İçeriğe Yönlendir

Yerli Otomobil Şubat'ta Yola Çıkıyor


Misafir

Recommended Posts


  • YERLİ OTOMOBİL ŞUBAT'TA YOLA ÇIKIYOR
    Başbakan Erdoğan'ın TÜSİAD'da aradığı babayiğit MÜSİAD'dan çıktı. Toyota'nın en büyük bayisi Derindere Otomotiv, aracı 1 Şubat'ta tanıtacak...
    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yılki TÜSİAD Genel Kurulu'ndaki "Yerli otomobil yatırımcısı babayiğit arıyorum" çağrısına yanıt Anadolu sermayesinden geldi. Türkiye'nin ilk yerli otomobili için İstanbul'un dev sermayeli şirketleri "Bu iş zor, en az 2 milyar dolarlık destek lazım" diyerek yan çizerken, temeli 1951'de Çorum'da atılan Derindere Şirketler Topluluğu işe sahip çıktı.
    2008'den bu yana üzerinde çalıştığı projenin tüm hazırlıklarını tamamlayan Derindere Motorlu Araçlar A.Ş., üretim için yeni bir şirket kurarak, 1 Şubat 2013'te otomobili kamuoyuna tanıtacak. Yeni kurulan DMA Derindere A.Ş'nin Yönetim Kurulu Başkanı Önder Yol'un anlaşmalarda adını 'DMA ALL ELECTRIC' olarak nitelediği arabanın marka adı lansmanda açıklanacak.
    SERMAYE YÜZDE YÜZ YERLİ
    Derindere şirketi, distribütörlüğünü yaptığı yaptığı Japon Toyota ile anlaşarak, otomobilde Corolla kasasını kullandı. Ancak diğer bütün aksamlar yüzde yüz yerli sermaye ile hem yerli hem yabancı üreticilerden karşılandı.
    TÜBİTAK'TAN TAM NOT
    Tamamı Türk mühendislerce geliştirilen Türkiye'nin ilk yerli elektrikli otomobil markası olarak kayıtlara geçecek aracın, test aşamaları da tamamlandı. 6 yıl önce başlatılan projeyle ortaya çıkan otomobili, TÜBİTAK'tan 40 kişilik uzman ekip inceledi. Kurum, otomobile tam not verdi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ise otomobile 'trafiğe çıkabilir' anlamına gelen 'TİP' belgesiyle sertifikalandırdı. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile şirket yetkililerinden alınan bilgiye göre Nihat Ergün de ilki 7 Ocak 2012'de olmak üzere iki kez aracı test etti. Bakan, Kocaeli'nde basına kapalı yapılan test sürüşünden memnun kaldı.
    6 YILDIR ÇALIŞMA YAPIYOR
    İş hayatına toptan gıda sektörüyle başlayan Derindere Şirketler Topluluğu halen İstanbul'da Toyota bayiliği yapıyor. Sabah'tan İbrahim Acar'ın haberine göre, şirket 6 yıldır yerli oto üzerine çalışmalar yapıyor. Önceki gün Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Nail Olpak'ın "Üyelerimiz içinde yerli otomobil üretimi konusunda ciddi çalışma yapan var. Şahsen test dahi ettim. Başkanımız da gördü hatta kısa bir tur da attılar" dediği ancak ismini vermediği Derindere şirketine ulaşıldı. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Derindere, otomobille ilgili detaylı bilgi vermezken, birkaç model üzerinde çalışma yaptıklarını söyledi.
    300 kilometre hıza çıkabilen elektrikli otomobilin lansmanı 1 Şubat'ta yapacaklarını belirten Özkan Derindere, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın denediği otomobilin halen şirket merkezlerinde bulunduğunu vurguladı. Özkan Derindere'nin detay vermediği araçla ilgili otomotiv sektörü temsilcilerinden övgü geldi. İşadamları, Derindere'nin ürettiği otomobilin Türkiye'nin enerjiye olan bağımlılığı göz önüne alındığı çok önemli ve akıllıca bir stateji olduğunu belirttiler.
    Kaynak:http://www.siyahgaze...kiyor-4101h.htm
    Hayırlı olur İnşaallah.

