

İçki içip şömine başında yada kumsalda dans etmeynen değil .
Zerhoş olup avrat oynatmaya aşk diyorlar..Bizde değil.

 

Baba günü ana günü doğum günü nikah günü ilen değil. 
Bizim öyle özel günümüz saatimiz yoktur...

 

Aşk bizde derttir, Dert !
Derdin mi var diye sorarlar mesela..
Derdi var derler, dertli derler, dert çekiyor derler...
Hatta leylasını bulmuşların şarabina bile "derdalan" derler..
Bu neyin derdi diye sorarlar adama ...Öyle..

Dert çekmeyenin aşkı olur mu ?

Çektiğin kadardır, yettiğin kadardır aşk bizde, anadolu da..

 

Misal veriyim,

Boynun düşer, yastığa tükurüğün akar,
Ağzını yüzünü temizleyip su getiririz, saçını sıvazlar , yüzünü su serper ferahlık veririz ! 
Ha işte aşk bu bizde...Annadın mı?

 

Mesela süduğunu dutaman birikir gelir, olur ya bırakırsın..
Ördeği bulup altına koyar, hiç koymamış gibi öte yana bakarız.
Yüzümüzü görüp te mahcub olma diye..
Çünkü göz, terbiyesizdir edepsizdir ! 
Annadın de mi aşkı şinci ?

 

Guruldar ganın, amel olursun, gaz var sanırsın, 
Yatak döşek batırırsın, yana çevirir gotunu başını temizlerim,
çarşafı değiştiririm, yüzüm de tebessüm eder..
Bunnumu kıvırmam, yüzümü çiğsitmem !
Yürüyemiyorsan seni taşır, dahretlerim de !
Sıf aşktan bu ha !

 

Bizde aşk daha bi değişiktir.
Cinsiyeti de yoktur bizde aşkın..
Biz öyle sevgi ayrı dostluk ayrı neym de demeyiz bilmeyiz !
Hastanede yatar olsa arkadaşımız babamız kimse kim,
biz traş ederiz , cillop gibi tertemiz yaparız.. 
Kulağının üstüne gelen saçlarını makasınan keseriz tararız saçını, eline yüzüne nur gelir pırıl pırıl parlar..
O vakit mutlu oluruz !

 

Felanca kitapta şöyle yazıyor, fişmekan alim şöyle yapmış hoca buyurmuş hacı yapmış diye de yapmak bunu.
Hepimizin eti kanı canı ciğeri birdir ondan yaparız...
Zaten aşk dediğin 1 değilmidir ? bir olmak değilmidir senin dilinde?
Ha işte bizimkini de ondan say sen..

 

Derler ki , aşkın rengi kırmızıymış...
Görmedim.
Aşkın saati günbatımıymış..
Ona da dek gelmedim, doğrudur zaar..

 

Aşk kasımda değil, bizde başkadır!

Biz de aşk , dert çekmektir.
Derdi olmayan koftiriktir , fıstır, kavağın kavlamış kabuğudur, koruktur.

Caner..

tarihinde Caner Kardeşseven tarafından düzenlendi
  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Serhat ipeksoy

caner abi, yüreğine sağlık. 

affınıza sığınarak; babalar gününe ithafen yazdığınız ve hastalığından dolayı sürekli yatmak zorunda olan babalara yazdığınız yazı galiba.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...