İçeriğe Yönlendir

2020 de Türkiye'yi Neler bekliyor & Türkiye'siz Bir Avrupa Düşünülebilir mi ?


Mehmet Naki Çatalyürek

Recommended Posts

Serkan Aktay

Kısa ve öz.

Bir partinin gençlik kolları başkanı seçimde destek için işyerine geldi. 15 tane yeni projeyi daha faaliyete gecirecegiz dedi. İlk faaliyetin ne olacak dedim. Bilmem ne kulliyesi dedi 😂 dedim bu göz kadar memlekette 20 ye yakın bu tarz özel ve kamuya ait yerler var. Yollar arabanın anasını ağlatıyor, bu araçların parçaları dışarıdan geliyor önce bir yol yapın dedim, yolu karayolları yaptırdı dedi. Dedim karayolları başka hükümete mi ait?. Sebepsiz arkasina bakmadan cikti. Bu araba şehir merkezindeki yollar geçmeli taş(parke). Sonuç belediyenin yoldan, hükümetin  yolu yapandan, vatandaşın hiçbir şeyden haberi yok. 2023 değilde, belki 2223 olur. Saygılar.

 

  • Beğen 4
  • Teşekkür 1
  • Mutlu 4
Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur
52 dakika önce, Fatih Ozen yazdı:

içimde o güzel üniformayı giymekle alakalı neler var bir bilseniz..

yazılardan tutkunuz anladım sanırım ama, tam tatile çıkacakken bagaj yüklü, şişme toplar şişmiş arabalar marş basmaz kalırdı serviste 2 gün, derdim, belki şu anda o yolda olmamanız lazım, teselli olsun....

28 dakika önce, Mehmet Göktürk yazdı:

bu mu?

caglar.jpg

taş bina candır, küresel emisyon da azaltır

3 saat önce, Mehmet Göktürk yazdı:

Konuyu otomobil eksenine çekersek ne olacak bu yerli otomobil abi?

yıllardır otomotivle uğraşan olarak, şanzıman ve elektrik tesisatı üretmemiz lazım derim. Komplesini üretmeye çalışmak boşla iştigal etmek.

  • Beğen 2
  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
Selim Kaya
8 dakika önce, Çağlar Bayur yazdı:

yıllardır otomotivle uğraşan olarak, şanzıman ve elektrik tesisatı üretmemiz lazım derim. Komplesini üretmeye çalışmak boşla iştigal etmek.

 

Made in Taiwan

Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk
2 saat önce, Mehmet Göktürk yazdı:

Şu an tabletteyim klavye bulunca uzunca yazayım açıklama selamlar. Kızmaca yok.

 

2 saat önce, Fatih Ozen yazdı:

Ferdi mii?

nereden bakıyorsunuz olaya ,

ben demedim , pardon o dönemin bütün meslek lisesi mezunlarından bahsediyorum..,

 

Şimdi dikkatle okuyun: 

Şimdi tarih boyunca insan 'ben kimim' diye sordu durdu. Varoluşunu açıkladı. Bunların bazıları doğayı doğa olaylarını çevresini yöneten güç olarak görüp onu insansılaştırdı. mesela gök gürleyince gök tanrı kızdı (Poseidon vb) dedi. Bu ilerledi. Asur ve Babil döneminde daha sonra Helenistik dönemde iyice ayyuka çıktı. Daha önceki dönemlerde de misal göbeklitepe yahut hititlerde de benzer yapıların olduğu görüldü. Ama sürekli bir arayış vardı. Bu arayışın sonunda farklı medeniyetler farklı açıklamalar ile yürüdüler. İnanç ve kabul dediğimiz bu açıklama biçimleri çoğu kez insanların yaşayışını düzenlemeye de çalıştı. Çünkü bu bir güçtü. Gök gürlüyor deprem oluyordu. Eski dinlerde kurban verilmesinin nedeni biraz da buydu. Onun kanını al beni alma. Çünkü onu bir vahşi hayvana doyması ve memnun edilmesi gereken bir varlığa benzetme durumu sözkonusuydu. Bu kısmen günümüze kadar da gelmiştir. 

 

Din konusunun toplumu idare etmedeki gücü bu nedenlerle kısaca siyasi iradenin oluşmasını ve yönetimi doğurmuştur. islamdaki ve daha önceki binlerce yıldaki dinlerde <halifelik' bu mekanizmadır. Mesela mısır firavunu kutsaldır. Zaten firavundur. 

 

Kavga bitmedi. A kabilesinin tanrısı B kabilesiniinknden farklıydı. Bu savaşa götürdü. Çok savaşlar oldu. İnsanlar dünya üzerinde birbirinden farklı olduklarını anladılar. Bunun temeli siyasi olsa da karşı taraftakini öldürmek için onu başkalaştımak amacıyla günümüzde kafir kelimesinin kullanıldığı gibi benzer yapılar kullanıldı.

 

Helenistik dönem ve roma dönemi enteresan geçti. Sonra Asur/Sümer/Mısır kökenli dinlerle harmanlanmış yahudilik ardından Hıristiyanlık ve müslümanlık geldi. Kavga devamdı. 