Yorum bağlantısı
Murat Dere

"... diğer bütün aksamlar yüzde yüz yerli sermaye ile hem yerli hem yabancı üreticilerden karşılandı." Bu kısmı anlamadım. Bu şekilde yerli mi oluyor araç?

  • Beğen 5
Yorum bağlantısı
Kudret Öcalan
(düzenlendi)

Ha satın almışsın ha parasını verip araba yaptırmışsın ne fark var?! Neresi yerli sermaye ki bunun ? Ben de anlamadım.

tarihinde Adnan Çakır tarafından düzenlendi
almşşsın,yaptırmışşsın
Yorum bağlantısı

"... diğer bütün aksamlar yüzde yüz yerli sermaye ile hem yerli hem yabancı üreticilerden karşılandı." Bu kısmı anlamadım. Bu şekilde yerli mi oluyor araç?

Sermaye yüzde yüz yerli.Yabancı üreticilerden,yerli sermaye karşılığı bazı aksamları yaptırılacakmış anladığım kadarıyla.

Ha satın almışşsın ha parasını verip araba yaptırmışşsın ne fark var?! Neresi yerli sermaye ki bunun ? Ben de anlamadım.

Ozaman ford,hyundai,reno gibi büyük markalar da türk malı.hepsinin fabrikası var biz üretiyoz.

Yorum bağlantısı
Murat Dere

Yani parasını verip yabancıdan parça alıyoruz, sonra da "yüzde yüz yerli araba yaptık, aha!" diyoruz ha? O da iyiymiş ya...

Olur öğretmenim. Hatta bazı ülkelerde ( ;) ) parayı verirsin, malzemenin menşei şahadetnamesine (Certificate of Origin) Türkiye yazarlar ;)

"Murat DERE üretimi" bile yazdırırım ben o zaman. Çok para isterler mi ki buna? :unsure2:

  • Beğen 2
Yorum bağlantısı

Olur öğretmenim. Hatta bazı ülkelerde ( ;) ) parayı verirsin, malzemenin menşei şahadetnamesine (Certificate of Origin) Türkiye yazarlar ;)

Bir şeyi tasarlamışsın,icat etmişsin,yapmışsın,devamında paran karşılığı dışarıda yaptırmışsın,made in ne oluyor şimdi bu ürün.

Yorum bağlantısı
Mehmet Ozyurek

"... diğer bütün aksamlar yüzde yüz yerli sermaye ile hem yerli hem yabancı üreticilerden karşılandı." Bu kısmı anlamadım. Bu şekilde yerli mi oluyor araç?

Anlamayacak bir şey yok.. Cümle çok açık..

Yorum bağlantısı
Murat Dere

Bir şeyi tasarlamışsın,icat etmişsin,yapmışsın,devamında paran karşılığı dışarıda yaptırmışsın,made in ne oluyor şimdi bu ürün.

O "made in" olmaz "assembled in" olur. ;)

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Yani parasını verip yabancıdan parça alıyoruz, sonra da "yüzde yüz yerli araba yaptık, aha!" diyoruz ha? O da iyiymiş ya... "Murat DERE üretimi" bile yazdırırım ben o zaman. Çok para isterler mi ki buna? :unsure2:

İkisi aynı şey değil Murat abi.Birinde satın alıyosun,diğerinde imal ettiriyosun.

Yorum bağlantısı
Kudret Öcalan

Bir şeyi tasarlamışsın,icat etmişsin,yapmışsın,devamında paran karşılığı dışarıda yaptırmışsın,made in ne oluyor şimdi bu ürün.

Bu şekildeyse harika :biggrin::nazar:

Yorum bağlantısı
Anlamayacak bir şey yok.. Cümle çok açık..

