İçeriğe Yönlendir

Fıkralar


Cihaner Öztürk

Recommended Posts

Mahmut Yıldız

Bu fıkrayı anlatmadan iki gün önce rüyasında benim onu boğduğumu görmüş, üstüne de bu fıkrayı anlatınca sus pus oldu.  :D

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Volkan özyurt

nasrettin hoca bir saz satın almış. akşam evde tın tın tın tın çalıyormuş.

eşi:      hoca sen iyi güzel saz çalıyorsun da; benim bildiğim bu sazı çalanlar sapı tuttukları elini sürekli ileri geri değişik yerlere götürüp çalıyorlar, sen tutmuşsun sabit bir yerden habire aynı sesi çıkarıyorsun diyince hoca yapıştırmış cevabı:

  

----onlar benim tuttuğum yeri arıyorlar!!!  :D  :D

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
Volkan özyurt

opps! anlaşılan daha önce yazılmış. :blush:

43 sayfa da okunmaz ki neyse olan olmuş murat hocam :)

Yorum bağlantısı
Aydın Akdeniz

Bir uçakta pilot aniden hostesleri çağırmış ve demiş ki: Uçak düşmek üzere. Tüm yolculara atlamalarını söyleyin.
Şu anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyorum,
atlarlarsa kurtulma şansları var, ama atlamazlarsa herkes ölecek!!!’

Tabii, böyle bir şeyi insanlara yaptırmak çok zor.
Hosteslerden en akıllısı düşünmüş taşınmış, ‘Herkese uygun bir dille anlatılırsa uçaktan atlamaları sağlanır.’ diye karar vermiş ve ilk olarak Amerikalı kafilenin yanına gitmiş:

‘Sayın yolcularımız; üzerinde bulunduğumuz alan Japonlar’ın araştırma laboratuarlarıyla kaplı. Eğer oraya ulaşırsanız tüm Japon teknolojisi sırlarını kaparsınız!’

Bütün Amerikalılar koşarak çıkışa gitmişler ve atlamışlar;

Sonra hostes İngilizler’e yönelmiş:

‘Sayın yolcularımız, şu anda dünyanın en geniş ve verimli sömürgeleri üzerindeyiz; eğer hemen el koyarsanız sonsuza dek sizin olurlar!’

Bütün İngilizler hevesle atlamışlar.

Sıra Fransızlar’a gelmiş. Hostes:

‘Bayanlar baylar, affedersiniz rahatsız ediyorum; fakat rica etsem uçaktan atlar mısınız? Şimdiden teşekkür ederim.’ demiş.

Fransızlar:
‘Tabii, mersi!’ deyip sırayla atlamışlar!

Hostes bu kez Almanlar’a yönelmiş:

‘Atlayın aşağı çabuk!’ diye bağırmış. Alman kafile ‘Heil!’ diyerek atlamış.

Veee sıra gelmiş Türkler’eee. Hostes yandan yandan gülümseyerek ve koltuğa hafif dayanarak şöyle demiş:

“Siz var ya… Buradan hayatta atlayamazsınız…”  :D
  :D  :D 

  • Beğen 9
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu

Onları atıp, uçağı tamir eder tek motorlada olsa yine uçarız, ne atlaması  :D

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Hikmet Demirtaş

Fıkraların ve yorumların hepsi de çok güzel, teşekkürler..

Kısacık da ben den olsun..

 

 

Asker Temel içki içmeyi çok severmiş.
Bir gün komutan duvara bir yazı yazmış:"İÇKİ ÖLDÜRÜR"
Asker Temel sabah bu yazıyı görünce yanına ekler:
"ASKER ÖLÜMDEN KORKMAZ"

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Hikmet Demirtaş
(düzenlendi)

Ahan da bitane daha ...

Bir gün Adana`lı bir tüccar İstanbul`a mal almaya gider. Adam işlerini halleder, dolaysıyla yorulduğu için acıkmıştır lokantaya gider.