Kabe 2 kez topa tutularak yıkıldı. Kan peygamberimizin ölümünden 40 sene sonra dökülmeye başladı ve durmadı.

 

Orta çağda Hıristiyanlık iyice karardı. Öyle karardı ki genç kızların bekaretini evlilik öncesi papazlar açara kadar gitti. 

Luter çıktı reform hareketini kilise çıkışında cennet için para toplayan papazlara karşı cehennem kaç para dedi. bedava dediler. amam ben aldım kimseyi sokmuyorum diye bayrak açtı ve kilisenin baskısından ezilen halkın birden uyanması ile gelişme yaşandı.

 

Aynı dönemde avrupa ile ilişkiler ve lale devrinde eğitim gündeme geldi. Buna 3. Ahmet çok önem verdi. Ner var ki değişim istemeyen kabilenin üyeleri okulları basıp öğrencileri kılıçtan geçirdiler. Bu belgelerde var. Bize şatafat lale kaplumbağa diye anlatılan birçok şey yanlıştır eksiktir. Lale devri osmanlının aydınlanma silkinmesidir. Nitekim birçok okul ve Mühendishane o zaman kurulmaya başlamıştır. Matbaa gelmeye çalışmışsa da gelememiştir.  Aradan uzun yıllar sonra 2. mahmut yine reform yapmaya çalışmışsa da. 'g avur padişah' olarak anılmıştır. 

 

Bu süreçte bektaşi olmaları ve yabancı olmaları yaygın olduğundan farklı görüşlerin konuşulduğu ve değişik ülkelerin kültürlerin görüldüğü ORDU, kendini düşünce olarak yenilemiştir. Daha doğrusu yenileme için şartlara sadece o sahip olmuştur. Bu, kısmen ordunun üst kademesinin dinsiz gibi olduğu algısını doğursa da aslında bu kültürel olarak farklılıkların özümsenmesi sonucu oluşan doğal bir gelişimdir. Daha sonraki dönemlerde gelişimin ve değişimin bayrağını laiklik meselesini bu nedenle ordu savunmuştur. karşı kesimlerin de hedefinde olan tek kurum bu nedenle ordu olmuştur. (bkz fetö)

 

Ordu Toplumun hep önünde gitmiştir. Abdülmecit olsun Abdülhamit olsun bunlar hep reform yapmaya çalışmışlardır. En son reformların 31 mart vakası ile söndürülmesi sonucunda malum olaylar olmuştur. Yine olaylar dinmemiş doğudaki isyanlar devam etmiştir. Buna arada yaşanan ermeni olaylarını da ekleyebilirsiniz.

 

Atatürk tek bir başına bunu akıl etmemiştir. Ülkenin başına gelen şeylerin kökenine inmeye çalışmış ancak reformun halk içinden gelmesi gerektiğini kavramayamıştır(ya da kavramış olsa bile yapacak birşey yok demiştir). Zorlama bir reform 90 sene anca yürümüştür. İçerden gelecek reform ise yavaş yavaş oluşmaktadır. Er ya da geç olacaktır ama avrupadan birkaç yüz yıl sonra olması bizim işimizi çok zorlaştırmaktadır. Bunun da en önemli sorumlusu matbaanın ve ilkokul eğitiminin avrupa ile karşılaştırıldığında yüzyıllarca sonra (200 yıl) başlamış olmasıdır. 1750 de hollanda da okuryazarlık oranı %70 iken Ülkemizde 1923 te eski yazı varken %7 dir. Hollandanın 200 sene önceki oranına 1968 de ulaşılabilmiştir. 

Reformu baltalamak isteyenler din maskesi ile doğrudan hareket etmektedir. Bunun ortadan kaldırılması gibi bir amaçla bir perhiz uygulanmıştır. Bu perhiz rusyada da uygulanmıştır. Yanlıştır çünkü avrupa modeli değildir. İçerden değildir. Ancak bazen bir faydayı sağlamak için başka zararlara katlanmak gerekmiştir. Zaman herşeye ilaçtır. Ancak şey sait olayına

 daha sonraki tarikatlara, cumhuriyet döneminde ilk açılıp kapanan partilere, bunların arkasındakilere, sonra yaşananlara fetönün kimin öğrencisi olduğuna dikkatle bakmak gerekir. Bunlara dikkatle bakınca ordunun tam hedefte olduğunu da görünce ordunu kendini koruma refleksi boşuna değildir. Yanlış olabilir ama sonuçta bu reflekstir.

 

Ülkenin problemi vardır ve gelişmektedir. Yaşanan tartışmalar gelişme tartışmalarıdır. Tartışmak kavga değildir. Bu konuda yeterli açıklamayı yaptım sanırım.  Birbirimizle dost olalım

 üstesinden gelemeyeceğimiz şey yoktur. Durum iyiye gitmektedir. Yaşanan badireler (15 temmuz gibi) birer gelişim sancısıdır.

  • Beğen 15
  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
Fatih Ozen

Biriz beraberiz kardeşiz.

farklı düşüncelerde olabiliriz.