Mehmet abi ben mi yanlış anladım,millet mi olayı siyasete çekmek isteyip muhalefet oluyo. :)

Yorum bağlantısı
Murat Dere

İkisi aynı şey değil Murat abi.Birinde satın alıyosun,diğerinde imal ettiriyosun.

Barış'ım, kendin üretmediğin parçaları para karşılığı yabancıdan alıp monte etmekle (ki anladığım kadarıyla biz bunu yapıyoruz), ürettiğin parçaları para karşılığı yabancıya monte ettirmek arasında fark var, di mi canım? ;)

Yorum bağlantısı
Kudret Öcalan

Mehmet abi ben mi yanlış anladım,millet mi olayı siyasete çekmek isteyip muhalefet oluyo. :)

Kulaklarımıza inanamıyoruz böyle şeylere alışkın değiliz biz kısa süreli şoklara giriyoruz :D Lise yıllarından hatırlıyorum bizim bir de İMZA efsanemiz vardı :D

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Murat Dere

Mehmet abi ben mi yanlış anladım,millet mi olayı siyasete çekmek isteyip muhalefet oluyo. :)

Alakası yok, böyle anlaşılabileceğini düşündüm ama umrumda değil. Kim nereye çekerse çeksin; ben doğruları, düşündüğümü söylerim arkadaş. Siyasiyse siyasi, yanlış yapana, göz boyamaya kalkana, beni kandıracağını sanana kim olursa olsun karşı dururum ben.

Yorum bağlantısı
Murat Dere

Valla ben okuduğumdan öyle anladım. :) Yada ben çok iyimser bakıyorum :biggrin:

Barış'çım, benim 2. mesajda alıntı yaptığım cümleden ne anlıyorsun iyimser şekerim? :rolleyes:

Yorum bağlantısı
Barış'ım, kendin üretmediğin parçaları para karşılığı yabancıdan alıp monte etmekle (ki anladığım kadarıyla biz bunu yapıyoruz), ürettiğin parçaları para karşılığı yabancıya monte ettirmek arasında fark var, di mi canım? ;)

Murat abi bence bir daha oku metni :) .Yüzde yüz yerli sermaye demekle sen ne anlıyosun :)

Yorum bağlantısı
Murat Dere

Murat abi bence bir daha oku metni :) .Yüzde yüz yerli sermaye demekle sen ne anlıyosun :)

Kardeşim, yüzde yüz yerli sermaye, paramız demek; aksamlar yabancıdan alındı demek, para onlara gitti demek... :p;)

  • Beğen 4
Yorum bağlantısı
Nihat Palolu

Yüzde yüz yerli sermaye kelimesi hiçbir şey ifade etmez. Sadece sahibinin Türk olduğunu anlatır.

Ayrıca haber bence çok saçma ve tutarsız. Toyota'yı Sabancı ithal etmiyor mu ? Derindere distribütör olarak yazılmış, Toyota ile anlaşmış mış....

300 km hıza çıkan elektrikli otomobil, falan filan...

Yorum bağlantısı
Murat Dere

Bence masal...

Gerçek payı vardır belki de abartıla abartıla ne hale gelecek bakalım.

Yorum bağlantısı

Kardeşim, yüzde yüz yerli sermaye, paramız demek; aksamlar yabancıdan alındı demek, para onlara gitti demek... :p;)

:kafa2:

:vurduvara:

Globalleşme Kavramı

21. yüzyılın eşiğinde bulunduğumuz şu dönemde dünya çapında değişim rüzgarları esmektedir. Şüphesiz bu değişim rüzgarlarından en önemlisi ve en çok tartışılanı globalleşmedir[1]. Ulusal kültürlerin, ekonomilerin ve sınırların ortadan kalkmaya yüz tuttuğu, politik kutuplaşmaların ortadan kalktığı, hemen hemen her alanda liberal eğilimlerin güç kazandığı, teknolojinin akıl almaz bir hızla geliştiği ve toplumsal hayatın büyük bir kısmının global süreçler tarafından belirlendiği bir çağda yaşıyoruz.