Lokantaya girişte sağ tarafta papağan bu adama seslenir

- Vayy civanım Adana`lım hoşgeldin der. Adam şaşırır tabi bu benim Adana`lı olduğumu nerden bilir diye neyse adam siparişini söyler ama aklı hep papağanda kalır. Adam kendi kendine ben ne yapıp eder bu papağanı alırım der ve sahibini çağırır adama başlar yalvarmaya ısrar etmeye sahibi de yok der olmaz der ama tüccar ha bire ısrar eder adam dayanamayıp yalan söyler der ki;

- Ben sana papağanın yumurtasını vereyim der. Adam da sevinçli bir şekilde kabul eder ama yumurtalar papağanın değildir adam alır Adana`ya gider. Eşini akrabasını..vs çağırır anlatır her şeyi der ki;

- Bende 1 papağan yumurtası var çıkınca göreceksiniz insanların nereli olduğunu bir bakışta anlıyor. Aradan zaman geçer yumurtanın içinden başka kuş türü çıkar adam sinirlenir hemen İstanbul`a gider lokantaya girer papağan sağ taraftan seslenir;

- Vayy bizim salak Adana`lı hoşgeldin der. Adamda;

- Benim salak olduğumu bir tek sen biliyorsun ama senin *** küfür *** olduğunu bütün Adana'lılar  biliyor der.

edit: sansür gelince fazla esprisi kalmadı, kusura bakmayın. ama siz oraya bir şey yakıştırabilirsiniz...

tarihinde Hikmet Demirtaş tarafından düzenlendi
  • Beğen 2
Yorum bağlantısı
  • 4 hafta sonra...
Hikmet Demirtaş

.

Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken kulağında bir
ses:

"-Binme, bu uçak düşecek...

... "Dönmüş, bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş...

İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış:"-Uçak düştü kurtulan olmadı...

"Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış, tam trene binecek, aynı ses kulağında;

"-Binme bu trene, raydan çıkacak..."Dönmüş, bakmış yine kimse yok,
trene binmemiş, gelmiş eve...

Sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş;

"-Tren Eskişehir'de raydan çıktı, şu kadar ölü, şu kadar yaralı...

"Koşup otobüse bilet almış, tam binerken yine o ses;

"-Freni patlayacak..."Dönmüş yine kimse yok...

Dayanamamış, bağırmış:

-Sen kimsin yahu?...

"-Ben senin altıncı hissinim..

."Adam iyice kızmış

:"-Ulan evlenirken neredeydin?...

"O ses yine dalgalanarak söylenmiş;

"-Büyük kazalara karışmıyoruz...":):):)
  • Beğen 4
Yorum bağlantısı
Hikmet Demirtaş
970116_669737426389746_444404283_n.jpg
Karıkoca birlikte tatile çıkarlar. Gittikleri yerde kamp kurarlar.
Tatillerinin ikinci gününün akşamı güzel bir yemek yiyip uykuya dalarlar.

Birkaç saat sonra ...kadın uyanır ve kocasını da uyandırır. Adam uyku sersemidir; Güzel bir rüyadan uyandırıldığı için de biraz kızgındır:

''Ne oldu? Ne istiyorsun?'' diye sorar.

''Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle.''

Adam gökyüzüne bakar ve yanıtlar:

-Bunun için mi uyandırdın beni? Baktım işte. Bir sürü yıldız görüyorum ışıl ışıl parlayan milyonlarca yıldız.

Karısı tekrar sorar. Peki ,bu sana neyi gösteriyor?

Artık iyice uykusu kaçan adam biraz düşünür ve yanıtlar:

-Teolojik olarak Allah'ın kudretini ve kendi acizliğimi görüyorum.
-Felsefi olarak, evrenin sonsuzluğunu ve onun karşısındaki önemsizliğimizi görüyorum.
-Astronomik olarak galaksilerin , yıldızların , gezegenlerin varlığını görüyorum.
-Yıldızların komuna bakarak saatin 3 olduğunu görüyorum.
-Meteorolojik olarak da bugün havanın çok güzel olacağını görüyorum.

Niye sordun bunu bana? Sana neyi gösteriyor?

