İçeriğe Yönlendir

Ev Kredisi ve Ev Alımı Hakkında.


Fatih Evcin

Recommended Posts

Selim Kaya

Ben krediyi çekerken, belediye rayiç değeri esas alındı diye hatırlıyorum tapu masraflarında. Eksperin belirlediği değer kredi için kullanılmıştı sanırım. Gerçi eksper belediyeden 6.000 düşük çıkarmıştı evin değerini. Dedik ne yapıyorsun sen yahu... Zorla 9 daha arttırdık... Sonradan hatırladım eksperi. Bir hafta önce ev gösteren bir emlakçıydı. Resmen emlakçı takmıştı bana...

Yorum bağlantısı
Azad Mirzade
1 saat önce, Fatih Evcin yazdı:

Kredimin ön onayı geldi exper yönlendirildi :) 

Sanırım %50 oranında işlem tamamlandı :)

 

haydi hayırlı olsun, nacizane önerim bu işe ilk defa giriyorsunuz her şeyini kitabına göre yapın, boşverin düşüğünü fazlasını, ev bakarken öyle hikayeler okudum ki :)

 

mesela alıcı satıcıya diyor ki, abi evi 200 den gösterelim ben sana 300 vereyim.

tamam diyorsun, 200 bini alıyorsunn noter de ok veriyorsun, alıcı daha sonra benim sana borcum yok imzayı atmadın mı diyor tabi bu satan taraf için bi hikaye.

alan taraf için neler neler okudum duydum, o yüzden bilhassa katılım bankası istiyorum, onlar her şey yüzde yüz olmadan evi alım satım yapmıyormuş. Normal bankalar yine borcu harcı olan tapu arsa tapusu olan yerlere vs kredi verebiliyormuş.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Metin Akbal
3 saat önce, Fatih Evcin yazdı:

Ev dükkanüstü 1. kat olarak geçiyor. 

ama tapuda zemin yazıyor. ve kat mülkiyeti işaretli. 

Aldığım kişilere güvendiğim için pek birşey çıkacağını sanmıyorum.

tapu harcı konusunda herkes evin değerini 200.000 göster az para öde diyor . kredi de az çekiyorum ya.

300.000 e aldığım evi 200.000 e aldım demek nasıl olur Benim pek içime sinmiyor böyle konular ama bilemiyorum. 3.000 tl az tapu harcı ödenecekmiş az gösterirsem.

 

Aman ha o size ceza vs seklinde bi sekilde yansir. Devlet havale eft vs onlara da bakar sikinti yasamayin.

 

 

3 saat önce, Fatih Evcin yazdı:

satıcı dün bana ne kadar kredi kullanmak istediğimi sordu, sanırım o da bi kurnazlıkpeşinde :)

 

 

Normalde tapu harci kullanilan kredinin %4 u kadar ve bunu alici ile satici bölüşür satici bunun derdinde :) Tabi bu anlasmaniza bakar.

Yorum bağlantısı
Ali Gök

merak ettiğim bir konu var 

 

 örnek : develüasyon olsa yarın uyansak dolar 8 lira olsa.

 

sorum   ev parası TL olarak hesapta duruyor olsa gece develüasyon oldu sabah uyandık  aynı paraya aynı evi satın alabilirmiyim ?

 

 

Yorum bağlantısı
Mert Yeldan
merak ettiğim bir konu var 
 
 örnek : develüasyon olsa yarın uyansak dolar 8 lira olsa.
 
sorum   ev parası TL olarak hesapta duruyor olsa gece develüasyon oldu sabah uyandık  aynı paraya aynı evi satın alabilirmiyim ?
 
