Skor Tablosu

Evet bugün tüm işlemlerden sonra eski zigana yolunu kullanarak et yemeye gittim söylemesi ayıp Yol sesinde gerçekten farkedilir derecede bir fark var hanım bile farketti yani arabanın içerisinde tek rahatsızlık veren ses rüzgar sesi 100 kmden sonra hissedilmeye başlıyor camlardan geldiği için sanırım birşey yapamayacağım. Ancak kapı döşemelerindeki tıkırtılar filan hepsini halletmişim çok sevindim

Araba 6500 km ye geldi (iki ay oldu) bu sure zarfinda 1 kez Ist-Akcay, 1 kez Ist-Bodrum ve iki kez de Bodrum-Akcay git-gel yaptim. Ist Bodrum 800 km. Ist-Akcay 400, Bodrum Akcay 400km. Yani uzun yolsa uzun yol. Hic bir zaman elektrik sarj sorunu yasamadim. Evet benzinli gibi depoyu doldur 700 km olayi yok. Evet 300-400 km de sarj etmem gerekiyor falan filan. Bunun disinda da hicbir bidirdanilabilecek bir sey yok. Artilari ise cok. Bi kere akbilden daha ucuza gidiyorsunuz. En pahali yerden bile elektrigi alsam dizelin yari fiyatina geliyor. Evden sarj edince kufur gibi olacagi icin yazmayayim (50tl 400 km. Yaziyla elli) Akici surus keyfi baska. Scooter gibi gaza bastikca hizlaniyor, vites degistirme kesintisi za zu yok, dumduz. 345nm tork makine icin en az 2500 motorlu turbo makineye ihtiyaciniz var. O torku her istediginizde verebiliyor. Bakim gideri her anlamda dusuk olacak. Frene durma noktasina gelmeden basmiyorum bile, fren balatasi bitmez bunda. Ağırlık merkezi asagida oldugu icin yol tutus gayet basarili.