ülkemiz milletimiz bayrağınız vatanımız herdaim muzaffer ve müreffef olsun deyip bitirebiliriz.👏

25 dakika önce, Mehmet Göktürk yazdı:

 

 

Şimdi dikkatle okuyun: 

Şimdi tarih boyunca insan 'ben kimim' diye sordu durdu. Varoluşunu açıkladı. Bunların bazıları doğayı doğa olaylarını çevresini yöneten güç olarak görüp onu insansılaştırdı. mesela gök gürleyince gök tanrı kızdı (Poseidon vb) dedi. Bu ilerledi. Asur ve Babil döneminde daha sonra Helenistik dönemde iyice ayyuka çıktı. Daha önceki dönemlerde de misal göbeklitepe yahut hititlerde de benzer yapıların olduğu görüldü. Ama sürekli bir arayış vardı. Bu arayışın sonunda farklı medeniyetler farklı açıklamalar ile yürüdüler. İnanç ve kabul dediğimiz bu açıklama biçimleri çoğu kez insanların yaşayışını düzenlemeye de çalıştı. Çünkü bu bir güçtü. Gök gürlüyor deprem oluyordu. Eski dinlerde kurban verilmesinin nedeni biraz da buydu. Onun kanını al beni alma. Çünkü onu bir vahşi hayvana doyması ve memnun edilmesi gereken bir varlığa benzetme durumu sözkonusuydu. Bu kısmen günümüze kadar da gelmiştir. 

 

Din konusunun toplumu idare etmedeki gücü bu nedenlerle kısaca siyasi iradenin oluşmasını ve yönetimi doğurmuştur. islamdaki ve daha önceki binlerce yıldaki dinlerde <halifelik' bu mekanizmadır. Mesela mısır firavunu kutsaldır. Zaten firavundur. 

 

Kavga bitmedi. A kabilesinin tanrısı B kabilesiniinknden farklıydı. Bu savaşa götürdü. Çok savaşlar oldu. İnsanlar dünya üzerinde birbirinden farklı olduklarını anladılar. Bunun temeli siyasi olsa da karşı taraftakini öldürmek için onu başkalaştımak amacıyla günümüzde kafir kelimesinin kullanıldığı gibi benzer yapılar kullanıldı.

 

Helenistik dönem ve roma dönemi enteresan geçti. Sonra Asur/Sümer/Mısır kökenli dinlerle harmanlanmış yahudilik ardından Hıristiyanlık ve müslümanlık geldi. Kavga devamdı. 

Kabe 2 kez topa tutularak yıkıldı. Kan peygamberimizin ölümünden 40 sene sonra dökülmeye başladı ve durmadı.

 

Orta çağda Hıristiyanlık iyice karardı. Öyle karardı ki genç kızların bekaretini evlilik öncesi papazlar açara kadar gitti. 

Luter çıktı reform hareketini kilise çıkışında cennet için para toplayan papazlara karşı cehennem kaç para dedi. bedava dediler. amam ben aldım kimseyi sokmuyorum diye bayrak açtı ve kilisenin baskısından ezilen halkın birden uyanması ile gelişme yaşandı.

 

Aynı dönemde avrupa ile ilişkiler ve lale devrinde eğitim gündeme geldi. Buna 3. Ahmet çok önem verdi. Ner var ki değişim istemeyen kabilenin üyeleri okulları basıp öğrencileri kılıçtan geçirdiler. Bu belgelerde var. Bize şatafat lale kaplumbağa diye anlatılan birçok şey yanlıştır eksiktir. Lale devri osmanlının aydınlanma silkinmesidir. Nitekim birçok okul ve Mühendishane o zaman kurulmaya başlamıştır. Matbaa gelmeye çalışmışsa da gelememiştir.  Aradan uzun yıllar sonra 2. mahmut yine reform yapmaya çalışmışsa da. 'g avur padişah' olarak anılmıştır. 

 

Bu süreçte bektaşi olmaları ve yabancı olmaları yaygın olduğundan farklı görüşlerin konuşulduğu ve değişik ülkelerin kültürlerin görüldüğü ORDU, kendini düşünce olarak yenilemiştir. Daha doğrusu yenileme için şartlara sadece o sahip olmuştur. Bu, kısmen ordunun üst kademesinin dinsiz gibi olduğu algısını doğursa da aslında bu kültürel olarak farklılıkların özümsenmesi sonucu oluşan doğal bir gelişimdir. Daha sonraki dönemlerde gelişimin ve değişimin bayrağını laiklik meselesini bu nedenle ordu savunmuştur. karşı kesimlerin de hedefinde olan tek kurum bu nedenle ordu olmuştur. (bkz fetö)

 

Ordu Toplumun hep önünde gitmiştir. Abdülmecit olsun Abdülhamit olsun bunlar hep reform yapmaya çalışmışlardır. En son reformların 31 mart vakası ile söndürülmesi sonucunda malum olaylar olmuştur. Yine olaylar dinmemiş doğudaki isyanlar devam etmiştir. Buna arada yaşanan ermeni olaylarını da ekleyebilirsiniz.