 


Bildiğim kadarıyla kredi işlemi tapu devri sonuçlanınca bitiyor. Tapu devri olmaz ise kredi çekilmiş olmaz gibi
Yorum bağlantısı
Ali Gök
5 dakika önce, Mert Yeldan yazdı:

 


Bildiğim kadarıyla kredi işlemi tapu devri sonuçlanınca bitiyor. Tapu devri olmaz ise kredi çekilmiş olmaz gibi

 

kredi değil ya. misal tiko para 350 kağıdım heapta duruyor . anlaştım adamla yarın sabah 9 da gel tapuda verecem paranı dedim.

 

sabah uyandık açtım tv yi dolar 8 lira oldu diyor . 

 

sonuç ne olur :D  

 

o ev hala 350 ye alınabilirmi ?

Yorum bağlantısı
Mert Yeldan
kredi değil ya. misal tiko para 350 kağıdım heapta duruyor . anlaştım adamla yarın sabah 9 da gel tapuda verecem paranı dedim.
 
sabah uyandık açtım tv yi dolar 8 lira oldu diyor . 
 
sonuç ne olur [emoji3]  
 
o ev hala 350 ye alınabilirmi ?


Söz senettir diyen çıkarsa alırsın :)
Yorum bağlantısı
Ali Gök
3 dakika önce, Mert Yeldan yazdı:

 


Söz senettir diyen çıkarsa alırsın :)

 

 

yok adam söz flan die bişeyi yok. :D 

 

merak ettiğim ticari olarak atıorum aynı ev 700 bin tl ye mi çıkmış olur değeri ?

 

ne olur yani . iş yerinde bi abimiz anlattı  2 ev alacak param vardı develüasyon oldu 1 ev bile alamadım aynı paraya die. matematiği nasıl dönüyor bu işin çözemedim.

Yorum bağlantısı
Mustafa Tüfekçi
6 saat önce, Mehmet Ozyurek yazdı:

 

Banka sadece değer tespiti yapar diye düşünüyorum.. 

Satılabilirlik, iskan, şerh vs onlarda raporda oluyor. 

Yorum bağlantısı
Evren Erakçora
Bir saat önce, Ali Gök yazdı:

kredi değil ya. misal tiko para 350 kağıdım heapta duruyor . anlaştım adamla yarın sabah 9 da gel tapuda verecem paranı dedim.

 

sabah uyandık açtım tv yi dolar 8 lira oldu diyor . 

 

sonuç ne olur :D  

 

o ev hala 350 ye alınabilirmi ?

Artık birden kazık gelmiyor Allah muhafaza, yavaş yavaş öyle birden 8 olmaz.:)

Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk

ben bunu 2001 krizinde yaşadım. adamla anlaştık. 44 bin dolara evi. tapuya gideceğiz anayasa fırlatıldı.

adam caydı. ben amerikadan gelmişim adam dolarım olduğunu biliyor zaten muhterem bir amca. 10 bin dolar kara geçiyorum.

 

Düşündük taşındık. ortada bir rakam belirledik anlaştık yine. Ben de kardayım o da.

 

 

O zamanki evim şimdi 200 bin dolar.

sanırı 48500 dolara almıştım.

yani almak iyidir. ama perişan olacaksanız almayın tabi.

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
On 11.05.2018 at 15:58, Emre Şimşek yazdı:

Görüyorsunuz anlatmaya gerek yok. Mükemmell bir yorum :D

 

 

Şu son faiz indirimiyle beraber vatanın geleceği için daha da çok endişelenmeye başladım şahsen ben de..

Ayrıca faiz indi, talep artacak. Talep arttı fiyat artacak. Bankaya vereceğimiz parayı müteahhitlere vereceğiz. Bizim için pek de bir şey değişmeyecek malesef..

:)

talep bence artmaz çünki evlerin fiyatı haddinden fazla artmış durumda, 100 liralık eve 300 diyor adamlar, düşük faiz olsa bile o evi alacak parayı ne bizde var nede bankadan çekipte ödeyebiliriz, kısaca biter bu iş..... 

Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
(düzenlendi)
On 11.05.2018 at 16:06, Servet Aydın yazdı:

Arada geçmiş. Katılım bankaları faizin alasını alıyor. Hakbankası 1.16 verdi, katılım 1.29. 