1 BG den 102 BG ye Merhabalar. Çocukluğum ve üniversiteye kadarki gençliğim Bursa’da geçti. Babam Merinos fabrikasında işçi Annem ev hanımı idi. Arnavut kaldırımlı sokaklarda oynayarak çocukluğumu özgürce yaşadım. İp bağlayıp çektiğim çeyrek portakal ve karpuz kabukları ilk arabalarım oldu. Boş kibrit ve ilaç kutularını yerdeki kilimin motifleri üzerinde araba sesi çıkararak gezdirirdim. Kibrit kutusunun sürgüsünü çekince pikap, ilaç kutuları da otobüs ve kamyon olurdu. İp takıp çektiğim plastik arabalarımın tekerlekleri eskiyince tahta makaralar takardım. Büyük plastik damperli kamyonum ve küreğim vardı. Üstüne binerdim. Öne arkaya sallanan tahta atım vardı. Küçük teneke arabalarımın kırmızı lambalı siyah beyaz olanı polis arabası, mavi lambalı beyaz olanı ambulans, makinalı tüfekli olan da askeri cipti. Renkli boyalı camlarından insanlar bakardı. Babamın takım kutusundaki çekiç, pense, kerpeten, kargaburnu,3 kollu demir kunduracı örsü ile oynardım. Okulda iş bilgisi derslerinde telden ütü altlığı, abajur, resimlik vs yapmıştık. Annemin bahçede çamaşır ipi olarak kullandığı tellerden yaptığım direksiyonlu kumanda çubuklarını plastik arabalarıma mafsallı olacak şekilde takar, ön tekerleklerini sağa sola döndürürdüm. Tamamıyla galvaniz telden arabalar yapardım. Direksiyonlu kumanda çubuklu, göbekten vitesli, sağa sola hareketli, döner tekerlekli, açılan kapılı ve kaputlu olurlardı .Süslemek için tellere renkli elektrik kabloları sarardım. Pille çalışan küçük gece lambaları far yapmış, butonu da direksiyon çubuğuna takmıştım. Korna olarak da bisiklet zili kullanmıştım. İki ahşap latanın uçlarına rulman takıp birini yatay birini dikey yönde metal çengelle birleştirip ahşap gidon takarak sağa sola dönebilen kendi kaykayımı yapmıştım.(el yapımı skuter) Ailecek Kayıhan çarşısına gidip çuvallar dolusu erzak alırdık. Dadı damağımda kalan İdris Ustanın pideli köftesini yiyip şırasını içtikten sonra evimize dönmek için at arabası veya brıçka kiralardık. Tek atın çektiği bu arabalar yüksek olduğu için demir basamakları vardı. Babam beni arabacının yanına oturturdu. Arabacı dizginleri tutarken arada bir kırbaç şaklatırdı. Atın hamutunda renkli ponpon süsler ve çıngırak vardı. Çevreyi seyir ederek çıngırak sesiyle evimize gelirdik.Sünnet cemiyetimde çift atlı faytonlarla Emir Sultan Türbesi turu atmıştık. At arabası, brıçka ve faytonların ahşap tekerleklerinin çevresinde demir çemberler olurdu. Çıkma çemberleri sopayla vurup arnavut kaldırımlı sokaklarda çevirirdim. Kaçırmamak için kalın telden güdecek yapmıştım. Yollar asfaltlanınca arabacılar tekerleklere siyah lastik çemberler takmıştı. Tabi ben de hemen lastik çembere geçmiştim.Lastik çember hızlanmıştı ama demir çemberin zevkini vermiyordu. Fabrikadan emekli olunca üç tekerlekli araba ile seyyar çerezcilik yapan Babama yardım ederek harçlığımı çıkarır olmuştum. Benim hiç bisikletim olmadı. Orta öğretime gittiğim Atatürk Lisesinin karşısındaki boş toprak sahada tur hesabı bisiklet kiralanırdı.26 jant bisiklet bana yüksek gelirdi. Ben de 3 tekerlekli büyük bisikletlere binerdim. Tophane Meslek Lisesinin Metal İşleri bölümünü bitirdim. İlk girişte üniversite sınavını kazanamayınca organize sanayide işe başladım. Hem fabrikada çalıştım hem de sınava hazırlandım. 2.sınavı kazanarak Mimarlık eğitimi için Ankara’ya geçtim. Gündüz mimarlık ofisinde çalışıp akşam da üniversitede okudum. Resmi ve özel kurumlarda çalışarak hayatımı dolu dolu yaşadım. 2023 yılında emekli oldum. Meslekte 44.yılım. Şimdilerde Antalya’da 2023 model Suzuki Jimny cipime biniyorum. Cipime bibince kendimi çocukluğumdaki tek beygirli brıçkaya binmiş gibi yüksekte hissediyorum. Şimdi daha önce kullandığım binek araçlarım bana yere çok yakın gibi geliyor. Meğerse o araçlarda kapıyı açıp koltuğa otururken iniyormuşum. Artık at yok, araba yok, arabacı yok, kamçı yok. Arabacı benim. Dizginler benim elimde. Eşimle birlikte gönlümüzce gezebiliyoruz. Brıçka kadar yavaş seyir edemiyorum ama toprak yollarda brıçka benzeri seyir zevkini yaşıyorum. Hey gidi hey. Nereden nereye. 1 BG den 102 BG ye. Atlar kaputun altında. Onları benzinle besliyorum. Beni bu günlere ulaştırdığı için Allah’a şükürler olsun. Hepinize iyi seyirler. Selamlar, Saygılar.

Dede gergin.

Bugün ön çamurluk tarafının yalıtımını yaptım metal kısma yine bitümlü malzeme uygulayıp davlumbazın iç kısmına sünger yapıştırdım. ön kapının ön çamurluk tarafına z fitil, arka kapı tarafına d fitil uyguladım. Uygulama yaparken primerde kullandım.

bence uçakla ulaşımı sağlayın orada 180 gün yaşayınca böyle dolambaçlı ve stresli düşüncelerin olmaması gerektiğini hissedersiniz, hayat bu kadar zor olmamalı

Bildiğiniz gibi arabayı komple soymuştum arka çamurluklarda yalıtımın Y si bile yoktu. Arabanın orjinal yalıtımına TAKVİYE yapmak istedim sadece. Kullandığım malzemeler Noise off marka 2mm bitümlü yalıtım malzemesi, 6 mm yapışkanlı kauçuk ve düz zeminler için ekstra 13 mm ses bariyerli keçe. Yapacaklara tavsiye ben hem metal yüzeylerde hemde trim iç yüzeylerinde 6 mm kauçuk kullandığımdan trimleri oturturken bir miktar zorluk yaşadım. Bir daha yapıyor olsam trimleri kaplamak yerine metal yüzeyleri komple kaplamayı tercih edebilirdim.

