İçeriğe Yönlendir

Kansere Dur Demenin Yollarından Bazıları


Mehmet Ozyurek

Recommended Posts

Mehmet Ozyurek

*Hiçbir şekilde tatlandırıcı ve tatlandırıcı içeren ‘light’ hafif yiyecek ve içecek tüketmeyin.

*Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdaları yemeyin.

*Yeterli omega-3 alın. Ayçiçeği, mısır, kanola, soya, pamuk ve margarin gibi yağları diyetinizden çıkartın. Bunların yerine zeytinyağı ve doğal hayvani yağları (tereyağı, kaymak, iç yağı ve kuyruk yağı) yiyin.

*Ekşiyebilen yoğurt, turşu, sirke, nar ekşisi ve boza gibi probiyotiklerden zengin gıdalarla beslenin. Bu gıdaların fabrikasyon değil, doğal yöntemlerle üretilmiş olmasına özen gösterin.

*Özgür dolaşan hayvanların etini ve yumurtasını yiyin.

*Pastörize sütlerden mümkün olduğunca kaçının. Kutu sütü tüketmeyin. Mümkünse mandıra sütü kullanın. Süt yerine süt ürünlerini (yoğurt, peynir) tercih edin.

*Günde iki diş sarımsak veya 1 baş kuru soğan tüketin.

*Günde 1-2 tatlı kaşığı zerdeçal tozu tüketin.

*Yeşil ve siyah çay tüketin (şekersiz).

*Stresten uzak durun.

*Çevresel toksin ve sigaradan uzak durun.

*D vitamini düzeylerinizi yükseltmek için dengeli bir şekilde güneşlenin ya da D vitamini takviyesi alın.

*Soya ürünü yemeyin.

*Yemekleri geleneksel yöntemler (buğulama, buharda pişirme) ile pişirin. Turbo fırınlar da kullanılabilir.

*Hızlı pişirme yöntemleri (mikrodalga gibi) besin kayıplarına yol açar; ayrıca kanserojen olabilirler.

*Daha çok toprak (güveç), cam ya da kalaylı bakır kapları tercih edin. Emaye ve çelik tencere daha sonraki tercihlerdir. Teflon ve alüminyumu ise kesinlikle kullanmayın. Yemeklerinizi ve içeceklerinizi plastik kaplarda muhafaza etmeyin.

Kaynak : Haber7

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Pastörize sütlerden mümkün olduğunca kaçının. Kutu sütü tüketmeyin. Mümkünse mandıra sütü kullanın. Süt yerine süt ürünlerini (yoğurt, peynir) tercih edin.

Bu maddeye şaşırdım açıkçası. Sağlıklı olan pastörize diye bilirim-bilirdim hep. Açıkta satılan yada mandıra sütleri sağlıksız buluyorum.

Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek

Açıkta satılan yada mandıra sütleri sağlıksız buluyorum.

Ama konumuz kanser...

Yani, mandıra sütleri, bazı durumlarda sağlıksız olabilir ama kanserojen değildir..

Yorum bağlantısı
Ayhan Onaran

Pastörize edilirken kullanılan yöntem ( UHT ) yüksek ısı yöntemi süte zarar veriyor.Ne kadar çabuk bozulan süt o kadar sağlıklı süt..

Yorum bağlantısı
Ayhan Onaran

Yalnız katkı maddesi olmayan paketli ürün yok ki..Paketli ürün almasak alacak bir şey kalmıyor geriye..Yani un bile pakette.Su yine pakette :) Unumu suyumu alıp ekmeğimi ben yapayım desen yine yapamıyorsun yani.Hepimizde köy yaşantısına dönemeyeceğimize göre çaremiz yok :(

Yorum bağlantısı
Yasin Çelik

Allah korusun ama düşünüldüğünde büyük şehirde yaşıyanların kaçı bu programa uyabilir, ve ne yazıkki bende kendime bir baktım yazan listenin aksi olarak hepsi mevcut :(

Yorum bağlantısı
Ayhan Onaran

Bunun ortası, günlük süt. Yıllardır cam şişelerde gelir.

Kutu açıldığında onlar da gidiyor ki hemen.

Uzun ömürlü sütler yine günlük sütlere göre açıldığında bile daha dayanıklı oluyor.Birisi 2 günde bozulursa diğeri 1 hafta dayanır.Tabii buzdolabında..