 

Fetva verecek kapasitem yok ancak, devlet benim paramın değerini koruyamadığı için faiz ile tl değerini koruyorum paramın. Vebali onların boynuna. 

para maldır kardiş, paranın değerini devlet belirler o oranda faiz alınır yani (bu dinen faiz değildir) devletin belirlediğinden fazla faiz alan-verense günah işler, burada güvenilir kurum olarak devleti kabul ediyoruz, hata yaparsa günahı ona, biz belirlediği orana uyalım yeter, gidipte herkes 1 verirken imar bankası gibilerine yatırıp 5 alırsan buna faiz derler,  o yüzden dediğin gibi günahı onların boynuna, ama gidipte imar banka yatırırsan kusura bakma :D

 

bu arada bizim buralarda 300 kaat olan evler 500 ile 800 kaat arasında fiyatlara uçmuş durumda, gelde düşük faizli krediyle al, faiz düştü ev fiyatları uçtu, maliyetine o evin bakan yok, salla sallayabildiğin kadar....

 

bu iş böyle gitmez ama.....

tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi
  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Servet Aydın
10 dakika önce, Ali Cihangiroğlu yazdı:

:)

talep bence artmaz çünki evlerin fiyatı haddinden fazla artmış durumda, 100 liralık eve 300 diyor adamlar, düşük faiz olsa bile o evi alacak parayı ne bizde var nede bankadan çekipte ödeyebiliriz, kısaca biter bu iş..... 

Değeri artan beton değil, betonun dikildiği arz 

Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
(düzenlendi)

fal bakmışlar hele  :) burada şu parti falan demek istemiyorum ama son 16 yıldır olan bitene mecburen bakıyoruz, kimse siyaset falan demesin, yazıyıda şuradan aldım millet....

 

http://www.mahfiegilmez.com/2018/05/son-16-yl-ve-2018-fal.html

Son 16 Yıl ve 2018 Falı

 
2001 Krizi ve Sonrası
2001 krizi, Türkiye ekonomisinin yaşadığı önemli krizlerden birisidir. 2000 yılı sonundan krizin olduğu 2001 yılı sonuna ve 2002 yılı sonuna kadar ekonomide şöyle bir gelişme yaşanmıştır (veriler için kaynak: IMF, veri tabanı.)
 
Makro Göstergeler
2000
2001
2002
GSYH (Cari fiyatlarla, USD)
273,1
200,3
238,3
Büyüme Oranı (%)
6,6
-5,9
6,4
Kişi Başına Gelir (USD)
4.219
3.053
3.589
İşsizlik Oranı (%)
6,0
7,8
9,8
Enflasyon (%)
39,0
68,5
29,7
USD/TL Kuru
675.004
1.453.615
1.311.636
Bütçe Dengesi / GSYH (%)
-8,4
-11,8
-11,4
Kamu Borç Stoku / GSYH (%)
51,6
76,1
72,0
Cari Denge / GSYH (%)
-3,6
1,9
-0,3
 
2001 krizi sonucunda 2000 yılında yüzde 6,6 olan büyüme oranı yüzde 5,9’luk bir küçülmeye dönüşmüş, GSYH’de yüzde 26,7 ve kişi başına gelirde yüzde 27,6 düşüş yaşanmıştır. İşsizlik oranı bu büyük çöküşten etkilenerek artmış, buna karşın yüzde 7,8 gibi kabul edilebilir sayılabilecek bir düzeyde kalmaya devam etmiştir. Enflasyon 30 puana yakın bir artışla yüzde 68,5’a yükselerek denetimden çıkmıştır. Bozuk olan bütçe dengesi iyice bozulmuş, GSYH’ye oranı yüzde 12’ye yaklaşmış bunun sonucunda kamu borç stokunun GSYH’ye oranı da yüzde 52’den yüzde 76’ya fırlamıştır. USD/TL kuru neredeyse 2 kat artmış, bunun sonucu olarak ihracat artarken ithalat düşmüş ve cari denge kriz yılında fazla vermiştir.
 