27 yıllık Arçelik çamaşır makinamız su koy verdi. Evet su alıyor ama kazana değil yere veriyordu suyu. 27 yılda bir kez amortisörleri değişti. Artık yeter dedik ayrıldık emektarla. Yine Arçerliğin olan Grundig marka makine aldık.

EV3 olabilir bence, ilk aklıma gelenlerden...

Tam olarak öyle değil Tansu Bey, telefonların ilk bağlandığı antenler (genelde baz istasyonu deniyor) sonrasında operatörün şebekesine tam dahil olana kadar BTS (antenleri kontrol eden bir katman diyelim) ve MSC, HLR gibi şebeke elemanlarından geçerler. Yani gerçek baz istasyonuna bağlanma durumu söz konusu değildir. Birisinin evinizde her zaman bağlandığınız wifi ile aynı isimde ancak daha kuvvetli bir sinyal bastığını düşünün, cihazlarınızın ona bağlanma şansı olabilir (bu arada gerçek wifi'ınızdan düşmeniz için de bir takım ataklar da yaparlar) Ondan sonra siz internete çıkarken bütün trafiğinizi dinleyebilirler (çok kabaca man in the middle attack gibi bir şeye yakın) Burada ise bir anteni taklit ederek, şebekeye bağlandığını düşündürüp, şebekeden gelmiş gibi SMS atıyorlar (istedikleri numaradan sms atabilirler) Çağrı başlatmak pek söz konusu değildir, onu da yapıyorlarsa zaten anahtarı verelim 4. operatör olsunlar. Bu kişiler sanırım çok eski bir teknoloji olan 2G açıklarından faydalanmışlar.. 2G menzili gereği kırsal alanda sanırım hala kalmalı (LOS -line of sight- durumunda 50-60 km uzaktan çağrı bağlayabilirsiniz tek antenle) Ancak şehir içerisinde artık olmamalı.

kasko mu? unico trafik sigortasından dosya açmayı kabul eden bir kaportacı bulursanız olur , bikaç zaman sonra şöyle olacak, trafik sigortası ben parça bulamadım diyecek iş uzar, en baştan ödeme anlaşöaşı konuşmalı eksper ile, yani gelir yazar çizer 10 tl öderim der, onu kabul edip baştan parayı alın ve yaptırın, altı üstü sineye çekilecek

Sizce de benzinli arabalarla elektriklileri kiyaslamaktan vazgecmenin zamani gelmedi mi?

Uçakla ek bavul hakkı alıp first class ile gitsen bile daha kolay ve ucuz olur. Arabayı forumdan bi ekip getiririz öte yandan. İtina ile de satarız.

Nufus artış oranımız azalmış şimdi gelişmiş ülkemi olduk biz ?

Neymiş efendim alttan ses geliyormuş. Bana ne geliyorsa yani

vesile ile bu tip malzemeler aslında direkt sesi değil titreşimi azaltarak sesi azaltır, yani metal kısma uygulanır, hatta komple kaplanması ile belli titreşim bölgelerinin kaplanması aynı sonucu verir, titreşim bölgelerini biz tespit edemeyiz, bazı araçlar için test edilip yapıştırma bölgesi şeması ile halinde satılan kitler var.

Hiç olmadığı kadar rüzgarsız hava..

Resimler 3 saniye pozlamayla çekilmiştir normal çekersem ışıklar görünmüyor malesef. Yorumlarınızı bekliyorum