Yorum bağlantısı

Mandıraların halini gören oradan çıkan sütü işlem görmeden içemez. İçi almaz......

Yorum bağlantısı

Uzun ömürlü sütler yine günlük sütlere göre açıldığında bile daha dayanıklı oluyor.Birisi 2 günde bozulursa diğeri 1 hafta dayanır.Tabii buzdolabında..

Uzun ömürlü sütler katkılarından dolayı değil, pastörize edilmeleri sırasında ani ısı değişimi görmeleri sebebi ile bakterisiz oldukları için uzun ömürlü oluyorlar.

Diye biliyorum.

Yorum bağlantısı
Guest Hakan Tarım
Mandıraların halini gören oradan çıkan sütü işlem görmeden içemez. İçi almaz......

Nesi varmış mandıraların? Çok gördüm, hemde tahmin edemeyeceğiniz kadar.

Yorum bağlantısı

Yok ya 3'üncü günde hepsi pert :)

Eski usulün farkı var mı?

Evet yok. Bi süt güğümü senelerce kullanılır. İçine süt konur biyerden biyere taşınır ertesi gün kullanılmak için temizlenmez sadece su ile çalkalanır. Ertesi gün aynı, ertesi gün aynı,,,,,,

Kaptaki bakterileri düşünemiyorum bile. O ağır acayip koku sinek bulutları vs vs

Nesi varmış mandıraların? Çok gördüm, hemde tahmin edemeyeceğiniz kadar.
Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek

Yalnız katkı maddesi olmayan paketli ürün yok ki..Paketli ürün almasak alacak bir şey kalmıyor geriye..Yani un bile pakette.Su yine pakette :) Unumu suyumu alıp ekmeğimi ben yapayım desen yine yapamıyorsun yani.Hepimizde köy yaşantısına dönemeyeceğimize göre çaremiz yok :(

Ekmek almam, taş fırında pişmiş pide alırım hergün.. Ne kirli tepsi görür hamur, ne de katkı vardır.. Evet bayatlamaması için bir katkı vardır ama o da patatestir. ;)

Un paketlenebilir, bir çok firmanın kağıt paket kullandığını görüyorum bence çok sağlıklı..

Mandıraların halini gören oradan çıkan sütü işlem görmeden içemez. İçi almaz......

Bişey olmaz, pişer, bir şeyi kalmaz..

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı

Vücut ona alıştıktan sonra hiçbir şey olmaz. Zaten o sütü kaynatıp içerler. Kaynatmadan kullanmazlar.

Sadece kaynatmak sütü insana geçebilecek olan hayvansal hastalıklardan arındırmaz.

Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız

1*Hiçbir şekilde tatlandırıcı ve tatlandırıcı içeren ‘light’ hafif yiyecek ve içecek tüketmeyin.

2*Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdaları yemeyin.

3*Yeterli omega-3 alın. Ayçiçeği, mısır, kanola, soya, pamuk ve margarin gibi yağları diyetinizden çıkartın. Bunların yerine zeytinyağı ve doğal hayvani yağları (tereyağı, kaymak, iç yağı ve kuyruk yağı) yiyin.

4*Ekşiyebilen yoğurt, turşu, sirke, nar ekşisi ve boza gibi probiyotiklerden zengin gıdalarla beslenin. Bu gıdaların fabrikasyon değil, doğal yöntemlerle üretilmiş olmasına özen gösterin.

5*Özgür dolaşan hayvanların etini ve yumurtasını yiyin.

6*Pastörize sütlerden mümkün olduğunca kaçının. Kutu sütü tüketmeyin. Mümkünse mandıra sütü kullanın. Süt yerine süt ürünlerini (yoğurt, peynir) tercih edin.

7*Günde iki diş sarımsak veya 1 baş kuru soğan tüketin.

8*Günde 1-2 tatlı kaşığı zerdeçal tozu tüketin.

9*Yeşil ve siyah çay tüketin (şekersiz).

10*Stresten uzak durun.

11*Çevresel toksin ve sigaradan uzak durun.

12*D vitamini düzeylerinizi yükseltmek için dengeli bir şekilde güneşlenin ya da D vitamini takviyesi alın.