Türkiye, kriz sonrasında, IMF desteğinde, Güçlü Ekonomiye Geçiş Programını uygulamaya sokmuştur. Ertesi yıl ekonomide toparlanma başlamıştır. Bu toparlanmayı tabloda 2002 yılı verilerinden görmek mümkündür. 2002 yılında önceki döneme göre kötüye giden tek gösterge işsizlik oranıdır.
 
AKP’den Önce Türkiye Ekonomisi Gelişmekte Olan Dünyanın Neresindeydi?
Aşağıdaki tablo, AKP’den önceki dönemde Türkiye’nin içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler (GOÜ) kategorisi ile karşılaştırılmasını sunuyor (veriler için kaynak: IMF, veri tabanı ve www.hazine.gov.tr.)
 
Makro Göstergeler
TR 2000
GOÜ 2000
TR 2002
GOÜ 2002
Büyüme Oranı (%)
6,6
5,8
6,4
4,6
Kişi Başına Gelir (SAGP,USD)
4.219
4.281
3.589
4.660
Enflasyon (%)
39,0
8,2
29,7
6,7
Bütçe Dengesi / GSYH (%)
-8,4
-1,6
-11,4
-3,5
Cari Denge / GSYH (%)
-3,6
1,4
-0,3
1
Dış Borç / GSYH (%)
43,6
34,5
54,8
35,8
 
Türkiye’nin ekonomik büyümesi kriz yılı öncesinde de sonrasında da GOÜ ortalamasının üzerinde görünüyor. Satınalma gücü paritesine (SAGP) göre kişi başına gelir Türkiye’de kriz öncesinde GOÜ ortalamasıyla neredeyse aynı iken krizden sonra GOÜ ortalamasının aşağı yukarı dörtte üçü düzeyine gerilemiş durumdadır. Bütün öteki göstergelerde Türkiye, GOÜ ortalamasından oldukça uzaklarda kalmış görünüyor.  
 
AKP 2002 sonunda iktidara geldiğinde kriz nedeniyle çökmüş ama sonrasında Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı ve IMF’nin maddi desteğiyle toparlanma yoluna girmiş bir ekonomi devraldı.
 
AKP’nin İlk Döneminde (2003 – 2010) Ekonomi
AKP’nin 16 yıllık iktidar süresi iki farklı dönemi içeriyor. İlk dönem 2003 – 2010 yılları arasını kapsayan ve ekonominin toparlanmaya yöneldiği dönemdir. Bu döneme ilişkin temel makroekonomik göstergeler aşağıdaki tabloda yer alıyor (veriler için kaynak: IMF, veri tabanı.)
 
Makro Göstergeler
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
Ortalama
GSYH (Milyar USD)
238,3
311,9
404,9
501,2
550,8
675
764,6
644,5
 
Büyüme (%)
6,4
5,6
9,6
9
7,1
5
0,8
-4,7
4,9
KB Gelir (USD)
3.589
4.643
5.952
7.278
7.899
9.563
10.692
8.882
 
Enflasyon (%)
29,7
18,4
9,4
7,7
9,7
8,4
10,1
6,5
12,5
İşsizlik (%)
9,8
9,9
9,7
9,5
9
9,2
10
13,1
10,0
Bütçe Dengesi/GSYH (%)
-3,5
-7,6
-4,2
-0,8
-0,7
-1,9
-2,7
-5,9
-3,4
Cari Denge / GSYH (%)
1,0
-2,4
-3,5
-4,2
-5,7
-5,5
-5,2
-1,8
-3,4
 
AKP, ilk 8 yılında GSYH’yi [(644,5 – 238,3) / 238,3 x 100] yüzde 170,5 ve kişi başına geliri de [(8.882 – 3.589) / 3.589 x 100] yüzde 147,5 artırmayı başarmıştır. Buna karşılık dönemin son yılı olan 2009’da GSYH ve dolayısıyla kişi başına gelir ciddi bir düşüşle karşılaşmıştır.
 