 

Atatürk tek bir başına bunu akıl etmemiştir. Ülkenin başına gelen şeylerin kökenine inmeye çalışmış ancak reformun halk içinden gelmesi gerektiğini kavramayamıştır(ya da kavramış olsa bile yapacak birşey yok demiştir). Zorlama bir reform 90 sene anca yürümüştür. İçerden gelecek reform ise yavaş yavaş oluşmaktadır. Er ya da geç olacaktır ama avrupadan birkaç yüz yıl sonra olması bizim işimizi çok zorlaştırmaktadır. Bunun da en önemli sorumlusu matbaanın ve ilkokul eğitiminin avrupa ile karşılaştırıldığında yüzyıllarca sonra (200 yıl) başlamış olmasıdır. 1750 de hollanda da okuryazarlık oranı %70 iken Ülkemizde 1923 te eski yazı varken %7 dir. Hollandanın 200 sene önceki oranına 1968 de ulaşılabilmiştir. 

Reformu baltalamak isteyenler din maskesi ile doğrudan hareket etmektedir. Bunun ortadan kaldırılması gibi bir amaçla bir perhiz uygulanmıştır. Bu perhiz rusyada da uygulanmıştır. Yanlıştır çünkü avrupa modeli değildir. İçerden değildir. Ancak bazen bir faydayı sağlamak için başka zararlara katlanmak gerekmiştir. Zaman herşeye ilaçtır. Ancak şey sait olayına

 daha sonraki tarikatlara, cumhuriyet döneminde ilk açılıp kapanan partilere, bunların arkasındakilere, sonra yaşananlara fetönün kimin öğrencisi olduğuna dikkatle bakmak gerekir. Bunlara dikkatle bakınca ordunun tam hedefte olduğunu da görünce ordunu kendini koruma refleksi boşuna değildir. Yanlış olabilir ama sonuçta bu reflekstir.

 

Ülkenin problemi vardır ve gelişmektedir. Yaşanan tartışmalar gelişme tartışmalarıdır. Tartışmak kavga değildir. Bu konuda yeterli açıklamayı yaptım sanırım.  Birbirimizle dost olalım

 üstesinden gelemeyeceğimiz şey yoktur. Durum iyiye gitmektedir. Yaşanan badireler (15 temmuz gibi) birer gelişim sancısıdır.

Tablet geri döndü🥴

  • Beğen 1
  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk
8 dakika önce, Fatih Ozen yazdı:

Biriz beraberiz kardeşiz.

farklı düşüncelerde olabiliriz.

ülkemiz milletimiz bayrağınız vatanımız herdaim muzaffer ve müreffef olsun deyip bitirebiliriz.👏

Tablet geri döndü🥴

Pc den yazdım

Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk
13 dakika önce, Fatih Ozen yazdı:

Biriz beraberiz kardeşiz.

farklı düşüncelerde olabiliriz.

ülkemiz milletimiz bayrağınız vatanımız herdaim muzaffer ve müreffef olsun deyip bitirebiliriz.👏

Tablet geri döndü🥴

Pc den yazdım

 

şu okunmalı :

 

http://trdergisi.com/lale-devrinin-gorunmeyenleri-bilinmeyenleri/

 

 

içinden”

 

Şiir, müzik, sohbet, kadınların kamusal hayata açılmaları, israfın artışı. Binlerce midye kabuğunda yakılan kandillerin geceleri Boğazın akıntılarına bırakıldığı Çırağan safaları vs. Ancak bu devrin görünmeyen yüzünde neler yaşandı? Mesela bir süredir Osmanlı yönetiminin yerli sanayii teşvik çabasında olduğu neden gündeme getirilmez? Peki buna neden ihtiyaç duyulmuştu? Çünkü artık İngiliz, Fransız fabrika ürünleri gümrük duvarını aşıp iç piyasayı etkileyecek, Kapalı Çarşı esnafını yerli malını satamaz duruma düşürecekti. Çapı küçüktü ama Avrupa sanayileşmesinin ilk etkileri dalga dalga geliyordu. Bu tehlike karşısında Damat İbrahim Paşa dokumacılara, çini imalatçılarına vs. teşvik uygulamasını başlatmış, hatta bu amaçla Tekfur Sarayı’nı imalathane olarak onlara tahsis etmişti.

Öte yandan Lale Devri’nde bilimsel faaliyetlerde bir canlanma görülür. Nitekim İngiliz sefirinin hanımı Lady Montagu Türklerin Lale Devri’nde çiçek aşısını bulmuş olduklarını ama İngilizlerin bundan habersiz olduklarını Mektuplar’ında anlatır.