-Necati , çadırımızı çalmışlar!

 

  • Beğen 4
Yorum bağlantısı
Hikmet Demirtaş

tam zmanı ..

998035_422377774548615_1390173122_n.jpg
KESİN OKUYUN
Okumayan pişman olur oruca bak be :))
Tilkinin orucu
Tilki ormanda gezmektedir. Bir ağacın dalında asili bir geyik budu... görür.
Açtır ama şüp...h...elenir kontrol etmeye baslar ve görür ki bu bir tuzak.
Geyik budu bir iple bombaya bağlıdır.
Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar, biraz sonra kurt gelir, budu görür ve yatan tilkiyi de tabi…
Tilkiye sorar ‘ne yapıyorsun dostum’
Tilki cevap verir ‘hiç… Yatıyorum’
-Burada bir but var
-Evet var
-Neden yemedin
Tilki sakince cevap verir;
‘BU GÜN ORUCUM’
Kurt kendinden emin;
‘Ben yiyeyim o zaman’
Tilki ‘Buyur afiyet olsun’ der.
Kurt buta uzanır uzanmaz bir patlama, ortalık toz duman, kurt yaralı, hareketsiz, 10 metre uzakta, perişan halde yatarken tilki sakince budu yemeye başlar.
Bunu gören kurt;
‘LAN SEREFSIZ HANI ORUCTUN’
Tilki pişkin pişkin;
‘Biraz önce top patladı duymadın mı ?

 

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Kürşat Gönüllü

Bir Tur otobüs Şoförünün 3 yıl önce başına gelenler.'Kendi ağzından'

 

 << İstanbul'dan alman grubumuzu aldık bir haftalık tura başladık.Ankara falan derken dördüncü gün Antalya'ya ulaştık.Lüx bir otele yerleştik.Grup o kadar iyi ki, ben tur şoförü oda anahtarını almadan kimse resepsiyona yanaşmıyor.Neyse odama yerleştim.Buz dolabını açtım ki ne göreyim envayi çeşit "Ayran!", hem de hiç tanımadığım markalar.Rehberimi aradım durumu sordum.Hangisini istersen İçebilirsin, yeterki boşunu oraya bırak.Atma dedi.Seçtim birini ve az sonra balkonuma çıktım.Denize sıfırmışız.Giren çıkan yatan herkes kendi aleminde. Sonra bir duş aldım.Kafam da birazcık iyi sayılır.Tekrar balkona çıktım. Oda ne? Deniz yok olmuş! Çam ormanlarıyla dolu bir tepe karşımda. Yahu bu 'Ayran!' bilmediğim bir şey mi! çarptı mı beni ne? İçeri girdim.Biraz uzandım.Az sonra ikici küçük şişe de biter gibi oldu.Tekrar balkona çıktığımda o da ne? Karşımda gözlükçü dükkanları satış reyonları vs.(Benim düşüncem -Galiba yanlış odadasın!) Kendi kendime daha da işkillenmeye başladım!

Rehberimi tekrar aradım -Ya hu bana bişeyler oluyor! Bu meret bana dokundu galiba! Balkona her çıkışımda değişik şeyler oluyor. Burda DENIZ vardı plaja girenler vardı yok oldu DAĞ oldu herşey sonra Gözlükçüler falan.Bi gel buraya iyi değilim ben!!

-Yok Kaptan ! Korkma! Bu Otel döner otel!!!Bişeyin yok..

Ertesi gün yol bitene kadar yolcular gülme krizinden çıkamadılar...

Otel adı ben de saklı. Herkese selamlar..

  • Beğen 5
Yorum bağlantısı
Mehmet Pınar
 

Adamın psikolojisini düşünemiyorum.Çok fena ,çook. :D

Yorum bağlantısı
Kürşat Gönüllü

slm

Bu gün genç bir şaför arkadaşımdan şu bizim antalya'daki Döner otelle ilgili bir hikaye daha dinledim.Paylaşmak istiyorum..

Adı geçen otelde, bu dönen kısım, iki büyük binanın orasındaki yuvarlak modern yapılı küçük bir binaymış.