Tabloya göre AKP, dönem boyunca yüzde 4,9’luk bir büyüme ile potansiyel büyümeyi yakalamış. Enflasyon ortalamasını yüzde 12,5 ve işsizliği de yüzde 10 gibi yüksek oranlardan aşağıya çekememiştir. Bütçe dengesinde ve cari dengede yüksek sayılmayacak bir ortalamayı yakalamıştır.  
 
AKP’nin İkinci Döneminde (2010 – 2017) Ekonomi
İkinci dönem 2010 – 2017 yılları arasını kapsıyor. Ekonomide ivmenin yitirildiği ve göstergelerin bozulmaya yöneldiği bu döneme ilişkin temel makroekonomik göstergeler aşağıdaki tabloda yer alıyor (veriler için kaynak: IMF, veri tabanı.)
 
Makro Göstergeler
2010
2011
2012
2013
2014
2015
2016
2017
Ortalama
GSYH (Milyar USD)
772,3
832,5
873,7
950,3
934,1
859,5
863,4
849,5
 
Büyüme (%)
8,5
11,1
4,8
8,5
5,2
6,1
3,2
7,4
6,9
KB Gelir (USD)
10.476
11.141
11.553
12.395
12.022
10.915
10.817
10.512
 
Enflasyon (%)
6,4
10,5
6,2
7,4
8,2
8,8
8,5
11,9
8,5
İşsizlik (%)
11,1
9,1
8,4
9
9,9
10,3
10,9
11,0
10,0
Bütçe Dengesi/GSYH (%)
-3,4
-0,7
-1,8
-1,5
-1,4
-1,3
-2,3
-2,3
-1,8
Cari Denge / GSYH (%)
-5,8
-8,9
-5,5
-6,7
-4,7
-3,7
-3,8
-5,5
-5,6
 
AKP, ikinci 8 yılında GSYH’yi [(849,5 – 772,3) / 772,3 x 100] yüzde 10 artırabilmiş, kişi başına gelirin artışı ise [(10.512 – 10.476) / 10.476 x 100] yüzde 0,3 gibi çok düşük bir düzeyde kalmıştır.
Tabloya göre AKP, dönem boyunca yüzde 6,9’luk bir büyüme ile potansiyel büyümeyi oldukça geçmiş görünüyor. AKP, dönem ortalaması olarak enflasyon ortalamasını yüzde 8,5’a indirmiş olsa da son yılın enflasyonu yüzde 12’ye ulaşmıştır. İşsizlik ise bir önceki dönemle aynı düzeyde kalmıştır. Bütçe dengesinde önemli bir düşüş sağlanırken cari denge bozulmaya devam etmiştir.  
 
Dönemin en önemli sorunu artan cari açıkla sağlanan yüksek oranlı büyümeye karşın GSYH’nin, kişi başına gelirin gerilemesi ve işsizliğin düşürülememesidir.
 
AKP’nin Ekonomi Yönetiminde İki Döneminin Karşılaştırılması
AKP’nin yukarıda iki döneme ayırarak ele aldığımız 16 yıllık iktidarının ekonomik sonuçlarını bu iki döneme bakarak topluca karşılaştırırsak şu sonuçlara varırız.
 