Uzun yazarım ve buradan bir sohbet devam edebilir diye ayrı konu olarak yazıyorum. Elektrikli otomobillerin şehir içi kullanımı ile ilgili herkes mutabık zaten. Uzun yolculuklar çoğu insan için soru işareti. Nispeten düşük menzilli bir modeli alırken ben de çok düşündüm ancak gerek almadan önce gerek aldıktan sonra ABRP gibi uygulamalarla simülasyonlar yapmıştım zaten (evet meslek hastalığı). Yine de ufaktan bir heyecan oldu yola çıkarken. Sonuç olarak henüz 1 aylık ve 1000 km'de olan Model Y SR otomobilimiz (ya da cihazımız?) ile bayram vesilesiyle Ankara'ya gidip geldik. İstanbul-Ankara yolu çok uzun değil ve çok işlek bir yol ama sonuçta benim en sık kullandığım güzergah olması açısından önemli bir deneyim oldu. Yola aslında bayramın 1. günü buradaki ziyaretlerden sonra çıktık ama 2 saat trafikte kalıp Anadolu yakasına bile geçemeyince geri eve döndük. Gece evde %100 yaptım yine pili. Sabah vakitli şekilde yola çıktık tekrar. Çıkmadan tüketim kasmamaya ve içimden geldiği gibi gitmeye karar vermiştim. Tabi ki yollarda bayram yoğunluğu, arabada eşim ve oğlum olduğu için mantıklı koşullarda. Zaten sürat kasmak gibi bir hevesim yok, onu yeterince yaşadım, bu araba da o işin arabası değil. Ama yolun akışına göre tempolu gitmeyi seviyorum. Onun için A6 ile nasıl gideceksem aşağı yukarı öyle gittim diyebilirim. Meraklıları için uzun şekilde anlattım aşağıda. Beefull bayramda kwh'ı 1 TL olarak kampanya yaptığı için gözümü KMO'dan çıkmadan önce son mola yerinde olan Beefull'a dikmiştim. Nitekim oraya %43 pil kalarak ulaştım. Bu kısımda TEM ve köprü trafiğine de takıldığımız için 180 wh/km gibi bir tüketimle geldik. Beefull bir türlü şarjı başlatmadı, benden başkaları da aynı durumdaydı. Hemen yandaki Oncharge'a çektim ve şarjı başlattım. Biz ihtiyaçlarımızı halledip biraz ayaklarımızı açana kadar tam 20 dk'da %90 oldu ve tekrar Bolu'ya doğru yola çıktık. Sakarya'dan Highway tesislerine kadar 124 kmh ortalama hız (yol bilgisayarı verisi) ve 249 wh/km tüketimle geldim. Tabi 1000 metre rakıma çıktık bu arada ve Bolu dağını çıkarken de soldan hiç gaz kesmeden çıktım. %48 ile Highway tesislerine girdim. Tesla SC'ler doluydu. Acemiliğime geldiği için karşıdaki Oncharge'a gireyim bari dedim, orada şarj bir türlü başlamadı (neden olduğunu sonradan anladım), sonra zes'e yanaştım o da başladı sonra kesti. O arada Tesla'dan 2-3 araba çıktı, başkaları girdi, anladım ki sirkülasyon hızlı, oraya doğru yaklaştım ve biri çıkınca yanaşıp şarjı başlattım. SuperCharger deneyimi gerçekten çok iyi. Türkiye'de çok daha yaygınlaşması lazım. Burada da ufak bir mola verip 15 dk'da %85 şarja getirdikten sonra devam ettik. Highway'den çıktığımda Ankara'da eve (Yaşamkent) %10 ile varırsın diyordu, %3-5 ile de varsam bana yeter dediğim için gaza çöktüm ve 140-160 aralığında sürdüm. Yine ortalama hız 130 kmh civarında ve tüketim 212 wh/km oldu. Park ettiğimde %6 şarjım kalmıştı. Dönüşte yola %95 ile çıktım. Adrese İstanbul evi yazınca Bolu SC'de tek şarj ile gidebilirsin dedi. %21 ile SC'ye ulaştım. Yine doluydu ama bu sefer işi öğrendiğim için önüne çekip bekledim. Bu arada SC'de Teslalara 7,10 TL / kw ile veriyor, fiyat olarak da diğerlerinden 3 TL filan uygun kw başına. Hem de çok pratik ve hızlı. 