Diğer iki büyük binanın odaları ise enteresan yapıdaymış. Şöyleki odalar sıvasız, sandalyeler hani eskiden köy kahvelerindeki tahta sandaleler vardır ya ondanmış, banyonun kapısını sağa çekip kapattın mı odanın kapısı açık kalıyor tersini yaptın mı banyo-wc açık kalıyormuş, yataklar eskisi gibi yaylı somya yataklardanmış vs. Ama gene de modernlik unutulmamış diğer eşyalarda..

Benim genç kaptanın da bir gün bu otele yolu düşmüş. Odasına girdiğinde değişik bir hava yaratıldığını anlamış.Az sonra da otobüsünü yıkamaya dışarı çıktığında yanına ankaralı bir şoför arkadaş yanaşmış ve şikayet ederek ; <<-Yahu ne biçim bir yer, inşaatı bitmemiş odaya vermişler bizi,insafsızlar.Tahta sandalyeler, somya yatak, sıvasız duvarlar,insaf ya şoförüz diye bize reva gördüklerine bak..!>> Bizim genç kaptan yüzüne bakarken, ankaralım devam etmiş: <<- Valla gidip söylücem recepsiyona bu kadar olmaz ya!>> - Git söyle, demiş bizim kaptan da, bakalım ne diyecekler, diye !

Ankaralı hemşerim de O'ndan kuvvet alarak doğruca seyirtmiş resepsiyona. Demiş böyle böyle..Resepsiyoncu kızımızın Cevabı;<<- Efendim hepsinde Konsept böyle.>> Çaresiz dönmüş gelmiş bizim şoförün yanına ve Ne dediler sorosuna şu cevabı vermiş. <<- Yahu ne bileyim Kanpets mi ney böyleymiş. Değiştirmedi.>> ...

Hepinize sıcaklardan selamlar.İyi çalışmalar..
  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
  • 1 ay sonra...
Hikmet Demirtaş

yönetim felsefesi

 

 

Türk ve Japon şirketleri arasında bir kürek yarışı düzenlenmesine karar verildi.


Japonların takımında 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu.
...
Türk Takımında ise 2 kişi kürek çekiyor, 3 kişi şeflik 3 kişi müdürlük yapıyor 1 kişi de dümeni kullanıyordu.

Her iki takımda, performanslarının en üst düzeyine varabilmek için uzun ve zorlu bir hazırlık döneminden geçti.

Büyük gün geldi ve iki takım da, kendini hazır hissediyordu. Japonlar yarışı bir kilometre farkla kazandılar...

Yarış sonrası Türk takımı çok sarsılmıştı. Türk Şirket yönetimi yarışın açık farkla kaybedilmesinin nedeninin bulunmasına karar verdi.

Yapılan araştırmalar, analizler ve uzun çalışmalar sonucu düzenlenen raporlara göre hata bulundu ve çözüm önerisi getirildi.

Çözüm olarak yönetimdeki düzeni güçlendirmek için 1 genel müdür atandı, ve sandal daki ağırlığı dengelemek için kürekçi sayısı da 1 e indirildi.

Japonlara yeni bir yarış teklif etme kararı alındı.

9 kişilik Türk takımı Japonlarla bir yarış yapmak üzere yeniden yapılandı.

Japonların takımında yine 8 kişi kürek çekiyor, 1 kişi dümencilik yapıyordu.

Türk Takımında ise yeni yapılanma şekli şöyleydi,

1 Genel müdür

3 Bölgesel müdür

3 Dümen şefi

1 Dümenci

1 Kürekçi

İkinci yarışı Japonlar iki kilometre arayla kazandılar.

Tepesi atan Türk şirketi yönetim kurulu hemen harekete geçti.

Yarışın kaybedilmesinden sorumlu tutulan kürekçi kovuldu,

müdürlere ve diğer personele sorunun çözümüne olan katkılarından dolayı ikramiye verildi.
  • Beğen 12
Yorum bağlantısı
  • 2 hafta sonra...
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...