 
2002 - 2009
2010 - 2017
GSYH Dönem Başı ve Sonu Farkı (%)
170,5
10,0
Kişi Başına Gelir Dönem Başı ve Sonu Farkı (%)
147,5
0,3
Büyüme (%)
4,9
6,9
Enflasyon (%)
12,5
8,5
İşsizlik (%)
10,0
10,0
Bütçe Dengesi/GSYH (%)
-3,4
-1,8
Cari Denge / GSYH (%)
-3,4
-5,6
Özelleştirme Geliri (Milyar USD)
30,7
30,3
Dış Borç Stoku Artışı (Milyar USD)
139,3
184,1
 
AKP yönetiminde ekonomide büyüme ikinci dönemde potansiyelin (yüzde 5) oldukça üzerinde (yüzde 6,9) artmış, enflasyon yüksek düzeyde olmasına karşın gerilemeye devam etmiş (yüzde 8,5), bütçe açığı düşmüş (yüzde 1,8) onun yerini alan cari açığın artışı devam etmiştir (yüzde 5,6. Büyümede potansiyelin oldukça üzerine çıkılmasına karşılık işsizlikte herhangi bir olumlu gelişme sağlanamamıştır. Bunlara ek olarak en önemli gelişme GSYH ve kişi başına gelirde görülmüş, ilk dönemdeki başarının, bu kadar yüksek büyüme oranlarına karşın, tekrarlanmak bir yana yanına bile yaklaşılamamıştır. AKP, ilk 8 yılında GSYH’yi yüzde 170,5, kişi başına geliri yüzde 147,5 artırmayı başardığı halde ikinci 8 yılında GSYH’yi yüzde 10, kişi başına geliri ise yüzde 0,3 artırabilmiş görünüyor. Bunun temelinde yatan en önemli neden TL’de yaşanan dış değer kaybıdır. İlk 8 yılsonunda Dolara karşı TL’nin değer kaybı 0,3 puan olurken, ikinci 8 yılsonunda 2,2 puan olmuştur. Bu büyük değer kaybı TL ile hesaplanan GSYH ve kişi başına gelirin Dolara çevrilirken büyük kayıp yaşamasından kaynaklanmaktadır. 
 
İlk dönemde özelleştirilen kamu işletmelerinin satışından 30,7, dış borçlanma artışından 139,3 milyar Dolar olmak üzere toplam 170 milyar Dolar, ikinci dönemde özelleştirmeden 30,3, dış borçlanma artışından 184,1 milyar Dolar olmak üzere toplam 214,4 milyar Dolar ek kaynak girişi sağlanmıştır. Bir başka deyişle bu tür kaynak girişi ikinci dönemde 30,3 milyar Dolar fazla olmasına karşın bu artış da ivme kaybını durduramamıştır.   
 
2018 Yılında Ekonominin Durumu
Orta Vadeli Programa göre 2018 yılında GSYH 3.446 milyar TL (923 milyar USD) olacağı tahmin edilmektedir. Programda USD/TL kuru yer almasa da TL cinsi GSYH’yi Dolar cinsi GSYH’ye böldüğümüzde ortalama Dolar/TL kurunun 3,73 olarak alındığını hesaplayabiliyoruz. 2018 yılına 3,78’lik kurla başladığımıza göre ortalama kurun 3,73 olması için 2018 yılsonu kurunun 3,68 olması gerekiyor. Böyle bir şey bugünkü kurlarla mümkün değil. 2018 yıllık ortalama kurunun iyimser bir bakış açısıyla 4,10 olması halinde GSYH Dolar cinsinden 840 milyar Dolar dolayında çıkacak demektir.
 
2018 yılının Mayıs ayı itibariyle eldeki ekonomik veriler, gidişattan yola çıkarak tahminlere göre şöyle bir tablo ortaya koymaktadır:
 
Makroekonomik Göstergeler
2018
Açıklama
Büyüme (%)
4,5
Tahmin
Enflasyon (%)
12,0
Tahmin
İşsizlik (%)
12,0
Tahmin
Bütçe Dengesi / GSYH (%)
-2,5
Tahmin
Cari Denge / GSYH (%)
-7,0
Tahmin
Dış Borçlar / GSYH (%)
53,3
Mayıs itibariyle gerçekleşme
Dış Finansman Gereği (Milyar USD)
235,0
Tahmin
2 Yıllık Gösterge Tahvil Faizi (%)
16,1
Mayıs itibariyle gerçekleşme
TCMB Faizi (%)
13,5
Mayıs itibariyle gerçekleşme
Brent Petrol (USD/Varil)
77,7
Mayıs itibariyle gerçekleşme
 