Öte yandan bu dönemde matbaanın kurulduğu ve Levni’nin tablolarında gördüğümüz gibi sanat anlayışında somuta yönelme eğiliminin başladığı söylenmelidir. İbrahim Müteferrika’nın matbaası ile paralel bir kültürel çiçeklenme, yine Damat İbrahim Paşa’nın başını çektiği tercüme faaliyetidir ki, bizde demokrasiden ilk bahseden kitabın yazarı da Müteferrika’dır. Tarih, coğrafya, sözlük, haritacılık gibi alanlarda basılan kitaplarla kısa süreli de olsa matbaanın faaliyete geçmesi Osmanlı/İslam dünyası açısından önemli bir

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Serkan Aktay
35 dakika önce, Mehmet Göktürk yazdı:

Ülkenin problemi vardır ve gelişmektedir. Yaşanan tartışmalar gelişme tartışmalarıdır. Tartışmak kavga değildir. Bu konuda yeterli açıklamayı yaptım sanırım.  Birbirimizle dost olalım

 üstesinden gelemeyeceğimiz şey yoktur. Durum iyiye gitmektedir. Yaşanan badireler (15 temmuz gibi) birer gelişim sancısıdır.

Hocam nacizane bir şey eklemek istiyorum. Yazıniz çok anlamlı. Çok yer kaplamasın diye alıntıyı kısa yaptım. Hristiyanlığın ilk emri "komsunu sev", ama sevmiyorlar. Museviligin ilk emri "öldürme", ama öldürüyorlar. İslamiyet'in ilk emri "oku" , ama okumuyoruz. İşte imanın şartı olan "peygamberlere ve kitaplarına inanmak" olan kısmı gerçekleştirirsek iş bitecek diye düşünüyorum. Önce okumak, okumak, okumak...

  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur

12 yıl süren bir devir 120 yıl geçmiş halal mihenk taşı. Sanayi 1. diyebilir miyiz?

  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk
14 dakika önce, Çağlar Bayur yazdı:

12 yıl süren bir devir 120 yıl geçmiş halal mihenk taşı. Sanayi 1. diyebilir miyiz?

300 yıl?

Yorum bağlantısı
Çağlar Bayur
1 saat önce, Mehmet Göktürk yazdı:

300 yıl?

12 ye gönderme açısından 120 diye şeettim, 10 lu vurgu, 2,2x120 de olabilir. birinici ikinci vb. sanayi devrimi neden başlamadı o tarihten?

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Fatih Sarıkaya

Ben şimdiyekadar şöförü destekledim ama artık bitti.Benim gibi düşünen çok insan var.Şöför tek başına otobüsü sürüyor sürmesinede etrafındakiler otobüsü yoldan çıkarıyor.Otobüsü bütün olarak kabul edersek bu sefer papuç gerçekten pahalı.Yakıtı dolduracak bizler bundan daha iyi şöför olnadığı için yakıt verdik.Şöyle geniş geniş at gözlüklerimi çıkarınca ve şu enflasyon ile top yekün mücadele yalanını irdeleyince benden bu kadar dedim.Diyelimki enflasyona savaş açtın,herkese baskı yaptın ve sormazlarmı arkadaş sen neden zam yapıyorsun.En basit elektriğe gelen zam eşşek ile deve gibi bariz.Akaryakıtta indirim yapamıyorsun dışa bağımlıyız ya peki senin elinde olan ve vazgeçmek şstemediğin zamlara ne demeli.Ben hayatta kimseye körü körüne bağlı değilim.Herkesin bir siyasi görüşü mutlaka vardır.Benim siyasi görüşüm önce vatanım sonra sosyal bir devlet.Şuan kapitalizmin doruğunda ayyuka çıkmış durumdayız ALLAH sonumuzu hayır etsin.Cimere 2 kere yazdım bizim ilçedeki muhterem şahsın midibüsü iyi süremediğini ve detaylarını ve benim gibi şikayetçi bir okadar kişi.Sen vermez isen kulak alamassın Budak.Uymadı ama uysada durumlar bu uymasada.Vatandaş olarak ülkenin şuanki durumundan hiç memnun değilim.Suruyeli meselesine hiç girmeyeyim.O başlı başına bir başarısızlık abidesi.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Mehmet Naki Çatalyürek
2 saat önce, Mehmet Göktürk yazdı:

300 yıl?

300 Yıl ?

Hocam yukarıdaki " Şimdi dikkatle okuyun" yazınızı arşivledim, bilginize ve bileğinize sağlık. Zaman ayırıp yazdığınız için de ayrıca teşekkür ederiz.

 

2 saat önce, Çağlar Bayur yazdı:

12 yıl süren bir devir 120 yıl geçmiş halal mihenk taşı. Sanayi 1. diyebilir miyiz?

Mihenk taşı günümüz şartları ile hiç bir benzerlik göstermiyor; sokaklarda gezen aczimendiler ve onlara izin verecek bir sistem de yok artık.Günümüzdeki hazırlanan altyapı “İmam hatiplerin çoğalması" Altaylardan Kafkaslara uzanan Türk devletlerinden kalanları birleştirmenin hazırlık aşamasıydı.

Kısaca özetlemek gerekirse 2023 hedeflerinin, Melikşah dönemi benzeri bir proje olduğunu ve engellendiğini düşünüyorum.

Not: Ekonomik kriz hakkında finans sektörü için sıkı tedbirler alındı geçirilen Real sektör krizi, yani global bir kriz.