5 dk sonra birileri çıktı ve yanaştım. Gelirken batarya da ısındığı için max hız ile başladı. Ufak bir ihtiyaç ve yemek molasının ardından daha bizim işimiz bitmeden bildirim geldi gel arabanı çek diye. 36 dk'da %20'den 95'e gelmiş. 100 olmasını beklemedim gerek yok ve bekleyenler var diye. Normalde o şarj ile eve varırsın diyordu ama zaten çocukla malum durmamız gerektiği için ben KMO'da şarj ederim bir daha diye düşündüm. Sakarya'yı geçince Alandüzü park alanına girdim (Shell). Oncharge'a taktım. Bolu'dan oraya 150 wh/km ile geldik ama ciddi iniş var tabi o kısımda. Biz WC filan işlerimizi halledene kadar araba doldu %99'da çektim. 20 dk kaldı yaklaşık. Buna normalde ihtiyaç yoktu ama madem duruyoruz istasyon da müsait olunca taktım. Oradan da eve 200 wh/km ortalamayla geldik yine. Vardığımda %46 şarjım vardı. Bu kısımda bayağı hızlı gittim ama FSM köprüsüne yaklaşınca trafik başladığından ortalama hız ve tüketim düştü. Şimdii gelelim özete; Bu yolculukta elektrikli otomobil kullanmanın hiç bir dezavantajını yaşamadım. Şarj için beklemedim. Zaten aile ile minimum o kadar mola veriliyor. Hatta yalnız iken de kahveydi, ihtiyaçtı, içenler için sigaraydı derken duruluyor. Bilmeyenler 0-100 şarj süresine bakıyor ama öyle değil olay, ekstrem durumlar hariç 100'ü hatta 90'ı beklemeye gerek yok, şarj etmek için de 0'a inmesini beklemiyorsun zaten. Artıları olarak da sessiz seyahat edince yorgunluk ciddi az oluyormuş, ben de yolcular da aynı fikirdeydi. Basıyorsun uzuyor araba sessiz sakin, ayağını çekiyorsun frene bile basmadan yavaşlıyor. Yorulursan otopilot var filan. Benim beklentimin üstündeydi açıkçası. İnşallah bundan sonra da değişmez. Tesla özelinde de şehir içi sert dediğim süspansiyon otoyolda avantaja dönüyor. Acayip stabil gidiyor. Sadece tekerlek konumu ve açısı benim alışkın olduğum setup'tan (büyük araba) farklı olduğu için elimin alışması biraz zaman aldı. Öte yandan kabin genişliği, bagajlar, saklama alanı filan ciddi avantaj. Hiç mi eksi yok derseniz, yine koltuk diyeceğim. Çok rahatsız etmedi ama 1.90 cm için çok süper değil. Ayrıca suni deriyi sevmiyorum, sevmeyeceğim. Sürüşü çok rahat ama keyif olarak bir A6 değil, A6'nın yola oturup gitmesi çok iyiydi, ayrıca bundan hızlıydı yüksek süratte, ama anormal olan bu değil o bu denklemde. Regen olayı uzun yolda büyük rahatlık, ama ayağın sürekli gazda olması gerekiyor, arada dinlendirmek için regen'i kapatıp salabilsek iyiydi, bunu 3rd party bir şey ile çözeceğim. Fazla uzadı zaten, şimdilik bu kadar yeter sanırım. Veriler şöyle. Hız aradan bir sample sadece.