Mart ayı itibariyle 12 aylık cari açık 55 milyar Dolar olduğuna göre yukarıda değindiğimiz düzeltilmiş Dolar cinsinden GSYH’yi esas alırsak cari açık şimdiden yüzde 6,5 dolayında demektir ki bu da bizim yüzde 7’lik yılsonu cari açık tahminimizi haklı kılar. Bu dengeyi Brent petrolün fiyatında yaşanan beklenti üstü artışlar da olumsuz etkilemektedir.
 
Bu tablo ağır bir tablodur. Bu ekonomik tablodan sağlıklı bir ekonomik yapıya dönmek pek kolay bir iş değildir.
 
 
Sonuç ve Değerlendirme
AKP, krize girmiş bir ekonomiyi, toparlanmaya yönelmiş bir kemer sıkma programı uygulamaya konduktan sonra devraldı. Türkiye, kriz sonrası girdiği IMF programıyla birlikte bankacılık reformunu ve mali disiplini sağlama önlemlerini uygulamaya sokmuştu. Bir başka ifadeyle krizin bozduğu ekonomik konjonktür tersine dönmeye başlamıştı. AKP, böyle bir ekonomik ortamda iktidarı aldı ve IMF programını sonuna kadar bozmadan uyguladı. Türkiye ekonomisi bu dönemde hızlı bir çıkış yakaladı. 2008 Mayıs ayında IMF programı bittikten bir süre sonra küresel kriz çıktı. Bundan sonraki dönemde Türkiye, ekonomi politikasında hatalar yapmaya başladı ve ekonomi giderek sorunları biriktirmeye yöneldi.
 
AKP’nin ilk dönemdeki başarısı büyük ölçüde “az söz, çok icraat” ilkesini ekonomi uygulamalarına sokmasından geçiyordu. İkinci dönemdeki başarı kaybının bir nedeni bu ilkeyi tam tersine çevirmesiyle ortaya çıktı. Ekonomi alanında çoğu kez gerçeklere ters, yatırımcıyı ürkütecek yanlış adımlar atıldı, açıklamalar yapıldı. Uğraşılacak sorunların yanlış belirlenmesi (enflasyon yerine faiz), yanlış yatırım politikası (sanayi ve yüksek teknolojili üretim yerine inşaat), ekonomi politikasının yanlışlığı (belirsiz para politikası ve gevşek maliye politikası karması) gibi nedenler bu ilke değişimine eklenince ivme kaybı ve bozulma kaçınılmaz oldu.  
 
 
Önümüzde bir seçim var. Bu seçimden bir süre sonra da yerel seçimler var. Dolayısıyla seçim ekonomisi 24 Haziran’da bitmeyecek. Önümüzdeki bir yıl içinde Türkiye'nin bulması gereken dış finansman miktarının 235 milyar Dolar dolayında olduğunu da dikkate alınca Türkiye ekonomisini çok zor ve sıkıntılı bir dönemin beklediğini söylemek gerçekçi olur.
28 dakika önce, Servet Aydın yazdı:

Değeri artan beton değil, betonun dikildiği arz 

ne aklına gelirse hepsi arttı kardeş, arazi falan hepsi, faiz düşmekle olmaz artık, durum fena...

tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi
  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk
18 dakika önce, Ali Cihangiroğlu yazdı:

:)

talep bence artmaz çünki evlerin fiyatı haddinden fazla artmış durumda, 100 liralık eve 300 diyor adamlar, düşük faiz olsa bile o evi alacak parayı ne bizde var nede bankadan çekipte ödeyebiliriz, kısaca biter bu iş..... 

bugün huawei etkinliğindeydim. Çinliler gelirse gecekonduda otururuz biz.