Albaraka Türk genel müdürü MELİKŞAH UTKU " şu anda bankalar 2019 daha rahat bakıyor" dedi. Ve her zaman olduğu gibi piyasada sıcak para mevcut.

Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
(düzenlendi)
3 saat önce, Mehmet Göktürk yazdı:

300 yıl?

Ben seni gayet iyi anlıyorum, o dediğin uyanış elbet olacak ama yine dediğin gibi bizde bu iş çok yavaş oluyor, adamların seneler önce yaptığını Atatürk ucundan azıcık yapmaya çalıştı ama ömrü yetmedi, zaten yine dediğin gibi bunu bizim topluma uymayacağını bilerek yaptı 90 sene ite kaka yürüdü başka çaresi yoktu biryerden başlamalıydı vs...

 evet olacak o dediğin, içimizden çıkacak, sonraki kuşaklarlada pekişecek ve olacak, ama bunu farkedenlerde var, frenlemek için ellerinden geleni yapıyorlar, birde şu var, biz bunu başarırsak peşimizden gelecekler var, biz uyanırda onlarıda uyandırırsak ne avrupası ne amerikası kalır, bence bundan korkuyorlar ve kösteğe devam ediyorlar, bu uyanış ne? sen biliyorsun bilmeyenlere diyim, araba yapmak, uzaya gitmek falan değil, ekonomide uçmak falanda değil, bu başka şey, zamanı gelince ömrünüz yeterse anlayacaksınız nasılsa, neyse, biz bu coğrafyadaki onları yıkacak kapasitedeki tek milletiz, içimizde uyanan dediğin o hareket elbet başarıya ulaşacak, kaçışları yok, inşallah çabuk olur... :)

 

Yalnız bakıyorumda şuanki bizim kuşak hikaye hala, hatta bizden genç olan kuşakta pek iyi değil, yorumlara ve etrafa bakıyorum, hala daha ne olduğunu, senin kastettiğinin ne olduğunu anlamayanların basit tartışmalara girdiğini görüyorum, uyanış var evet ama uyanamayanlar hala çoğunlukta, detaya girmeyim daha iyi, okul meselesi gibi hani...

 Neyse, dediğin olacak ama zamanı var,  olduğunda tüm tartışmalar biter umarım, özelliklede din konusundakiler, hakikat çok farklı ama görene :) 

tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi
  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk
15 dakika önce, Mehmet Naki Çatalyürek yazdı:

300 Yıl ?

.

 

2018-1718 = 300

 

 

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
11 dakika önce, Mehmet Naki Çatalyürek yazdı:

300 Yıl ?

Hocam yukarıdaki " Şimdi dikkatle okuyun" yazınızı arşivledim, bilginize ve bileğinize sağlık. Zaman ayırıp yazdığınız için de ayrıca teşekkür ederiz.

 

Mihenk taşı günümüz şartları ile hiç bir benzerlik göstermiyor; sokaklarda gezen aczimendiler ve onlara izin verecek bir sistem de yok artık.Günümüzdeki hazırlanan altyapı “İmam hatiplerin çoğalması" Altaylardan Kafkaslara uzanan Türk devletlerinden kalanları birleştirmenin hazırlık aşamasıydı.

Kısaca özetlemek gerekirse 2023 hedeflerinin, Melikşah dönemi benzeri bir proje olduğunu ve engellendiğini düşünüyorum.

Not: Ekonomik kriz hakkında finans sektörü için sıkı tedbirler alındı geçirilen Real sektör krizi, yani global bir kriz.

Albaraka Türk genel müdürü MELİKŞAH UTKU " şu anda bankalar 2019 daha rahat bakıyor" dedi. Ve her zaman olduğu gibi piyasada sıcak para mevcut.

Mehmet bey, kastedilen apayrı birşey, bu dedikleriniz başka şey, dediklerinizde olur belki ama Türklerin birleşmesi falan bunlar benim anladığımın ve sanırım kastedilenin yanında hiç kalır ki bunun olacağınıda sanmam, bize göre çoook farklı ve gerideler, olacak olan şey düşünce anlamında olacak bir farklılaşma gibi birşey, tamamen farklı bir pencereden bakıyorsunuz bana göre,  üstteki diğer arkadaşların yazdıklarıda öyle, bunu bir devrim gibi uyanış gibi birşey düşünün, bildiğiniz herşeyi değiştiren ve dünyayı etkileyecek bir etkisi olan, ekonomi  devletler kafkaslar 2023 falan bunlar hiçbirşey :)

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk

1655 te ingilterede ilk hakemli bilimsel dergi yayınlanıyor. bizde 1862. 1862 - 1655 = 207 yıl.

Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu

adamlar düşünce olarak bize 300 yıldan fazla takmışlar hocam, kültür mantık vs. her alanda, biz hala bunu salt teknolojide ileri olmak, büyümek falan sanıyoruz, önce düşünce değişecekki gerisi gelsin, daha bayağı yolu var ama olacak evet :)

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk

Ali Demirsoy'un bir lafı vardı. Mısır'ı 400 sene yönetmişiz bir Allahın kulu piramitleri incelememiş birşey yazmamış böyle şey mi olur demişti.