13*Soya ürünü yemeyin.

14*Yemekleri geleneksel yöntemler (buğulama, buharda pişirme) ile pişirin. Turbo fırınlar da kullanılabilir.

15*Hızlı pişirme yöntemleri (mikrodalga gibi) besin kayıplarına yol açar; ayrıca kanserojen olabilirler.

16*Daha çok toprak (güveç), cam ya da kalaylı bakır kapları tercih edin. Emaye ve çelik tencere daha sonraki tercihlerdir. Teflon ve alüminyumu ise kesinlikle kullanmayın. Yemeklerinizi ve içeceklerinizi plastik kaplarda muhafaza etmeyin.

Kaynak : Haber7

1-Şeker sadece enerji kaynağı değildir, aynı zamanda tat da verir ve vücut bu tadı tatmak ister. Bu sebeple light ürün tüketenler daha fazla yemek yeme eğilimindedirler.

2-Paketlenmiş gıdalar ya da marketten alınan hemen her şeyde katkı maddesi var ne yazık ki.

3-Ayçiçek yağını sadecek kızartmada kullanırız o da ayda yılda bir. Tereyağı da kendimiz yaparız.

4-Yoğurdumuzu, turşumuzu kendimiz yaparız. Daha hiç hazır yoğurt almadık, yiyemeyiz. Kasabada ev var. Yoğurt bitince ineği olanlara telefon açar süt isteriz, ya biz oraya gideriz ya da süt bize gelir ve kendi yoğurdumuzu kendimiz yaparız.

5-Tavukları kendimiz beslemeye çalışırız, yumurtayı da tanıdıkladan alırız.

6-Süt de kasabadan alınır.

7-Kuru soğana ve sarmısağa bayılırım. Özellikle sarmısak yemeklerde çok güzel oluyor.

8-Bu nedir bilmiyorum

9-Önceden az şekerli (büyük bardağa tek şeker) içerdim, artık şekersiz içiyorum.

10-İmkansız

11-Sigaradan çok şükür uzağım, diğer toksinlere de herkes kadar maruz kalıyoruz. Köye taşınmadan da maruz kalmaya devam edeceğiz.

12-D vitamini almak kolay, ama güneşlenmeden asıl D vitaminine dönüşmüyor. Cam arkasından gelen güneş fayda etmez.

13-Hiç yemedim

14-Evde zor ama kasabada mümkün oluyor. Odun ateşinde pişen yemeğin de çayın da tadı başka oluyor.

15-Mikrodalga bizi bozar.

16-Bunu uygulamak zor. Plastik kaplar mutlaka kullanılıyor. Hatta pet şişedeki sular bile güneşe maruz kaldığında çok tehlikeli.

Bunların özellikle kasabadan gelen yiyecekler kısmını babama borçluyum. Emekli olunca ikramiyenin bir kısmını harcayıp oraya bir yaptı. O zamanlar çok kızmıştım. Ben nasıl olsa oraya gitmem diyordum. Ama şimdi yavaş yavaş anladım. O niye geri oraya dönmüş, niye orada daha mutlu ve huzurlu artık biraz biliyorum. Önceden gitmem derken şimdi arada giderim diyorum ve ileride ölmezsek kesin gideceğimi de biliyorum Çünkü yaş geçince bazı şeyler farklı olmaya başlıyor. Onların yanına gidince yediğim domates, salatalık, maydanoz, soğan, kiraz, şeftali gibi bir sürü şey o kadar lezzetli ki. Eskiler doğrusunu biliyormuş, biz sadece yeni şeylere heves ediyormuşuz. Heves geçince insan anlıyor ki biz onların çok gerisindeyiz. Adamların yemeğin kralını yemişler.

Yorum bağlantısı
Guest Hakan Tarım

ilkay bey hiç memeden süt içtiniz mi? Direkt inekten çıktığı gibi, sıcak sıcak? Tadına hayatta birşey ulaşamaz. Rahmetlik anneannem sütçüydü onun için iyi bilirim. Halen de ahh derim daha çok içseymişim...

Ki o mandıralardaki kullanılan malzemeler hergün yıkanır, nereden biliyorum vakti zamanında gıda toptancılığı yapmıştık...

Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek

Sadece kaynatmak sütü insana geçebilecek olan hayvansal hastalıklardan arındırmaz.

Örnek alalım.. Kaynayınca ölmeyen mikropları ciddi olarak merak ettim..

Yorum bağlantısı

İşte bu hayvansal hastalıklar neden eskiden yoktu? Biz yıllarca köyden gelen sütü içtik. E köye gittiğimizde de taze taze sağıldı ve içtik...

Katkısız birşey kalmadığı için türemiş olabilir. Kısır döngü artık bu. Hayvansal hastalıktan korunmak için artık pastörize ye yönelmeli. Benim düşüncem. Yıllardır kalmış olduğum köy olur o ayrı. Ama her yerden aldığım ne üdüğü belirsiz herhangi bir kontrolden geçmemiş sütü çocuğuma veremem ki.

ilkay bey hiç memeden süt içtiniz mi? Direkt inekten çıktığı gibi, sıcak sıcak? Tadına hayatta birşey ulaşamaz. Rahmetlik anneannem sütçüydü onun için iyi bilirim. Halen de ahh derim daha çok içseymişim...

Ki o mandıralardaki kullanılan malzemeler hergün yıkanır, nereden biliyorum vakti zamanında gıda toptancılığı yapmıştık...

inanırım ama heryer temiz değil malumunuz. Arkadaşımın süt sağım makinaları servisi var. Gelen makinaları görüyorum. o makinadan geçen sütü içmek istemem şahsen.

Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız

Çocukken köye gittiğimizde süt sağılmasını hem de sürünün sağılmasını görürdük. İçine toz, toprak ne varsa girerdi ama o sütü içen kimseye birşey olmazdı. Çünkü ot da temizdi toprak da.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı

Örnek alalım.. Kaynayınca ölmeyen mikropları ciddi olarak merak ettim..

Kaynayınca ölüp ölmeyen hastalıkları bilemem ama en azından sütte hastalık varsa mesela pınar a gitti diyelim bu süt kontrolden geçemez ve masamıza gelemez. Değilmi?

Bilmediğimiz bir mandıradan aldık ve hastalıklı süt ve kaynatınca ölmüyorsa mikrop ne olacak?

Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek
(düzenlendi)

Kaynayınca ölüp ölmeyen hastalıkları bilemem ama en azından sütte hastalık varsa mesela pınar a gitti diyelim bu süt kontrolden geçemez ve masamıza gelemez. Değilmi?

Bilmediğimiz bir mandıradan aldık ve hastalıklı süt ve kaynatınca ölmüyorsa mikrop ne olacak?

Süt alıcısı, sütleri köyden toplar, süt toplayan araçların arkasında 1-2 tonluk tanklar vardır.. Araç yanaşır, köylü sütünü verir, toplama aracındaki tanka boşaltılır..

Eğer bir sorunda sütü red edilecek olsaydı, tek tankla toplamazdı..

Edit: markayı mesajımdan sildim..

tarihinde Mehmet Özyürek tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız

Genel mantıkla seri üretime giren her şey maliyet ve raf ömrü açısından bir şeyler kazanırken doğallığından ve besin değerinden kaybeder. Ayrıca konu sadece süt üzerinden dönmesin lütfen. Sadece pet şişedeki sular bile en az süt kadar önemli bir konu.

Yorum bağlantısı
Mahmut Yıldız

Abi Pınar'ı bilmiyorum. Ama Sütaş testsiz süt almıyor. Süt reddedilirse, mandıracılar onu getirip peynir firmalarına veriyorlar.

Test de önemli ama işin içinde mutlaka insan olmalı. Maraş dondurmasının yapılışını izlemiştim, kullanacakları sütü yaşlı bir teyze tadıyordu ondan sonra kullanıyorlardı. Hiç bir test o tat farkını teyze gibi anlayamaz.

Yorum bağlantısı

Süt alıcısı, sütleri köyden toplar, süt toplayan araçların arkasında 1-2 tonluk tanklar vardır.. Araç yanaşır, köylü sütünü verir, toplama aracındaki tanka boşaltılır..

Eğer bir sorunda sütü red edilecek olsaydı, tek tankla toplamazdı..

Toplama tankından alınan numune test olmuyor mu? Oluyordur diye tahmin ediyorum.

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...