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Servet Aydın

Yağ benzin kuyruğu artık olmaz ama ciddi şeklide üretim ve ihracat lazım. Onu geçtim kendi yağımızda kavrulsak kafi. 

  • Beğen 3
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu
(düzenlendi)
14 dakika önce, Servet Aydın yazdı:

Yağ benzin kuyruğu artık olmaz ama ciddi şeklide üretim ve ihracat lazım. Onu geçtim kendi yağımızda kavrulsak kafi. 

bakıyorum duruma denge fena halde bozulmuş gibi, biraz daha kötülerse artık ipin ucu kaçacak, gerçek üretim yapamıyoruz, aynı şekilde ihracatta tabiii..

öte yandan başka şeylerde var, birisi yazmış bende ondan alayım,  mesela adam hayvancılık yapıyor inek beslemek yem vs. 5 lira ineği sat 1 lira, 4 lira kepirtildi, bu şartlarda adam ne yapıyor bırakıyor işi, şehre taşınıyoooor, diyorki birileri sen burada yaşa ben sana sadaka vereyim geçin git, bırak inek işini, ne oluyor, adam işi bıraktı, onun çocuklarıda işi öğrenemedi bilen kesim yokoldu, üretim durdu, üretmeyi bilende yokoldu.... 

şimdi bu örnek hoşuma gitti, üzerine düşün başka şeylere uyarla, ahanda halimiz, ne olacak bu gidişat, yazık olacak.....

 

kendi yağında keşke kavrulabilsen, bu bile büyük başarı,  başka bir örnek, adam kendi işinde kavruluyor ama durum kötüleyince oda fena oluyor, yinede idare ediyor ama nasıl, adamın köyde akrabaları var, eş dost buna bulgur erişte reçel peynir vs. yolluyorda aç kalmıyor, şimdiyse o köydekilerde şehre taşınmış durumda, üretemiyorlar sadakaya mecbur haldeler, artık onlarda köyden destek bekliyorlar ama nafile, köy artık yok...

zaman-kaymasi--168564.jpg

tarihinde Ali Cihangiroğlu tarafından düzenlendi
Yorum bağlantısı
Mustafa Tüfekçi

Ham madde sat. Yarı mamul al üretim yap. Mamul al montaj yap. Nihai ürün yarattım diye sevin. Sonra nihai ürün yerli kalitesiz de. İthal al. Dövizle ticaret yap kur çıktı de.

 

Sonra otur tespit yap. Çözüm sunma.

 

 

Devaaam devam

Ucuz diye kalem tutan tekstil üretimini dışarda üret. Tonla üret adetle ithal et. Guzeel güzel

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Mustafa Tüfekçi

Laz mutahit olup küçük karı ile yabancı Tv'de demeç ver. İ unuttum.

 

Faiz düşsün ki yeni karı ya yeni Bentley alak

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Mehmet Göktürk

köydeki evin çatısını yaptıracağım. kullanacağım KERESTE (100 metrekare çatı)  İTHAL...  14bin lira gitti.

adam yarın caymazsa tabi bu rakam.

Yorum bağlantısı
Mustafa Tüfekçi

Bizde bu odunluk devam ettikçe birinci sınıf ithal kereste yarın 20 de olur 30 da

  • Beğen 4
Yorum bağlantısı
Serkan Toker
3 saat önce, Ali Gök yazdı:

merak ettiğim ticari olarak atıorum aynı ev 700 bin tl ye mi çıkmış olur değeri ?

 

 

Dolar 4 liradan 8 lira olursa 350 binlik ev 300 bine alıcıyı zor bulur.. ;)

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Ali Cihangiroğlu

arsa alabilsem keşke, yapacağım çelik ev geçip oturacağım, arsalar uçtu gitti ama nerdeeee arsa alıyorsun buralarda..... :angry:

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...