  • Mutlu 1
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
31 dakika önce, Mehmet Göktürk yazdı:

Ali Demirsoy'un bir lafı vardı. Mısır'ı 400 sene yönetmişiz bir Allahın kulu piramitleri incelememiş birşey yazmamış böyle şey mi olur demişti.

sadece vergi almazmıydık heryerden, Mısırı bırak Anadolu hakkında ortada adam gibi şey yok...

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Metin Akbal

Tüh yaa yazmam gereken yerde burada olamamışım.

 

Mehmet hocam çok iyi bir noktaya değinmiş. Asıl orada yazmak isterdim. Hedef imam hatiplerin artırılması tam olarak olmasa da vizyon şu an o.

 

İmam hatip geçmişi olan biri olarak yazıyorum. Meslek liseleri bu durumda arada kaynayan kurum ya da bu işin kılıfı olmuştur. Keşke imam hatiplere verilen önem kadar meslek liselerine de şimdi önem verilseydi işte o zaman ben bu işin önemini anlardım. İmam hatiplere tanınan hakların sunulan imkanların 100 de 1 i şimdi meslek liselerine verilseydi anlardım. Ülkemizdeki tüm yeniliklerle son dönemde neredeyse ilk tanışan kurumlar imam hatipler oldu. @Mehmet Göktürk hocam sanırım projenin içinde imiş, FATİH projesindeki akıllı tahtaların bulunduğum yerde imam hatiplere geldikten 2-3 yıl sonra kendi okuluma geldiğini gördüm. Üstelik imam hatiplerde sistem tam olarak kurulmuşken benim okulumda altyapı bile yoktu. İnternet yok, eğitim yok, neyin neye yarayacağını anlatan da yok. Akıllı tahtaları taktılar, alın bu akıllı tahta naparsanız yapın dediler. Kendi okulum meslek lisesi 2 bina iken malesef binanın biri elimizden alındı. Laboratuarlarımız, atölyelerimiz gitti. Sorun neymiş öğrenci sayısı azmış bilmem neymiş. Okuldaki öğrenci sayılarını bile götürdük bu sayı nasıl az olur diye. Sil baştan düzen kurmaya çalıştık. Derdimizi herkese heryere anlattık. Bize denilen şu oldu sen dua et bir binan daha var, İstanbulda köklü meslek liseleri kapandı.

 

İlkokul ihtiyacı çok fazla olan memleketimde neredeyse 2000 kişilik imam hatip külliyesi yapıldı 1 bina ve 1 cami. Öğrenci sayısı 700!!! Üstelik 2 binalıkta imam hatip lisesi varken yenisi yapıldı.

 

Her mahallede bir ilkokul göremezsiniz ama her mahallede en az 1 imam hatip ortaokulu görürsünüz.

 

İmam hatip çalıştayları yapıldı, sempozyumlar gerçekleştirildi, imam hatiplerin kalitesini nasıl artırırız, nasıl kaliteli öğrenci çekeriz diye. Öğretmenler arandı çocuklarınızı imam hatiplere yollayın diye. Eğitim şurasına müftüler, encümenler ve imamlar gitti falan. Islahı tohumda, toprakta yapmak yerine üründe yapmayı tercih ettiler.

 

Liselere giriş sınavında burnunun dibindeki okula gidemeyen öğrencilerin 5 tercih hakkında 1 imam hatip zorunluydu mesela. İsteyen yollar isteyen yollamaz deniyor ya ona binaen yazıyorum. Bu sene hatırlarsınız anadolu liselerinin kontenjanları artırıldı, meslek liselerinin direk önü kesildi, nitelikli okul kategorisine alınmadı, alınanlar bir kaç okulun 1 bölümü sadece. Hatta hiç unutmuyorum tercih dönemlerinde görevli iken bir tane öğrencimi istemeye istemeye imam hatip lisesini yazdırmak zorunda kaldım puanı diğer liselere yetmediği için, bütün liseler sınava dahil edildiği için.

 

Bu memlekette asıl darbeyi imam hatipler değil meslek liseleri yedi. Fen lisesi ile yarışan meslek liseleri şimdi ne haldeler.

 

Din düşmanı değilim, imam hatip geçmişi ve sistemin içinde olan biri olarak yazıyorum. Eski imam hatipler olsaydı, her ilde fen lisesi gibi 1 2 tane olsaydı, eğitimde o kadar niceliğe değilde niteliğe önem verseydik. Din görevlileri işlerini benimseyip çok iyi yapsalardı da keşke işini çok iyi yapan ateist imam haberleri ile karşılaşmasaydık vs vs vs..... (yalan ya da gerçek ülke böyle bir haberle karşılaştı).

 

 

  • Beğen 5
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu

Ben sıkıldım vallahi, söz meclisten dışarı, İnsanlığa bak hele...

Dünyada kaç din var? Bunları kim göndermiş? Allah.... neden göndermiş, amaç ne????