Teknoloji ve iletişim teknolojisindeki devasa gelişmeler ülkeleri ekonomiden, siyasete kadar pek çok alanda birbirlerine doğru iyice yakınlaştırmıştır. Teknolojik gelişmeler ve bunların ortaya koyduğu iletişim ve bilgi ağındaki ilerlemeler dünyayı adeta ‘global bir köy’e dönüştürmüştür. Bu süreçte telekomünikasyon ve ulaşım teknolojisindeki gelişmeler lokomotif işlevi görmektedir. Bu yakınlaşmanın temelinde ekonomiden kültüre, siyasete kadar pek çok alanda ülkelerin birbirlerine yakınlaşmasını sağlayan globalleşme süreci yatmaktadır. Bu süreçte sermaye, işgücü, teknoloji ve bilgi sınır tanımaz hale gelmiştir. Ayrıca, globalleşme sürecinde demokratikleşme, hukukun üstünlüğü, çevrenin korunması, terörizm ve organize suçlarla mücadele, insan hakları ve liberalleşme gibi evrensel değerler de ön plana çıkmaktadır. Bütün bu gelişmeler bir taraftan ulusal ekonomi, ulusal siyaset, ulusal kültür kavramını rafa kaldırmakta, diğer taraftan da ulus-ötesi çıkar gruplarını ortaya çıkarmakta ve değişik ülkelerden, hatta kıtalardan, insanları birbirlerine bağımlı hale getirmektedir. Globalleşme sürecindeki tüm bu gelişmeler, ülkeleri dünya standartlarında mal, hizmet ve bilgi üreten bir toplum olmaya doğru sürüklemektedir.

Globalleşmenin tanımı konusunda henüz bir fikir birliği sağlanmış değildir. Bazı yazarlar, globalleşmenin sadece ekonomik boyutuna ağırlık verirlerken; diğerleri, globalleşmenin ekonomik boyutu yanında siyasi ve kültürel boyutlarına da temas etmektedirler. Örneğin, Ouattara (1997), globalleşmeyi ekonomik açıdan ele almakta ve globalleşmeyi, ticaret, finansal akımlar, teknoloji değişimi ile bilgi ve işgücünün mobilitesi yoluyla dünya ekonomilerinin birbirleriyle entegrasyonu olarak tanımlamaktadır. Bazıları ise, globalleşmenin ekonomik boyutu yanında siyasal ve sosyo-kültürel boyutuna da dikkat çekerek konuyu daha geniş bir perspektiften ele almaktadır.

Esas itibariyle ekonomik bir olgu olarak karşımıza çıkan globalleşmenin siyasal ve sosyo-kültürel boyutları da mevcuttur. Globalleşmeyi tarihin akışı içinde ortaya çıkan bir olgu (realite) olduğu kadar; uluslararası ticaretin yaygınlaşması, emek ve sermaye hareketlerinin artması, ülkeler arasındaki ideolojik kutuplaşmaların sona ermesi, teknolojideki hızlı değişim sonucunda ülkelerin gerek ekonomik, gerekse siyasal ve sosyo-kültürel açıdan birbirlerine yakınlaşmaları olarak da tanımlayabiliriz.

Yorum bağlantısı
Sercan Uğur

Merhabalar,

Burada dikkat edilmesi gereken ürünün nerede veya hangi parçalarla üretildiğinden ziyade markanın yerli olmasıdır. Parçalarını bizim üretmemiz yada dışardan almamızdan daha önemli olan çıkacak marka değeridir. Ortaya marka değeri olmayan, seri üretimi yapılamayan bir ürün çıktıktan sonra, parçalarının menşeinin pek bir önemi kalmıyor.

Yorum bağlantısı
  • Konuyu Görüntüleyenler   0 kullanıcı

    Sayfayı görüntüleyen kayıtlı kullanıcı bulunmuyor.

×
×
  • Yeni Oluştur...