lastikler gayet iyi basiyor mehmet hocam. rezistansa komut veren parca hangisi tam cozemedim. diger parclari yenileyerek bi deniycem bakalim anakartta sorun yoktur umarim.

Öyle deme çarpılırsın.

O kadar alakasız iki arabayı karşılaştırıyorsun ki. Austral ile karşılaştırsan hadi neyse de Clio ne alaka ya hu? O tek avantaj dediğin seninkinin yarı parası. O da dışarıdan ve en pahalısından alırsam. Evden doldurursam seninkinin 1/10 u. Güneş doğmaya devam ettiği sürece de bu değişmeyecek. Araban 4.5 lt 0-40 motor yağı kullanıyor. Kutulu alacaksan 5 litre alman lazım. 400 lira civarı litresi. Sadece motor yağın bile 2bin lira tutuyor. bunun yağ filitresi, hava filitresi, polen filitresi, tapa contası işçiliği o su bu su var ve 3000 liraya nerede neyi yaptıracaksın? Garantili arabayı evde kendim yağını değiştiririm diyorsan zaten konuşulacak bir şey yok. Kardeşinin arabası nedir bilmiyorum ama bunun yetkili servisteki 25 bin km deki bakım ücreti 1800 lira (alırken sordum). Bak trigerdi debriyaj balatasıydı şuydu buydu falan filan onlara hiç girmedim. toyotacı yetmedi Renocu çıktı bi de. Seninde mi vites kutun yok? Senin normalinle benimki aynı değil sanırım. Bu arada benim arabanın 0-100 ü 9 sn. bu çok boş bir tartışma ama cevapsız bırakmayayım. Bu arabaların (benimkini kastediyorum) performans iddiası yok ki. Performans beklentisi olan gitsin 500 hp olan Tesla falan alsın zaten. Bunlar aile arabası. Torku belli aralıkta almakla her istediğinde almak farklı şeyler. 1700-3500 arasında aldığın max tork ile elektriklinin verdiği tork aynı şey değil. Gaza bastığında kaç saniyede 3500 deviri geçiyorsun? Ben her bastığımda alıyorum, motorun ısınmasını beklemiyorum, Turbonun dolmasını da. Bu ve akıcı hızlanma performansla değil sürüş keyfiyle alakalı şeyler. 345 nm torku alabilmen için 2.5 litre motora ihtiyacın var. O da turbo olursa. Senin küçük hacimli über muhteşem motorun 1 bar basıp 240 nm tork alabilmiş. Yenilerinde 140 hp ile 260 nm almış hatta. Yani içeri giren hava miktarını ikiye katlamış. Senin 1.33 sandığın motorunun içine dolan hacim 2.5 litreye yakın. Önemli olan hızlanma süren ve max hızın değildir. Onlar ergenlikte oluyor. Ha bir de bazen dayılar gelip "yeenim kaç yapeyyo bu" diye soruyorlar falan. Malum bunların göstergesinde 250 km falan yazmadığı için camdan bakıp anlayamıyorlar. pilin ağırlığı 500 km civarında, 300 değil. Yol tutuş hepsinde başarılı derken ne kastettiğini bilmiyorum ama senin arabanın en son kasasını yaklaşık 3 bin km kullandım ve yol tutuşu beş para etmez. Araba bu ya hu. Övmek ne? Avantajlı yönleri var dezavantajlı yönleri var. Yakıt ve motor dışında hepsi aynı değil işte. Bence ağırlık merkezinin tabanda ve yayılmış olması çok önemli bir özellik. Belli ki sen hiç ağırlık merkezi %50-50 dağıtılmış benzinli kullanmamışsın. Buna bir de arabanın ağırlığının %25 i kadar kütleyi dağıtık şekilde tabana yaydığını ekle, hadi ondan sonra yol tutuşu tekrar konuşalım. Ya da bakım masrafının olmamasını ekle, onu da mı beğenmedin? Azalan hareketli parça adedi sebebi ile arıza riskinin çok daha düşük olmasını da ekle. Eğer bunlar da yetmiyorsa sen arabadan bahsetmiyorsun demektir. Sahiplenme bedeli düşük, işletme maliyeti düşük, arıza ihtimali düşük. Bunlar seni tatmin etmiyorsa tam olarak arabadan beklentin nedir öğrenmekten mutlu olurum.

Haklısınız Mehmet Hocam; artık sektör değiştirdiğim için çok uzak kaldım ama 3GPP release 14'te falan LPWA gibi seçenekler ve migration/göç senaryoları (plaza dili için kusuruma bakmayın) konuşuyorlardı bunun için. Ancak bana göre çok kabaca 2G şebekeleri sadece IoT cihazları destekleyecek şekilde ayarlayabileceklerini düşünüyorum; ancak bu değişiklikten ekmek yiyecek şirketlerin istediği bir durum değildir.

belli, azda bombeli pilli al, daha az yakıyo diyola

Kısa fakat anlamlı bir kitap okumuş gibi oldum,çocukluğum canlandı gözümde emeğinize sağlık.. Kaputu altında 102 beygiri olan araç ; anılar biriktirdiğiniz tek beygir araç kadar güzellikler getirsin.Güzel günlerde kullanın

Yok onun yapılış amacı o ama iyi yapıştırmazsanız zamanla düşebilir

geldi geçti bile lakin hepsinde ötv falan sıfırlanırsa o zaman daha mantıklı olacak, otomotiv de oyuncak edildi

bodrumda solar panelli yerleşimim olsa en son yapacağım şey araba almak olurdu gelsin harleyler gitsin yamahalar

Arabanızı ben geri bilabedel (benzin hariç) getiririm. pasaportunu hazır ederse bir başka arkadaşı daha alırım.