 

Çatışmamı var, o zaman yapılacak şey çok basit,  insanlığın temel değerleri ve tüm dinlerin ortak olan kısımları nedir? İyi olmak-çalışmak-hak yememek-kötülük yapmamak, bitti:

 

Devletlerin ana görevi bunu sağlamak olmalı, bunu sağla herkes rahat yaşasın, sonra bireysel din inancı gelir, herkes üstte yazdığım genel çerçeve içinde kalmak şartıyla istediği dine inanır-ibadetini yapar ama bu sadece kendini bağlar, başkasını değil, bunları yaparkende genel kurallara uyacak, bu net ve kesin, Devlet genel düzeni böyle sağlar, taraf olamaz:

 

Din bunu dedi, diğer din şunu dedi der detaya girerse inancın ibadet kısmına girer devlet, o zamanda şuan yaşananlar olur, denge bozulur taraf olan olmayanla çatışır, dinler varmı var, ne yapacağız, yazdığımı yapacağız, gerisini herkes kendi bilir, ne yaparsan yap, ama başkasının özgürlüğüne girdiğin an senin özgürlüğün biter, bunu bil, başka yolu yok, anlaşma imkanıda yok, biz nasıl son din dediğimiz İslamı kabul ettiremiyorsak onlarda bize başka şeyi ettiremez, uyum içinde olmak için genel kurallarda buluşmamız lazım, bunuda Devlet sağlayacak koruyacak ve kontrol edecek, kanunlarda bunun için var, bu yüzden Devletin dini olmaz devlet taraf olamaz, yöneten insan hangi dinden olursa olsun mekanizmayı etkileyemez değiştiremez, aski savaştır, Nokta.

 

 Avrupanın kısmen bizimse hiç aşamadığımız şeyde bu zaten, sen ben diyeceğimize bu insanlık nasıl beraber uyumlu yaşar demeli farklılıkları içimizide yaşamalıyız, zorlama yoktur denirya hani, mantığı işin bu, biri der din bu, kural bu diğeri der başka şey, ortak paydada buluşma yok, Allahın esasta ne istediğini anlamak yok, Dinlerin esas gayesini yani dinin amacını İnsanı getirmek istediği düzeyi anlamak yok, din diyince bizde uyarsan cennete gidersin uymazsan gidemezsin kurala uyan bu dinden uymayan kafir başka dinden derler, diğer dindekilerde aynısı yapar al sana çatışma, Allah ne diyor İnsalık ne anlıyor, bir sürü din gelmiş hepsi İnsanlığa, hepsi İnsanı belli bir düzeye getirmeye yönelik, biz ise o din ona, bu din bize geldi, yahu dinler İnsanlığa gelir, amacıda bellidir, insanı adam etmek, farklı zamanlarda ve seviyelerde olan insanlığa farklı dinlerin gelmeside doğaldır, olay bu dinlerin esas amacını anlamak, neden geliyor bu dinler, amacı ne Allahın ?... 

 

Neyse anlaşıldı sanırım, bizde mesela Devlet imam hatip açıyor hale bak, taraf; bitti gitti, konuşacak başka şey yok, dinleri gönderen Allah ne istiyor anlayan yok, tüm gezegen çapında geçerli bu dediğim o bu devlet millet, o din bu din diye kastetmiyorum (zaten çoğu hatta tamamı yine insanlarca bozulmuş yada anlamı başka yere çekilmiş durumda), tüm insanlar Allahın yarattıkları varlıklar, herşeyinde öyle olduğu gibi... Dinler neden geldi amaç neydi, esas görmemizi istediği ne Allahın? Bunu düşünmediğimiz sürece boşa sallıyoruz küreği, amaç Cennet e gitmek demeyin sakın, Cennet mükafat peki neyin mükafatı, ibadet ettin dine uydunun mükafatı değil, esas özneyi gören yok, bu farkı anlamıyor insanlık...  Cennet yada bir Cehennem bir sonda değil, tıpkı Ahiret günününde bir son olmadığı gibi, hesaba çekildik ee sonra, ya Cennete yada Cehenneme gideceğiz ve bitecek öylemi, hiç sanmıyorum, önce biz neyiz diye kendine bakmalı insan ruhun ne onu bir düşünün hele, son haa, neyse daha uzatmayayım.......

 

Allah yardımcımız olsun...

  • Beğen 2
  • Teşekkür 2
Yorum bağlantısı
Mehmet Naki Çatalyürek
Ali Demirsoy'un bir lafı vardı. Mısır'ı 400 sene yönetmişiz bir Allahın kulu piramitleri incelememiş birşey yazmamış böyle şey mi olur demişti.


Evren’de en büyük ziyan sorgulama yeteneklerini yitirmiş bir beyindir. Einstein

“Düşünme itaat et “ diyenlere itibar ettiğimiz için bu durumdayız. Düşün sor sorgula diyenlere kulak vermemiz lazım, sorunlar ancak böyle çözülür Göktürk hocam.
Bu bölümdeki bütün paylaşımları arşivledim.
Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...