Çağlar vizen var mı? one vay ticket.

2018 de klasör değiştiydi zati...

Gelecek deyince aklıma şu sahne geliyor.

Bakalım araba mı daha hızlı yağ eksiltecek, diyet sayesinde Ali mi?

Detaylarına ayrıca bakacağım; baz istasyon/anten simule edebilirler, telefonun oraya bağlanmasını sağlayabilirler, sms vs gönderebilirler; ancak o anteni gerçek şebekeye de dahil ediyorlarsa o şebekenin sahibi operatör dükkanını kapatıp gitsin. Bu arada sadece sms gönderiyorlarsa bu kadar teferruata gerek yoktu, operatörlerin hepsinin kullandıkları protokoller gereği zamanında kapatamadıkları açıkları hep oluyor, olacak..

bataryayı değişirsin evet, ama bu araçları telefon gibi yapacaklar bence, abonelikle çalışan tip araçlar neyse boşver biz görmeyceğiz zaten, keyfini sür geç, şu reno 5 te gelmedi gitti bakamadık bir türlü, bu arada çinlilerin araçlara bakıyordum, adamlar uçmuş gitmiş vallahi, çpk acaip işler dönüyor artık

E bu laptop ise diğeri ne? Portakal mı? E bu laptop ise diğeri ne? Portakal mı? Doğu bloku ülkelerindeki otobüsleri ve troleybüsleri düşün.. hangisi uzun ömürlü? batarya dediğin değişiyor kolayca.

Diyorum amortisör kuleleri nerde dağıldı?

benim arabada vardı, o kısma karşılıklı 2 adet, 2 adette bagaj kilidinin olduğu yere şunlardan alıp takabilirsin 749329187R

Biz kim bu hafta belli olacak bakalım

Milleti istediği gibi dolandıramadığı için olabilirmi...

Bas istasyonu kurmak bu kadar kolaysa bu Vodafone neden 10 yıldır çekmeyen şehire kurmuyor.

Aman iyi ki bi Göcüğe taşıdık seni.

Sat bence.

Aslında çok uzun araç sayılmaz. Bagaj kısmı büyük değil hbden hallice.

uhuuuu... zor iş.

Arkadaşı alalım.

https://www.google.com/search?q=türkmüyüz+la+karikatür&sca_esv=6d05711ba5bc2a7b&udm=2&biw=393&bih=663&ei=Aj8eaPGVHZeI7NYP07WwqQ4&oq=türkmüyüz+la+karikatür&gs_lp=EhJtb2JpbGUtZ3dzLXdpei1pbWciGnTDvHJrbcO8ecO8eiBsYSBrYXJpa2F0w7xyMggQABiABBiiBDIIEAAYogQYiQUyCBAAGIAEGKIESLVuUNMGWMNkcAF4AJABAZgBrQGgAaEqqgEEMS40NLgBA8gBAPgBAZgCGaACpBioAgDCAgsQABiABBixAxiDAcICDhAAGIAEGLEDGIMBGIoFwgIIEAAYgAQYsQPCAgoQABiABBhDGIoFwgIFEAAYgATCAgcQABiABBgKwgIHEAAYgAQYDcICBhAAGA0YHsICBBAhGBWYAwCIBgGSBwQxLjI0oAfHgQGyBwQxLjI0uAekGA&sclient=mobile-gws-wiz-img#vhid=wZvxpuIzU8mAxM&vssid=mosaic

İlkaaaaaay, ya bundan haberin varmı, varsa ve söylemediysen bittin sen Geliyorum aga, böyle bir yer dünyada sayılıdır, hemde Ayvalıkta, bunu nasıl kaçırdım ben arkadaş, hemen tanışmam lazım, gergin haa, gerginlere bak cennet valla Dağılın üeleen Antika Garaj/Ayvalık https://www.instagram.com/antika_garaj/

5 bile yakar, bence alsın

Ali ne zaman "yiğenim çıhar bakiim telefonunu" diyeceksin diye sonuna kadar okudum da telefondan tek tek cevap yazasım yok.